Eski Yunan’da yılda bir kez yapılan ilginç bir gelenek varmış. O gün, insanlar yüzlerine birer maske takıp önlerine çıkan ilk kişiye deyim yerindeyse “öfkelerini kusarmış.” Kızdıkları, dert ettikleri, üzüldükleri, söyleyemedikleri ne varsa söyler, içini döker, rahatlarmış. Bu tabloya biraz uzaktan bakıldığında aslında “komik” görünüyormuş. İşte “komedi” böyle doğmuş. İşte bu yüzden komediyi “öfke sanatı” olarak tanımlıyor duayen yazar. Aslıda ders bu arada bitebilirdi ama daha yeni başlamıştı. İşte Robert McKee’nin “Tür Seminerleri” başlığı altında verdiği 3 günlük muazzam atölyenin son ve belki de en renkli günü Komedi’den aldığım notlar (ya da çıkardığım dersler) böyle başladı. Tek bir yazıya sığmayacak kadar fazla o yüzden ilk etapta bir bölümünü paylaşıyorum, devamı da gelecek. Bu arada güzel haberi vereyim, duyduğuma göre Uluslararası Boğaziçi Film Festivali, McKee ile gelecek sene 1 haftalık yoğun “Story” eğitimi için sözleşmişler bile…
– Komedi “dil” ve “kültür”e bağlıdır. Elbette evrensel komedi diye bir şey vardır ama lokalde herhangi bir “şaka”nın işe yaraması için o ülkenin dilini ve kültürünü iyi bilmelisiniz.
– İspanya’da bir seminer veriyordum. Konuşmamı İngilizce, İspanyolca ve Katalanca’ya çeviren 3 ayrı kişi vardı. “Şaka”yı yapıyordum. Önce İngilizce bilenler gülüyordu ve sessizlik… Bekliyordum, bekliyordum sonra İspanyollar gülmeye başlıyordu. Sonra yine bekliyor, bekliyor, bekliyordum derken Katalanca bilenler gülüyordu.
– Bazı insanlar neden “fıkra” anlatamaz hiç düşündünüz mü? Çünkü zamanlama yapmayı bilmezler. Gereksiz detaylarla lafı dolandırırlar ve insanlar sıkılmaya başlar. Şaka tam zamanında yapılmalıdır.
– Gerçek bir “komedi”nin şakaya ihtiyacı yoktur. Komedi hikâyede gizlidir.
– Komediyi anlamadan “gülme”yi anlayamazsınız.
– Komediyi “saf” olduğu için seviyorum. Eleştirmenler komediyi sevmezler çünkü seyirci güldüyse yapacak bir şey yoktur.
– Bir konuşmamda “Yurttaş Kane”i iyi bir film olmamakla suçladım. Evet gösterişli bir “ilk film” ama hiçbir şey hissetmedim. Çıkışta insanlar bana teşekkür edip, “Yıllardır birinin bunu söylemesini bekliyorduk, çok rahatladık.” dedi.
– Yurttaş Kane’in iyi bir film olduğunu kim söyledi? Ah, üniversitedeki hocanız değil mi?
– Eğer bir filmi arkadaşınızla konuşuyorsanız o film işe yaramamış demektir. Gerçekten iyi bir film hakkında konuşamazsınız. Yapabileceğiniz en iyi şey yalnızca “wow” demek ve sonra eve gidip uyumaktır. Yurttaş Kane’in üzerine saatlerce konuşabilirsiniz tam da bu sebeple başarısız bir filmdir.
– Komediyi anlayabilmek için hayatın “komik” ve “dramatik” tarafı arasındaki farkı ayırt edebilmek gerekir. Bu da en basit haliyle şöyledir; komedi direkt olarak “beyne” hitap eder, “zeka” gerektirir ve “toplumsal”dır. “Dram” ise duygulara yöneliktir, “kalbe” doğrudur, “içsel”dir.
– Doğru yerde gülebiliyorsanız zeki bir insansınızdır. Salona bakıyorum da, “gülmeye heveslisiniz.” Akıllı bir topluluk.
– Komik zeka, “idealist” zekadır. Dünyayı çirkin, iğrenç, pis bir yer olarak görür. Dünyanın “kusursuz” bir yer olması gerektiğine inanır, öyle olmadığını görünce de öfkelenir. Komik zeka, kızgındır.
– İnsanlara ikiyüzlülüğünü göstermek için bağırıp çağırırsanız sizi dinlemezler. Ama onları güldürmeyi başarabilirseniz belki bir şeyler değiştirebilirsiniz.
– Teknoloji her saniye daha da gelişiyor ve gelecekte muazzam şeyler olacağını söyleyebiliriz. Uçan arabalar, robotlar falan… Ama şundan emin olabilirsiniz, insanoğlu her zaman s.çıp batırmanın bir yolunu bulur.
– Batı “faşist” bir toplumdur. Gerçekleri açık açık konuşmak lazım değil mi?
– Formül bellidir, toplumu yozlaştırın, kuralları ihlal edin ve bir kahraman yaratın!
– Hitler, Mussolini ve diğer diktatörlerin formülü bellidir. “Bir süre yasaları bana verin ben de trenleri zamanında kaldırayım.” derler. Ondan sonra da sittin sene gitmek bilmezler.
– Dramalar daha fazla geleceğe kalır, komedide durum bazen böyle olmayabilir, dünyayı gezmeyebilir. Bazı komedilerin vakti çok çabuk geçer.
– Komik zekalara saygı duymalısınız. Toplumun IQ seviyesi çan eğrisi sistemiyle belirlenir. Komedyenlerin zeka katsayısı oldukça yüksektir. Komedi yazarları olmasaydı ne yapardık?
– Komedyenler depresif kişilerdir. Hayatın zalimliğini gözardı edemezler. “Öfke”lerini “şaka”ya dönüştürürler. Robin Williams niye intihar etti sanıyorsunuz? Sanırım yeterince çekmişti ve daha fazla çekecek hali kalmamıştı.
– Size tavsiyem bir komedyeni partinize çağırmayın, kavga çıkaran hep onlar olurlar.
– Her şey dalga geçebilirsiniz. Unutmayın Hitler’e gülebiliyorsak, herkese gülebiliriz.
(28 Kasım 2016)
Gizem Ertürk