Yavuz Seçkin’e İzmir’de Sevgi Seli

Ünlü komedyen Yavuz Seçkin, 16 Eylül’de vizyona girecek olan Yıldızlar Da Kayar: Das Borak filmi öncesi sevenleriyle İzmir Özdilek AVM’de buluştu. Saat 17:00’de alkışlar eşliğinde sahneye çıkan Seçkin, etkinliğe olan yoğun ilgiye kayıtsız kalamadı. Sevenlerinin selfie ve imza isteklerini geri çevirmeyen ünlü komedyen, filminin afişinin basılı olduğu imzalı kartları etkinliğe katılan herkese hediye etti.

Sevmek Zamanı

Metin Erksan’ın yönettiği ve Müşfik Kenter, Sema Özcan, Fadıl Garan ile Süleyman Tekcan’ın oynadığı Sevmek Zamanı, 1965 yılında, Troya Film dağıtımıyla Troya Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Halil: “Sen dostlukların ve aşkların çok kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? Resminle ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. İnanamadım, ikinci kez zorlukla baktım resmine…”

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Sully

Daha yeni havalanmış yolcu uçağına kuş sürüsü çarpınca iki motoru da durur. Pilot müthiş bir soğukkanlılık ve kararlılık göstererek uçağını suya indirir. Kimse böylesi bir durum için eğitim almamıştır, belirleyici olan uçuş ekibi, daha açık söylersek kaptan pilottur.

Gerçek bir olay, gerçek insanlar, gerçek bir kahramanlık… 2009’da yaşanan bu “kaza”yı basın aracılığıyla böyle kabul ettik. Ancak birileri farklı açıdan bakıyordu işleri gereği: Uçak piste inebilirdi, yeterli zaman ve yakıt vardı. Tartışma ve çatışma burada başlıyor. Uçak firmasının savunucuları, uçağın bedelini, bir şekilde zedelenen marka değerini öne çıkarırken kahraman pilot (ve uçuş ekibi) insan yaşamının değerini vurguluyor.

Kim nasıl bilirse…

Konu belli, sonuç belli ve film sadece o ana odaklanmış başarılı bir şekilde. Sonucunu bildiğiniz halde müthiş bir merak, inanılmaz bir gerilim ve heyecanla, gözünüzü bile kırpmadan koltuğunuza ‘çakılı’ izliyorsunuz Clint Eastwood’un filmini.

Bir piramit gibi yükselen bir yapı diye düşünürsek filmi, asıl temelinin senaryo olduğunu; Sully filminde de senaryonun gerçekten -hakkını verelim muhakkak- çok başarılı olduğunu baştan kabul etmeliyiz. Senaryoyu gerçek Sully’nin (Kaptan Pilot Chesley Sullenberger) anılarını topladığı kitaptan uyarlayan Todd Komarnick, kuşkusuz yapımcısından önce yönetmeni Clint Eastwood’un beklentilerini dikkate almış.

Kuş sürüsünün çarpması ile uçağın suya inişi arasındaki süre çok kısa: 208 saniye. Sudaki kurtarma çalışmaları da öyle: 24 dakika. Sonuç: 150 yolcusu ve 5 personeliyle tarihe geçen bir kurtulma mucizesi.

Pilotun belirleyiciliği

Savunmasını, daha önce böyle bir eğitim almamışlıkları üzerine kuran Kaptan Pilot, Ulusal Taşımacılık Güvenlik Kurulu’nda, firma temsilcilerinin iddialarını çürütmeyi başarır. Haklı olarak “kahraman”lığı onaylanır.

Filmin bir diğer boyutu, “olay”ın dışındaki insanların tepkileri… Kaptan Sully’nin bir başka kentteki eşi ve hiç görmediğimiz, seslerini bile duymadığımız iki kızı filmin bir diğer odak noktası. Kızları görmesek bile, annenin onları sakınmasından da anlayabiliriz, çok büyük bir travma yaşıyorlar. Annenin yüzünde, gözyaşlarında, telefonu tutarken titreyen ellerinde görüyoruz hepsini.

Kokpitte evindeymişçesine rahat ve kaygısız olan pilotlar (binlerce saat uçuş deneyiminin de katkısını unutmamalıyız) kaza anında ve sonrasında da sükûnetlerini koruyabiliyorlar. Ancak artık uyku haramdır gözlerine. Sahi, siz olsanız uyuyabilir misiniz?

İyi ekip uyumlu çalışma…

Belli ki daha senaryonun yazılması, oyuncuların belirlenmesi (cast seçimi) ve hazırlık aşamalarında iyi bir ekip oluşturulmuş. Ne istendiği apaçık, neyle karşılaşılacağı biliniyor. Gerek yönetmen gerekse oyuncular uyumlu çalışmışlar ve başarılı bir film çıkarmışlar. Tom Hanks’in kararlılığı, tedirginliği, belirsizliği sadece gözleriyle vermesi bile yeter. Aaron Eckhart da öyle…

Bu başarıyı gerçekten izlemek istiyorsanız, “CD’si çıkar, internetten indiririm” diye beklemeyin. Görüntü kalitesinin filme etkisinin önemini de göz önüne alarak, özel kameralarla çekilmiş bu filmi muhakkak sinema salonunda izleyin… Etkisinden uzun süre kurtulamayacaksınız. Sully, yeni bir pencere açacak yaşamınıza.

Sully, Yönetmen Clint Eastwood; Oyuncular Tom Hanks, Aaron Eckhart, Laura Linney, Anna Gunn… 09 Eylül’den itibaren sinemalarda.

(06 Eylül 2016)

Korkut Akın

Tereddüt’ün Uluslararası Posteri Yayınlandı

Yeşim Ustaoğlu’nun dünya galasını Eylül ayında Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapacak son filmi Tereddüt’ün uluslararası posteri yayınlandı. Geçtiğimiz hafta dünyanın en prestijli tasarım yarışmalarından International Design Awards’da üç ödül kazanan ve sinemamızda önemli filmlerin posterini tasarlayan daire | fikri ve tasarım ajansı tarafından hazırlanan posterde, Tereddüt’ün “Bir tarafım karanlık, bir tarafım aydınlık” temasından yola çıkıldı ve başrol oyuncuları Funda Eryiğit ile Ecem Uzun’un görüntüleri kullanıldı. Film, bir kasaba hastanesinde psikiyatrist olarak göreve başlamış İstanbullu genç bir kadının hastasıyla olan ilişkisi ele alınıyor.

Tutmayın Beni

Semra Dündar’ın yönettiği ve Bala Atabek, Hakan Eratik, Derya Şen ile Leyla Üner Ermaya’in oynadığı Tutmayın Beni, 02 Eylül 2016’da Pinema Film dağıtımıyla Pinema Film tarafından vizyona çıkarıldı.
“Güvenlik Fikret” karakteriyle, ilk kez bir kadın kahramanın aksiyon ve komedi dolu maceralarıyla beyazperdeyi renklendireceği Tutmayın Beni filmi nihayet sinemaseverlerle buluştu. Alışveriş merkezinde güvenlik görevlisi olarak çalışan, en büyük hayali babası gibi polis olmak olan ve heyecanla polis sınavlarına hazırlanan Fikret’in, çalıştığı AVM.de başına gelen eğlenceli, komik olayları ve kötü adamlarla amansız mücadelelerini konu alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman

Tutmayın Beni yazısına devam et

Bahtiyar Bahtıkara

Ergin Yılmazer’in yönettiği ve Kadir Çöpdemir, Yeşim Salkım, Metin Zakoğlu ile Nedim Saban’ın oynadığı Bahtiyar Bahtıkara, 19 Mayıs 2017′de Pinema Film dağıtımıyla RNK Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Çekimleri, “Bir Gırık Aşk Hikâyesi… G ile…” sloganıyla, bir ayda Muğla’nın Seydikemer ilçesinde tamamlanan filmde Bahtiyar Bahtıkara adındaki Hoca, annesi yüzünden 36 kez evlenememiş bir garip medyumdur. Fakat Bahtiyar Bahtıkara Hoca, kaderine ve annesine karşı gelip, yeğenlerinin açtığı türlü sorunlara da rağmen, köye yeni taşınan, daha önce başından 2 başarısız evlilik geçen Dul Pakize ile evlenmeyi kafaya koyacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman

Bahtiyar Bahtıkara yazısına devam et

Oğlu Yönetti, Oya Başar Oynadı

Umut Kırca’nın yönettiği El Değmemiş Aşk filminde bir usta, Oya Başar da rol alıyor. Kırca’nın annesi, oğlunun filminde bir sağlık memuru olarak kamera karşısına geçti. Başrollerini Emre Karayel, Ceren Moray ve Begüm Kütük Yaşaroğlu’nun paylaştığı, filmde, babasının ısrarıyla kendini bir anda çocukluk arkadaşı Feryal ile nikâh masasında bulan Zafer’in kahkaha dolu hikâyesi anlatılıyor. Oya Başar filmde rol almaktan keyif duyduğunu söyledi.

Filmlerle Aşk Sinema Atölyesi

Aşk, yalnızlık, sadakat, ihanetler, ilişkilerin girdabı, cinsellik, bağlılık, bağımlılık, kaçışlar ve aşka dair her şeyi sinemanın büyülü aynasından görmek, konuşmak, tartışmak ve hayata yeni anlamlar kazandırmak için Filmlerle Aşk Sinema Atölyesi katılım bekliyor. Atölyede, aşkın büyülü gizemi, aşkın kadın ve erkek üzerindeki etkisi, algısı, yaşayışa etkisi, kadının ve erkeğin psikolojisi; aşkın heyecanı, coşkusu, bitmek bilmeyen duygusal gel gitleri, filmlerin diliyle okunmaya çalışılacak. 04 Ekim Salı günü 19:30 başlayacak olan atölyenin 1. döneminde Türk sinemasından örnekler incelenecek. Ücretsiz gerçekleştirilecek olan atölyeye katılım 12 kişi ile sınırlandı.

Ölüme Meydan Okuyan Aşk Dolu Bir Karadeniz Hikayesi, Seni Seven Ölsün Geliyor

Yapımcılığını, TV dizi sektörünün en önemli şirketlerinden NTC Medya’nın üstlendiği Seni Seven Ölsün filmi fragmanıyla güldürmeye başladı. Kahkaha dolu bir Karadeniz hikâyesini beyazperdeye yansıtan filmde Hüseyin Avni Danyal’ın yanı sıra Alper Saldıran, Fulya Zenginer, Sait Genay, Sacide Taşaner, Ruhi Sarı rol alıyor. Hikâyenin rengarenk diğer karakterlerine ise Hakan Salınmış, Burcu Altın Akdoğan, Şevket Çapkınoğlu, Şamil Kafkas, Eylem Tanrıver, Cem Zeynel Kılıç, Anıl Kır ve Nuray Yeşilaraz hayat veriyor. Sinema salonlarına Karadeniz’in yeşilini, kahkahasını, hüznünü ve zekâsını taşıyacak olan film 21 Ekim’de vizyona girerek sinemaseverlerle buluşacak.

  • Basın Bülteni
  • Fragmanı izlemek için tıklayınız.
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.

23. Uluslararası Adana Film Festivali Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nın Finalistleri Açıklandı

Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında her yıl gerçekleştirilen ve filmlerin “kurmaca, deneysel, belgesel ve canlandırma” dallarında ayrı ayrı değerlendirildiği Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nın ön eleme sonuçları açıklandı. Konuyla ilgili açıklama yapan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, “Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması, festivalimizin en önem verdiğimiz bölümlerinden biri. Çünkü festivalimizi gerçekleştirirken, sinemamıza destek vermek kadar, sinemamızın geleceğine yön vermeyi ve yatırım yapmayı da hedefliyoruz. Bu nedenle ülkemizde sinema eğiti alan gençlerin eserlerini izleyiciyle buluşturmak, genç yönetmenlerimizi festivalimiz kapsamında Adana’da ağırlamak bizim için büyük bir mutluluk.” şeklinde basına bilgi verdi.

23. Uluslararası Adana Film Festivali Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nın Finalistleri Açıklandı yazısına devam et

Vedat Türkali’yi Kaybettik

Kültür ve sanat dünyamızın önemli isimlerinden Vedat Türkali, 29 Ağustos 2016 Pazartesi günü (bugün) hayatını kaybetti. Vedat Türkali’nin senaryosunu yazdığı ve yönettiği filmler arasında Otobüs Yolcuları, Şehirdeki Yabancı, Erkek Ali, Duvarların Ötesi, Kopuk, Kızgın Delikanlı, Bedrana, Üç Tekerlekli Bisiklet, Karanlıkta Uyananlar, Fatmagül’ün Suçu Ne?, Ayrılan Yollar, Güneşli Bataklık, Kara Çarşaflı Gelin gibi filmler var. Cenazesi, 01 Eylül 2016 Perşembe günü Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Her Aile Sırlarla Yüklü Bir Adadır

Halen devam etmekte olan 73. Venedik Film Festivali’nin yarışmalı ana seçkisinde yer alan ve dünya prömiyeri Eylül ayının ilk gününde gerçekleştirilen ‘Hayat Işığım / The Light Between Oceans’ sıcağı sıcağına bizdeki vizyonuna başlamış bulunuyor. Bağımsız filmleriyle tanıyıp sevdiğimiz Derek Cianfrance’in üçüncü uzun metrajı olan yapım Amerikalı sinemacının ilk stüdyo deneyimi.

Cianfrance 8-9 yaşlarında her evin bir ada olduğunu ve bu adacıklarda ailelerin yaşadığını düşlermiş. Uzaktan bakıldığında sakin ve huzurlu görünen ancak içerde binbir derdi kederi saklayan bu adalar fikrinden hareketle önce kendi ailesinin peşine düşmüş. Sakladığı objeler, çektiği fotoğraflar ve ses kayıtlarıyla kendi ailesinin sırlarına ulaşmaya çalışmış. Daha sonra sinema kariyerinde öne çıkan hep aile ilişkileri olacaktır.

Bizde ‘Aşk ve Küller’ adıyla gösterilmiş 2010 yapımı ilk uzun metrajı ‘Blue Valentine’da, kendilerinin bile farkında olmadığı tükenmiş bir evliliği sürdüren genç çiftin ayrılık öyküsünü, flashback (geriye dönüş) tekniğini ustaca kullanarak aktarır genç sinemacı. İki yıl sonra çektiği ‘Babadan Oğula / The Place Beyond The Pines’ iki kuşak baba oğulun Yunan tragedyalarını andıran 17 yıla yayılmış pişmanlık ve intikam hikâyesi üzerinedir. Bir aşkın doğuş ve tükeniş öyküsünü bir belgeselci titizliğiyle yorumladığı ‘Aşk ve Küller’in sadeliğine zıt biçimde karmaşık bir tema zenginliğiyle karşımıza çıkar bu defa. Uzaktan bakıldığında huzurlu görünen ‘çam ağaçlarının gölgesindeki’ topraklarda, farklı sınıflardan iki babanın trajik çatışmasını ve babaların günahını miras olarak taşıyan bir sonraki kuşağı anlatırken, hırsızlar ile polislerin belirsizleştiği bir dünyayı başarıyla çizer.

Ana akım sinemaya göz kırpan ‘Babadan Oğula’nın kendi kaleme aldığı hacimli öyküsünün ardından üçüncü uzun metrajında bir edebiyat uyarlamasından yola çıkıyor Amerikalı yönetmen. M. L. Stedman’ın bizde Pegasus Yayınları’ndan çıkan bol ödüllü ‘Okyanuslar Arasındaki Işık’ adlı romanından beyazperdeye aktarılan ‘Hayat Işığım’ tam da onun seçimleri doğrultusunda ebeveynler arası çatışma üçgenini konu alan koyu bir melodram. I. Dünya Savaşı’nın vahşetini yaşamış, dört yıl boyunca dokunduğu her şeyin solup gittiğine şahit olmuş bezgin savaş gazisi Tom Sherbourne, Avustralya’nın iki okyanus arasında kalan ücra Janus Rock adasına konuşlanmış deniz fenerinin bekçiliğine talip olur. Adaya komşu kasabada karşısına çıkan Isabel’in hayat ışığı, uzun cephe yıllarının ardından yalnız kalmak suretiyle yaralarını iyileştirebileceğini uman genç adamı yeniden yaşama döndürür. Evlenirler. Savaşta iki ağabeyini yitirmiş Isabel ile Tom dalgalar ve rüzgârın sesinden başka hiçbir şeyin duyulmadığı fener adasındaki huzur ve mutluluklarını bir bebekle taçlandırmak ister. Ardarda gelen iki düşükle hayal kırıklığına uğrarlar. Ancak beklenmedik bir mucize gerçekleşir. Dalgalar, içinde genç bir adamın ve ağlayan bir bebeğin olduğu sandalı kıyıya taşımıştır. İkili çok zor bir kararın eşiğindedir. Isabel’in duygusal ısrarıyla vicdanının sesini susturan Tom, çocuğun babası olduğunu tahmin ettikleri genç adamın cesedini gömer ve çocuğu sahiplenirler. Yıllar sonra bebeğin gerçek annesi ve onun derin kederiyle yüzyüze gelen Tom’un suçluluk duygusu ile alacağı karar trajik gelişmelerin hazırlayıcısı olacaktır.

‘Hayat Işığım’ kelimenin tam anlamıyla en hasından bir koyu melodram. Amerikalı sinemacının bağımsız işlerinin ardından bu hayli konvansiyonel hikâye ile ne işi olduğu baştan sorulabilir. Ancak Cianfrance duygu yüklü hikâyeye gayet mesafeli yaklaşıyor. Tarihsel bir çerçevede klasik çizgide ilerleyen ama hiç de eski usül bir film değil bu. Yeni Zelanda’da uzun bir çekim süreci geçmiş. Amerikalı sinemacı tam 209 saatlik çekim materyalini tam bir yılı bulan kurgu sürecinde 132 dakikaya indirmiş. Hikâyesini acele etmeden, detaylara özen göstererek kelimenin tam anlamıyla tadını çıkara çıkara anlatıyor.

Acıyı, kederi sömürmüyor. Çokluk yakın plan çalışıyor. Oyuncuları harika tabii. Günümüzün en önemli aktörlerinden Michael Fassbender ile bu filmle birlikte gerçek hayatta bir çift oluşturdukları Alicia Vikander ve de kederli annede Rachel Weisz birinci sınıf bir performans sunuyorlar. Son olarak Justin Kurzel’in ‘Macbeth’ uyarlamasında renk paletine hayran kaldığımız Adam Arkapaw’ın görüntü çalışması bir o kadar etkileyici. Estonyalı büyük çağdaş besteci Arvo Pärt’in farklı enstrümanlarla seslendirilmiş tanınmış eseri ‘Fratres’ı ‘Babadan Oğula’nın dokusuna ustaca yerleştirmiş olan Cianfrance bu defa çağımızın önemli bestecilerinden Alexandre Desplat ile çalışmış ve üstadın hüzün yüklü ezgileri bu romantik filme çok yakışmış.

‘Babadan Oğula’da bir cana kıymanın dayanılmaz ağırlığını yürekten hissetmiştik. ‘Hayat Işığım’ fedakârlık, suçluluk, vicdan, pişmanlık, bağışlama kavramlarını tartışmaya açan çok iyi yönetilmiş yılın en iyi yapımlarından biri olarak gönüllere yerleşiyor.

(05 Eylül 2016)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Açık Hava Sinema Geceleri Keyfi Tamirane’nin Sinemaseverlere Özel Tarifesiye Daha da Katlandı

Şehrin yaşam merkezi Uniq İstanbul’un Açık Hava Sinemasında Başka Sinema ve BKM’nin seçtiği, festivallerde çeşitli ödüller almış çok iyi filmlerden oluşan seçkilerini izleyeceğiniz sinema geceleri Pazar, Pazartesi ve Perşembe akşamı asırlık ağaçların ortasında, yıldızların altında ve çimlerin üzerinde 21:00’da başlıyor. Filmler öncesinde ise Tamirane lezzetleri, sinemaseverlere özel indirimlerle seni bekliyor.

Açık Hava Sinema Geceleri Keyfi Tamirane’nin Sinemaseverlere Özel Tarifesiye Daha da Katlandı yazısına devam et

Pamuk Prens

Birol Güven’in yönettiği ve Tamer Karadağlı, Arzu Balkan, Pınar Altuğ ile Yağmur Atacan’ın oynadığı Pamuk Prens, 07 Ekim 2016′da Cine Film dağıtımıyla Mint Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
Çok değil daha bir kaç yıl once bu ülkeyi altüst etmiş olan büyük aktör Tamer Karadağlı, şimdi bu efsanevi başarısından kaynaklanan bambaşka bir sıkıntı yaşıyordu. Öyle bir oynamıştı ki o rolü, kendisinden çok oynadığı karakterle anılıyordu. Yıllar geçti. O’nu o rolden başka bir role yakıştıramıyorlardı. Başka bir karakterde görmek istemiyorlardı. Kariyeri tam bir çıkmaza girmişti. Tam her şey bitti derken başına öyle bir şey geldi ki hayatı değişti.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Pamuk Prens yazısına devam et