Gösterimdeki filmlerin 11 – 17 Aralık 2015 seansları için tıklayınız. (Eksiksiz liste değildir, bu salonlar ve seanslar dışında da gösterimler olabilir. Listeden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.)
Günlük arşivler: 10 Aralık 2015
8. Uluslararası Rofife Kısa Film Festivali
8. Uluslararası Rofife Kısa Film Festivali, 16 – 19 Mart 2016 tarihleri arasında İzmir’de gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında ayrıca 8. Rofife Rotary Kısa Film Yarışması da yapılacak. Yarışma, UR. Rotary 2440. Bölge Bostanlı Rotary Kulübü ve UR. Rotary 2430. Bölge Çankaya Rotary Kulübü ev sahipliğinde düzenlenecek. Kısa Film Yarışması, modern sinema sanatı yoluyla, sanatın yaratıcı kişilerinin bir araya getirilmesi ve sinema sanatı ile dünya barışına katkıda bulunmaları amacıyla organize ediliyor. Yarışmanın son başvuru tarihi 07 Şubat 2016 olarak tesbit edildi. Yarışma başvuruları www.rofife.org adresine online olarak yapılabiliyor.
8. Uluslararası Rofife Kısa Film Festivali yazısına devam et
Büyük Dramın Çekimlerine Devam Ediliyor: Ankara Yazı: Veda Mektubu
TRT.nin Türk sinemasının 100. yılı nedeniyle destekleği 33 film arasında yer alan Ankara Yazı: Veda Mektubu’nun çekimleri devam ediliyor. Kemal Uzun’un yönettiği filmde başrolleri Gürkan Uygun, İpek Tuzcuoğlu, Münir Can Cindoruk, Burçin Abdullah ve Ümit Acar paylaşırken yapımcılığını Galip Güner ile Elin Ecealp üstlendi. Film, 12 Eylül Darbesi zamanında Mustafa Pehlivanoğlu’nun hayatını, idamını ve ardından yaşanan aile dramını aktarıyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Almanya’da Vizyona Giren Sivas’a Alman Basınından Büyük Övgü
Kaan Müjdeci’nin, başarılarını katlayarak ve ödüllerine yenilerini katarak yolcuğuna devam eden ilk filmi Sivas; Almanya’da vizyona girdiği 15 sinemada gösterimini sürdürüyor. 11 yaşındaki Aslan adlı bir çocuk ile Sivas isimli bir dövüş köpeğinin, bozkırda geçen hikâyesini anlatan film; Almanya’nın önde gelen gazetelerinden ve eleştirmenlerden önemli yorumlar alıyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Almanya’da Vizyona Giren Sivas’a Alman Basınından Büyük Övgü yazısına devam et
Kahin’in Kızı
Kenneth Kainz’in yönettiği ve Allan Hyde, Jakob Oftebro, Maria Bonnevie ile Roland Moller’in oynadığı Kahin’in Kızı (Skammerens – The Shamer’s Daughter), 18 Aralık 2015’de Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Doğaüstü güçlere sahip bir annenin kızı olan Dina, ailenin bu mirası devam ettiren tek üyesidir. O da annesi gibi baktığı insanın içinden geçenleri tahmin edebilir. Bir gün annesinin krallıkta yaşanan bir cinayete açığa çıkarmak için kullanılmak istemesi ve annesinin buna karşı yeteneğini kullanmayı reddetmesi hapse atılmasına neden olur. Dina annesini kurtarmak için çok tehlikeli bir yolculuğa çıkar.
Altın Küre Adayı Filmler M3 Film Dağıtımıyla Yakında Sinemalarda
Oscar Ödülleri’nin habercisi sayılan Altın Küre Ödülleri adayları açıklandı. M3 Film dağıtımıyla gösterime girmiş ve önümüzdeki aylarda Başka Sinema’da da gösterilecek olan The Brand New Testament, The Club, Mustang, Son of Soul, Youth, 73. Altın Küre Ödülleri’nde toplam 6 dalda adaylık kazandılar. Jane Fonda, Youth filmindeki rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’ne aday oldu. Youth ayrıca En İyi Şarkı dalında da aday. Mustang ülkemizde vizyona girmişti.
Ölümle Kalım Arasında: Gassal, 18 Aralık’ta Beyazperdeye Geliyor
Alper Kıvılcım’ın yönettiği korku filmi Gassal, 18 Aralık’ta vizyona giriyor. Başrollerini Ayhan Eroğlu ve Nilay Olcay’ın paylaştığı film, küçük bir köyde geçiyor. İnsanların iç dünyalarıyla yüzleşmelerini konu alan Gassal’da başrolü oynayan Ayhan Eroğlu, işi ölü yıkamak olan bir karaktere hayat veriyor. Gassal’ın hayata bağlanma nedenlerini ve geçmişini gün yüzüne çıkaracak olan film, Türk korku sinemasını, cinli hikâyelerden kurtararak başka bir zemine taşımayı amaçlıyor. Gassal’da ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgileri beyazperdeye aktaran yönetmen Alper Kıvılcım, seyircinin bambaşka bir korku filmi ile karşılaşacağını söyledi.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Nadide Hayat’ta Caretta Caretta Heyecanı
Büyük bir merakla beklenen Nadide Hayat’ın setinde Caretta Caretta heyecanı yaşandı. Ekip, çekimler sırasında filmde önemli rol oynayan Caretta Caretta’ların gerçeğiyle karşılaşınca, sette keyifli anlar yaşandı. Çağan Irmak imzalı, TAFF yapımı Nadide Hayat’ın önemli bir kısmında su altında oyunculuk sergileyen oyuncular, senaryoda önemli bir rol oynayan Caretta Caretta’lar çekimler sırasında yüzlerini gösterince büyük şaşkınlık yaşadılar.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Çılgın Dostlar: Korkak Kahraman
David Feiss’in yönettiği ve Kathleen Barr, Garry Chalk, Trevor Devall ile Donny James Lucas’in oynadığı Çılgın Dostlar: Korkak Kahraman (Open Season: Scared Silly), 18 Aralık 2015’de Bir Film dağıtımıyla Sony Pictures Animation tarafından vizyona çıkarıldı.
Elliot, Boog ve orman halkı, Timberline Ulusal Ormanı’nda bir kurt adamın sinsice dolaştığına inanır. Bunu fırsat bilen eski avcı Shaw av sezonunu yeniden açar. Shaw hayvanların hayatını riske atacak biçimde ortalıkta dolaşırken Elliot, Boog ve Bay Weenie, kaçak kurt adamın izini sürmek ve Shaw onlara bir zarar vermeden av sezonunu sonsuza dek kapatmak zorundadır.
Star Wars Efsanesine Yakışan Devam Filmi
Star Wars ya da Yıldız Savaşları hayatımıza gireli tam 38 yıl olmuş. Yeni sürüm üçlemenin ilk ürünü ‘Star Wars: Güç Uyanıyor’un aylardır süren tanıtım kampanyasının ardından gösterime girmesi ile tüm hayranları muradına ermiştir kuşkusuz. Serinin 70’li yıllarda Hollywood’a taze kan olarak gelmiş sinemacılar kuşağından George Lucas’ın muhayelesinin ürünü olan özgün hikâyesi, Lucas Film Ltd. yapım firmasının yan kuruluşu Industrial Light & Magic’in daha önce hiç denenmemiş görsel efektleri eşliğinde sinema endüstrisinde şok etkisi yaratmıştı o yıllarda. 1977 – 1983 yılları arasında çekilmiş ilk üçleme bugün kırklı yaşlarını süren nesil kadar filmleri televizyonda izlemiş daha sonraki kuşakları da büyülemiş ve Star Wars efsanesi günümüze dek süregelmiştir.
Lucas’ın hikâyesi Vietnam savaşı ve Watergate skandalı ile sarsılmış Amerikan halkını eskinin huzurlu günlerinin gözde seriyallerinden esinlenmiş fantastik bir evrene taşımış, 1930’ların ‘Flash Gordon’ serisinden alınmış ilhamın üzerine dönemin doğu bilgeliğine yönelik merak sosunun eklendiği (aynı dönemin ünlü Kung Fu dizisini hatırlayın) bu görsel hadise çok sevilmiş ve sadece ABD’de değil tüm gezegende geniş bir hayran kitlesi oluşturmuştu. Serinin fantastik unsurlarının çekiciliğinin yanı sıra 40 yıl öncesinin bilimkurgusal öngörülerinin günümüzde hayata geçmesi ya da anlatının temelini oluşturan iyinin kötünün ezeli çatışması kadar bugün ülkemizin üzerine de çöreklenmiş ‘tek adam’ rejiminin karanlığı ve diktatöre karşı savaş veren cumhuriyetçilerin mücadelesini dile getirmesi açısından da geniş yığınların ilgisine mazhar olmuş bir fenomendir ‘Star Wars’.
Bu ve benzeri farklı okumalardan bağımsız olarak izleyicinin hayal gücünü kamçılayarak Amerikan sinema endüstrisinin yönünü değiştirmiş, bir uzay fantazyasından yola çıkarak çağdaş teknolojiyi yönlendirirken filmlerin hasılatını da aşan yan ürünlerden, dizinin karakterleri ve filmlerde kullanılan uzay araçları, maskeler, ışın kılıçlarının pazarlandığı oyuncak endüstrisi ve bilgisayar oyunları satışlarından (son gelen haberler doğrultusunda) 40 milyar dolara yaklaşan dev bir ekonomi yaratmış iktisadi bir fenomendir de ‘Star Wars’.
Sözü daha fazla uzatmadan serinin merakla beklenen yedinci filmine dönersek, ‘Star Wars: The Force Awakens’ın 1999 – 2005 yılları arasında piyasaya sürülmüş ikinci üçlemenin kötü anılarını hafızalardan temizlediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Dört yıl önce Hollywood’un amiral gemilerinden Disney’e satılmış olan ‘Lucas Film Ltd’ ve ILM’nin ürünü olan yapım daha önce 2011 yapımı ‘Super 8’ ile 70’ler Amerikan sinemasının bir diğer öncüsü Steven Spielberg’e hayranlığını dile getirmiş olan J. J. Abrams’a teslim edilmiş. Bu yedinci filmde ‘Return of the Jedi / Jedi’nin Dönüşü’nün ardından 30 yıl sonrasına uzanıyoruz. İmparatorluk yıllar önce bertaraf edilmiş, ‘karanlık güç’ bu kez First Order (İlk Düzen) rejimi altında yeni bir diktatörlük sürecine girmiştir. Baskı rejiminin yeni Darth Vader adayı Kylo Ren bir dönemin büyük Jedi lideri Luke Skywalker’ın peşindedir. Ancak Luke kayıptır. Kızkardeşi eski prenses / yeni general Leia Organa asilerden pilot Poe Dameron’u ikizinin izini bulmakla görevlendirir.
‘Star Wars: Güç Uyanıyor’ serinin ilk üçlemesinde gönüllerde taht kurmuş karakterleri uzun bir aradan sonra tekrar beyazperdeye taşıyor. Han Solo’da (tabii ki ayrılmaz dostu Chewbacca ile birlikte) Harrison Ford ve diğerleri izleyicide karşı konulmaz bir nostalji duygusu yaratırken, Abrams yeni anlatıyı genç karakterler üzerinden geliştiriyor. Eski fırtına askeri Fin’de John Boyega ile ıssız Jakka gezegeninden görkemli maceraya katılan Rey’de Daisy Ridley henüz pek tanınmayan ancak çok yakında serinin hayranlarının gözdesi olmaya aday yetenekli isimler. Kızın beyaz, delikanlının siyahi olması ise günümüz ABD yönetimine uygun bir seçim kuşkusuz.
Cengâver pilot Poe Dameron’a çağdaş Amerikan sinemasının en başarılı aktörlerinden Oscar Isaac hayat verirken özgün serinin emektar robotu C-3PO ile (döneminin elektrik süpürgelerine ilham vermiş) R2-D2’nin yerini ‘Altyazı’ dergisine de kapak olmuş tostoparlak sevimli BB-8 almış. Kötülere gelince, ‘Girls’ dizisi ve diğer bağımsız işleriyle tanıdığımız Adam Driver’ın canlandırdığı kötücül gücün tutsağı Kylo Ren karakteri etrafında önemli bir sürprizin saklı olduğunu söyleyelim, seyir tadını bozmamak için şimdilik ötesini açıklamayalım. Kötülerden devamla serinin ilerleyen bölümlerinde daha ayrıntılı gündeme gelmesi beklenen General Hux (Domhall Gleeson) ve Gwendoline Christie’nin Kaptan Phasma’sından söz edebiliriz. Bilgisayar teknolojisiyle yaratılmış ürkünç yaratıklar bu defa dozunda tutulmuşken, ‘motion capture’ tekniğiyle iki ünlü oyuncudan yaranlanılmış. Kötücül yüce ruh Snoke’ta (‘Yüzüklerin Efendisi’nin bizde de halen tartışma konusu olan Gollum karakterinden hatırladığımız) Andy Serkis’i izliyoruz. Maz Kanata karakterinin gerisinde ise ’12 Yıllık Esaret / 12 Years A Slave’ filminin Oscar ödüllü siyahi oyuncusu Lupita Nyongo’nun tanınmaz varlığı filmi şenlendiriyor.
J. J. Abrams’ın özgün üçlemeye saygıda kusur etmeyen ve büyük ölçüde ilk serinin ‘A New Hope / Yeni bir Umut’ bölümünü örnek almış çalışması John Williams’ın kulaklara yerleşmiş müziği, Dan Mindel’in ‘Star Wars’ evrenini layıkıyla yansıtan parlak görüntü çalışmasıyla destekleniyor. Bizlere de, Amerikan klasiklerinin programda olduğu son konserinin provasına Darth Vader kostümü ve ışın kılıcıyla çıkan ünlü şef Sascha Goetzel’in de aralarında bulunduğu tutkulu hayran kitlesini gönül rahatlığıyla eğlenceye davet etmek düşüyor.
(17 Aralık 2015)
Ferhan Baran