Uluslararası Antalya Film Festivali’nin En Özel Sorumluluğu: Özel Antalya Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi

Uluslararası Antalya Film Festivali, sosyal sorumluluk projelerini bu yıl da sürdürüyor. İstanbul Üniversitesi ile Akdeniz Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü akademisyen ve öğrencilerinin işbirliğiyle hayata geçen proje, merkezine Antalya Büyükşehir Belediyesi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ni alıyor. Merkez, öğrencilerin gözünden çekilen bir filmle, 05 Aralık günü festivalin tüm konuklarıyla buluşacak. Festivalin birikimini, enerjisini ve heyecanını geleceğin sinemacılarına aktarmak, gençleri sektörün önde gelen isimleriyle buluşturarak eğitimlerine katkıda bulunmak için başlayan Festival Akademi’nin ilk yılki konusu “Eğitime Yeniden Bakış” adını taşıyor.

Uluslararası Antalya Film Festivali’nin En Özel Sorumluluğu: Özel Antalya Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi yazısına devam et

Senaryo Yazımı Atölye Eğitimi

Kerem Deren ve Pınar Bulut Deren tarafından 05 Aralık 2015 – 09 Ocak 2016 tarihlerinde yürütülecek olan Senaryo Yazımı Atölyesi, fikir oluşturmadan, bitmiş senaryoyu pazarlamaya kadar olan süreci, aktaracak. Atölye, senaryo yazımını gerçek dünyanın içinden anlatarak, zor görünen problemlerin yaratıcı çözümlerini önererek, yazar adayını kendi senaryolarını yazabilme özgüvenine ve yetisine kavuşturmayı amaçlıyor. Katılımcılar, zaman zaman gelen konuklar yoluyla da geçtikleri aşamaların profesyonel karşılıklarına da tanık olacaklar. Atölye sonunda seçilen kişilerle profesyonel işbirlikleri de kurulabilecek.

Senaryo Yazımı Atölye Eğitimi yazısına devam et

6. Malatya Uluslararası Film Festivali’nin Ardından

6. Malatya Uluslararası Film Festivali, 12 Kasım 2015 Perşembe günü sona erdi. Bir hafta boyunca Malatya Park Avşar ve Yeşil Sinemaları’nda 4 sinema salonu, DoubleTree by Hilton Oteli ve İnönü Üniversitesi dâhil 6 farklı salonda, 152 seansta, 19 bölümde, 48 ülkeden, 139 yönetmenin 136 filminin gösterildiği festivali toplam 23.000’e yakın sinemasever izledi. Ayrıca Suriyeli mültecilerin kaldığı konteyner kentte gösterimler gerçekleştirildi. Festival boyunca % 80’e yakın dolulukla geçen gösterimlerin yanı sıra konuklarının katılımıyla renklenen söyleşi, sergi, imza günleri, atölye gibi pek çok etkinlikle buluşan Malatya sinemaya doydu.

Sisli Puslu Havalarda

William Shakespeare’in tüm yapıtları gibi zamansız ve ölümsüzdür ‘Macbeth’. İngiliz yazarın üzerine ciltler dolusu makale yazılmış politik trajedisinin ilk sahnelendiği tarihten beş yüzyıl sonrasında yakıcı güncelliğini koruyan eşsiz bir oyun olmasının temel nedeni, iktidar azgınlığıyla evrensel ahlaki değerleri göz kırpmadan ayaklar altına alabilen insan doğasını dahiyane bir biçimde sunabilmiş olmasıdır. Sinemadan çizgi romana, felsefeden psikolojiye farklı disiplinlere ilham vermiş, Verdi’nin Shostakovich’in görkemli operalarına kaynaklık etmiş bu güçlü metin, halkların diktatör bozuntuları ile mücadelesinin sürdüğü günümüzde dünyanın dört bir yanında sahnelenmeyi sürdürüyor.

Macbeth’in geçmiş sinema uyarlamaları büyük ustaların imzasını taşır. Welles’in 1948 yapımı çileli çevirimi, Polanski’nin karısı ve doğmamış bebeğinin katledilişi sonrasında kotardığı sert çalışması ya da Kurosawa’nın feodal Japonya uyarlaması üzerine bugün eklenecek neler kalmıştır. Sinema kariyerinin henüz başındaki Justin Kurzel’in ilk kez Cannes Film Festivali ana yarışma seçkisinde gösterilen, bu haftadan itibaren sinemalarımızda görücüye çıkan aşırı doz şiddet yüklemeli ‘Macbeth’i yönetmenin hazmı hiç de kolay olmayan ilk uzun metrajı ‘Snowtown’ı izlemişler için sürpriz değil aslında. Arızalı aile ortamına çöreklenmiş bir seri katili merkeze alan gerçek olaylardan yola çıkarak memleketi Güney Avustralya’nın tekinsiz kasabasında çektiği 2011 yapımı sert suç dramasının ardından Kurzel’in bilinçli bir biçimde kötülüğü seçmiş Shakespeare karakterine yönelmesi gayet anlaşılır bir seçim.

Lakin Macbeth tek boyutlu bir karakter değildir. Norveçlilerle savaşında İskoçya kralına sadakatini göstermiş yiğit Glamis beyinin taht uğruna yoldan çıkışının bireysel ve toplumsal sonuçları üzerine gelişen oyun, ilk cinayetini işlediğinde gerçekten acı çeken Macbeth’in ihtirası ile pişmanlıkları arasındaki kararsızlığını aktarma konusundaki ustalığıyla değer kazanır. Özgün metnin ilk sahnesinde beliren cadılar ise saygıyla selamlanan kahraman savaşçının bilinçaltına üşüşmüş karanlık arzuların temsilcileri olarak yorumlanmıştır hep. Bu noktada Kurzel’in yapıtının belki de en eleştirilecek yanı, öykünün omurgasını oluşturan cadılar topluluğunun (Müge Gürman’ın Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenmiş unutulmaz ‘Cadıların Macbeth’i’ yorumunda hikâyenin ana karakteriydiler) geri planda kalması olmuş. Ateşin yanmadığı, kazanın şöyle doya doya kaynayamadığı bu yeni versiyonda ıssız fundalıkta bitiveren Polanski’nin ürkünç (ve de çıplak) yaşlı cadıları sessiz ve ağırbaşlı kâhinlere dönüşmüşler.

Avustralyalı sinemacının oyuncu seçimi ve senaryodaki tercihler de filmin lehine işlemiyor. Günümüzün en karizmatik oyuncularından Michael Fassbender kimi yabancı yazarların altını çizdiği üzere Macbeth’i oynamak için yaratılmış belki. Aktör heybetli bedeniyle kolaylıkla sert bir savaşçıya, zalim bir tirana dönüşmesine dönüşmüş de, benliğinde bir iç savaş yaşayan, henüz kafasında bir kuruntuyken onu adam olmaktan çıkaran karanlık düşüncelerle boğuşan, masum uykuyu öldürmüş kırılgan kişiliği göz ardı edilmiş şiddette sınır tanımayan tiran figürü (Macduff’ın karısı ve çocuklarının odun ateşini kendi elleriyle yakıyor) öne çıkarken Marion Cotillard’ın masumiyeti çağrıştıran maskının dezavantajını da yüklenmiş Lady Macbeth karakteri geri planda kalmış Kurzel’in yorumunda.

Çalışma görselliğiyle öne çıkıyor en çok. İki savaş arasında iç mekânlarda geçen hikâye büyük ölçüde açık alana kaydırılmış. ‘Snowtown’da da çalışmış olan ‘True Detective’in ilk sezonunun başarılı görüntü yönetmeni Adam Arkapaw yine çok iyi bir iş çıkarmış. Mum ışığında çekilmiş iç sahnelerde, başta ve sonda yer alan görkemli savaş çekimlerinde ve İskoçya’nın sisli puslu havasında kotarılmış bölümlerde, bir de Birnam ormanının Dusinane şatosuna yürümesinin farklı bir biçimde yorumlandığı ateş ve dumana boğulmuş mahşeri final sahnesinde ustalığını konuşturmuş.

İngiliz üstadın insan ruhuna neşter atan, politik iktidar tutkusunun yol açtığı fiziksel ve psikolojik yıkım üzerine hiç eskimeyen metni halen içinde yaşadığımız sisli puslu karanlık günlerin kötülükle başlayanın kötülükle sağlamlaştığı tekinsiz iklimine tanıklığı açısından özel bir önem taşırken, görsel mükemmelliğiyle geniş perdede izlenmeyi hak ediyor bu yeni ‘Macbeth’.

(03 Aralık 2015)

Ferhan Baran

[email protected]

İsmail Efe Yıldız’ı Kaybettik

Birçok reklam filmi, klip ve sinema filminde köpek eğitmenliği yapan İsmail Efe Yıldız, 25 Kasım 2015 Çarşamba günü hayatını kaybetti. İsmail Efe Yıldız, 2000 senesinde ilk oyuncu köpekleri Carlos ve Paşa ile çalışmalara başladığı sinema sektöründe yüzlerce sette bulunup, birçok değişik tecrübe edindi. İsmail Efe Yıldız’ın çalıştığı sinema filmleri arasında Böcek Yapım, MinT Yapım ve Derviş Zaim filmleri var. Yıldız’ın cenazesi, 26 Kasım 2015 Perşembe günü (bugün) Maslak Osman Kabil Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Bahçeköy Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Merhuma tanrıdan rahmet kederli ailesine sabırlar dileriz.

Kamera Arkasında da Sultan

TV ekranlarının ve tiyatro sahnelerinin başarılı ismi Esra Ergün, hayaline kavuştu. Türkan Şoray’ın yönetmenliğini yaptığı Uzaklarda Arama filmiyle beyazperdede izleyicisiyle buluşacak olan Esra Ergün “Ne olursa olsun en büyük hayalim Türkan Şoray ile çalışmaktı, gerçek oldu.” dedi. Ergün “Kamera önünde yetenekleriyle sultan olan Türkan Şoray, kamera arkasında en ince ayrıntıyı gözden kaçırmayan özel biri, kamera arkasının da sultanıdır” dedi.

Tolga Karaçelik, Sarmaşık ile 52. Antalya Uluslararası Film Festivali’nde

Tolga Karaçelik’in son filmi Sarmaşık, ödüller toplayarak uluslararası film festivalleriyle dünyayı gezmeye devam ediyor. Nadir Sarıbacak, Kadir Çermik, Hakan Karsak, Özgür Emre Yıldırım, Osman Alkaş ve Seyithan Özdemir’in rol aldığı Sarmaşık, yurtdışında katıldığı festivallerin ardından bu defa 29 Kasım – 06 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 52. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde yarışıyor. Film, 04 Aralık Cuma günü vizyonda.

35. İstanbul Film Festivali

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen, İstanbul’un en uzun soluklu, Türkiye’nin ise en büyük sinema etkinliği İstanbul Film Festivali, 2016 yılında 35. yaşını kutlayacak. 35. yaşına bir dizi yenilikle girecek olan festival onikinci kez Akbank desteğiyle 07 – 17 Nisan 2016 tarihleri arasında düzenlenecek. İstanbul Film Festivali, 35. yılında sinemaseverleri, dünya sinemasının ses getiren, önemli filmler, yıldız oyuncular ve usta yönetmenlerle buluşturacak. Festivalde Ulusal Kısa Film Yarışması’yla birlikte, Ulusal ve Uluslararası Altın Lale ve Ulusal Belgesel Yarışmaları devam ederken FACE İnsan Hakları ve Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülleri de verilecek.

35. İstanbul Film Festivali yazısına devam et

2. Uşak Kanatlı Denizatı Kısa Film Festivali

Bu yıl 23 – 25 Aralık 2015 tarihlerinde 2. Uşak Üniversitesi ve üniversiteye bağlı İletişim Topluluğu tarafından düzenlenen Uşak Kanatlı Denizatı Kısa Film Festivali başlıyor. Yarışmalı bölümde En İyi Kurmaca, En İyi Belgesel, En İyi Canlandırma, En İyi Deneysel ve En İyi Oyuncu dallarında ödüllerin verileceği festivalin jürisindeyse tiyatro sanatçısı Cansu Fırıncı, sinema yazarı Kerem Akça, sanat yönetmeni Zeynep Koloğlu ile sinema – görsel sanatlar akademisyenlerinden N. Aysun Akıncı Yüksel ve Murat Sezgin yer alıyor. Başvuruların internet üzerinden gerçekleştirildiği kısa film festivalinin son katılım tarihi ise 15 Aralık 2015 olarak belirlendi.

2. Uşak Kanatlı Denizatı Kısa Film Festivali yazısına devam et

Edirneliler Film Festivalini Sevdi

Bu yıl Edirne Valiliği ve Edirne Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen Uluslararası Edirne Film Festivali’ni seyirciler yalnız bırakmadı. Festivalin başladığı ilk günden beri filmleri ilgiyle takip eden seyirciler, bir festivalde istenen görüntüleri yarattılar; yani uzayan bilet sıraları ve dolu salonlar. 26 Kasım’a kadar devam edecek festivalde yerli filmlere olan ilgi, filmin sonundaki söyleşilerde de devam etti, seyirciler salonları terk etmeyerek film ekiplerine çeşitli sorular sordular.

Edirneliler Film Festivalini Sevdi yazısına devam et

Hayal Perdesi Dergisi’nin, Kasım – Aralık 2015 Tarihli 49. Sayısı Çıktı

Hayal Perdesi Dergisi’nin Kasım – Aralık 2015 tarihli 49. sayısı çıktı. Derginin vizyon sayfalarında The Lobster, Abluka, Ben, Earl ve Ölen Kız, Mustang, Marslı ve Bulantı filmlerinin eleştirileri yer alıyor. Söyleşi bölümünde Bulantı hakkında Zeki Demirkubuz ile konuşma var. Türk Sineması Araştırmaları’nda Natuk Baytan’ın sineması Baytan’la çalışmış iki yönetmene, Adem Ayral ve İsmail Güneş’e soruldu. Derginin Sinefil bölümünde Robert Bresson’un Rastgele Bathazar‘ı, Eskimeyen Filmler’de ise Ömer Kavur’un Yusuf ile Kenan’ı yer alıyor. Kitaplık sayfalarında Sinemada Kadın Psikolojisi var.

1. Çanakkale Kısa Film Festivali Başlıyor

Bu yıl ilki gerçekleştirilecek olan 1. Çanakkale Kısa Film Festivali’ne sayılı günler kaldı. Çanakkale Zaferi’nin 100. yılı dolayısıyla ana teması “Çanakkale Ruhu” olarak belirlenen festivalde, milli birlik, beraberlik ve vatan sevgisi gibi manevi değerleri konu alan pek çok kısa film arasından ön elemeyi geçen filmler belli oldu. 26 – 27 Kasım tarihlerinde düzenlenecek festivalde birinciye 10.000 TL para ödülü verilecek.

1. Çanakkale Kısa Film Festivali Başlıyor yazısına devam et

Marmara İletişim 13. Kısa Film Yarışması

Birincisi 1994 yılında gerçekleştirilen Marmara İletişim Kısa Film Yarışması’nın bu yıl 13.sü düzenlenecek. Sinemanın kolektif bir çalışma olduğunu vurgulamayı amaçlayan Marmara İletişim 13. Kısa Film Yarışması’nda bu yıl 6 ayrı dalda ödül verilecek. Kurmaca kategorisindeki filmler En İyi Film, En İyi Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü ve En İyi Özgün Müzik olmak üzere beş dalda değerlendirilecek. Ön elemeyi geçen filmler Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde gösterilerek öğrenciler tarafından oylanacak ve en çok oy alan filme İzleyici Ödülü verilecek. Yarışmanın son başvuru tarihi 19 Şubat 2016.

Marmara İletişim 13. Kısa Film Yarışması yazısına devam et

Kathleen Turner Antalya’da

52. Uluslararası Antalya Film Festivali, her yıl olduğu gibi bu yıl da sinemanın usta isimlerine ev sahipliği yapıyor. 1980 ve 90’ların en önemli yıldızlarından Kathleen Turner, Antalya’ya geliyor. Gerek ülkesinde gerek uluslararası arenada geniş kitleler Turner’ı özellikle Michael Douglas’la birlikte oynadıkları, oyuncuya ilk Altın Küre’sini kazandıran Amazon’da Fırtına (Romancing the Stone), Nil’in İncisi (Jewel of the Nile) ve Güllerin Savaşı (War of the Roses) adlı sevilen gişe hitleriyle hatırlıyor. Güllerin Savaşı, bu kez Antalyalıları Kathleen Turner’la yan yana, aynı salonda nostaljik bir yolculuğa çıkaracak.

Gezici Festival, 21. Yolculuğuna Başlıyor

Ankara Sinema Derneği’nin T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği Gezici Festival, 21. yolculuğuna başlıyor. 26 Kasım – 02 Aralık’ta Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşecek başkent gösterimlerinin ardından, 04 – 07 Aralık tarihleri arasında Nilüfer Belediyesi’nin katkılarıyla Bursa’da Sanat Mahal’e konuk olacak ve yolculuğunu, 09 – 10 Aralık’ta Kastamonu Üniversitesi Medya ve İletişim Topluluğu’nun katkılarıyla Kastamonu’da, Kastamonu Üniversitesi 3 Mart Konferans Salonu’nda tamamlayacak. Kastamonu Üniversitesi’ndeki gösterimler ücretsiz yapılacak.

Gezici Festival, 21. Yolculuğuna Başlıyor yazısına devam et