Sanatın uzak görüşlü olduğu çok eskilerden beri bilinir. Yerçekimi yasasının Newton’dan çok önce bir şiir dizesinde yer aldığı, o dizeden yola çıkan Newton’un da çalışmalarını o alana yoğunlaştırdığı anlatılagelir.
Geleceğe ışık tutan, geleceği gösteren sanata bir diğer örnek de Leonardo Da Vinci’dir. Sanatçıdır ama Paris için çizdiği kanalizasyon hâlâ kullanılmaktadır ve daha 200 yıl daha kullanılacak kadar da geniştir.
Sinema geleceğe ışık tutar…
Geçenlerde oğlumla sohbet ederken “Nasıl yani, sen çocukken evinizde televizyon yok muydu” diye şaşırdı. Televizyonun olmadığı bir dünyayı hayal bile edemiyordu oğlum. Belki de bizim kuşağın okuduğu kitaplar ve izlediği filmlerle çıktığı düş yolculuklarını bitiren unsurlardan biriydi televizyon… Teknolojinin uygarlığın tüm zamanlarından daha bir hızla ilerlemesi hayal edilecek bir şey bırakmadı çocuklarımıza…
Ancak buna da bağlı olarak belki de bizim kuşağımızdan çok daha bilgili yaşına oranlarsak. Çünkü her şeyi görüyor, her yeri tanıyor sanal da olsa. Ama yine de sinema (kim ne derse desin daha bir sanat, çünkü daha bir uğraş gerektiriyor, daha bir özenli oluyor insanlar) hepsinin üstünde. Sinemadan aldıklarınız ile televizyon kıyaslanamaz bile…
Gelecek de gelecek…
Robert Zemeckis, Bob Gale ile bir öykü yazar. Steven Spielberg babalarından gelen bir dostlukla iki arkadaş tarafından yazılan bu öykünün film olabileceğine inanır. Sadece biz değil, tüm dünya izler, dahası ABD Ulusal Film Arşivi’ne alınır Geleceğe Dönüş.
Geleceğe Dönüş, 1985 yılından 1955 yılına dönmeyi sağlayan bir zaman makinesini anlatır. Çok beğenilen filmin ikincisi hemen yapılır: Geleceğe Dönüş II. 1989 yılında yapılan bu filmde 2015 yılını görürüz. Hem de tam günümüzü… İsterseniz tamı tamına söyleyelim: 21 Ekim 2015.
Filmin ilkinde “geri” gidildiği için, önemli bir şey yoktur göze çarpan… Ama ikincisinde, olasılıklar girmiştir devreye. O olasılıkların ne kadarı gerçekleşti acaba?
Sayalım…
Görüntülü konuşma ve sesli komut; anımsarsanız, en ilgiciydi filmdeki olasılıkların. Çoktan gündeme geldi, çocuklar bile kullanmaya başladı.
3D (üç boyutlu) film için gözlükler; vardı aslında da yaygınlaştı. Kimse garipsemiyor artık.
Pos cihazları; kredi kartı kullanımı yaygınlaştıkça hemen her satıcının sürekli yanında taşıyabileceği boyutta ve nitelikte pos cihazları hayatımıza girdi.
Uçan kameralar; eskiden fly kamera deniyordu, ama artık ‘drone’ adı veriliyor, öyle çoğaldılar ki havaalanlarında uçakları bile tehdit ediyorlar.
Ekranlı masalar vardı bir de, artık hemen her yerde var, dünyayı gözlerimizin önüne seriyor, internet ile birlikte.
Havaalanlarını anımsar mısınız? Tabelalarda harfler teker teker dönerek değişirdi, ahenkli bir ses çıkararak. Hepsi elektronik ve akıllı, daha doğru deyişle interaktif oldu, yani siz bile müdahale edebiliyorsunuz… Filmin gönderme yaptığı ışıklı tabelalar hemen her yerde artık.
Parmak izli kilitler; güvenlikli olduğu için işyerlerinde önemli odalarda, hatta otellerde bile kullanılıyor.
Ustalar ve garsonlar…
Geleceğe Dönüş II filminin en önemli olasılıklarından biri robot garsonlardı, diğeri de otomatik bakım ve tamir servisleriydi. Her ikisi de hâlâ hayal. Hâlâ garsonlar “ne vereyim abime” diyor, göbekli ustalar hâlâ bellerinden düşen pantolonlarından ‘çatal’ gösteriyor, ister istemez.
Tabii, uçan araçlar da yok. Çalışmaların sürdüğü haberini vereyim de içimize su serpilsin hiç değilse…
Aynı şekilde kendiliğinden bağlanan ayakkabılarla, otomatik olarak kuruyan giysiler de yok, ne yazık ki. İnsanlar kravattan kurtulmak için ellerinden geleni yaparlarken “çift kravat” pek mümkün gözükmüyor, uçuk moda podyumları dışında…
Yönetmene değilse de yapımcıya bir nevi selam niteliği taşıyan Jaws 19 filmi de yok. Çünkü en son Jaws 4’ü izledik, istenilen box-office tutturulamayınca devamı gelmedi…
Avukatlık…
Aziz Hatman, devletin olmadığı bir dünyayı yazmış ve bir cinayet duyurusunda karşı karşıya kalınan güçlük(!)leri anlatmış “Son Teşebbüs” (esenkitap, 2015) romanında. Nasıl zorluklar yaşanıyor, nasıl belirsizlikler var, neler düşünüyor insanlar… şaşırtıcı. Aynı şekilde Geleceğe Dönüş II’de avukatlık kurumu yok olmuştu. Yani Zemeckis ile Gale abartmışlar 2015’i.
Şimdi kendinizi Zemeckis ile Gale’nin yerine koyun, bir de Spielberg’in ve kıyaslayın günümüzü… Tabii, ileri de gidebilir, kendi Geleceğe Dönüş’ünüzü yazabilir, çekebilirsiniz.
(14 Ekim 2015)
Korkut Akın