Deniz Gamze Ergüven’in Merakla Beklenen Filmi Mustang 23 Ekim’de Türkiye’de Vizyonda

Dünya prömiyerini geçtiğimiz Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde yapan, sonrasında katıldığı tüm festivallerden de ödüllerle dönen Deniz Gamze Ergüven’in yönettiği Mustang filmi Fransa’nın yabancı dilde Oscar adayı oldu. 23 Ekim’de Türkiye’de vizyona girmeye hazırlanan film, Fransa’da 450.000 kişi tarafından izlenerek büyük bir başarıya erişti. Senenin en iddialı Fransız yapımlarını geride bırakarak Fransa’yı Oscarlarda temsil etmek üzere seçilen Mustang’in rakipleri arasında, Jacques Audiard’ın Dheepan’ı, Stéphane Brizé’den La loi du Marché, Catherine Corsini’den La Belle Saison ve Xavier Giannoli’den Marguerite yer alıyordu.

Değiştir Bakalım

Eda Fatma Gürbüz’ün yönettiği ve Tuğçe Karaoğlan, Nilgün Kasapbaşoğlu, Arman Kutman ile Merve Altınkaya’nın oynadığı Değiştir Bakalım, 23 Aralık 2016′da Derin Film dağıtımıyla Göksu Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Küçük bir kasabada yaşayan kadınlar ve erkeklerin yer değiştirmesiyle başlayan olaylar, bir komedinin adeta başlangıcı olmuştur. Artık kadınlar evin reisi, erkekler yuvayı kuran birer dişi kuştur. Askere dahi kızlar gitmektedir. Hatta mafyalar bile artık kadındır. Erkeklerin durumu ise gazete haberlerine manşet olacak türdedir. Kasabada kadın erkek ilişkisi ekseninde eğlenceli ve komik bir durum başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman

Değiştir Bakalım yazısına devam et

Malatya’da Yarışacak Ulusal Filmler ve Festival Programı Açıklandı

06 Kasım Cuma günü başlayacak olan ve bu yıl 6. yaşını kutlayan Malatya Uluslararası Film Festivali’nin film programı ve tanıtımı, Taksim Inter Continental Oteli’nde yapılan basın toplantısıyla tanıtıldı. Malatya Vali Yardımcısı ve Festival İcra Kurulu Başkanı Ömer Dağdeviren’in ev sahipliğinde gerçekleşen basın toplantısında festival film programı ve tanıtımının yanı sıra bu yıl ulusal ve uluslararası yarışmada jüri karşısına çıkacak filmlerde açıklandı.

Malatya’da Yarışacak Ulusal Filmler ve Festival Programı Açıklandı yazısına devam et

Çetin Altan’ı Kaybettik

Siyaset ve basın dünyamızın duayen ismi Çetin Altan, 22 Ekim 2015 Perşembe günü (bugün) hayatını kaybetti. Altan, gazetecilik ve yazarlığının yanı sıra 1965 – 69 yılları arasında Türkiye İşçi Partisi milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yer almıştı. Çetin Altan’ın Mor Defter adlı eseri O. Nuri Ergün ve Bir Avuç Gökyüzü adlı eseri ise Ümit Elçi tarafından beyazperdeye aktarılmıştı. Cenazesi, 23 Ekim 2015 Cuma günü Teşvikiye Camii’nde öğle namazı sonrasında kılınacak cenaze namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Rosetta, Serap ve Diğerleri

‘Nefesim Kesilene Kadar’ büyük kente sığınmış küçük kızların çetin yaşam mücadelesine ‘Mustang’ın kaldığı yerden tanıklık ediyor. İstanbul varoşlarında küçük bir tekstil atölyesinde işçidir Serap. Başını soktuğu abla evinde bir sığıntı gibi sürdürür yaşamını. Tek istediği bir yuva, bir ailedir. Uzun yol şoförü babasının sabit bir iş bulması için didinir. Ablasından ve hoyrat eniştesinden sakladığı üç beş kuruşu hep bu sıcak yuva özlemi için biriktirir. Daha önce kaçakçılıktan hapis yatmış adama toz kondurmaz Serap. Baba – kız değil anne – oğul gibidirler. Giysilerini, ayakkabılarını alır babasının. Yaşayamadığı çocukluğunu kaçamak lunapark gezmelerinde gidermeye çalışır. Kötü bir insan değildir babası ancak sorumsuzdur, kızını yalanlarla oyalarken kendi başını kurtarma derdindedir. Annesini küçük yaşta kaybetmiş, babasının kayıtsız kaldığı, hoşlandığı genç tarafından tercih edilmeyen genç kız sürekli incitilir ancak o her şeye meraklı bir yaşam arsızıdır, pes etmeyecektir.

Emine Emel Balcı’nın hayranlık uyandıran bu ilk filmi Dardenne kardeşler sinemasından izler taşıyor. Belçikalı usta sinemacıların gri dünyasını yerel tadlarla bizden bir öyküde yeniden inşa ediyor. Serap, Rosetta’ya ikiz kardeşi kadar yakın. İkisinin de tek istediği normal bir yaşam sürebilmek. İkisi de sürekli savunma halindeler. Hayatta kalabilmek için rahatlıkla başkalarını ezip geçebiliyorlar. O ürkek yüzleri gülmez bu kızların. Güven duymaya yönelik her çabaları hayal kırıklığı yarattıkça savunmaya geçiyor, kötücülleşiyorlar.

Gri Fransız taşrasında ya da yağmurlu İstanbul’un ara sokaklarında omuz kamerası sürekli izler bu anti kahramanları. Kendi yaşam kavgalarının ağırlığı altında etrafındaki genç adamın şefkatini fark etmekte zorlanır Rosetta. Serap ihanete uğramış hissettiğinde yakınındakileri ihbar etmekten geri durmaz. Tüm gri lacivert dünyasına rağmen yine de umutsuz değildir onların hikâyeleri. Rosetta uzanan şefkatli eli sonunda fark edecek, ‘Bisikletli Çocuk’ gibi baba özlemiyle yanıp tutuşan Serap flû geleceğine rağmen dimdik ayakta mücadelesine devam edecektir.

‘Nefesim Kesilene Kadar’ın bu yıl içinde şimdiye kadar gösterim şansı bulabilmiş en iyi yerli yapım olduğunu düşünüyorum. Bu ilk yönetmenlik denemesi Balcı’nın ortaklaşa yazdığı ustalıklı senaryosu, yine ortaklaşa kotardığı sağlam kurgusu ve Murat Tuncel’in soluk soluğa izlenen görüntü çalışmasına çok şeyler borçlu. Bir de Esme Madra’nın mükemmel Serap yorumunun altını çizmek gerekiyor. Madra’nın sinemamızda az görülen başarılı performansına küçük rollerde usta oyuncular Rıza Akın ve Sema Keçik ile Adana Altın Koza Film Festivali’nde ümit veren oyuncu seçilen Ece Yüksel’in incelikli katkıları eşlik ediyor.

(‘Nefesim Kesilene Kadar’ 30 Ekim tarihinden itibaren ‘Başka Sinema’ salonlarında gösterime giriyor.)

(29 Ekim 2015)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com