Kanunsuzlar (Yönetmen: Barış Erçetin)

Barış Erçetin’in yönettiği ve Bülent Çolak, Orhan Eşkin, Umut Temizaş, Fatih Koyunoğlu, Sarp Bozkurt, Kerem Corogil, İsmail Oral, Erdinç Kurt, Levent İnanır, Rıza Sönmez, Aslı Altaylar, İhsan Gedik ile Zafer Atlı’nın oynadığı Kanunsuzlar, 19 Eylül 2014’de Chantier Films dağıtımıyla Uzak Yakın Film tarafından vizyona çıkarıldı.
İso ve Cengo kısa yoldan para kazanmanın yollarını arayan iki yakın arkadaştır. Aldıkları son iş aslında oldukça çok kolaydır. Sadece onlara verilen paketi başka bir şehre götürüp alıcıya teslim etmek. Ama şeytan boş durmaz. Paketin içinde ne olduğunun merakı korkudan ağır basar. İşte bu noktada onlar için macera başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Kanunsuzlar (Yönetmen: Barış Erçetin) yazısına devam et

Anneler ve Oğullar

33. İstanbul Film Festivali’nin programında yer almış iki mütevazi yapım, yaz aylarının en zayıf vizyon haftalarından birini şenlendiriyor. Bunlardan ‘Ben, Kendim ve Annem’, ilk kez 2013 yılı Cannes Film Festivali’nde görücüye çıkmış ve şenliğin ‘Yönetmenlerin Onbeş Günü’ isimli yan bölümünden iki ödülle dönmüştü. Film ülkesi Fransa’da sinemalarda gösterilmeye başladığında büyük ilgiyle karşılandı. Seyircinin yoğun ilgisinin yanı sıra Fransız Sinema Endüstrisi’nin Oscar’ları olarak kabul edilen César’lara 10 dalda aday gösterildi. Bunlardan en iyi film dahil beşini kazanmayı başardı.

Fransız popüler sinemasının 2013 yılındaki bu büyük süksesi, bir tiyatro uyarlaması. La Comédie Française kökenli Guillaume Gallienne’in özyaşamsal öyküsünden yola çıkarak yazdığı 75 dakikalık tek kişilik oyun, yazarın annesi ile yaşadığı sevgi/nefret ilişkisi üzerine bir hesaplaşmadır. Diğer iki erkek evlâdını ‘oğullarım’ diye çağıran madam Gallienne, Guillaume’u adıyla çağırmaktadır. Filmin ve temel aldığı oyunun, dilimize ‘Oğullarım ve Guillaume, Yemeğe!’ (Les Garçons et Guillaume, à Table!) olarak çevirebileceğimiz özgün adında vurgulandığı üzere. Erkek kardeşlerinden farklı olan Guillaume, kadınların dünyasında çok daha mutludur. Annesi de onu bir kız çocuğu gibi yetiştirme yolunu seçer. Oyun ve film, Guillaume’un çocukluk ve ergenlik yıllarının cinsel kimlik arayışı ve türlü kararsızlıklarının hikâyesidir.

Gallienne oyunda olduğu gibi filmde hem kendini, hem annesini başarıyla canlandırıyor. Ancak anlatı tiyatro oyunu kalıplarından başarılı bir biçimde sıyrılmış. Bu açıdan Gallienne’in yönetmenlikteki ilk deneyiminden yüzünün akıyla çıktığı söylenebilir. Filmin esas sorunu, Freudyen açılımlı bu hesaplaşma metninin bir bulvar komedisi hafifliğinde ele alınmış olmasında. Bu tek kişilik şovun sahnede izlendiğinde çok daha eğlendirici olduğunu da bir not olarak düşelim.

Başka bir anne ve oğulun hikâyesini anlatan haftanın ilgiye değer bir diğer filminin yönetmeni ise Avustralyalı Jennifer Kent. Bu da bir ilk film. Bir dolu sinema ve televizyon filminde oyuncu olarak rol almış olan Kent’in ilk uzun metrajı, övgüyle karşılanmış 2005 yapımı kısa filmi ‘Monster’ın (Canavar) izinden gidiyor. Siyah beyaz bu kısa film etkileyici bir gotik hikâye anlatır. Annesiyle birlikte yaşayan küçük Samuel evin içinde bir canavarın gezindiğinden söz etmektedir. Oğlunun söylediklerine kulak asmayan anne, evde tekinsiz bir varlığın farkına vardığında dehşete düşecektir. Bizde ‘Karabasan’ adıyla gösterime giren ‘The Babadook’, bu kısa hikâyenin uzatılmış versiyonu. Bu defa babanın yokluğunu ve ailenin yaşadığı trajedinin nedenini öğreniyoruz. Jennifer Kent’in ürkütücü denemesi sinema tarihinin ünlü korku filmlerinden alıntılarla süslenmiş. Filme özgün adını veren Babadook ve içinden çıktığı masal kitabının karakterleri Alman dışavurumcu sinemadan kopup gelmişler. Genç anne televizyonda korku filmleri izliyor. 1946 yapımı Lewis Milestone gerilimi ‘The Strange Love of Martha Ivers’ ya da İtalyan Mario Bava’nın 1963 yapımı kült korku filmi ‘I Tre Volti della Paura’dan kimi sahneler, The Exorcist’ izleğini temel almış ‘Karabasan’ın türün meraklılarına selâm sarkıtan bölümleri. Küçük oyuncusu Noah Wiseman’in sevimliliğinden büyük ölçüde yararlanan yönetmen, aralara ‘Home Alone’ numaraları katmayı da ihmal etmemiş.

(19 Ağustos 2014)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Barbie ve Sihirli Dünyası

Karen J. Lloyd’un yönettiği ve Pınar Erengil, Damla Pehlevan, Barış Kerem Kobanbay ile Seda Özelsoy’un seslendirdiği animasyon film Barbie ve Sihirli Dünyası (Barbie and the Secret Door), 15 Ağustos 2014’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Kendine kurduğu dünyada kitap okuyarak daha mutlu olan Prenses Derin, bir gün krallık bahçesinde dolaşırken tıpkı okuduğu bir kitapta olduğu gibi gizli bir kapı keşfeder. İçeriye adım attığındaysa kendinisüprizlerle dolu bir dünya beklemektedir. Derin bu dünyaya dahil olduktan sonra sihirli güçlere de sahip olmuştur ve yeni arkadaşları bu sorunu yalnızca onun çözebileceğinden emindir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Barbie ve Sihirli Dünyası yazısına devam et

Uluslararası Boğaziçi Film Festivali Ulusal Kısa Film Yarışması Başvuruları Başladı

Bu yıl 14 – 28 Kasım 2014 tarihleri arasında düzenlenecek 2. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında yapılacak olan Ulusal Kısa Film Yarışması’na başvurular başladı. Bu sene festivalde, Türk Sinemasının 100. yılına özel olarak alanında yetkin ünlü isimlerin katılımlarıyla, akademik tartışmalar, özel program ve seminerler, workshoplar ile çeşitli tartışmaların gündeme getirilmesi plânlanıyor. Festivali düzenleyen kurum olan Uluslararası Boğaziçi Sinema Derneği, Türkiye’de ve Dünya’da sinema filmlerinin gelişmesine katkı sağlanması, genç yapımcı ve yönetmenlerin yeni filmler üretmesine maddi ve manevi güçlü destekler oluşturulmasını amaçlıyor.

Labirent: Ölümcül Kaçış

Wes Ball’ın yönettiği ve Dylan O’Brien, Thomas Brodie Sangster, Will Poulter ile Kaya Scodelano’nun oynadığı Labirent: Ölümcül Kaçış (The Maze Runner), 19 Eylül 2014’de The Moment Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Thomas yukarı doğru hareket eden bir asansörde uyanır. Kapılar açıldığında kendini bir grup yaşıtıyla birlikte devasa büyüklükteki duvarların çevrelediği geniş bir alanda bulur. Thomas nereden geldiğini, geçmişini ve ismini dahi hatırlayamamaktadır. Thomas ve diğerleri buraya nasıl ve neden getirildiklerini bilmemektedir. Tek bildikleri şey her sabah labirente gidilen dev bir kapının büyük gürültüyle açıldığıdır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Labirent: Ölümcül Kaçış yazısına devam et

Figüran

Tolga Çetin’in yönettiği ve Ceyhun Fersoy, Serenay Aktaş, Ferdi Kurtuldu ile Erdal Cindoruk’un oynadığı Figüran, 03 Nisan 2015′de Pinema Film dağıtımıyla Bosphorus Film Makers tarafından vizyona çıkarıldı.
Dünyanın en sakar figüranı Mutlu, eşsiz bir senaryoya sahip olduğunu ve başrol oynayacak kadar yetenekli bir aktör olduğunu düşünmektedir. Setin altını üstüne getiren Mutlu ve ışık asistanlığı yapan Cempo, mesleklerinde en üste çıkmak için, kendi senaryolarını film çekmek istemektedirler. Bu plânlarını hayata geçirmek için, Mutlu’nun figüranlık yaptığı dizinin başrol oyuncusu Pelin Şafak’ı kendi projelerinde oynatmak istemektedirler.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman

Figüran yazısına devam et

Çakma Polisler

Luke Greenfield’in yönettiği ve Damon Wayans Jr., Jake Johnson, Nina Dobrev ile Andy Garcia’nın oynadığı Çakma Polisler (Let’s Be Cops), 22 Ağustos 2014’de The Moments Entertainment tarafından vizyona çıkarıldı.
Kolej yıllarından beri arkadaş olan Justin ve Ryan kostüm partisi olarak anladıkları partiye, Justin’in son oyununda kullandığı LAPD (Los Angeles Polis Departmanı) üniformalarıyla ile giderler. Biraz alay konusu olduktan sonra Hollywood sokaklarında yürümeye başladıklarında bir şey fark ederler. Kadınlar onlarla ilgileniyor, kötü adamlar emirlerine uyuyor ve en güzeli de, barmenler bedava içki veriyorlardır. Bunların nedeni tabiki üzerindeki üniformalarıdır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Çakma Polisler yazısına devam et

Üç Yol Filmine Bir Takdir de Asya’nın Oskar’ından

Üç Yol filminin ulusal ve uluslararası festival yolculuğu devam ediyor. Başta Eskader’den Yılın En İyi Filmi, Fecr Film Festivali’nden En İyi Senaryo ve ardından Priştina’dan En İyi Oyuncu ve Ankara’dan Umut Veren Genç Yönetmen ödüllerini aldıktan sonra Üç Yol filmi, Kosova’da İpek, İtalya’da Ischia, Uruguay’da 16. Kış Film Festivalleri’nde gösterildi. Bu yıl ilk olarak kendi çekildiği mekân olan Bosna’da Saraybosna Film Festivali özel gösterimi sayesinde 16 Ağustos Cumartesi günü sinemaseverlerle buluşacak. Bu başarılara ek olarak Üç Yol filmi bu yıl Asya’nın Oskar’ı olarak kabul edilen Asya Pasifik Ekran Ödülleri’ne Türkiye’den aday gösterildi.

1. Bursa İtalya Filmleri Festivali

Bursa Sinematek Derneği tarafından 19 – 28 Aralık 2014 tarihleri arasında 1. Bursa İtalya Filmleri Festivali düzenleniyor. Festivalde Türkiye’de ilk kez gösterilecek filmler arasında ilk İtalyan filmi, Papa Leone XII Hazretleri’de bulunuyor. Tüm dünyada “La Belle Turca” olarak bilinen Romalı Perihan, festivalin Onur Ödülü sanatçısı olarak belirlendi. Federico Fellini’nin yönettiği Tatlı Hayat ve Satyricon filmlerinde rol alan sanatçı Occio del Ragnio filminde de oynamıştı.
1. Bursa İtalya Filmleri Festivali yazısına devam et

Vay Başıma Gelenler 2 Buçuk

Semra Dündar’ın yönettiği ve Yıldırım Memişoğlu, Bülent Çolak, Fatma Toptaş ile Metin Zakoğlu’nun oynadığı Vay Başıma Gelenler 2,5, 19 Aralık 2014′de Chantier Films dağıtımıyla Kült Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Bir erotik star olan Kerim ile Basit’in hayatları, Kerim’in kim olduğunu bile bilmediği babasının bir anda ortaya çıkıp son nefesinde oğlunu görmek istemesiyle yeni bir boyut kazanır. Kerim’in, 40’ından sonra nur topu gibi bir babası olmuştur. Nurlar içinde yatmasına çeyrek kalan bu baba üstelik çok zengindir ve ortada söz konusu olan çok büyük bir miras vardır. Kerim ve Basit’i geldikleri bu ultra lüks evde beklenmedik sürprizler beklemektedir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman

Vay Başıma Gelenler 2 Buçuk yazısına devam et

Yüzyıllık Aşk: Türkiye’de Sinema ve Seyirci İlişkisi

İstanbul Modern, kuruluşunun 10. yılında Türk sinemasının 100. yıl dönümüne ithafen Yüzyıllık Aşk başlıklı bir sergi hazırlıyor. Türkiye coğrafyasında sinema tarihinin doğuşu olarak anılan 1914 yılına ait Ayastefanos’taki Rus Abidesi’nin Yıkılışı isimli ilk belgeselden bugüne uzanan 100 yıllık serüvene yer veren sergi, sinemanın seyirciyle buluşma anlarına ve bu buluşmanın yarattığı şaşırtıcı ve büyülü kolektif ve kişisel dünyalara yer veriyor. İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) ve Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen ve Türkiye’de ilk defa gerçekleşecek olan bu araştırma sergisinin küratörleri Arşivist Gökhan Akçura ve İstanbul Modern Sinema Yöneticisi Müge Turan.

Yüzyıllık Aşk: Türkiye’de Sinema ve Seyirci İlişkisi yazısına devam et