Geçmiş ile Gelecek Arasında

Usta sinemacı Asghar Farhadi’nin 66. Cannes Film Festivali’nde beğeniyle karşılanmış olan son çalışması bu haftadan itibaren ‘Başka Sinema’ programı çerçevesinde gösteriliyor. ‘Geçmiş / Le Passé’, İranlı sinemacının Berlinale’deki Altın Ayı başarısının ardından Cesar, BAFTA, Oscar gibi prestijli ödüllere layık görülmüş 2011 yapımı bir önceki filmi ‘Bir Ayrılık / Jodaeiye Nader az Simin’ gibi aile ilişkilerine odaklanıyor.

Ülkesi dışında ilk kez film çeken Farhadi, geçmiş deyince eskiyi bütün haşmetiyle koruyan Paris’i mekân olarak seçmiş bu kez. Yine de turistik bir işe imza atmama kaygısıyla filmin büyük bir bölümünü kentin eski bir banliyö evinde çekmiş. Dört yıldır ayrı yaşadığı Fransız eşinden resmen boşanmak üzere Tahran’dan Paris’e gelen Ahmad, eski karısı Marie’nin -bir zamanlar babalık yaptığı- Belçikalı ilk eşinden olma yetişkin kızı Lucie ile yaşadığı sorunlu bir ilişki içinde bulur kendini. Marie’nin halen birlikte olduğu -eşi bir intihar girişiminin ardından komada yatmakta olan- Arap asıllı Samir ve küçük oğlunun devreye girmesiyle geçmişin sırları teker teker ortaya çıkmaya başlar.

Farhadi’nin filmi, kırık dökük hayatlarını onarmaya çabalayan bir avuç insanın hikâyesi. Bir gelecek kurmaya çalışırken geçmişten kopamayan, arada kalmış insanlar bunlar. Adam edilmeye çalışılan banliyödeki eski ev ya da Samir’in karısının koma hali bu açıdan zengin metaforlar olarak kullanılmış. Musluk tesisatını onarmak, kapıların boyasını yenilemek, süslü aydınlatma gereçleriyle eskimiş binayı sıcak bir yuva haline getirmek için çabalar Marie ile Samir. Marie’nin karnında büyümekte olan bebek gelecek için bir umut ışığıdır belki. Lakin gönül kırıklıklarıyla dolu geçmişi bir kalemde silmek mümkün müdür. Marie’nin zedelenen bileği, Samir’in yağlı boya temasıyla nükseden alerjisi vazgeçişlere bir direniş değil de nedir. Marie’nin Ahmad’a benzeyen Samir’i bulması, Lucie’nin baba bellemiş olduğu bilge İranlıyla olan bağları geçmişten kopuşun hüznü ile ilişkilidir hep.

İtiraf edilemeyenlerin sinemacısı Farhadi, ‘Bir Ayrılık’ın omuz kamerası kullanılmış tedirgin üslûbuna karşılık, bu kez daha içe dönük temalarının hizmetinde sabit kamera kullanımını yeğlemiş. Çok iyi çalışılmış senaryosuyla karakterlerin iç dünyalarını oya gibi işlemiş. Kiarostami ve Panahi gibi ustalarla da işbirliği yapmış Mahmoud Kalari’nin görüntü çalışması kusursuz. Farhadi oyuncu yönetiminde çok başarılı bir yönetmen. ‘Bir Ayrılık’ın tüm kastı ödüllendirilmişti Berlin’de üç yıl önce. ‘Geçmiş’in oyuncuları da özenle dokunmuş karakterlerini büyük bir başarıyla canlandırmış. Fransızca çekilen filmde, önceleri Marion Cotillard’ın oynaması düşünülen Marie rolünü, ‘Artist’ filmiyle ünlenen Cannes’dan ödüllü, Bérénice Bejo, Ahmad’ı İranlı aktör Ali Mosaffa canlandırıyor. ‘Yeraltı Peygamberi / Un Prophète’in Arap delikanlısı olarak gönüllere yerleşen Tahar Rahim’in çok etkileyici Samir yorumu oyunculuk alanında bir diğer doruk.

Arafta kalmışlık duygusu üzerine sarsıcı bir başyapıt ‘Geçmiş’. Mutlaka görülmeli.

(‘Geçmiş’; İstanbul, Beyoğlu Beyoğlu; Kadıköy Rexx; Altunizade Capitol Spectrum; Haramidere Cinetech Torium; Levent Metro City Cinema Pink; Ankara, Kızılay Büyülüfener; Bursa, Cinetech Korupark ve Eskişehir, Kanatlı Cinema Pink Sinemaları’nda dönüşümlü seanslarda gösterilmektedir.)

(04 Şubat 2014)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com