Başarılı yönetmen çift Mehmet Bahadır Er ve Maryna Er Gorbach’ın ikinci sinema filmi olan Sev Beni prömiyerini dünya sinemasının çok tanınan ve önde gelen festivallerinden olan Montreal World Film Festivali’nde yapıyor.
Alışılmamış bir aşk hikâyesi olan Sev Beni’nin başrollerini Ushan Çakır ve Viktoria Spesivtzeva paylaşıyor. Filmde ayrıca Güven Kıraç, Yavuz Bingöl, Berlin Film Festivali ödüllü Sergey Puskipalis, Elena Stefanskaya, Margarita Koşeleva ve süpriz performansıyla Murat Şeker oynuyor. Sev Beni Türkiye’de Ekim ayında sinemalarda gösterime girecek.
Günlük arşivler: 11 Ağustos 2013
Elysium: Yeni Cennet, Yasak Bölge 9’un Gölgesinde Kaldı
Çocukluk dönemini Güney Afrikada yaşayan ve 18 yaşında Kanada’ya yerleşen yönetmen ve senaryo yazarı Neill Blomkamp “District 9-Yasak Bölge 9”la senaryo yazarı dalında Oscar adaylığı kazanmış ve gişe hasılatı tablolarında da çok iyi bir çıkış yapmıştı…
”Yasak Bölge 9” otuz milyon dolarlık mütevazi bütçesiyle 70 milyon dolar bütçeli “Battle: Los Angeles-Dünya İstilası: Los Angeles Savaşı”nın elde edebildiği kadar (210 milyon dolarlık) bir dünya sinema hasılatına ulaşmıştı… Bu sonuç, 21 milyon dolar bütçeli “Silver Linings Playbook-Umut Işığım”ın dünya sinemalarında 236 milyon dolarlık hasılata ulaşmasına yakın, göz kamaştırıcı bir başarıydı… Üstelik “Yasak Bölge 9” yılın en iyi filmi, görüntü efekti ve kurgusu dallarında da Oscar adaylığı elde etmişti.
Blomkamp ve yakın bir arkadaşının Amerika Birleşik Devletlerinin Güney Batısındaki San Diego kentinden yola çıkarak Meksika’nın Tijuana kentinde yaşadığı kötü bir deneyimdeki gözlemlerinin de esin kaynaklarından biri olduğu Blomkamp’ın yeni filmi “Elysium: Yeni Cennet” Kuzey Amerika sinemalarındaki ilk hafta sonunda 29 milyon dolar hasılat elde edebildi, oysa “Yasak Bölge 9” ilk hafta sonunda bölgede 37 milyon dolara ulaşmıştı… Üstelik “Elysium: Yeni Cennet”, “Yasak Bölge 9”un yaklaşık dört katına mal olduğundan şimdiden 2013’ün gişe başarısızlıkları arasındaki yerini aldı.
115 milyon dolar bütçeli “Elysium: Yeni Cennet” günümüzden 141 yıl sonrasının dünyasını resmediyor. Günümüzdeki tüm sorunların geleceğe katlanarak taşındığı bir dünya bu… Adeta “Olanda çok olmayan da hiç yok” durumları aynen devam etmiş…
Oscar Ödüllü Oyuncular Bir Arada: Matt Damon ile Jodie Foster
“Elysium: Yeni Cennet”te “Good Will Hunting-Can Dostum”la Oscar kazanan Matt Damon ile “The Accused-Sanık” ve “The Silence of the Lambs-Kuzuların Sessizliği”yle iki Oscar ödüllü Jodie Foster bir araya getirilmiş.
“Maverick”ten beş, “Anna and the King-Genç Kız ve Kral” ile “The Brave One-İçindeki Yabancı”dan onbeşer milyon dolar kazanan Jodie Foster ile “The Bourne Ultimatum-Son Ültimatom” filminden yirmi milyon dolar ücret alan Matt Damon’ın buluşturulması “Elysium: Yeni Cennet”in maliyetini çok yukarılara çekmiş…
“Elysium: Yeni Cennet”, 80 milyon dolar bütçeli “Gravity-Yerçekimi” ve 38 milyon dolar bütçeli “Riddick”le birlikte 2013’ün seçkin ve iddialı bilim kurgu filmlerinden biri… Bilindiği gibi, ”Riddick” çok yetenekli ama o ölçüde talihsiz yönetmen ve senaryo yazarı David Twohy’nin elinden çıkma… Twohy, Harrison Ford’lu “The Fugitive-Kaçak” ve Kevin Costner’li “Waterworld-Su Dünyası”nın da senaryo yazarı… “Su Dünyası” 175 milyon dolara mal olmuş, 264 milyon dolarlık dünya sinema hasılatıyla da batan filmler arasına katılmıştı.
“Riddick” Serisinin İlk İki Filmi Gişe Başarısına Ulaşamadı
* “Pitch Black-Derin Karanlık” (2000) / Maliyet: 23 milyon dolar / Dünya sinema hasılatı: 53 milyon dolar.
* “The Chronicles of Riddick-Riddick Günlükleri” (2004) / Maliyet: 105 milyon dolar / Dünya sinema hasılatı: 115 milyon dolar.
(18 Ağustos 2013)
Hakan Sonok
hakansonok.sonok1@gmail.com
Ankara Kiarostami Günleri
Ankara merkezli Sine-Göz Sinema Kültür Dergisi’nin, her ay belirlenen farklı bir yönetmenin filmlerini çeşitli mekânlarda sinemaseverlerle buluşturduğu film günleri etkinliği Ağustos ayında Ankara Kiarostami Günleri adıyla düzenleniyor. Temmuz ayında Federico Fellini’nin 5 filmi sinemaseverlerle buluşmuş, derginin Facebook sayfasında takipçilerin katılımıyla gerçekleşen anket sonucunda İranlı yönetmen Kiarostami bir sonraki etkinlik için belirlenen isim olmuştu.
Ankara Kiarostami Günleri yazısına devam et
3+1 Apartment for Sale
Serdar Yılmaz’ın yönettiği ve Güler Ökten ile Selen Uçer’in oynadığı 3+1 Apartment for Sale, önümüzdeki aylarda vizyona çıkarılıyor.
İstanbul’da “üç oda bir salon” bir apartman dairesinde orta sınıf, farklı kuşaktan üç kadın sakin bir yaşam sürmektedir. Ada, renkli bir hayal gücü olan 10 yaşında bir kızdır. Ada’nın annesi Sevim hayatını başkalarını mutlu etmekle geçiren sessiz ve ürkek birisidir. Anneanne Suna ise dediğim dedik ve otoriter bir kişidir. Ada’nın babası Bedri’nin evi iki yıl önce terk etmesiyle anneannesi aile reisi haline gelmiştir. Bedri’nin eve esrarengiz bir şekilde geri dönmesiyle artık hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktır.
3+1 Apartment for Sale yazısına devam et
Stay Hungry, Stay Foolish
Buluşlarıyla teknoloji dünyasının yönünü değiştiren Steve Jobs (tam adıyla Steven Paul Jobs) Stanford Üniversitesi mezuniyet töreninde yaptığı ünlü konuşmasını başlıkta yer alan sözlerle noktalar. Dilimize ‘Meraklı Ol, Çılgın Kal’ diye çevirebileceğimiz, yetmişli yıllarda yayınlanmış ve bir kuşağın kutsal kitabı haline gelmiş ‘The Whole Earth Catalog’ isimli derginin son baskısının arka sayfasında yer alan otostopçu fotoğrafının altında yer almış olan bu özdeyiş Steve Jobs’ın yaşam felsefesi haline gelmiş, genç yaratıcı bu doğrultuda bilişim endüstrisinde çığır açan bir çok yeniliğe imza atmıştır.
Zeki, akıllı ve yaratıcı Steve Jobs’ın bitmez tükenmez (lâkin sonuçta bedenini tüketecek olan) enerjisi nereden gelmektedir? İşine aşkla bağlılığı nasıl izah edilmelidir? Kısa yaşamı boyunca aldığı darbelerin bunda önemli etkisi olduğu muhakkak. Bunlardan ilki, üniversite öğrencisi biyolojik annesi tarafından evlâtlık olarak verilmiş olduğu gerçeğidir. İstenmeyen, doğurulan ama terk edilen çocuk olduğunu öğrenme acısını, yoktan var ettiği Apple’da devre dışı bırakılması izleyecektir. Sevdiği işinden uzaklaştırılmış, işsiz kalmış Jobs’ın dışlanmışlık duygusu ve mücadele azmini besleyen önemli travmatik olgular bunlar. Aldığı darbelere rağmen pes etmeyen ve yeni buluşlarla küllerinden doğmasını bilmiş olan Jobs’ın bedeni bu fırtınalı hayatı uzun süre kaldıramamış ve 56 yaşında aramızdan ayrılmıştır.
Bu hafta gösterime giren ‘Jobs’, teknoloji dünyasının bu çağdaş ikonunun yaşamının ve başarılarının konu alındığı bir çalışma. Henüz hafızalardan silinmemiş çok yakın geçmişi beyazperdeye aktarmak kuşkusuz riskli bir seçim. Daha önce iki önemsiz film çekmiş yönetmen Joshua Michael Stern ile ilk senaryo denemesi ile karşımıza çıkan Matt Whiteley’in bu zorlu işin altından tatmin edici bir biçimde kalktıklarını söylemek zor. Yazar yönetmen ikilisi, bu yaratıcı dehanın ailevi travmaları ve kişilik sorunlarıyla ilgilenmemeyi tercih etmiş. Böylelikle Charles Foster Kane’vari bir yalnızlık ve dışlanmışlık öyküsünün vaat ettiği fırsat kaçırılmış. iPod, iPhone, iPad gibi sektörün yönünü değiştirmiş buluşları gerçekleştiren çocuksu tavır ile Apple CEO’su olarak ortaya koyduğu sert tavırın çelişkisi yeterince vurgulanamamış. Ashton Kutcher’ın karakterin sesi, jestleri, kambur postürüne bürünebilmek için hayli uğraştığı belli. Ancak senaryodan gelen yetersizlikler kadar, yanlış kasting’in de filmi olumsuz etkilediğini belirtmek isterim.
Film bu haliyle, özel hayatındaki detaylardan büyük ölçüde arındırılmış sade bir başarı öyküsü sunuyor bizlere. 2001 Apple hissedarlar toplantısında iPad’in takdimiyle başlayan prolog’un ardından Jobs’ın üniversiteyi terk ettiği yetmişli yıllara dönülüyor, kısaca Woz olarak bilinen Steve Wozniak ile birlikte ailesinin garajında hayata geçen Apple Computer firmasının doğuş ve yükseliş yılları özetleniyor. İkinci bölüm ise, Jobs’ın kendi kurduğu şirketinden atılması ve daha sonra mali itibarı sarsılan firmanın selameti için yeniden göreve çağrılması üzerine kurulu.
2001’den sonraki gelişmeler yer almıyor filmde. Jobs’ın 1986’da ‘Apple’da devre dışı kalmasının ertesinde giriştiği ve sinemaseverleri yakından ilgilendiren Pixar serüveni ise tamamen es geçilmiş. George Lucas’tan 10 milyon dolara satın alınan Lucas Film’in bilgisayar grafikleri bölümü üzerine inşa edilmiş bulunan Pixar, 1996 yılında ‘Oyuncak Hikayesi / Toy Story’ ile ilk patlamasını yapacak, ilerleyen yıllarda gerçekleştirdiği filmlerle bilgisayar destekli animasyon sinemasında devrim yaratacaktır. Jobs, 2006 yılında Disney tarafından satın alınıncaya kadar Pixar’ın CEO’su ve en büyük hissedarı ünvanını korumuştur.
(18 Ağustos 2013)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com
Animasyon Kısa Film Dream Less’in Medya Sponsoruluğunu Moneta Film Üstlendi
Moneta Film’in medya sponsorluğunu üstlenmiş olduğu, İspanyol yönetmen Daniel Valle’nin Dream Less adlı yeni animasyon kısa film çalışması festival yolculuğuna devam ediyor. Dream Less festival yolculuğuna başladığı günden beri yer aldığı her festivalde ilgi görüyor. Filmin derecelendirmelerine girdiği, seçkilerinde yer aldığı festivaller arasında XIV Trani International Film Festival, 3th Festival Internacional de Cortos de Animacion La Tribu, Festival Internacional Tomacine Cortomate ’13, IndieGo Alley Festival International Creative Commons Film and Music Festival gibi festivaller var.
Animasyon Kısa Film Dream Less’in Medya Sponsoruluğunu Moneta Film Üstlendi yazısına devam et
Daire (Yönetmen: Atıl İnaç)
Atıl İnaç’ın yönettiği ve Fatih Al, Nazan Kesal, Erol Babaoğlu ile Selen Uçer’in oynadığı Daire (Circle), 07 Şubat 2014′de M3 Film dağıtımıyla Lacivert Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Yaşamakta olduğumuz sert değişim dönemini konu alan film, üç karakterin kullanılmayan bir havaalanı etrafında gelişen trajikomik hikâyesini anlatıyor. Üniversitedeki öğretim görevini kaybettikten sonra kullanılmayan bir havaalanında güvenlik görevlisi olarak çalışmayı seçen Feramus ile çalıştığı taşra belediyesinin tiyatrosu kapatılınca hayatla inatlaşmak adına bir Cami’de ölü yıkayıcı olarak çalışmayı kabul eden Betül’ün fırsat bulamadıkları hüzünlü aşkları etrafında gelişiyor.
- Basın Bülteni: 1 / 2 / 3
- Fotoğraflar
- Web Sitesi
- Fragman: 1 / 2 / 3
- IMDb
- Gizem Ertürk Yazıyor
Groovy Images Film Müzikleri ve Videoları Festivali Kapsamında The Feasts of Fear and Agony Atölyesi Düzenleniyor
Alt Kültür’ün düzenlediği Groovy Images Müzik Filmleri ve Videoları Festivali, gençleri Hollanda Kraliyeti’nin desteğiyle düzenlenecek olan The Feasts of Fear and Agony atölyesine davet ediyor. Müzik, video, edebiyat ve hareketi harmanlayıp, özgün ve çarpıcı bir performans oluşturmayı amaçlayan atölyenin eğitmenleri Hollanda’dan Jacques Brooijmans, Carne van den Brink ve Türkiye’den Dila Yumurtacı. Ana amacı kamusal alandaki devrimi sorgulamak olan atölyenin temel metinlerini ise Dadaist şair Paul van Ostaaijen’in eserleri oluşturacak. Sanatçının eserleri, caz, müzik ve video art ile kombine edilecek.
- Basın Bülteni
- Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.