Önce Belçim Bilgin’le ilgili yazıma, değerli okurum Fatih Özdemir’in uyarısı üzerine, bir ek yapmak istiyorum… Belçim Bilgin’den söz ederken oyuncunun kariyerinin en iyi işlerinden biri olan 14 dakika uzunluğundaki “Sessiz-Be Deng” (2012) adlı filmden söz etmeyi ne yazık ki ihmal etmişim…
1977 doğumlu, Marmara Üniversitesi Sinema TV Bölümü mezunu, Kürt asıllı Rezan Yeşilbaş’ın senaryosunu yazdığı, yönettiği, Belçim Bilgin ile Cem Bender’in baş rollerini paylaştığı “Sessiz-Be Deng” 2012 yılında 65. Cannes Film Festivali’nden kısa film Altın Palmiye’sini kazanarak döndü…
Rezan Yeşilbaş “Ödülümü ülkemin sessiz ve yalnız bırakılmış bütün kadınlarına adıyorum,” demişti…
“Sessiz”de 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi sonrasında Kürt halkına korkunç işkencelerin yapıldığı Diyarbakır cezaevinde yatan bir mahkum ile karısı baş karakterlerdi… Filmde Zeynep karakteri tutuklu kocasına yeni bir çift ayakkabı götürmeye çalışıyordu…
“Sessiz” Cannes’da kısa film dalında bugüne dek Türkiye’den yarışan dördüncü film olmuştu… “Sessiz”den önce “Koza” adlı kısa filmi ile Nuri Bilge Ceylan, “Kıyıda” adlı kısa filmiyle Ebru Ceylan ve “Poyraz” adlı kısa filmiyle Belma Baş festivalin yarışmalı bölümüne seçilmişti.
*****
35 yıl önceki “Superman”in (1978) Kuzey Amerika (ABD-Kanada) sinema hasılatı olan 134 milyon doların enflasyon farkıyla bugünün yaklaşık 455 milyon doları olduğu hesaplanıyor.
Yeni “Superman” filmi 225 milyon dolar bütçeli “Man of Steel”in sadece Kuzey Amerika sinema hasılatının ise 400 milyon dolara yaklaşması bekleniyor. Böylece dördüncü (1987) ve beşinci (2006) bölümleri gişe başarısızlığına uğrayan serinin yeni bölümlerine yol açıldı… Yine de “Man of Steel”in dünya hasılatı bir milyar dolara ulaşamayabilir…
Warner Bros Stüdyoları’nın Gözde Dört Filmi
“Man of Steel”, dünya hasılatı 300 milyon doları geride bırakan “Muhteşem Gatsby”, 310 milyon doları aşan “Felekten Bir Gece 3” ve Aralık ayında gösterime sunulacak olan “Hobbit 2”yle birlikte Warner Bros Stüdyoları’nın 2013’ten kazançlı çıkacağı anlaşılıyor.
“Iron Man 3” Arayı Çok Açtı
2013’ün şu ana kadarki dünya sinema hasılat birinciliğiyse 1 milyar 200 milyon dolarla “Iron Man 3”ün elinde bulunuyor.
Büyük Bütçeler Artık Ona Emanet Edilmeyecek: Bryan Singer
Bu arada son üç filminden ikisi (2006 tarihli 270 milyon dolar bütçeli “Superman Returns” ve 2013 tarihli 195 milyon dolar bütçeli “Jack the Giant Slayer-Dev Avcısı Jack”) Warner Bros Stüdyoları’na feci şekilde zarar ettiren Bryan Singer artık büyük bütçelerin emanet edilmeyeceği yönetmenler arasına katıldı…
Zack Snyder Bir Kez Daha Başardı
“Man of Steel”in yönetmenliğini “300-300 Spartalı” (bütçe: 65 milyon dolar; dünya sinema hasılatı: 456 milyon dolar), “Watchmen” (bütçe: 130 milyon dolar; dünya sinema hasılatı: 185 milyon dolar) ve “Sucker Punch” (bütçe: 82 milyon dolar) ile tanıdığımız Zack Snyder üstleniyor… Zack Snyder 2013 yazının bir başka filmi “300: Rise of an Empire”daysa senaryo yazarı olarak görev aldı.
Yönetmeni “Man of Steel”i Anlatıyor:
“Superman’ın hikâyesini modern bir bağlamda anlatmanın çağımızın tuzaklarına da parmak basılmasını gerektireceğini biliyorduk,” diyor yeni “Superman” filminin yönetmeni Zack Snyder ve ekliyor: “Ve 75 yıldır göz önünde olan ve idolleşen bu karakter doğal olarak pek çok beklentiyi de beraberinde getiriyor. Bu nedenle, Smallville’den Superman kostümüne, onu ve ortamını güncelleştirmek için verdiğimiz her kararın uzantılarını ince eleyip sık dokuduk… Çünkü Superman hepimize ait. O, nihai kahramanı temsil ediyor; o, bize -uçma, hız, güç gibi- ilham veren tüm o inanılmaz havalı özellikleri, -her ne şekilde tanımlarsanız tanımlayın ailenin önemi gibi- insanlığın en iyi yönlerini, sevgiye duyduğumuz ihtiyacı ve dünyada bir şeylere ait olma hissini kucaklayan bir Süper Kahraman kültürü şöleni. İşte bu yüzden, tüm o muhteşem görseller, yoğun çatışmalar, Superman’ın bizim adımıza üstlendiği gezegen sorunlarına müdahale bir yana, biz onun kazanmasını istiyoruz; çünkü o, sahici, çünkü onun iyi bir kalbi ve saf niyetleri var. Onun bizi seçmesini istiyoruz çünkü tıpkı onun gibi, olabileceğimiz en iyi insan olmak istiyoruz.”
Zack Snyder sözlerini şöyle sürdürüyor: “Aksiyonun büyükten de büyük, yürek hoplatıcı ve insanları koltuklarında hop oturtup hop kaldıracak düzeyde olması gerektiğini biliyorduk. Bir Superman filmi yapıyor olduğumuzu aklımızdan hiç çıkamadık.”
“Superman” Çizgi Romanı 75 Yaşında
Jerry Siegel ile Joe Schuster tarafından yaratılan ve ilk kez 18 Nisan 1938 Pazartesi günü Action Comics adlı dergide okurların karşısına çıkan “Superman” çizgi romanı geçtiğimiz günlerde 75 yaşını geride bıraktı.
Sonu gelen Kripton Gezegeni’nden bir roketle dünyaya gönderilen bebeğin, bir çiftçi ailesince büyütülmesini ve “Süper Kahramana” dönüşmesini konu alan çizgi romanın baş karakteri Pearl Harbor baskınından sonra (1942’de) Almanlara ve Japonlara karşı da savaşmıştı.
“Superman” Filmi Türkiye Sinemalarında “Star Wars”tan Birkaç Ay Önce Gösterime Girmişti!
Film ithalâtçılarımız “Superman” çizgi romanının 40. yıldönümünde gösterime çıkarılan 1978’in “Superman”ini (bu filmin 55 milyon dolarlık dev bir yapım bütçesi vardı) o döneme göre sıcağı sıcağına, Kasım 1979’da Türkiye’de gösterime sunmuştu; 1977’nin “Star Wars”ı yaklaşık 3 yıl gecikmeyle Şubat 1980’de Türkiye sinemalarına gelebildiğinden Türk sinemaseverler “Superman”la daha önce tanışmışlardı…
1978’in “Superman”i için hiçbir masraftan kaçınılmamış, üç Oscar ödüllü Robert Benton ile iki Oscar’lı Mario Puzo (“The Godfather-Baba”nın yazarı) filmin senaryo yazarları arasında yer almıştı.
“Man of Steel”de Öykü Yazarlarından ve Yapımcılardan Biri: Christopher Nolan
“Inception-Başlangıç” (bütçe: 160 milyon dolar; dünya sinema hasılatı: 825 milyon dolar), “The Dark Knight-Kara Şövalye” (bütçe: 185 milyon dolar; dünya sinema hasılatı: 1 milyar doların üzeri) ve “The Dark Knight Rises-Kara Şövalye Yükseliyor”un (bütçe: 250 milyon dolar; dünya sinema hasılatı: 1 milyar 81 milyon dolar) yönetmeni Christopher Nolan’ın öykü yazarlarından ve yapımcılarından biri olduğu yeni “Superman” filmi “Man of Steel” 225 milyon dolarlık yapım bütçesiyle de göz kamaştırıyor.
Marlon Brando’nun Canlandırdığı Jor-El Karakteri Russell Crowe’un Oldu
David Goyer, Christopher Nolan’la birlikte senaryoyu kaleme alırken şu noktalara özen gösterdiğini belirtiyor: “Film büyük ölçüde seçimlerle ilgili. İki babası olan bir adamla ilgili: Kal’in Kriptonlu babası Jor-El ve Clark’ın dünyadaki babası Jonathan Kent’le. Clark/Kal her ne kadar şu ana dek sadece birinden haberdarsa da aslında iki farklı geçmişle büyüyor. Ve şimdi eğer her iki babasının da kendilerince onun için ön gördükleri adam olacaksa, bu iki öğretiyi birbiriyle bağdaştırmak zorunda.”
1978’in “Superman”inde Superman’in Kripton Gezegenindeki babası Jor-El’i Marlon Brando canlandırmıştı; “Man of Steel”de bu rol Russell Crowe’a (“Gladiator”deki rolüyle Oscar kazanan Crowe “A Beautiful Mind-Akıl Oyunları” ve “The Insider-Köstebek”le de Oscar adayı olmuştu) verildi.
Russell Crowe “Man of Steel”deki Rolünü Anlatıyor:
Topluma sırt çevirmiş bilim adamını canlandıran Russell Crowe şunları söylüyor: “Eğer hikâyeye Jor-El’in sadece iyi bir adam olduğu bakış açısından yaklaşırsanız, bu benim görüşüme göre esas noktayı azımsamak olur. Şahsen, onun biraz kaçık, yaptığı şeyin de son derece çaresizce olduğunu düşünüyorum. Jor-El’e göre, başvurduğu yol Kripton’u hayatta tutmak için son çare.”
Bu amacı gerçekleştirmek için, Jor-El’in Kal’e geçmişin hikayesini aktarması ve geleceğin önemini vurgulaması gerekmektedir. Bunu ise ancak, Clark’ın yolculuğu, onu babasının Dünya’da onunla irtibat kurabildiği tek yere getirdiğinde yapabilecektir: Clark 20.000 yıldan uzun bir süredir bir sır barındıran donmuş tundralara geldiğinde… ve Kal’in burada babasının görüntüsüyle yüz yüze konuşması mümkün olacaktır.
“Jor-El’in oğluna söylediği sahiden çok önemli şeylerden biri Kripton’da yapılmış yanlışların düzeltilmesine yardım etmek için bu dünyada gölgelerden çıkması gerektiği,” diyor Crowe ve ekliyor: “Bu muazzam bir sorumluluk, ama Kal-El yazgısını tam anlamıyla gerçekleştirmediği takdirde… bunu yapacak bir başkası yok.”
“Man of Steel”in Oscar Ödüllü ya da Oscar Adaylığı Elde Etmiş Diğer Oyuncuları:
* “The Master”, “The Fighter-Dövüşçü”, “Doubt-Şüphe” ve “Junebug” adlı filmlerle Oscar ödülü adaylığı elde eden Amy Adams, Superman’in sevgilisi Lois Lane rolünde…
* “Dances With Wolves-Kurtlarla Dans”la yapımcı ve yönetmen Oscar’larını kazanan ve yine bu filmle erkek oyuncu Oscar’ına aday gösterilen Kevin Costner Superman/Clark Kent’i evlât edinen Jonathan Kent rolünde…
Kevin Costner, “Babalık öğretmek ve korumaktır. Canlandırdığım karakter, Clark’a bir mucize olduğunu, evrende yalnız olmadığımızın kanıtı olduğunu söylüyor. Bu çok ağır bir yük ama Jonathan oğlunun Dünya’da olmasının bir nedeni olduğuna inanıyor ve ona günü geldiğinde insan ırkının önünde gururla durup durmayacağına dair karar vermesi gerekeceğini söylüyor,” diyor.
Costner filmin temalarının, özellikle kendisi ile Cavill’in karakterleri arasındaki ilişki söz konusu olduğunda, gerçek dünyayla çok paralel olduğunu düşünüyor: “İnsanlar çoğu zaman filmlerden hayal ürünü olarak bahsediyorlar. Ama gerçek şu ki, bazen filmler insanın kendisine, ‘Bu durumda ben ne yapardım? Ben nasıl bir insanım?’ diye sormasını sağlar.”
* “Unfaithful-Sadakatsiz”le Oscar adaylığı elde eden Diane Lane, Superman/Clark Kent’i evlât edinen Martha Kent rolünde…
* “Revolutionary Road-Hayallerin Peşinde”yle Oscar adayı olan Michael Shannon Süperman’i Kripton Gezegeninden dünyaya kadar takip eden düşmanı General Zod rolünde…
* “Tina: What’s Love Got to Do With It-Tina: Aşkın Bununla Ne İlgisi Var?”la Oscar adayı Laurence Fishburne Daily Planet Gazetesi Yöneticisi Perry White rolünde…
“Superman” Rolünde Henry Cavill
Bu çok katmanlı karakteri canlandıran İngiliz aktör Henry Cavill şunları söylüyor: “Clark kendini hep toplumun dışında hissetmiş biri. Onu yetiştiren Jonathan ve Martha Kent asla saldırgan ya da şiddetli tepkiler vermeyen, en önemlisi de asla oğullarının yapabildiklerini ifşa etmeyen insanlar. Ancak, herkesten farklı bir genç adam olmanın getirdiği hakiki büyüme sancılarıyla başa çıkmaya çalışmak ve bunları kimseyle paylaşamamak Clark’ta bir soyutlanma duygusu yaratıyor. Dünyanın tüm gücüne sahipken herhangi bir şey yapma konusunda kendisini güçsüz hissetmesi bu soyutlanmayı daha da pekiştiriyor.”
Henry Cavill, rolün gerektirdiği fiziğe erişmek için, aylar boyunca Gym Jones’ten Mark Twight’le çalıştı. Zack Snyder’le ilk olarak “300”de birlikte çalışan Twight şunu aktarıyor: “Zack bana gelip, ‘yeni bir projem var ama muhtemelen ilkinden daha zor. Birini Superman görüntüsüne kavuşturman gerekiyor,’ dedi.”
“Bu fikir, ödümü kopardı,” diyen Twight, şöyle devam ediyor: “Ama Zack bana çalışmaya istekli birini getirdi. Fit olmak sadece fiziksel güç ve kondisyon değildir, aynı zamanda karakter gücüdür. Bir amaca ulaşmak için mevcut olan tüm kaynaklarınızı ortaya koymaktır. Ancak beklentiler daha yüksek olduğunda, başarılar daha büyük olabilir.”
Farklı türde işlevsel antrenman tekniklerinin bir bileşimini oluşturan Twight ile antrenör Michael Blevins de içinde bulunduğu ekibi, Cavill’in kablolu çalışmalar, dövüş sahneleri ve tehlikeli sahneleri gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu becerileri, gücü ve özgüveni kazanması için aktörü çalıştırdılar.
“Vücut ağırlığının iki katını rahatça kaldırabildiğini fark ettiğinde, bize ve kendine inandı,” diyor Twight ve ekliyor: “Henry olağanüstü bir disiplin ve fiziksel kapasite düzeyine erişti.” Daha da önemlisi, Cavill yalnızca çok çalışma ve disiplinle bedenine 8 kilo kas ekleme amacına ulaştı. Twight şöyle devam ediyor: “Henry kostümsüzken de kostümlüyken olduğu şekilde görünmek istediğini söyledi. Gömleğini çıkaracağı sahneler için vücut makyajına bile ihtiyaç duymadı çünkü çok çalışmıştı ve bu çalışmanın sonucunun görünmesini arzu etti.”
Cavill ise, “Antrenman hakiki bir keşifti. Mümkün olduğunu asla düşünmediğim çeşit çeşit şeyleri yapabildiğimi öğrendim. Mark bazı şeylerin sürekli ilerlemesini sağladı ve sınırım olduğunu sandığım şeyleri aşmam için gözümü açtı. Beni ezecek beceriye sahipti ama bunu sadece yeterli ölçüde kullandı, mesela doğru dürüst yürüyemememi sağladı; kendimi berbat hissettim ve biraz içim bulandı… ama yine de geri dönmek istedim,” diyor gülümseyerek. Yoğun antrenman Cavill’in “uyanma anı” dediği şeye olanak tanıdı. Aktör bunu şöyle açıklıyor: “Tamam, bunu yapabilirim, diye düşünüyorsunuz. Birincisi, bu beni öldürmez. İkincisi, güvenli ellerdeyim. Üçüncüsü de aslında bunu yapmak hoşuma gidiyor. Evet, canım yanıyor, hem de çok. Ama bedenimin bunun üstesinden fazlasıyla gelebileceğini fark ettiğim noktanın ötesine geçmek hoşuma gitti. İşte bunun olduğu anı yakalamak muhteşemdi.”
Bu uyanma anında, Twight karakter ile aktör arasında bir paralellik gördüğünü belirtiyor: “Superman bir kendini keşfetme hikâyesi. Henry’nin yolculuğu da bu açıdan oldukça benzerdi. Kapasitesinin farkına vardı ve fiziksel olarak yetkin olmanın, vücudundan istediği her tür sonucu almanın getirdiği özgüveni keşfetti.”
Filmin yapımcılarından Charles Roven ise şunu ekliyor: “Henry Cavill vücuduna bütünüyle bir metamorfoz geçirtti. Zaten harika bir fiziği vardı ama bu film için onu süper bir şeye dönüştürdü.”
Henry Cavill bir gün Plano’da çekimleri izleyen çok sayıdaki Superman hayranıyla tanışana dek dünyanın en tanınmış Süper Kahramanı’nı canlandırmanın ne denli olağanüstü bir sorumluluk olduğunu tam olarak kavrayamadığını belirtiyor: “Superman hayranlarının ilgisi ve benimle etkileşimi son derece koltuk kabartıcıydı, ama aynı zamanda benim karaktere hakkını vermemin ne kadar önemli olduğunu anlamamı da sağladı. Bu role her zaman büyük saygı duymuştum, fakat o gün, yaptığım seçimin değerini gerçekten kavradım ve çok onurlandım. Neyse ki, Superman hayranlarının beklentilerine karşılık verdiğimize yürekten inanıyorum. Onu modern çağa uyarladık ama umuyorum ki izleyiciler sonuçtan memnun kalacaklar.”
(20 Haziran 2013)
Hakan Sonok
hakansonok.sonok1@gmail.com