Altın Koza, Derviş Zaim Sinemasını Mercek Altına Alıyor

17 – 25 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek 18. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında son dönemin en özgün yönetmenlerinden Derviş Zaim sineması mercek altına alınıyor. Derviş Zaim’in yönettiği Tabutta Rövaşata, Filler ve Çimen, Çamur, Cenneti Beklerken, Nokta ile Gölgeler ve Suretler gösterime sunulacak. 23 Eylül 2011 tarihinde ise yapımcı Baran Seyhan, Prof. Dr. Zeynep Tül Akbal Süalp, Prof. Dr. Serpil Kırel ve oyuncu Mehmet Ali Nuroğlu’nun katılacağı Derviş Zaim Sineması başlıklı bir söyleşi gerçekleştirilecek. Ayrıca, Derviş Zaim sinemasını anlatan bir de kitap yayınlanacak.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Gösterilecek filmler hakkında geniş bilgilere ve yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Altın Koza, Derviş Zaim Sinemasını Mercek Altına Alıyor yazısına devam et
  • Fantasturka 1. Türk İşi Fantastik Filmler Festivali Etkinlik Programı Açıklandı

    Fantasturka 1. Türk İşi Fantastik Filmler Festivali’nin etkinlik programı açıklandı. Festival, ülkemizde “fantastik sinema” türünün sevilmesi, tanınması ve sinema sanatçılarımızın kısıtlı koşullar içinde ürettikleri yapıtların ele alınması için yoğun emekler ortaya koymuş sinema tarihi araştırmacısı Metin Demirhan’a ithaf edildi. Kızılırmak Sineması’nda yapılacak gösterimlerde salonda yabancı uyruklu sinemaseverler bulunduğunda bütün uzun metrajlı filmler İngilizce altyazılı olarak gösterilecek. Resmi kurumlardan parasal destek talep edilmeyen festivaldeki bütün etkinlikler ücretsiz izlenebilecek.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Hicaz

    Erdal Rahmi Hanay’ın yönettiği ve Nilüfer Saltık, Memet Işık, Clarisse Gorokhoff ile Hakan Bozkan’ın oynadığı Hicaz, önümüzdeki aylarda Z Yapım tarafından vizyona çıkarılıyor.
    Beş farklı hikâyeden oluşan Hicaz’da, her karakterin hikâyesi kendi ekseninde bir mücadele verirken, bir şekilde diğer karakterlere de değiyor. Yönetmenin gözünde sadece hüzünlü bir makam olmakla kalmıyor Hicaz, aynı zamanda Arapça’da içerdiği anlam nedeniyle de filme adını veriyor. Arapça’da engel ya da bariyer anlamına gelen Hicaz, filmde de toplumsal ve içsel engelleri temsil ediyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi: 1 / 2
  • Fragman: 1 / 2
  • Diğer bağlantı ve basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hicaz yazısına devam et
  • Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Başlıyor

    İstanbul Hukuk Fakültesi ve Başakşehir Belediyesi tarafından 23 – 30 Eylül 2011 tarihleri arasında düzenlenecek olan 1. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nin basın toplantısı gerçekleştirildi. Ceza hukukçusu, akademisyen ve sinemacı, toplam 100’ün üzerinde yabancı konuğu ağırlayacak festivale katılacak konuklar arasında Rade Serbedzija, Tom Waller, Prinya Way Intachai ve Carlo Brandt gibi isimler de var. Basın toplantısı sonrasında üniversitenin giriş katındaki salonda, 12 Eylül 1980 döneminde olan olaylar ve idamlarla ilgili fotoğraf sergisi açıldı. (Haber: Muharrem Erdemir.)

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali Başlıyor yazısına devam et
  • Zenne

    M. Caner Alper ile Mehmet Binay’ın yönettiği ve Kerem Can, Erkan Avcı, Giovanni Arvaneh ile Rüçhan Çalışkur’un oynadığı Zenne, 13 Ocak 2012′de Medyavizyon Film dağıtımıyla Cam Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    İstanbul’a fotoğraf çekimleri yapmak üzere gelmiş olan Alman fotoğrafçı Daniel Bert, bir gece kulübünde Zennelik yapmakta olan Can ve Doğulu muhafazakâr bir ailede yetişmiş ve İstanbul’a gelmiş Ahmet ile tanışır. Abartılı ve antipatik renkli kıyafetler içindeki Can, gizemlerle dolu Ahmet ve Afganistan’dan ‘hasarla’ dönmüş Daniel, bir kaç karşılaşma ve tartışmanın ardından birbirlerine ısınırlar ve arkadaş olmayı başarırlar.

    Zenne yazısına devam et

    Uzaylılar, Amerika’yı Fethetti

    Kovboylar ve Uzaylılar (Cowboys & Aliens)
    Yönetmen: Jon Favreau
    Senaryo: Roberto Orci-Alex Kurtzman-Damon Lindelof-Mark Fergus-Hawk Otsby
    Müzik: Harry Gregson-Williams
    Oyuncular: Daniel Craig (Jake), Harrison Ford (Woodrow), Abigail Spencer (Alice), Keith Caradine (Şerif Taggart), Olivia Wilde (Ella), Sam Rockwell (Doc), Paul Dano (Percy), Clancy Brown (Vaiz)
    Yapım: Universal-DreamWorks (2011

    “Demir Adam” filmiyle bilinen Amerikalı yönetmen Jon Favreau’nun “Kovboylar ve Uzaylılar”, bir bilimkurgu western filmi. Filmin alt metninde 11 Eylül sonrasında Amerika’nın dış dünyayı fark edişi var.

    Bu film bir bilimkurgu, ama bir western. Kovboy filmlerine mekân veren Arizona da başrolde. Hikâye 1873 yılında geçiyor. Yani Amerika’nın iç savaşından sekiz yıl sonrası. Arizona bozkırında yaralı bir adam kendine gelirken, geçmişine dair hiçbir şey hatırlamıyor. Belleği silinmiş yabancı sol kolundaki tuhaf bilekliğe de anlam veremiyor. Üç insan avcısını hakladıktan sonra yaralı olarak, önceleri altın madenciliği yapan, şimdilerde eski albay Woodrow Dolarhyde’ın sığırlarıyla geçinen kasabaya misafir oluyor. Vaizin evine giren yabancı, vaiz yaralarını temizledikten sonra kasabalıyla tanışıyor. Woodroow’un şımarık oğlu Percy’ye dersini verdikten sonra kovboy filmlerindeki klâsik anlar da perdeyi kuşatmaya başlıyor. Aslında bu film, sonradan aranan bir suçlu olan Jake Lonergan gibi gizemli. Uzaylı yaratıklar yavaş yavaş varlıklarını hissettirdikçe Jake’in zihninin derinliklerindekiler de dışarıya yansımaya başlıyor. Yeryüzündeki altın madeninin peşindeki uzaylılar insanları da kaçırarak onlardaki zayıf yerleri deneylerle keşfediyorlar. Elbette, Woodrow ve Jake, kasabalılarla beraber uzaylıların peşine düşüyorlar. Bu iz sürmeye Apaçi kızılderileri de katılıyor. Filmde, Jake kadar gizemli Ella Swenson da var. Hatta doğaüstü güçleri. Vaiz, Jake’le ilk tanışmalarında ona, “İyi olanların kötülük yaptığını, kötü olanların da iyilik yaptıklarını çok gördüm” diyor. İyi ve kötü algısı, göreceli ve kültürlere göre değişebiliyor. Aslında genel bakışla en kötü olan Jake. Film, vaizin “iyi” ve “kötü” üzerine söylediklerinin izinden gidiyor. Filmdeki metaforları da fark etmek gerekecek. Amerika, 11 Eylül saldırısıyla gerçek anlamda kendisinin dışındaki dünyayı fark etti. Ardından büyük bir intikam duygusuyla kanlı trajediler yaşattı. Uzaylılar, sanki Amerika’nın dışındaki dünya.

    Tam bir western…

    Bu film gerçekten görsel anlamda da etkileyici. Sinemaskop çerçevelerle yansıyan Arizona’nın bozkırlarındaki sarı tonlar görsel anlamda çarpıyor. Sanki, 1960’lardaki westernlerin tadını yaratıyor bu görsellik. Doc’un işlettiği “saloon” klâsik Hollywood westernlerindeki gibi. Kasaba da aynı hissi veriyor. Elbette kovboylar da öyle. Uzaylıların gotik bir binayı çağrıştıran uzay gemisi de görkemli. Hem dışı hem içiyle. Geminin içi kasvetli ve gri tonlar öne çıkıyor. Filmin kameramanı New Yorklu Matthew Libatique de şöhretli. Bu kameramanı Darren Aronofsky’nin filmlerinden hatırlayabilirsiniz. Hatta Jon Favreau’nun “Iron Man – Demir Adam” filmlerinin de gözleri oldu. 1966 New York doğumlu Jon Favreau, ülkemizde bilinen, belki de “Demir Adam” filmleriyle tutkunları olan yönetmenlerden. O bir yönetmen, yapımcı, oyuncu ve senarist. Fonda duyulan muhteşem müzikleri yazan 1961 doğumlu İngiliz besteci Harry Gregson-Williams, 2004 yapımı “Shrek 2 – Şrek 2” filmine hazırladığı müziklerle hatırlanıyor. Beeban Kidron’ın 2004 yapımı “Bridget Jones: The Edge of Reason – Bridget Jones: Mantığın Sınırı”, Ridley Scott’ın 2005 yapımı “Kingdom of Heaven – Cennetin Krallığı” ve birçok bilinen filme müzik yazdı bu besteci. Platinum Studios’tan 2006 yılında çıkan Scott Mitchell Rosenberg’ün aynı adlı çizgi romanından uyarlandı 2011 yapımı “Cowboys & Aliens – Kovboylar ve Uzaylılar” filmi. Filmdeki canavar görünümlü uzaylılar için, 1940 doğumlu İsviçreli gerçeküstücü heykeltıraş ve ressam HR Giger’in tasarımlarından ilham alınmış sanki. Roger Donaldson’ın 1995 yapımı “Species – Tehlikeli Tür” bilimkurgu filmini görmüşseniz fark edebiliyorsunuz bunu. “Kovboylar ve Uzaylılar”, sinema sanatına kattığı zengin görsellikle sinemasevere heyecan veriyor. Ancak sinema perdesinde tadı çıkıyor bu görselliğin. “007 James Bond” Daniel Craig’le “Indiana Jones” Harrison Ford’un performansları da ilham verici.

    (16 Eylül 2011)

    Ali Erden

    sinerden@hotmail.com

    Arka Pencere Dergisi’nden Öğretmenlere Saygısızlık

    Arka Pencere Dergisi, 98. sayısında, kapağına Kill Bill’de Gelin’e hocalık yapan acımasız Pai Mei’yi yerleştiriyor. Tunca Arslan, Trendeki Yabancı köşesinde, kısa süre önce yitirdiğimiz öğretim görevlisi sinema âşığı Vakur Kayador’u yazdı. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Saç, Bir Tutam Cennet, Kötü Öğretmen ve Son Durak 5 yer alıyor.
    Dikkat çekici hatırlatmalar bulacağınız Sapık köşesiyle devam eden Arka Pencere Dergisi’nin 98. sayısı, bir Alfred Hitchcock alıntısıyla sona eriyor: “Şüphe’nin (Suspicion) sonundan pek hoşlanmam. Aklımda başka bir final vardı.”

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Arka Pencere Dergisi’nden Öğretmenlere Saygısızlık yazısına devam et
  • Goethe’nin İlk Aşkı

    Philipp Stölzl’ün yönettiği ve Alexander Fehling, Moritz Bleibtreu ile Miriam Stein’nin oynadığı Goethe’nin İlk Aşkı (Young Goethe in Love), 16 Eylül 2011’de M3 Film dağıtımıyla Kalinos Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Alman edebiyatçı Goethe’nin ilham kaynağı olan aşk hikâyesini konu alan film, Johann Goethe’nin babası tarafından küçük bir kasabaya gönderilmesiyle başlıyor. Johann, burada sıkı çalışarak amiri Kestner ile arkadaş olur. Güzel ve çekici bir kız olan Lotte’ye âşık olunca ayakları yerden kesilir. Ancak Kestner’in de Lotte’ye olan ilgisi hepsinin hayatlarını tersyüz edecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Erden Yazıyor
  • Kokulu Casuslar Sinemayı Kuşattı

    Çılgın Çocuklar 4D (Spy Kids: All the Time in the World 4D)
    Yönetmen-Senaryo: Robert Rodriguez
    Müzik: Carl Thiel-Robert Rodriguez
    Görüntü: Jimmy Lindsey-Robert Rodriguez
    Oyuncular: Jessica Alba (Marissa), Joel McHale (Wilbur), Rowan Blanchard (Rebecca), Mason Cook (Cecil), Jeremy Piven (Tehkikeli Sevgi/Tik Tak/Kronometre), Alexa Vega (Carmen), Daryl Sabara (Juni), Genny Solorzano (Casus Bebek), Elmo (Argonot)
    Yapım: Dimension-Troublemaker (2011)

    Heyecan verici yönetmenlerden Robert Rodriguez’in bir seriye dönüştürdüğü “Çılgın Çocuklar 4D” üç boyutlu, ama kokularıyla beraber dört boyutlu bir film.

    Anlamı “Casus Çocuklar: Dünyanın Bütün Zamanı” olan 2011 yapımı “Spy Kids: All the Time in the World in 4D – Çılgın Çocuklar 4D”, 1968 Teksas doğumlu Meksikalı yönetmen Robert Rodriguez’in medar-ı iftiharı bir aile casusluk filmi. Rodriguez’in bilimkurgu özellikleri de taşıyan bu seri, 2001 yılında “Spy Kids – Çılgın Çocuklar” adıyla macerasına başladı. Hemen ardından 2002’de “Spy Kids 2: Island of Lost Dreams – Çılgın Çocuklar 2” geldi. 2003’te “Spy Kids 3D: Game Over – Çılgın Çocuklar 3D” üç boyutlu çekti. “Çılgın Çocuklar 4D”, filme dördüncü boyut katmak için seyirciye kokuları da gönderiyor. Perdeye yansıyan numarayı “koku kartı”nda kazıdığınızda o sahnedeki kokuyu duyuyorsunuz. Eğer numarayı kazımayı başarabilirseniz, kendi adınıza sinema tarihinde bir ilki yaşayabilirsiniz. Film, Teksas-Austin’de ve buradaki Troublemaker Stüdyoları’nda kurulmuş setlerde çekilmiş. Yönetmen Rodriguez heyecan verici yönetmenlerden. İşte bu Rodriguez, ailesini, akrabalarını ve komşularını oynatarak 1992’de tam yedi bin dolara “El Mariachi – Gitarım ve Silahım” ilk uzun metrajlı filmi çektmişti. Bu film, Hollywood’un büyük stüdyolarından Columbia’nın ilgisini çekti ve önü açıldı. Rodriguez, ünlü yönetmen Quentin Tarantino’nun da en iyi dostu. Beraber birçok iş yaptılar Hollywood’da.

    Casusların zaman savaşı…

    Televizyonda “Casus Avı” programı yapan Wilbur Wilson’la iki yıllık evli hamile Marissa, zamanı donduran Tik Tak’ın peşine düşerken, karnındaki kız bebek de dışarı çıkmak için annesini zorluyor. Marissa, bir casus olduğunu ailesinden gizlemeyi başarmış. Kocası Wilbur’un ikizleri Rebecca ve Cecil’den bile. Bu iki velet, göründüğü gibi değil. Marissa, üvey kızı Rebecca’yla aralarını düzeltmeye çalışırken, emekliye ayrıldığı casusluğa yeniden çağrılıyor OSS tarafından. “Kronometre”, dünyadaki zamanlarla oynamaya başlayınca zaman hızla akmaya başlıyor. İyi casuslar, kötü casusların peşinde “zaman savaşı” yapıyorlar ve elbette daima iyiler kazanıyor. Zaman kendi ritmine dönüyor. Her şey eskisi gibi oluyor. Aslında bu üç boyutlu filmde “koku”larla beraber, “Zaman Kronometre”nin mekânları da çarpıcı. Devasa bir saati andırıyor bu mekân. Alman dışavurumcu sanatından yardım bulmuş yönetmen Rodriguez. Filmdeki espriler de iyi. Bir de köpek “Argonot” var. O bir köpekten öte her şey. Üstelik konuşuyor da. “Kronometre”nin neden zaman takıntılı olduğunu filmin derinliğinde anlıyorsunuz. Film, “geçmişe değil, geleceğe gidin” diye mesajlar da gönderiyor, belirtelim. Ailecek eğlenilecek ve mutlu olunacak filmlerden “Çılgın Çocuklar 4D…”

    (Bu yazı 16 Eylül 2011 tarihli Taraf Gazetesi’nde yayınlanmıştır.)

    (16 Eylül 2011)

    Ali Erden

    sinerden@hotmail.com