Hastalığın Getirdiği Mutsuzluklar

Eylül
Yönetmen-Senaryo: Cemil Ağacıkoğlu
Müzik: Doğan Duru
Kurgu: Taner Sarf
Görüntü: Ali Olcay Gözkaya
Oyuncular: Turgay Aydın (Yusuf), Görkem Yeltan (Aslı), Elena Polyanskaya (Elena)
Yapım: Arti Film (2011)

Fotoğrafçı Cemil Ağacıkoğlu’nun “Eylül”ü insanın üzerine hazan yağdıran filmlerden. Filmin en iyi tarafıysa, insanı boşlukta bırakan final bölümüydü.

Fotoğraf sanatçısı Cemil Ağacıkoğlu, “Eylül” filmiyle 18. Adana Altın Koza Film Festivali’nden önemli ödüllerle döndü. Başta kendisi yönetmen ödülü alırken, Görkem Yeltan “En İyi Kadın” ödülünü “Vücut” filmindeki Hatice Aslan’la paylaştı. Film, kurgu dalında Taner Sarf’a da “Altın Koza” kazandırdı. “Eylül” filmini 18. Adana Altın Koza Film Festivali’nde görmüştük. Estetik açıdan insanı etkileyen bu film, hikâye anlatma tarzıyla Avrupa’nın kuzey taraflarına yakın duruyor. Aslında yönetmenin anlatımını beğendik. Hikâye hayatın bir yerinde başlıyor ve bir yerinde bitiyor gibi oluyor. Final bölümü çarpıcı. İnsanı gerçekten boşlukta bırakıyor bu final. Dingin anlatımlı, zaman zaman Rus şiirsel gerçekliğini hissettiren uzun plân çekimleri, etkileyici kış atmosferi, Godard’a selâm gönderen “sıçramalı kurgusu” bu filme bağlanmamıza neden oldu.

Modern insanın zorluğu…

Filmi seyrederken, insan yabancılaşma yaşıyor. Modern zamanlarda yaşamak ve varolmak büyük mesele. Aslı akciğer hastalığı çekiyor. Yusuf, kuyumcuda usta. Karısını hastaneye getiren Yusuf, ona şefkatli davranmak için çaba gösterse de, dışarıdaki kış atmosferi gibi beraberlikleri. Hastane odasında Rus Elena’yla iletişim kuran Yusuf, belki de onu cinsel olarak arzuluyor. Çünkü karısı hep hasta ve bu yüzden yatağı soğuk. Hastaneden karısını çıkartan Yusuf, onunla beraber annesinin yanına gidiyorlar. Annesi, dayısıyla beraber yaşıyorlar. Çocukluğunun kasabasında arkadaşlarını gören Yusuf, İstanbul’a işine döndükten sonra Elena’dan telefon alıyor. Elena, İstanbul’da seks işçiliği yapıyor ve pezevenginden şiddet görüyor. Mutsuzluğun, pusların içindeki Yusuf’la karanlık arka sokaklardaki Elena’nın yolları kesişecek mi? Yoksa beklenmedik trajediler mi gelecek? Final insanı gerçekten boşlukta bırakıyor. Filmin anlatımı, ayrıntılı olmadığı için bazı şeyleri seyici dolduramayabilir. Belki de yönetmen böyle olmasını istiyor. Final de buna destek veriyor zaten. Oyuncu performansları da iyi. Az diyaloglu, dingin anlatımlı ve karakterlerin ruhunu yansıtan müzikleriyle aldığı ödülleri hak eden bir yapıt bu. Filmin neden “Eylül” adını taşıdığını bilemeyebilirsiniz. Belki de hazanı çağrıştırıyordur.

(Bu yazı 30 Eylül 2011 tarihli Taraf Gazetesi’nde yayınlanmıştır.)

(30 Eylül 2011)

Ali Erden

sinerden@hotmail.com