Troll Avı

Andre Ovredal’ın yönettiği ve Johanna Morck, Tomas Alf Larsen, Gleen Erland Tosterud ile Hans Morten Hansen’nin oynadığı Troll Avı (Trolljegeren – Troll Hunter), 27 Mayıs 2011’de Medyavizyon Film dağıtımıyla Medyavizyon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Norveç’in Kuzey ormanlarında izinsiz olarak ayıları avlayan bir avcıdan şüphelenen üniversiteli bir grup, film projesi olarak bu konunun üstüne gitmek ister. Avcı onları, kendinden uzak tutmak isteyince grup da bir akşam gizlice avcının peşine düşer ve aslında peşinde oldukları şeyin bir ayı olmadığını fark ederler; dev bir Troll ile karşı karşıyadırlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Erden Yazıyor
  • Diğer basın bültenleri ve bağlantılara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Troll Avı yazısına devam et
  • Fassbinder’ın Yalan Dünya’sı İstanbul Modern Sinema’da

    Alman sinemasının en ünlü yönetmenlerinden Rainer Werner Fassbinder’in en önemli yapıtlarından sayılan Yalan Dünya (Welt am Draht) filminin restore edilmiş versiyonu 02 Haziran 2011′de İstanbul Modern Sinema’da gösteriliyor. İlk olarak 2010 Berlin Film Festivali’nde gösterilen filmin konusu şöyle: Sibernetik ve Gelecek Araştırmaları Enstitüsü’nün en önemli projesi, Simulacron 1 isimli, tüm politik, toplumsal ve ekonomik olayları sanki gerçekmişçesine önceden tahmin eden elektronik bir canavardır. Bazıları Simulacron 1’i kendi çıkarları için kullanmak isteyince, iyi ve kötü arasında bir savaş başlar.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Fassbinder’ın Yalan Dünya’sı İstanbul Modern Sinema’da yazısına devam et
  • Cannes Film Festivali’nde İstanbul Film Festivali ve Köprüde Buluşmalar Platformu Kokteyli

    64. Cannes Film Festivali’nin uluslararası ortak yapımları destekleyen endüstri bölümü Producers Network kapsamında, İstanbul Film Festivali ve Köprüde Buluşmalar Platformu tarafından 17 Mayıs Salı akşamı bir kokteyl düzenledi. Dünyanın en önemli sinema etkinliği olan festival çerçevesinde düzenlenen ve İstanbul Film Festivali’nin coşkuyla geçen 30. yaşını, Türkiye sinemasının son yıllardaki uluslararası başarısını ve bu yıl Köprüde Buluşmalar Platformu tarafından desteklenen film projelerini kutlamayı amaçlayan kokteyl, İstanbul Film Festivali’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Cannes Film Festivali’nde İstanbul Film Festivali ve Köprüde Buluşmalar Platformu Kokteyli yazısına devam et
  • Ödünç Sevgili

    Luke Greenfield’in yönettiği ve Kate Hudson, Ginnifer Goodwin, John Krasinski ile Colin Egglesfield’in oynadığı Ödünç Sevgili (Something Borrowed), 27 Mayıs 2011’de Warner Bros. dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Hukuk firmasında çalışan Rachel, en iyi arkadaşı Darcy’nin kendisine sürekli hatırlattığı gibi hâlâ bekâr bir kadındır. 30. yaş gününü kutladıktan sonra, Rachel, kendini hukuk fakültesinden beri aşık olduğu Dex’in kollarında bulur, ancak Dex, Darcy’nin nişanlısıdır. Darcy’nin düğünü yaklaşırken Rachel, Darcy ile dostluğu ve hayatının aşkı arasında kalakalır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Dedemin İnsanları

    Çağan Irmak’ın yönettiği ve Çetin Tekindor, Hümeyra, Zafer Algöz ile Yiğit Özşener’in oynadığı Dedemin İnsanları, 25 Kasım 2011′de Warner Bros. dağıtımıyla Most Production – Ay Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
    Dedemin İnsanları, küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi anlatıyor. Kalabalık ve sıcak Ege insanlarının hikâyesini izlerken, mübadeleye, öteki olmaya, nereye gidersen git bir yere ait olamamaya, iki yakaya, çok sayıdaki azınlığa, ihtilallere bir defa daha, ama bu kez farklı bir yerden bakacaksınız.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb

    Dedemin İnsanları yazısına devam et

    Anadolu Kartalları

    Ömer Vargı’nın yönettiği ve Engin Altan Düzyatan, Çağatay Ulusoy, Hande Subaşı ile Özge Özpirinççi’nin oynadığı Anadolu Kartalları, 28 Ekim 2011’de Tiglon Film dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Pilot olma hayaliyle yaşayan beş gencin hayatı. Uçuş eğitiminde yaşadıkları zorluklar, aşkları, dostlukları, fedakârlıklar… Beş arkadaş, hayatlarının bu kutsal ama zor ve stresli döneminde birbirlerine destek olurlar. Bu dönemde eğitmenlerinin destekleri de onlara yol gösterir. Uluslararası Anadolu Kartalı Tatbikatı, hayatını değiştiren bir deneyim olacaktır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Erden Yazıyor
  • Diğer haber ve bağlantılara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Anadolu Kartalları yazısına devam et
  • Dersim Festivali Kapital Festivale Karşı

    Sineması olmayan bir kentte, tamamen gönüllülerin biraraya gelmesiyle organize edilen Dersim İnsan Hakları Film Festivali, sadece isim bazında değil, birçok yönüyle ilk olma özelliğini ortaya koydu. Festivalin organize ruhu ve program akışı ise dev bütçelerle organize edilen kapital festival algısını Dersim’de işlevsiz hale getiriyor.

    Dersimli bir grup sinema emekçisinin fikri ve emeğiyle ilk adımları atılan, daha sonra belediye ve valiliğin de desteğiyle dev bütçeli festivalleri kıskandıran bir organizasyona dönüşen Dersim İnsan Hakları Film Festivali, minik kırmızı halısı, olağanüstü misafir ağırlaması, kısmi arızalı sinema aleti ve kolektif profesyonelliğiyle devam ediyor.

    Dersim’de, BDP’li belediye, Valilik ve SODES’i biraraya getirmeyi başaran festival emekçileri, tam anlamıyla ortaklaşma, emek, gönül ağı ve gönül bağıyla bir organizasyon gerçekleştiriyor. Gerek film seçkisi, gerek festival başlıkları ve gerekse köklü bir festivalde aranacak tüm özellikleriyle kente kısa bir süreliğine helikopter sesi yerine sinema çarkının sesini dinletmeyi hedefleyen festival, önemli mesajlarıyla da dikkat çekiyor.

    Havaalanı bulunmadığı için konuklarını Erzincan yada Elazığ’a kadar hava yoluyla getirtebilen, oradan da belediye araçlarıyla Dersim’e taşıyan festival komitesi, mobilize ettiği öğrenciler, partilerin genç çalışanları, kentin emekçileriyle de dünya devrim sinemasına sağlam bir platform hazırlıyor şimdiden.

    İlk Aktarım Kemal Abi’den

    Festival katılımcıları, film ekipleri ve yönetmenlerin bir başka kentten taşınması dolayısıyla aslında ironik bir şekilde Dersim’in mağdur ve mağrur coğrafyasında da bir yolculuk yaşatılıyor. Gerek Pülümür gerekse de Pertek tarafından gelen yolcular, coğrafyanın harikulâdeleğinin yanısıra, festivalin en büyük emekçilerinden, taşıma koordinatörü, festivalin Kemal abisinden de tarihi ve siyasi koordinatları alma şansı yaşıyor konuklar. Ardından kentin yeni otelinde konukları bir kırmızı minik halı karşılıyor kapıda. Ardından ise kentin ileri gelenleri, siyasileri, yaşlıları, kadınları ve divaneleri…

    Çoğunluk, Press, Saklı Hayatlar, Meş, Kayıp Özgürlük gibi filmlerin hem kadrolarını hem yönetmenlerini de kente getiren festival, çok sayıda belgesel ve çocuk filmleriyle de sinemanın diğer alanlarını seyirciye açıyor. Aynı zamanda sinema söyleşileri, sinema atölyeleri ve seçim yoğunluğuyla birlikte Dersim’de tatlı bir telâş yaşanıyor.

    Festivalde temaya uygun olarak seçilen filmlerle birlikte, hazırlanan broşürlerde ise Ermenice, Zazaca, Kürtçe ve Türkçe’ye yer verilmesi dikkat çekiyor. Türkiye’deki dev bütçeli Altın Koza, Altın Portakal, İKSV ve türevleri olan festivallerle kıyaslanamayacak kadar küçük bir bütçe ve farklarıyla süren festivalin tüm çalışanları gönüllülerden oluşuyor.

    Üniversite öğrencilerinin festivalin her uğraşısına koşuşturması, Dersimli sanatçılardan, Belgin Cengiz, Metin Kahraman, Kazım Öz gibi isimlerin ise konuklarla sıkı şekilde ilgileniyor olması, belediye başkanı Edibe Şahin’in misafirperverliği, Bağımsız Milletvekili Adayı Ferhat Tunç’un festival ilgisi, genç yaşlı Dersimli herkesin ev sahipliği hoşgörüsü derken, katılımcı ve konukların neredeyse tamamının ağzından, ‘burada mı kalsak acaba’ cümlesini duymakla noktalanıyor durum.

    Organizasyonun ruhuna uygun şekilde yarışma bölümlerinin olmaması alışılmış festival algısını yerle bir ederken, gösterimlerin ise son derece elverişsiz koşullarda, kısmi arızalı makinelerle yapılmasına rağmen, gerek yönetmenlerin, gerekse izleyicilerin, ortadaki çaba ve emek karşısındaki hoşgörü tavrı ise görülmeye değer bir durum yaratıyor.

    Her gün bir film, iki film iki belgeselin gösterildiği festivalin en önemli özelliklerinden biri ise, isteyen herkese, üstelik ücretsiz şekilde açık olması.

    İlk olmasından kaynaklı her yanından insancıl bir amatörlüğün ve insan sıcaklığının tadılabildiği ama kimsenin asla buruk ayrılmayacağı kent ve ilk film festivali, bildik festival şatafatından uzak, topraktan ve insandan kurgusuyla, üstelik Cannes’le aynı tarihlere denk gelmesiyle hem ironik, hem de kıskandıracak yığınla özelliğiyle önemli bir işlev üstlenmeye başlamış durumda.

    (24 Mayıs 2011)

    Rawin Sterk