Felix Van Groeningen’in yönettiği ve Kenneth Vanbaeden, Valentijn Dhaenens, Koen De Graeve ile Wouter Hendrickx’in oynadığı Çölde Kutup Ayısı (The Misfortunates), 21 Ocak 2011’de M3 Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Çölde Kutup Ayısı, küçük ve sevimli bir kasabada babası ve üç amcasıyla birlikte yaşamakta olan on üç yaşındaki Gunther’in ergenliğe geçiş hikâyesini anlatıyor. Gunther, baba evinde hemen her gün, fazlaca alkol, kadın, uygunsuz durum ve aylaklıkla karşı karşıya kalmaktadır. Görünüşe göre o da gelecekte aynı kaderi paylaşmak zorunda kalacaktır. Acaba bu talihsizlikten kurtulmayı başarabilecek midir?
Aylık arşivler: Aralık 2010
Benim Adım Aşk
Luca Guadagnino’nun yönettiği ve Tilda Swinton, Edoardo Gabbriellini, Flavio Parenti ile Alba Rohrwacher’ın oynadığı Benim Adım Aşk (Io sono l’amore – I am Love), 14 Ocak 2011’de M3 Film dağıtımıyla Mars Production – Kurmaca Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Benim Adım Aşk, burjuvazi, yasak aşk ve tutku üçgeninde gelişen trajik bir aşk hikâyesini anlatıyor. Zengin bir ailenin hasta olan büyükbabası, işi oğluna ve torununa bıraktığını ilân eder. Evin hanımı Emma, kocasının iş seyahatleri ile kızının okul için evden ayrılmasıyla kendini yalnız hissetmeye başlar ve oğlunun aşçı arkadaşıyla tutkulu bir ilişki yaşamaya başlayınca kendini yeni bir dünyanın içinde bulur.
Ağaç
Julie Bertucelli’nin yönettiği ve Charlotte Gainsbourg, Morgana Davies, Marton Csokas ile Christian Byers’ın oynadığı Ağaç (Larbre – The Tree), 21 Ocak 2010’da M3 Film dağıtımıyla Kalinos Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Dawn, eşini kaybettikten sonra çocukları ile baş başa kalmıştır. Küçük kızı babasının ruhunun bahçelerindeki ağaçta yaşadığını ilk söylediğinde bunu çocukça bir şaka olarak kabûl eder. Bu olay, giderek aile içinde kabûl görür. Bir süre sonra tüm çocuklar babaları ile konuşmaya başlarlar. Dawn da hayatın hayal kırıklıklarından sonra çocukları gibi davranmaya başlar.
Nijat Özön
On’lu yaşlardaydım. Kökçüoğlu Kitapevi’nin (Samsun) vitrininde Sinema adında bir kitap gördüm. Demek ki o zamanlarda da, sırf sinemada film seyretmek bana yetmiyordu, kitabı edinmek istedim, evde söyledim ama alınmadı, daha sonra eniştem habersizce, kitabı almaya gitmiş ve satılmış olduğunu öğrenmiş. O kitabın tam adının Ansiklopedik SİNEMA Sözlüğü olduğunu, yazarının da Nijat Özön olduğunu öğrendim. Özön, sözlük kısmını daha sonra Türk Dil Kurumu yayınları arasında önce Sinema Terimleri Sözlüğü, sonra da geliştirerek Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü adlarıyla yayınlandı. Daha sonra daha da genişletilerek tekrar (Sinema Televizyon Video Bilgisayarlı Sinema) yayınlandı. Kitabın “ansiklopedi” kısmı ilk kitapta kaldı, yayınlandığı dönem itibari ile sinemanın önemli kişileri hakkında ansiklopedik bilgiler veren bir içeriği vardı. Bunları sonradan kitabı incelerken gördüm. Kitap artık sahaflarda bulunur olmuştu.
Sonradan, 1961 yılında Özön, Türk Sinema Tarihi’ni yayınladı. başlangıçtan 1960 (hatta 1959) yılına kadar sinemamız tarihini bir araya getiren kitap o zaman hayli itibar görmüştü, hâlâ da görür. Oysa 1960’dan sonra sinemamızda bir çok gelişmeler olmuş, giderek artan film sayısı ile değişik -ilginç- çalışmalar yapılmıştı. Sinemamız içinde olan, o günlerde haftalık Akis Dergisi’nde sinema yazıları ve eleştiriler yazan Özön, 1960 ve sonrası sinemamızı kitabın sonraki basımlarında ele almamıştı, o günlerde bırakmıştı, hatta sonradan yapılan baskıları (iki kez) ilk basımın tıpkı basımı olarak basılmıştı. Özön, bu kitaplardan önce ve sonra başka kitaplar da çıkarmıştı. Başlangıçtan 1966 yılına kadar sinemamız hakkında bir rapor oluşturan Türk Sineması Kronolojisi ise çok ilginç bilgiler içermesine rağmen, bu bilgiler bir çok eksikliği de barındırıyordu. Genç yaşta yitirdiğimiz Nezih Çoş, Ulusal Sinema Dergisi’nde bu konuda bir yazı dahi yazmıştı.
Özön’ün 1960 yılına kadar ele aldığı sinema tarihimizi (rahmetli) Mustafa Gökmen de Sinema Tarihi kitabında 1950 yılına kadar ele alıyordu ve hatta satır başları olarak verdiği bilgilerle çok daha kapsamlı bir kitap oluşturuyordu. 1950’den sonrasının ele alınmamasını, “O tarihten sonrası beni ilgilendirmiyor” diye niteliyordu ama öncesini daha da derinlemesine araştırmaktan vazgeçmemişti. Özön’ün, bundan sonra Sinema El Kitabı yayınlandı. Sonradan Sinema adı ile tekrar yayınlanacak kitap, sinemanın tarihi yanında tekniğine de yer vermeye çalışıyordu. Bu kitabı bir arkadaş aracılığı ile elde edebilmiştim.
Bu kitapları okuyup anlıyordum, ama Özön’ün Payel Yayınları tarafından yayınlanan Eisenstein’den yaptığı çevirileri okumam mümkün olmadı. Bir dil bilimci / sözlük yazarı olan Mustafa Nihat Özön’ün de oğlu olan Nijat Özön’ün bu çevirilerde kullandığı dil, okuyup anlayamayacağım kadar yenileştirilmiş (Öztürkçe mi diyorlardı!) idi.
Bir zamanlar yazdığı eleştirilerde Adnan Ufuk adını da kullanan Özön, 1914’de çekildiği tartışılan Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Yıkılışı filmi üzerine de çeşitli yazılar yazdı. Burçak Evren’in bu filmle ilgili (yakın zamana kadar her 14 Kasım’da ortaya atılan) başlattığı tartışmaya kıyısından köşesinden katıldı ve filmin asıl adının Ayastefanos’taki Rus Abidesinin Hatmi olduğunu belirtti. (Ki kanımca filmin -ne olursa olsun- bu isimle anılması gerekmektedir.)
Özön, sinemamız üzerine uzun süren dergi yazıları ve kitaplarla bizlere ulaşan çalışmaları ve birçok eksiklik (belki yanlışlar da) içeren çalışmalardan sonra aramızdan ayrıldı. Uzun süre Ankara’da yaşamış olması nedeni iledir belki, karşılaşmamış (ve tanışmamış) olmamız nedeni ile ilişkimiz olmadı ama sinema (sinemamız) ile ilk ilişkilerimde, özellikle Türk Sinema Tarihi kitabı ile beni (yazım alanında kalsa bile) sinemamız içine çekenlerden biri oldu. Sinemamız tarihinde yerini (!) alacaktır.
(18 Aralık 2010)
Orhan Ünser
Aslı Gibidir (Yönetmen: Abbas Kiarostami)
Abbas Kiarostami’nin yönettiği ve Juliette Binoche, William Shimell, Jean-Claude Carriere ile Agathe Natanson’un oynadığı Aslı Gibidir (Copie Conforme – Certified Copy), 31 Aralık 2010’da M3 Film dağıtımıyla Mars Production tarafından vizyona çıkarıldı.
Adam İngiliz bir yazar, Kadın ise Fransa’dan gelen bir sanat galerisi sahibidir. Hayranlık duyduğu yazara bir gün boyunca Toscana’yı gezdiren Kadın, saatler ilerledikçe adamla yakınlaşarak hem ikili ilişkileri hem de nesnelerin ve kişilerin gerçekliğini sorgulamaya başlar. İlk gösterimi 2010 yılında Cannes Film Festivali’nde yapılan filmdeki rolüyle Juliette Binoche En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.
Gezici Festival’de 11 Aralık
10 Aralık’ta Artvin yolculuğuna başlayan 16. Gezici Festival, Cannes’dan FIPRESCI Ödüllü Adrienn Pal’ın senaristlerinden Andrea Roberti’yi Artvinli sinemaseverlerle buluşturuyor. Alin Taşçıyan bu yılki Cannes Film Festivali programındaki filmleri değerlendirdiği yazısında Adrienn Pall’ı “Bir çok ustanınkinden daha iyi, üslûp sahibi ve gerektiğinden fazla söze dayanmayan bir yapıt” sözleriyle tanımlamıştı. Filmi hak ettiği başarıya ulaştı ve “Belirli Bir Bakış” bölümünden Sinema Yazarları Federasyonu (FIPRESCI) Ödülü’nü kazandı.
Gezici Festival’de 11 Aralık yazısına devam et
Günah Geçisi’nin Fragmanı İnternette Yayınlanmaya Başladı
Başrolünde Şahin K.’nın oynadığı Günah Keçisi filmi 21 Ocak 2011 tarihinde vizyona girecek. Yeşilçamın ünlü karakter oyuncuları Nuri Alço ve Coşkun Göğen de filmde Şahin K.’ya eşlik ediyor. Yapımcılığını Medya Mühendisi’nin üstlendiği Günah Keçisi’nin resmi fragmanı internette yayınlanmaya başladı. Filmde, Sevtap Parman’ın yanı sıra Yıldırım Memişoğlu ve Turgay Tanülkü de Şahin K.’ya eşlik ediyor. Almanya’daki şöhretli, zengin, fakat mutsuz hayatını bırakıp sade bir hayat isteyen Şahin K., Bodruma gelir ve bu güzel kasabada yaşamaya başlar.
Hepimiz Bilirkişiyiz, Yıktırmıyoruz Oluşumu 14 Aralık’ta Emek Sineması Önünde Toplanıyor
Emek Sineması’nı ve Cercle D’Orient binasını içeren kamuya ait adada gerçekleştirilmesi plânlanan yenileme projesi geçtiğimiz aylarda mahkeme kararıyla durdurulmuştu. Şimdi bu binaların kaderini bir grup uzman bilirkişi belirleyecek. Mahkeme yürütmeyi durdurduğunda bu kentin sahipleri olarak Hepimiz Bilirkişiyiz Oluşumu sözünü unutmadı, keşfin yapılacağı 14 Aralık Salı günü saat 14:30’dan itibaren “mahallinde keşif ve inceleme” yapmak ve bir kez daha Emek Bizim İstanbul Bizim demek için kameralarıyla, fotoğraf makinalarıyla Emek Sineması’nın önünde toplanıyor.
Çakallar İçini Dökecek
Vizyon öncesi gösterildiği 1. Malatya Uluslararası Film Festivali’nde Kemal Sunal Halk Ödülü alan film Çakallarla Dans şimdide çakallık hikâyeleriyle dikkat çekiyor. Bugüne kadar pek çok “çakallık” hikâyesi dinlemiş olabilirsiniz. İşte Murat Şeker’in 17 Aralık’ta vizyona girecek sinema filmi Çakallarla Dans’ta da bir çakallık hikâyesine ve beraberinde yaşanan komik durumlara tanıklık edeceksiniz. Ancak sadece tanıklık etmekle kalmayın, ister kendi “en çakal” hikâyenizi, ister şahit olduğunuz ya da dinlediğiniz hikâyeyi www.cakallarladans.com adresinde açılan forum bölümünde paylaşın.
Hangi İnsan Hakları? Etkinliğinde Panel: Erkek Egemen Sistemde Şiddetle Mücadele
Documentarist – İstanbul Belgesel Günleri tarafından organize edilen Hangi İnsan Hakları? etkinliği kapsamında moderatörlüğünü feminist aktivist Gülnur Elçik’in yapacağı Erkek Egemen Sistemde Şiddetle Mücadele adlı bir panel gerçekleştiriliyor. Esen Özdemir, Eylem Çağdaş, Filiz Karahasanoğlu, Habibe Yılmaz Kayar, Nihal Kuyumcu ve Zeynep Özdal gibi isimlerin konuşmacı olarak katılacağı panelde Nuray Onuk’un yönettiği Saf Kötülük adlı belgesel film de gösterilecek. Saf Kötülük belgeseli 16 yaşındayken babası ve dedesi tarafından diri diri gömülerek öldürülen Medine Memi’nin yaşadığı son beş dakikayı anlatıyor.
- Basın Bülteni
- Günler hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
Arka Pencere Dergisi Müzikal Bir Şemsiye Açıyor
Arka Pencere Dergisi, Catherine Deneuve’ü kapağına taşıdığı, 59. sayısında yolu İtalya’dan geçen filmlere yakından bakıyor. Tunca Arslan, Sinema Yazarları Derneği’ndeki (SİYAD) son başkanlık seçimi sonrasında yıllar öncesinden dernekte çekilmiş bir fotoğrafı çekmecesinden çıkarıp köşesine taşıyor. Vizyon filmleri eleştirileri arasında Turist ve Narnia Günlükleri: Şafak Yıldızı’nın Yolculuğu yer alıyor.
Derginin 59. sayısı bir Hitchcock alıntısıyla sona eriyor: “Sinemada bir öyküyü anlatırken ancak başvurulacak başka bir yol kalmadığında diyalog kullanılmadır.”
Arka Pencere Dergisi Müzikal Bir Şemsiye Açıyor yazısına devam et
Dağ Kültürü Derneği’nin Yeni Merkezi Açılıyor
Dağ Filmleri Festivali’ni düzenleyen Dağ Kültürü Derneği’nin yeni merkezi açılıyor. Ülkemizin doğa kültürü arenasına yeni bir soluk getirmek üzere kurulan Dağ Kültürü Derneği, tüm doğaseverleri 18 Aralık 2010 Cumartesi günü 14:00 – 19:00 saatleri arasında “Papa Roncalli Sokak, No: 118/A, Harbiye” adresindeki yeni dernek merkezine bekliyor. Tanıtım toplantısında kısa filmlerle dernek ve festival hakkında bilgiler verilecek ve sohbetlerle de üyeler tanınmaya çalışılacak. Gün içinde yapılacak iki gösterimde Mont Blanc’da Fırtına ve Ordu’da Bir Argonot adlı filmler izlenecek.
Dağ Kültürü Derneği’nin Yeni Merkezi Açılıyor yazısına devam et
Şenlikname: Bir İstanbul Masalı Ekibi, Samanyolu Haber TV Sanat Kafe’de
Sunuculuğunu Köksal Aras’ın, yapımcılığını ise Ahmet Baha Öztürk’ün yaptığı Samanyolu Haber TV’de yayınlanan Sanat Kafe programına bu hafta, Şenlikname: Bir İstanbul Masalı filminin yapımcısı Mine Vargı ile oyuncuları İlker Yiğen, Ayfer Dönmez ve Naci Taşdöğen konuk oluyor.
İstanbul’un 3000 yıllık efsanevi mekânlarında geçen sıcacık bir aşk öyküsünün anlatıldığı filmde konuklar filmin perde arkası bilgilerini Sanat Kafe seyircileriyle paylaşacak. Samanyolu Haber TV’deki Sanat Kafe programı Cumartesi ve Pazar günleri 13:10 – 13:55 saatleri arasında canlı olarak yayınlanıyor.
- Basın Bülteni
- Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
İlker Ayrık ve Hayde Klibi Kanal D Cinemania’da
Ömür Gedik’in hazırlayıp sunduğu sinema programı Kanal D Cinemania’da bu haftanın konuğu Memlekette Demokrasi Var ve Çakallarla Dans filmlerinin başrol oyuncusu İlker Ayrık. Geniş Aile dizisiyle geniş bir hayran kitlesine ulaşan İlker Ayrık oyunculuğa nasıl başladı? İlker Ayrık, hangi filmde gözyaşlarını tutamadı? Editörlüğünü Fırat Sayıcı’nın yaptığı programda vizyona giren yeni filmler ve çarpıcı sinema haberleri, vs. yer alıyor. Ömür Gedik’le Cinemania her Cumartesi Kanal D’de.
İlker Ayrık ve Hayde Klibi Kanal D Cinemania’da yazısına devam et
Hüseyin Karabey: Sanatçı Tabu Yıkan Kişi Olmalı
İstanbul Şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü, yeni medyada nefret söyleminin tehlikelerine dikkat çekmek amacıyla atölye ve film gösterim etkinliği gerçekleştirdi. İnsanların internet ortamında kimliklerini gizleyerek, nefret ve şiddet söylemini sınırsızca kullandıklarından yola çıkan bir grup akademisyenin kurduğu Yeni Medyada Nefret Söylemi Çalışma Grubu’nun 04 Aralık’ta gerçekleştirilen eğitim atölyesinin ardından yönetmenliğini Hüseyin Karabey’in yaptığı 2007 yapımı Gitmek: Benim Marlon ve Brandom filmi gösterildi.
Hüseyin Karabey: Sanatçı Tabu Yıkan Kişi Olmalı yazısına devam et