Şantaj (Stone), Toprak Altında (Buried), Kardeşimden Sonra (Charlie St. Cloud), Tinker Bell ve Peri Kurtaran (Tinker Bell and the Great Fairy Rescue), Şeytan (Devil), Adele’nin Olağanüstü Maceraları (Les Aventures Extraordinaires D’Adele Blanc-Sec), Centilmen (The American), Çılgın Hırsız (Despicable Me), Son Hava Bükücü (The Last Airbender), Sihirbazın Çırağı (The Sorcerer’s Apprentice), Oyuncak Hikayesi 3 (Toy Story 3), Şrek: Sonsuza Dek Mutlu (Shrek: Forever After), 08 – 14 Ekim 2010 seansları için tıklayınız.
Yıllık arşivler: 2010
Paramount Pictures DVD.leri
Paramount Pictures tarafından satışa sunulan DVD.lerin yüksek çözünürlüklü kapak fotoğraflarına ve basın bültenlerine haberin devamından ulaşabilirsiniz.
Yeni eklenenler:
Aklı Havada (Up In The Air).
Tüm Şirketler
Tüm Şirketler,
01 – 03 Ekim 2010 Haftasonu (Weekend),
01 – 03 Ekim 2010 Zirve 20 (Top 20) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.
Ankara Kızılırmak Sinemaları
Ankara Kızılırmak Sinemaları, 08 – 14 Ekim 2010 seansları için tıklayınız.
Özen Film Sinemaları ve Filmleri
Suadiye Movieplex, Şişli Movieplex, Çemberlitaş Şafak, Beyoğlu Sinepop, Sevgili Hedefim (Wild Target), Kako Si? (Nasılsın?), Garip Bir Aşk Öyküsü (Zack and Miri Make a Porno), Kapı (Die Tür – The Door), Ayrılık (Die Fremde – When We Leave),08 – 14 Ekim 2010 seansları için tıklayınız.
Vay Arkadaş’ın Afişi Hazırlandı
Kemal Uzun’un yönettiği ve Ali Atay, Fırat Tanış, Mete Horozoğlu, Demet Evgar, Mustafa Üstündağ ile Rasim Öztekin’in oynadığı Vay Arkadaş’ın afişi hazırlandı.
05 Kasım 2010′da Özen Film tarafından vizyona çıkarılacak olan Vay Arkadaş’ın, İstanbul’un kenar mahallerinden birinde yaşayan üç arkadaş Manik, Tik ve Dildo’nun, mahallenin dışına pek taşmayan, sıradan ama kendi içlerinde hareketli bir şekilde devam eden heyecan, macera ve kahkaha dolu hayatlarını anlatan hikâyesi, yeni sezonda sinemaseverlerle buluşacak.
Vay Arkadaş’ın Afişi Hazırlandı yazısına devam et
Kako Si?
Daha önce reklâm,video ve müzik filmlerinde yönetmen, yazar ve yapımcı olarak görev alan Özlem Akovalıgil’in ilk uzun metrajlı çalışması olan Kako Si? iki farklı hikâyenin Bosna’nın başkenti olan Sarajevo’da birleşmesini anlatıyor.
Ailesi yıllar önce, savaş zamanında Bosna’dan İstanbul’a göç etmiş olan Semahat Hanım, doğduğu yere geri dönüp akrabalarını bulmak ister. Çekeceği filmde Semahat Hanımın hikâyesini işlemek isteyen yönetmen Fatih ve arkadaşı Ufuk, Semahat Hanımı da alarak Saraybosna’ya doğru yolculuğa çıkarlar. Almanya’da doğup büyümüş olan Selim ve sevgilisi ise araba ile Almanya’ya gitmek üzere İstanbul’dan ayrılırlar, bu iki farklı hayatın yolları Bosna’da kesişir.
Yönetmenimiz Bosna’nın Sırplar tarafından işgâl edildiği dönemde Müslümanların yaşadığı zor durumlara ışık tutarak sinema ile belgesel karışımı bir film yapmaya çalışmış ama Akovalıgil’in ilk filmi olsa gerek, konu amatörce işlenmiş. Özellikle sahneler arası çok hızlı geçilmiş ve yönetmen Fatih ile Selim’in arabanın içindeki diyalogları da çok fazla uzatılmış ama iki farklı hikâyenin birbirine mantıklı bir şekilde bağlanması ve tarihsel olaylardan da bahsedilmesi, izleyicinin filme olan ilgisini bir hayli arttırıyor. Filmde Semahat Hanımı canlandıran Semahat Garuşanin’in samimi ve doğal oyunculuğu dikkat çekiyor, isminden de belli oluyor ki oynadığı karakter ile kendi hayatı hemen hemen birbirine benziyor, Garuşanin’e Mesut Akusta, Deniz Çakır, Kemal Okur ve Muhammed Garuşanin gibi oyuncular eşlik ediyor.
Filmin başarılı görüntülerinin yönetmenliğini ise O… Çocukları, Ali’nin Sekiz Günü ve Dilber’in Sekiz Günü gibi filmlere de imza atmış olan Cengiz Uzun üstleniyor. Saraybosna’nın manzaraları da filme ayrı bir renk katmış. Salondan çıktığım zaman gelecek yaz tatilinde Bosna’ya gidip bize yakın bu yerleri ziyaret etmeye karar verdim.
Az bir bütçeyle çekilmesine ve teknik kusurlarına rağmen Semahat Goruşanın’ın oyunculuğu, görüntüsü ve Bosna-Hersek topraklarında yaşamış olan Müslümanlar (Boşnaklar) hakkında bilgiler almak için görülmeye değer bir film olmuş.
(10 Ekim 2010)
Emir Batuş
Kosmos, Hayfa’nın da En İyisi
Geçtiğimiz aylarda Erivan Altın Kayısı Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü alan Reha Erdem’in son filmi Kosmos, bu kez İsrailli sinemaseverleri de kendisine hayran bırakarak Hayfa Uluslararası Film Festivali’nde Altın Çapa (Golden Anchor) Ödülü’nü alarak bir kez daha En İyi Film seçildi. Kosmos, yurtdışında da en sevilen filmler arasında yer almaya devam ediyor. Önümüzdeki haftalarda filminTürkiye’yi temsil edeceği festivaller arasında, Fransa’da Montpellier, Belçika’da Brüksel Akdeniz Filmleri Festivali, İngiltere’de Leeds Uluslararası Film Festivali ve İspanya’da Sitges Fantastik Filmler Festivali yer alıyor.
Altın Portakal Müzesi İçin Çağrı
Müzeler günümüzde ekonomik, siyasal, kültürel küreselleşme ve dolayısıyla kitle iletişim teknolojisindeki hızlı gelişmelere, bilgi ve insan hareketliliğine bağlı olarak oldukça önemli bir işleve sahiptir. Küreselleşme sonucu kültürlerin müzelere tıkılan folklorik bir nesne durumuna düşeceği yönündeki karamsar anlayışlar bir yana; bugün için turizm, eğitim, iş gücü göçü gibi birçok nedenlere bağlı olarak yaşanan insan hareketliliğinde ülkelerin, toplumların resim, müzik, edebiyat, sinema gibi birçok sanat dalını ve toplumsal, kültürel, ekonomik, tarihsel, dinsel yaşanmışlıklarının geçmişe ve bugüne ilişkin somut örneklerinin sergilendiği ve kuşaktan kuşağa olduğu gibi, dünya insanlarına da aktarılmasında müzelerin işlevi yadsınamaz.
Bugün, ülkelerin tarihsel, sanatsal, ekonomik ve kültürel birikimlerinin sergilendiği müzeler, bulundukları kentle birlikte anılır hale gelmiştir (Paris – Musee du Louvre, New York – Metropolitan Museum of Art, London – Britisch Museum, Madrid – Prada, Berlin – Pergamon, İstanbul – Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Müzesi). Bunun dışında farklı ülkelerden insanların yakından takip ettiği ressam ya da yazarlara, önemli devlet adamları ve tarihi kişiliklere ilişkin müzeler de yer almaktadır (Paris – Rodin, Prag – Franz Kafka, Dublin – James Joyce, Amsterdam – Van Gogh). Müzecilik alanında bir diğer kabûl ise belli alanlara ilişkin konulu müzelerdir (Transport Müzesi, Camera Obscura Müzesi, Kommunikation Müzesi, Bilim, Jeoloji, Doğa Tarihi, Sualtı müzesi, Sinema ve Film Müzesi gibi). Günümüzde sinema ve filmleri konu alan müzelerin sayısı da hızla artmaktadır. Bu müzeler sadece filmlerin ve resimlerin arşivlendiği ve sergilendiği yerler olmaktan öte, film-medya pedagojisi, film restorasyonu, halka açık sinema kütüphanesi, film izleme günleri gibi etkinliklere imza atmaktadır. (Örneğin “ulusal miras” olarak tanımlanan Hollanda Film Müzesi’nde yaklaşık 36 bin film bulunmaktadır. Bu koleksiyonda sinemanın başlangıcından günümüze -35 mm, 9,5 mm, 68 mm ve üç boyutlu elle boyanmış filmler- ünlü filmlerin orijinal senaryolarından, dekorlarına hatta hayatta olmayan ünlü yönetmenlerin kişisel eşyalarına, eski film afişlerine kadar birçok obje bulunmaktadır.) Frankfurt Film Müzesi, geçen 25 yıl içinde toplam üç milyon kişi tarafından ziyaret edilmiştir. Bu süre içinde müze, 170’ten fazla film gösterimi, sergi ve festivale imza atmıştır. Türkiye’de ise TÜRVAK bünyesinde İstanbul’da Sinema, TV ve Tiyatro Müzesi geç de olsa kurulmuştur. Müzede Türk sinemasının 100 yılına ait afiş, fotoğraf, ilân, senaryo ve sinemayla ilgili kitap ve dergiler sergilenmektedir.
Lumiere kardeşlerin 18 Aralık 1895 yılında Paris’te resmi olarak gerçekleştirdikleri ilk film gösterimlerinin ardından tüm dünyayı fetheden yedinci sanatın insan yaşamında sanatsal, kültürel, eğlence ve kitle iletişim aracı olarak önemi tartışılmaz. Giderek hem dünyanın birçok ülkesinde hem de Türkiye’nin farklı kentlerinde yaygınlaşan film festivalleri bu gelişmelerin bir devamıdır. Antalya Altın Portakal Film Festivali hem ulusal hem de uluslararası arenada uzun soluklu çabalarla bugüne kadar gelmiş ve kentin bir parçası olmuştur. Böylesi bir potansiyelin kentimizde oluşturulacak Antalya Altın Portakal Film Müzesi ile arşiv altına alınması ve bu arşivin hem Antalya halkının hem de kenti ziyarete gelenlerin hizmetine sunulması, festivalin kalıcılığına ve gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sağlayacaktır.
Böylelikle Antalya’da açılacak olan olası film müzesinde hem filmlerin, müziklerin, posterlerin, fotoğrafların arşivlenmesi, hem de festivale ilişkin tüm görsel materyallerin sergilenmesi mümkün olabilecektir. Ayrıca Altın Portakal Film Festivali katalogları ve yayınlarının bir araya getirildiği bir kütüphanenin oluşturulması, bu bağlamda kurulacak olan fotoğraf ve film atölyesi aracılığıyla çocuk ve gençlerin film yapımı ve çekimi üzerine uygulama yapabilecekleri eğitim ortamlarının hazırlanması, sergilenmesi, okullarla işbirliği yapılarak gelecek kuşakların Antalya’nın kültürel etkinlikleri hakkında bilgilenmesi ve festival çalışmalarına etkin olarak katılabilmeleri sağlanabilecektir.
Köklerinde yarım asırlık kültürel ve sanatsal birikim bulunan, Antalya’yla özdeşleşmiş devasa bir çınarın gölgesinde varolmaktan onur duyan, Altın Portakal’ı yalnızca bir film festivali olmanın ötesinde; sosyal, siyasal ve kültürel yaşamımızın en önemli değerlerinden biri olarak nitelendiren bizler, bu etkinliğin hiç değilse 50. yılında, lâyık olduğu bir Film Müzesi ile taçlandırılmasını diliyor; aydın, sanatçı, yazar ve çizerlerimizin yanı sıra, tüm duyarlı kamuoyunu konu üzerinde tartışmaya davet ediyoruz.
(10 Ekim 2010)
Tuncer Çetinkaya
Modern Zamanlar Sinema Dergisi
[email protected]
www.modernzamanlar.com
Kutsal Damacana: Dracoola’nın Çekimleri Tamamlandı, Film 21 Ocak’ta Seyircisiyle Buluşacak
İyi Seyirler Filmcilik – Selin Altınel ve Şenol Zencir yapımcılığında gerçekleştirilen Kutsal Damacana: Dracoola’nın çekimleri tamamlandı. Korhan Bozkurt’un yönettiği ve Leman Dergisi yazarlarından Ahmet Yılmaz’ın senaryolaştırdığı filmin başrollerinde Ersin Korkut, Şahin Irmak, Özge Ulusoy ve Ceyhun Fersoy yer aldı. Film çekimleri esnasında ölüm tehlikesi geçiren Ersin Korkut, “Filmin başında bir cami avlusuna terk ediyorlar beni. Sonra beni alıp tabuta koyuyorlar kundaklı halde. O tabut derede yüzerken bir kaza geldi başımıza. Sonra beni kurtardılar.” diyor. Film, 21 Ocak 2011′de gösterime giriyor.
Kara Köpekler Havlarken, Beş Ülkede Birden
Yılın genç ve dinamik filmi Kara Köpekler Havlarken, yurt dışı serüvenini Ekim ayında beş ülkede sürdürmeye devam ediyor. Amerika’da Clearwater Film Festivali, Norveç’te Films Froms South Festivali, Macaristan’da Pec’s Film Festivali, Romanya’da Iasi Film Festivali, Finlandiya’da Türk Filmleri Seçkisi’nde gösterilecek olan film, ilk gösteriminden bu güne toplam 25 ülkede gösterildi, katıldığı etkinlikten başarılarla döndü. Mehmet Bahadır Er ve Maryna Gorbach’ın yönettiği filmde Erkan Can, Cemal Toktaş ve Volga Sorgu oynuyor.
16 mm Sinema Atölyesi’nde 20. Dönem Başlıyor
Bursa İnSanat Derneği’nin gelenekselleşen sinema atölyesi 16mm’de 20 dönem çalışmaları 09 ekim Cumartesi günü başlayacak. Atölye çalışmalarıyla ilgili bilgilendirme toplantısı 06 Ekim Çarşamba günü saat 19:00’da İnSanat Derneği’nde yapılacak. Çalışmalarla ilgili ayrıntılı bilgiler 16mm Sinema Atölyesi Koordinatörü İsmail Dalgıç’tan (0555 4613507) alınabiliyor veya öğleden sonraları 0224 2221112’den İnSanat Derneği’ni aranabiliyor.
Altın Portakal’da Sinema Tartışılacak
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından düzenlenen 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, sinema üzerine konferansları, panelleri, açık oturumları, söyleşileri ve imza günleriyle, sinema sanatının sorunlarının tartışıldığı, zenginleştirilmiş bir programla izleyiciyle buluşacak. Yapımcı, yönetmen, yönetici, akademisyen, sinema yazarı, gazeteci, araştırmacı, yazar, sanatçı, senaryo yazarı ve arşivistlerden oluşan çok sayıda katılımcının yer alacağı etkinliklerde Türk ve dünya sineması çok yönlü olarak ele alınıp, sorunlara çözüm önerileri üretilmeye çalışılacak.
Warner Bros. Filmleri
Ye Dua Et Sev (Eat Pray Love), Baykuş Krallığı Efsanesi (Legend of the Guardians), 08 – 14 Ekim 2010 seansları için tıklayınız.