Yazmamak Daha Zor

Bir sinema sitesinde, televizyonun diziler yolu ile bir takım edebi metinleri nasıl ters yüz ettiğini yazmanın faydası nedir? Aynı şey bizde ve dışarıda, sinema da bir çok kez yapmıştı, yapmıştır ve yapacaktır da. Nejat Saydam, Peyami Safa’nın 9. Hariciye Koğuşu’nu hem de aynı isimle sinemalaştırırken Peyami Safa nın adını kullanmaya hakkı varmı idi? Çünkü romanı sinemalaştırırken yeniden yazmıştı, bu değiştirme veya esinlenme değildi, aynı şeyi Vasıf Öngören’in Asiye Nasıl Kurtulur’unda da yapmıştı. Aynı oyunu, -ikinci kez- bu defa değiştirerek Atıf Yılmaz da çekmişti, neydi değişikliği, “epik oyunu”, “müzikal film” yapmıştı. Saydam sonradan Orhan Kemal’e el atmış ve Vukuat Var / Hanımın Çiftliği’ni Asiye’de yaptığı gibi “Türkan Şoraylaştırmıştı”. Örnekleri daha da artırmak olası, ama benim kalkış noktam bir televizyon dizisi, Halit Ziya Uşaklıgil’in ölümsüz eseri: Aşk-ı Memnu. (Dizi böyle sunuluyor) ve bir gazetecinin yazdığı gibi, “İyi ki Halit Ziya’nın romanını okudum, aksi halde -diziyi seyrediyor ya- Halit Ziya’yı seks yazarı sanacaktım” diyor. Halit Ziya’nın ve de edebiyatımızın bu önemli eserinden Halit Refiğ’de dizi yapmıştı -şimdi yayında olan diziyi yapanlar- otursunlarda seyretsinler. Yaptıkları diziye bir şey demiyorum, ama diziyi “Halit Ziya Uşaklıgil’in ölümsüz eseri” diye sunmasınlar. Halit Ziya’nın romanından hareketle böyle bir dizi yaptık desinler, o zaman yaptıklarına diyecek sözüm kalmaz. Bereket Halit Ziya’nın romanı piyasada -aslında her zaman piyasadadır, ama dizi nedeni kimi yayıncıların aklına da düştü de yeniden basımları yapıldı.

Perşembe günlerinin reyting birincisi olan ve giderek olmaya devam edecek olan Aşk-ı Memnu’yu sakın ola Halit Ziya’nın romanından uyarlanmış sanmayın -bunu zaten biliyorsunuz- o dizi, senaryosunu yazan hanımlarla, yöneten hanımın dizisidir. Aynı şekilde -bu defa Orhan Kemal’e el atılarak- aynı oyun oynanmaya başlıyor. Vukuat Var / Hanımın Çiftliği, televizyonda “Hanımın Çiftliği – Orhan Kemal’in ölümsüz eseri” olarak sunuluyor ve Orhan Kemal perdesi arkasında -başlangıçta ilk haftalardaki- esere bağlılık terk edilerek romansızlığın ufuklarına yelken açılıyor. Yazık, Güllü’ye de yazık, romanda çoktan ölmüş olan ilk aşkı Kemal’e de… Bakalım nerelere yuvarlanacaklar. Unutmadan, romanın daha önce yapılmış, iyice ters yüz edilmiş sinema filminden başka televizyona yapılan ve epeyce romanla uyuşan diziden sonra, romana uygunmuş gibi başlayan -sadece başlayan- dizisi nereye varacak… Orhan Kemal iki cilt olarak yazdığı bu romanı sonunda, kitaba adını veren çiftliğin “yanışı” ile bitirir. Farklı adları olan iki ciltlik romana şimdilerde bir de üçüncü cilt eklendi: Kaçak. Kaçak romanının, Hanımın Çiftliği’nin üçüncü cildi olabileceğini ben yıllar önce yazmıştım, -ilk kez kendimin söz ettiğini söylemiyorum ama- bu öngörüm gerçekleşti. Dilerim diziciler romanı üçüncü cilde kadar uzatmazlar. Üçüncü cilt aslında tamamen farklı bir şeydir bir kere, sonra çıkış noktası da farklıdır. Orhan Kemal’in -öncesi olmayan- bir film öyküsünden Vedat Türkali bir senaryo çıkarır ve bu metin Lütfü Akad eli ile başlanarak Üç Tekerlekli Bisiklet adı ile çekilirken yarım kalır ve üzerinden bir süre geçtikten sonra Memduh Ün tarafından bitirilir. Orhan Kemal filmden epey zaman sonra, -hiç Çukurovaya gitmemiş- Üç Tekerlekli Bisiklet’teki “kaçak katili”, Hanımın Çiftliği’ni yakan ırgat ile değiştirerek (özdeşleştirerek), romanın, sonradan üçüncü cilt olarak kabûl edilecek olan devamını yazar ve -sanırım, ancak ölümünden sonra- yayınlanır. Bu roman da film olur sonradan, aynı ad ile: Kaçak / Memduh Ün.

Bütün bunlar niye yazıldı. Her hafta şurasından burasından izlediğim, -evde izleniyor çünkü- ve her hafta yeniden isyanları oynadığım, Aşk-ı Memnu (romandan uyarlandığı söylenen / yazılan dizinin, aslında romanla alâkasız olduğu) olayına şimdilerde Hanımın Çiftliği’nin de eklenmiş bulunmuş olması. Evet isyan ediyorum, herkes istediği gibi dizi yapabilir ama lütfen yaptığınız dizileri, aslını o kadar deforme ettikten, çarpıttıktan sonra “Halit Ziya Uşaklıgil’in / Orhan Kemal’in ölümsüz eseri” diye sunmayın. “Halit Ziya Uşaklıgil’in / Orhan Kemal’in şu veya bu romanından esinlenerek bir dizi yaptık” deyin. Sanatçıların emeğine “lütfen” saygı.

(Bugün -30.10.2009 Cuma- Hanımın Çiftliği yayınlanmadı, yerini 120 isimli film aldı. Diziye ara mı verdiler, yoksa yayından mı kaldırıldı, henüz öğrenemedim. Kaldırılmasını istemem, ama yukarıda ki muhalefetlerim devam ediyor.)

(30 Ekim 2009)

Orhan Ünser