10. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali, Bu Yıl “Türk Amerikan Derneği” Salonunda Yapılıyor

Her yıl Fransız Kültür Merkezi’nin ev sahipliğini yaptığı Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali’nin bu yıl Türk Amerikan Derneği’nin 288 kişilik salonunda sinemaseverlerle buluşmaya hazırlandığı açıklandı. Festival yönetimi çok sevdikleri ve büyük keyif aldıkları birliktelik için Fransız Kültür Merkezi’ne ve tüm çalışanlarına teşekkür etti.

10. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali Başlıyor

Süha Arın tarafından başlatılan ve kesintisiz olarak sürdürülen Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’nin onuncusu bu yıl 24 – 26 Eylül tarihlerinde düzenleniyor. Festival etkinlikleri kapsamında 26 Eylül 2009 Cumartesi günü, Süha Arın Kültür ve Sanat Merkezi’nin açılışı da yapılacak. Bu Kültür Başkentimizin tarihi dokusu içinde yer alan ve geçtiğimiz yıllarda restore edilen Mektepçiler Konağı’nda, Safranbolu sevdalısı Süha Arın’ın almış olduğu ulusal ve uluslararası ödülleri, eşyalarının yanı sıra Safranbolu’da Zaman adlı belgesel filmini çektiği kamera ve bu filme ait materyal de sergilenecek.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Star TV’nin İddialı Dizisi Kül ve Ateş’in Ömer’i Serhat Tutumluer, Altın Portakal’da

    Star TV’nin yeni yayın dönemindeki iddialı dizisi Kül ve Ateş’in başrol oyuncularından Serhat Tutumluer, Zeki Demirkubuz’un Nahid Sırrı Orik’in aynı adlı romanından beyazperdeye uyarladığı Kıskanmak filmi ile 46. Altın Portakal Film Festivali’nde yarışıyor. Serhat Tutumluer’in Nergis Öztürk, Bora Cengiz, Berrak Tüzünataç, Hasibe Eren, Nihal Koldaş, Serdar Orçin, Ferda Işıl, Reyhan İlhan, Mustafa Uzunyılmaz ve Hakan Salınmış ile birlikte rol aldığı Kıskanmak, 1940’lı yılların Türkiye’sinde iki kadının mücadelesini konu alıyor. Serhat Tutumluer ise filmde Halit karakterini canlandırıyor.

    Senarist – Sinema Yazarı Tamer Baran’ın Blog’u Yayına Başladı

    Ay, Işığında Saklıdır; Salkım Hanım’ın Taneleri ve Karışık Pizza gibi filmlerin senaryolarını yazan ve 20 yıldır çeşitli gazete ve dergilerde senaryo üzerine araştırma ve öğretici yazıları yayınlanan Tamer Baran’ın blog’u yayına başladı. Baran’ın, 1989’da Sinema Gazetesi’nde yazmaya başladığından bu yana, on civarında gazete ve dergide yayımlanmış 200’ü aşkın film eleştirisi ve makalesi, 3 TV dizi senaryosu, henüz yayınlanmamış Uçurum adında bir romanı ve çekilmeyi bekleyen İlk Kurşun ve Saksı adlı iki sinema filmi senaryosu var.

  • Blog’a ulaşmak için tıklayınız.
  • Tamer Baran fotoğrafları için tıklayınız.
  • Paşhan’ın “Konak” Aşkı

    Çekimleri Safranbolu’da gerçekleştirilen Konak, 30 Ekim’de sinemaseverlerle buluşuyor. Gerilim ve merak unsurlarının ön plânda tutulduğu film, oyuncu kadrosu ve senaryosu ile tarzında önemli bir yapım oldu. Yönetmenliğini Cem Akyoldaş’ın yaptığı film, yüksek gişe beklentisi ile vizyona girmeye hazırlanıyor. Filmin ilgi çeken isimlerinden Paşhan Yılmazel, sergilediği oyunculuk başarısı ile ön plâna çıkarken, sevgilisi rolündeki Öykü Akay Konak filmiyle önemli bir çıkış yakalayacak isimler arasında kendini gösteriyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 9 Yaşındaki Yönetmen Ege Feyzioğlu’nun Filmi “Sihirli Çubuk” Uluslararası Chicago Çocuk Filmleri Festivali’nde

    Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali’nin her yıl düzenlediği ve Küçük Sinemacıların katıldığı yarışmanın 2008 elemelerinde 6-8 yaş grubunda birincilik ödülünü alan Ege Feyzioğlu’nun Sihirli Çubuk filmi, 22 Ekim – 01 Kasım 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 26. Uluslararası Chicago Çocuk Filmleri Festivali’ne kabûl edilerek ana gösterim programına alındı. Türkiye’den katılan ilk ve tek yönetmen olan 9 yaşındaki Feyzioğlu’nun filmi, dünyanın farklı ülkelerinden profesyonellerin de yer aldığı ve yaklaşık 200 filmin katıldığı festivalde seyircisiyle buluşuyor. Sinemaya ve teknik konulara meraklı olan Ege Feyzioğlu yelkenle uğraşıyor, okumayı ve araştırmayı çok seviyor.

  • Basın Bülteni
  • Filmi izlemek için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    9 Yaşındaki Yönetmen Ege Feyzioğlu’nun Filmi “Sihirli Çubuk” Uluslararası Chicago Çocuk Filmleri Festivali’nde yazısına devam et
  • Kar (Snow), Kanal 24’te

    Ödül rekortmeni filmler Salı geceleri Tematik Film Kuşağı’nda Kanal 24 izleyicileriyle buluşmaya devam ediyor. Bu haftanın filmi Kar’ı sinema eleştirmeni Alin Taşçıyan ve Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Film Önü’nde değerlendiriyor. Yönetmenliğini Ediz Gülten’in, yapımcılığını Merve Genç’in yaptığı Film Önü 22 Eylül Salı gecesi 20:45’te; Tematik Film Kuşağı’nda Aida Begic imzalı Kar 21:00’de Kanal 24 ekranlarında.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kar (Snow), Kanal 24’te yazısına devam et
  • Başka Dilde Aşk, 46. Altın Portakal Film Festivali’nde Yarışıyor

    Yapımcılığını Ofis İstanbul by PPR’ın yaptığı, senaryosunu İlksen Başarır ile Mert Fırat’ın yazdığı ve yönetmenliğini yine İlksen Başarır’ın üstlendiği Başka Dilde Aşk filmi 10 – 17 Ekim tarihleri arasında düzenlenen 46. Altın Portakal Film Festivali’nde yarışıyor.
    Saadet Işıl Aksoy, Mert Fırat, Emre Karayel, Lale Mansur, Timur Acar, Ayten Uncuoğlu, Metin Çoşkun, Şebnem Köstem, Tuğrul Tülek ve Tuna Kırlı’nın rol aldığı filmin senaryosu ve oyuncu kadrosu şimdiden büyük ilgi topladı.
    Film, işitme engelli bir gencin çağrı merkezinde çalışan bir kıza aşık olmasını şiirsel bir dille anlatıyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Avustralya Film Festivali

    Ödüllü Avustralya filmlerinden oluşan bir koleksiyon 16 – 18 Ekim 2009 tarihleri arasında Türkiye’de gerçekleştirilecek olan ilk Avustralya Film Festivali’nde Ankaralı seyirciyle buluşuyor.
    Festival 15 Ekim’de Ankara’nın Avustralya Büyükelçisi Peter Doyle tarafından Jindabyne filminin özel gösterimi ile birlikte resmen açılacak.
    Asya Pasifik’in Hollywood’u olarak kabûl gören Avustralya sineması, Mel Gibson, Nicole Kidman, Hugh Jackman, Geoffrey Rush, Guy Pearce, Cate Blanchett, Naomi Watts ve Toni Collette gibi dünyanın hayran olduğu ünlü oyuncular yetiştirdi.

  • Basın Bülteni: Türkçe / İngilizce
  • Program ve geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü afişlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Avustralya Film Festivali yazısına devam et
  • Basına ve Kamuoyuna: Dünya Festivallerini Dolaşan Film Altın Portakal’a Kabûl Edilmedi

    Geçen hafta Fransa’da Corsicadoc Film Festivali’nin açılış filmi olarak gösterilen Demsala Dawî: Şewaxan (Son Mevsim: Şavaklar) filmi dünya festivallerini dolaşmaya devam ediyor. Kürtçe çekilen filmin 46. Altın Portakal Film Festivali’nin programına alınmaması ise şaşkınlık yarattı. Kürt açılımının festivale yansıması konuşulurken başarılı bir Kürt filminin programa alınmaması kafalarda soru işareti bırakıyor. Geçen yıl da yine Mezopotamya Sinema yapımı olan ve Kazım Öz’ün yönetmenliğini yaptığı Bahoz (Fırtına) hem Altın Portakal hem de Altın Koza Film Festivalleri’nin programlarına kabûl edilmemişti. Yılmaz Güney adına ödül veren Altın Koza Film Festivali’nin Bahoz (Fırtına) gibi bir Kürt filmini programına kabûl etmemesi çelişkili ve sansürcü bir karar olarak değerlendirilmişti.

    İktidarın Kürt açılımı bir yandan Antalya Altın Portakal Film Festivali seçkisinde ses getirirken diğer yandan Demsala Dawî: Şewaxan filminin festivale kabûl edilmemesi, “devletin beyaz ve esmer Kürtler arasında yaptığı ayrımın ve kendi Kürdünü yaratma, özgür Kürdü kabûl etmeme politikasının ulusal bir festivale yansıması mı” sorusunu akla getiriyor. Bizler devrimci ve alternatif filmler yapan sinemacılar olarak bu sansürü kınıyor ve kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz.

    Demsala Dawî: Şewaxan (Son Mevsim: Şavaklar) hakkında:

    Mezopotamya Sinema Kollektifi’nden Kazım Öz, ikinci uzun metraj belgesel filmi Demsala Dawî: Şewaxan’ı Nisan ayında tamamladı. ARTE France ve IDFA desteğiyle çekilen film Dersim bölgesinde yaşayan göçebe Şavak topluluğunun yok olmaya yüz tutmuş yaşam tarzlarının, doğayla bağlarının ve kıyasıya mücadelelerinin yanı sıra insani ilişkilerini belgeliyor.

    Türkiye galası İstanbul Film Festivali’nde yapılan Demsala Dawî: Şewaxan’ın uluslararası galası ise İsviçre Visions du Reel Belgesel Film Festivali’nde gerçekleşti. İsviçre Nyon’da övgüyle karşılanan Demsala Dawî: Şewaxan, Visions du Reel sonrasında pek çok festival tarafından davet edildi.

    Çekimleri ve kurgusu esnasında belgesel ile kurmaca film arasındaki sınırları zorlayan Demsala Dawî: Şewaxan, Temmuz ayında Paris Film Festivali’nde ana kategoride yarışarak uluslararası endüstride de bu akımın öncüleri içinde yer aldı.

    Paris Film Festivali’ni takip eden aylarda Demsala Dawî: Şewaxan, belgesel film festivallerinin yanı sıra önemli uluslararası kurmaca film festivallerinin yarışma bölümlerine davet edildi. Eylül ayında Polonyo’nın Varşova kentinde düzenlenecek olan Docboat Film Festivali, Ekim ayında Portekiz’in Lizbon kentinde düzenlenecek olan Doclisboa Belgesel Fim Festivali, Fransa’nın Montpellier kentinde 32.si düzenlenecek olan uluslararası Cinemed Film Festivali’nin belgesel bölümü ve Almanya’nın Mannheim kentinde 52.si düzenlenecek olan Mannheim-Heidelberg Uluslararası Film Festivali’nin ana yarışması bu festivallerden sadece bazıları.

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Asya Pasifik Perde Ödülleri’ne belgesel kategorisinde Türkiye’yi temsil etmek üzere aday gösterilen Demsala Dawî: Şewaxan ayrıca 19 Eylül’de Fransa Korsika’da düzenlenen Corsicadocs Film Festivali’nin açılış filmi olarak gösterildi.

    (24 Eylül 2009)

    MEZOPOTAMYA SİNEMA KOLEKTİFİ
    İletişim: 0090 212 232 60 63

    Alman Kültür Merkezi’nde Arşivden Seçme Filmler Devam Ediyor

    Alman Kültür Merkezi’nde (Goethe-Institut) 11 Eylül – 12 Aralık tarihleri arasında Almanca filmler, Türkçe altyazılı ve ücretsiz olarak gösteriliyor. Goethe-Institut arşivinden seçilen filmler ait oldukları dönemin Almanya’sına göz atma fırsatı veriyor, film ve film dilinin gelişimini belgeliyorlar. Goethe-Institut’un “Arşivden Seçme Filmler” gösterilerinin ikinci bölümünde, 1950 – 2005 yılları arasındaki dönemden gösterilecek 14 film arasındaki Yıldızsız Gökyüzü (Helmut Kautner), Köpenickli Yüzbaşı (Helmut Kautner, Geçmişe Veda (Alexander Kluge) filmleri Eylül ayında gösterilecek.

  • Basın Bülteni: Kısa / Uzun
  • Fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Alman Kültür Merkezi’nde Arşivden Seçme Filmler Devam Ediyor yazısına devam et
  • Türkiyenin İlk Korku-Komedi Zombi Filmi “Ada”nın Çekimleri Tamamlandı

    Sinema yazarları Talip Ertürk ve Murat Emir Eren’in senaryosunu yazdığı, yapımcılığını ve yönetmenliğini yaptığı ilk Türk korku-komedi zombi filmi Ada’nın çekimleri tamamlandı. Aralık 2009’da vizyona girmesi plânlanan filmin konusu şöyle: Birbirlerini uzun süredir tanıyan beş kişilik bir arkadaş grubu, ortak bir arkadaşlarının düğününe katılmak üzere Büyükada’ya gider. Erhan, düğünü ve ekibin mutlu anlarını yanında getirdiği kamera ile sürekli kaydetmektedir. Düğünün ilerleyen saatlerinde davetlilere saldıran bir grup zombi, ortalığı kan gölüne çevirir.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sıcak, Gerçekçi ve Fantastik

    Ricky
    Yönetmen-Senaryo: François Ozon
    Müzik: Philippe Rombi
    Görüntü: Jeanne Lapoirie
    Oyuncular: Alexandra Lamy (Katie), Sergi López (Paco), Mélusine Mayance (Lisa), Arthur Peyret (Ricky)
    Yapım: Fransa-İtalya (2009)

    Her filminde sinemaseverlere bambaşka sinema tatları veren Fransız yönetemen François Ozon, 59. Berlin Film Festivali’nde “Altın Ayı” için yarışan “Ricky” filmi, sinemaseverlerin belleğine alması gereken yapıtlardan.

    François Ozon’un “Ricky” filmi, 59. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde “Altın Ayı”ya aday olmuştu. Bu filmin hikâyesi hem gerçekçi hem de fantastik. Paris banliyölerinde geçen bu filmde yoksul insanlar anlatılıyor. Anne ve kızı, Katie ve Lisa, banliyödeki sosyal konutlarda kalıyor. Bu sosyal konutlar, banliyölerde İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulmuş. Şimdilerdeyse bu sosyal konutlarda göçmenler ve yoksul Fransızlar ikâmet ediyorlar. Ozon, bir avronun hesabını yapan emekçilerin içinde dolaşıyor kamerasıyla “Ricky”de.

    Banliyödeki yoksul hayat…

    Film, Katie’nin umutsuz bir anı üzerine açılıyor ve sonra da birkaç ay önceye dönüyor. Süt fabrikasında çalışan Katie, küçük kızı Lisa’yla iyi bir ikili oluşturmuşlar. Sabahın köründe annesini uyandıran ve annesiyle kahvaltı yapan Lisa, annesinin motosikletiyle okuluna gidiyor. Bu küçük ailenin monoton hayatını aynı monotonlukla yansıtan Ozon, önce Paco’nun, sonra da Ricky’nin varlığıyla ailenin hayatına hareket katıyor. Bu sıcak hayatın içine İspanyol göçmen Paco da girince hikâye de derinleşiveriyor. Fabrikada ilk görüşte tutulduğu Paco’yu hayatına dahil eden Katie, Paco’dan doğaüstü bir bebek dünyaya getiriyor bir zaman sonra. Elbette Ricky’deki farklılığı hemen anlamıyorlar. Lisa’nın isteğiyle bebeğe Ricky adını veriyor Katie ve Paco. Bu bebek öyle farklı ki. Sürekli ağlıyor ve doymak da bilmiyor. Fabrikada gece mesaisinde çalışan Paco, Katie’nin gündüz mesaisinde olduğu zaman Ricky’ye de bakıyor. Akşam bebeğin sırtında morluklar gören Katie, Paco’nun bebeği dövdüğü sanıyor. Ayrılıyorlar. Ama, çok geçmeden bebekteki değişiklik devam ediyor. Bebeğin omuzlarında iki kanat çıkmaya başlıyor önce, sonra da bebek bir melek gibi uçuyor. Bir Hollywood filminde süperleşecek bu film, Ozon gibi bir anlatım ustasının elinde bambaşka yerlere gidiyor. Yönetmen, fantastik gibi görünen bu filminde gerçekliğin uzağına düşmemeye çaba gösteriyor. Bu filmin en yaratıcı yönü seyircisinin zihnini bir an için karıştırması belki de. Tıpkı her şey Katie’nin zihni gibi. Belki de Ricky, Katie’nin zihninden düşen anlar. Filmin girişi ve final bölümü, zihinleri epey karıştırıyor. Andrey Tarkovski ruhu taşıyan Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev’in Venedik Film Festivali’nde “Altın Aslan” kazanan 2003 yapımı “Vozvrashcheniye-Dönüş” filminde de seyircinin zihni karışıyordu. Yaşananlar gerçek miydi, yoksa Ivan’ın zihninden düşen imgeler miydi, diye tereddüte düşen seyircinin de zihni bir an için kaosu yaşıyor. Ozon, “Swimming Pool-Havuz” filminin final bölümünde de zihinsel bulanıklık yaratıyordu. Sanat çok muhteşem ve de çok derin bir okyanus. Ozon’un mekânları da “Ricky”nin ruhuyla buluşmuş. Öncelikle de Katie’nin daireside. Soğuk ve ıslak kış atmosferinin yansıdığı dış mekânlardaki fotoğraflar da çarpıcıydı. Yönetmen, mekânlara düşürdüğü ışıkları da Katie’nin ruh haliyle örtüştürmüş, öncelikle iç mekânlarda.

    Son dönemlerde keşfedilen iyi yönetmenlerden biri olan Ozon, gerçekten kendine özgü bir yönetmen. 1967’de Paris’te doğan Ozon’la ilk defa 1999 yapımı “Les Amants Criminels-Katil Aşıklar” adlı bir gençlik suç filmiyle karşılaşmıştık. 1998’de “Sitcom”la ilk uzun filmini çeken yönetmen, 2004 yapımı “Cinq Fois Deux-Beş Kere İki” filminde değişik bir anlatım kurgusunu denemişti. Geriden öne doğru gelen filmde on yıllık bir evliliğe tanıklık ettirmişti yönetmen. Sinemaya kısa filmler ve belgesellerle başlayan Ozon, İngiliz oyuncu Charlotte Ramling’le çalışmayı da seviyor. Rampling’le 2000 yapımı “Sous la Sable-Kumun Altında” ve 2003 yapımı “Swimming Pool-Havuz” filmlerini yaptı yönetmen. Ozon, Alman sinemasının büyük yönetmenlerinden Rainer Werner Fassbinder’in aynı adlı oyunundan uyarladığı 2000 yapımı “Gouttes d’Eau sur Pierres Brulante-Kızgın Taşlara Düşen Su Damlaları”, eşcinsel aşkı üzerineydi. Ama, “Kızgın Taşlara Düşen Su Damlaları” deyişi, kadınların erkek bencilliğine karşı isyanının dillenmesi. Kadınlardan yanayız. Paco karakterini canlandıran Sergi Lopez, 1965 yılında Barcelona’da doğdu. Lopez’i, 2003 yılında CNBC-e’de gösterilen Dominik Moll’un 2000 yapımı çarpıcı gerilimi “Harry Un Ami qui Vous Veut du Bien-Harry İyiliğinizi İsteyen Bir Dost” filmiyle fark etmiştik. İnsana sıcaklık veren, Lisa’nın ve Ricky’nin büyülediği bu filmi sinemasal belleğe almak gerek. Ozon, bir bebekten bile yüksek performans almış bu filminde. Bebek Ricky’yi seyretmeye doyamıyor insan.

    (24 Eylül 2009)

    Ali Erden

    sinerden@hotmail.com