Mommo (Kız Kardeşim), Latin Amerika’dan 2 Ödülle Döndü

Dünya prömiyerini Berlin Film Festivali Generation Bölümü’nde yapan, yurtiçi ve yurtdışı pek çok festivalden En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülleriyle dönen yılın en sıcak filmi Kız Kardeşim (Mommo), sinemamız için “keşfedilmemiş topraklar” sayılan Latin Amerika’da, bu yıl 8.si düzenlenen Arjantin’in ünlü festivali Uluslararası Nueva Mirada Gençlik ve Çocuk Festivali’nde En İyi Gençlik filmine verilen Altın Uçurtma Ödülü (Golden Kite) ve Gençlik Filmleri Yarışması’nda Özel Mansiyon ödüllerini kazanarak Türk sineması için gurur kaynağı oldu.

Sinematek Derneği Kursları 28 Eylül’de İstanbul, Ankara ve Eskişehir’de Başlıyor

Sinematek Derneği’nin 10 yıldır düzenlediği sinema kursları, 28 Eylül’de İstanbul, Ankara ve Eskişehir’de eş zamanlı olarak başlıyor. Sinemaya sadece seyirci kalmayan, daha yakından ilgi duyanların, film çekiminin tüm aşamalarını öğrenmelerini amaçlayan atölye çalışmaları herkese açık. Sinema kurslarında, Film Yapımı, Senaryo Yazımı, Kurgu/Montaj, Kamera Önü Oyunculuk ve Belgesel Film Atölyesi yer alıyor. Tüm atölyelerde ilk ders ücretsiz yapılıyor. 2009 – 2010 Eğitim döneminde Sonbahar Atölyeleri 28 Eylül 2009 – 05 Ocak 2010 tarihleri arasında 3 er aylık dönemlerle yapılacak.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Uzak İhtimal, 2009 Avrupa Film Ödülleri’ne Aday

    Yönetmenliğini Mahmut Fazıl Coşkun’un yaptığı ve bu yılın bol ödüllü filmi olan Uzak İhtimal, Avrupa’nın en önemli film ödüllerinden ve 2000 kişilik jürisiyle büyük bir sinema organizasyonu olan Avrupa Film Ödülleri’ne aday gösterildi. Bu yıl 22.si verilecek olan ve 25 ülkeden toplam 48 filmin davet edildiği Avrupa Film Ödülleri 2009’da oldukça önemli filmler yarışıyor. Ödüle aday diğer filmler arasında Milyoner – Slumdog Millionaire, Okuyucu – The Reader, Looking For Eric, Antichirist, Broken Embraces ve Sweet Rush gibi filmler var.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Pinema Film Filmleri

    Güneşi Gördüm, Zeytinin Hayali (Olives Dream), Dünyanın Sonundaki Kıta (Le Dernier Continent – Mission Antarctique – The Last Continent), İçimizdeki Düşman (L’Ennemi Intime – Intimate Enemies), Kanlı Hesaplaşma (Shinjuku Incident), Bir Kadının Seks Günlüğü (Diario de Una Ninfómana – Diary of a Sex Addict), Aşk Ateşi (The Burning Plain), Sokakların Kralı Romeo (Roadside Romeo), Deli Deli Olma, 18 – 24 Eylül 2009 seansları için tıklayınız.

    25 Eylül 2009 Haftası

    “Suretler”, çok da uzak olmayan bir gelecekte, insanların güvenli evlerinden çıkmadan kopyaları vasıtasıyla (bunlar daha güzel, yakışıklı, sağlıklı, kusursuz tabii) hayata dâhil olmaları gibi ilginç bir fikri alıp çok ilgi çekici bir konsepte dönüştüren ve izlerken görsel anlamda heyecan duymanızı sağlayan dedektiflik hikâyesi. Ancak senaryoda ciddi zaaflar mevcut. Bu denli iddialı bir değişimde, tüm sistemin bir anda bitmesi bir – iki kişinin elinde ki, bu -kendi mantığında- hiç inandırıcı değil örneğin. “Ben bunlara takılmam, görüntülerin içinde kaybolurum” derseniz sorun yok!

    “Ricky”, üç sözcükle, ‘aile olmanın değeri’ üzerine… Seyirciye, yüzde yüz gerçeklik duygusunun geçmesini sağlayan bir film ve işte bu nedenle içindeki tek fantastik unsur etkili oluyor. Bunun ne olduğunu yazarsak, izlememiş olanların seyir zevkine karşı ayıp etmiş oluruz.

    “Kadın Aklı, Erkek Aklı”, tahmin ettiğiniz gibi, vücudun üst yarısıyla ilgileniyormuş gibi görünen kadınlardan bir kadın ile alt yarısıyla ilgileniyormuş gibi görünen erkeklerden bir erkek arasında, irade savaşı şeklinde başlayan, giderek, ikisinin de ‘orta yol’a yani aşka doğru ilerlemesiyle gelişen ilişkiyi anlatan parıltılı güldürü. Cazibeli oyuncular ve duraksamadan akan hınzır diyaloglar, başlıca artıları.

    “11’e 10 Kala”da, kişisel tarihinin tanığı binlerce objeyi ve zamanın tanığı ev dolusu gazeteyi büyük bir titizlikle biriktiren inatçı yaşlı adam Mithat Bey’i tanıyoruz. Yaşadığı apartmanın yıkılıp yerine yenisinin dikilecek olması nedeniyle komşuları ile yakın çevresini karşısına almak pahasına evinden çıkmaması ve bir noktadan sonra içeriye kapanması, eksen… Açgözlülüğün sürekli prim yaptığı bir dünyada, erdemlerin son savunucularından birinin mizahi ve hüzünlü öyküsünde, Esmer, temel bir hata yaparak, Mithat Bey (kendi akrabası) dâhil, amatörlerle profesyonel oyuncuları bir araya getirmiş fakat dengeyi kuramamış. Daha önce belgeselini de çektiği Mithat Esmer’in gerçek öyküsünü drama filme dönüştürürken, yüzde yüz profesyonellerle çalışma yerine bu yolu tercih etmesi kendi kararı olsa da, bu tür bir filmde güçlü bir yönetmenlik sergileyemediği için, hayli denetimsiz oyuncular rahatsız ediyor, giderek filmden kopmanıza neden oluyorlar. Dünya sinemasındaki benzerlerinin gücüne ulaşamamasındaki nedenlerden biri de, mizansenlerin zayıflığı. Belgesel ile kurgu arası bir tuhaf film maalesef.

    (24 Eylül 2009)

    Ali Ulvi Uyanık

    [email protected]