Büyük illere önderlik eden ve bir gelenek oluşturduğunu düşündüğüm Bodrum Film Festivali’nin bu yıl yapılamayacağını üzülerek öğrendim. 6 yıldır Bodrum’da yaşayan bir İstanbul’lu olarak, beni en çok sevindiren etkinlik buydu. Gerek organizasyonda … Devamı… »
Aylık arşivler: Temmuz 2009
Akın Çetin Yazıyor: Gus Van Sant, Ölüm Üçlemesi
Kariyerine bağımsız filmler çekerek başlayan Gus Van Sant için “u dönüşlerinin yönetmeni” diyebiliriz. O, ne Paul Thomas Anderson gibi insana insan gibi davranılmasını öğütleyen hümanist filmler, ne de Andrew Niccol gibi sistem eleştirisi yapan filmler çekmemiştir … Devamı… »
Tüm Şirketler
Tüm Şirketler,
10 – 16 Temmuz 2009 Haftalık (Weekly),
02 Ocak – 16 Temmuz 2009 Yıllık (Annual), Eski Yıllar Yıllık (Ex Years Releases Annual), Hafta Hafta (Week by Week) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.
Umut Sanat Filmcilik
Umut Sanat Filmcilik, 10 – 16 Temmuz 2009 Haftalık Box Office listesi için tıklayınız.
Alanya’da Belgesel Sinema
Alanya Sinematek Derneği, 05 – 19 Eylül 2009 tarihleri arasında Belgesel Sinema Eğitimi konulu bir atölye çalışması gerçekleştiriyor. Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan atölye çalışmasına Alanya Belediyesi, Alanya Ticaret Odası ve Belgesel Sinemacılar Birliği’nin katkıları yine devam ediyor. Film yapım süreçlerine dair bilgilendirmelerin yapılacağı, daha sonra da ortak bir belgesel filmin üretileceği atölyede yer almak isteyen katılımcıların daha önce sinema eğitimi almış olmaları gerekmiyor. Belgesel Sinemacılar Birliği eğitmenleri tarafından yürütülecek olan hızlandırılmış eğitim programında Belgesel Sinemaya Giriş, Yapım Süreçleri, Senaryo, Film Çekimi ve Kurgu başlıkları yer alıyor.
Alanya’da Belgesel Sinema yazısına devam et
Büyük Oyun (Yönetmen: Atıl İnaç)
Atıl İnaç’ın yönettiği ve Suzan Genç, Selen Uçer, Serdal Genç ile İmat Kasapoğlu’nun oynadığı Büyük Oyun (A Step Into The Darkness), 17 Eylül 2010′da Warner Bros dağıtımıyla TFT Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
ABD’nin Irak’ta direnişçileri yakalamak için operasyon yaptığı köyde bütün ailesini kaybeden Cennet hayatta kalmıştır. Yaşamı boyunca köyünün dışına adım atmamış genç kız çaresizliğin dayattığı cesaretle Kerkük’te berber olan ağabeyi Azim’i bulmak için yola çıkar. Kerkük’te ağabeyinin de bir patlamada yaralandığını ve Türkiye’deki bir hastaneye götürüldüğü öğrenir. Cennet de Türkiye’ye gitmeye karar verir.
- Basın Bülteni: 1 / 2 / 3
- Fotoğraflar
- Web Sitesi
- Fragman
- IMDb
- İsmail Yıldız Yazıyor
Hepsi Onun Kaderiydi
Milyoner (Slumdog Millionaire)
Yönetmen: Danny Boyle
Roman: Vikas Swarup
Senaryo: Simon Beaufoy
Müzik: A.R. Rahman
Kurgu: Chris Dickens
Görüntü: Anthony Dod Mantle
Oyuncular: Dev Patel (Jamal), Anil Kapoor (Kumar), Freida Pinto (Latika), Irrfan Khan (Dedektif), Ankur Vikal (Maman), Madhur Mittal (Salim), Mahesh Manjrekar (Javed)
Yapım: Fox Searchlight-Film4-Pathe (2008)
81. Akademi Ödülleri’nde tam sekiz dalda Oscar kazanan “Milyoner”, varoşların sefaletinden çıkan bir gencin kaderini yarışma aracılığıyla beyazperdeye yansıtan sıradışı bir film. Danny Boyle’un “Milyoner” filmi seyirciyle yeniden buluşuyor. Sinemaseverlerle bu iyi filmi paylaşmak istedik.
Hintli yazar Vikas Swarup’un “Q & A” adlı romanından uyarlanan “Slumdog Millionaire-Milyoner”, eğitimsiz ve yoksul bir Müslüman gencin “Kim Milyoner Olmak İster?” televizyon yarışma programında tüm soruları cevaplayıp büyük ikramiyeyi kazanmasının hikâyesi. Her şey bu kadar basit değil. Aslında bu hikâye ironik. Sorulan her soru, Jamal Malik’in hayatında yaşadığı bir deneyim. Yazar Vikas Swarup’un bu filme uyarlanan romanı Oğlak Yayıncılık tarafından “Kim Milyar Kazanmak İster?” adıyla yayımlandı. Bu filmin senaryosunu yazan Simon Beaufoy, Peter Cattaneo’nun 1997’de çektiği “The Full Monty-Anadan Doğma” filminin de senaristiydi. “Milyoner” de tıpkı “Anadan Doğma” gibi gerçekçi ve hınzır bir kara mizah filmi. “Milyoner”, 81. Akademi’de tam sekiz dalda ödül kazandı. Film, yönetmen, uyarlama senaryo, müzik, kurgu, görüntü, şarkı ve ses dallarında ödülleri toplayarak Oscar tarihine geçti.
Sinemaseverler, 1956 yılında Lancashire’da doğan İngiliz yönetmen Danny Boyle’un adını 1995 yılında çektiği “Shallow Grave-Mezarını Derin Kaz”la duydular. Ama, 1996 yapımı “Trainspotting” filmi Boyle’u tüm dünyaya tanıttı. Boyle, sonra Hollywood’un tuzağına düştü ve bir dizi sıradan filmi yönettikten sonra yaratıcılığını hatırladı, ortaya da şimdi muhteşem bir “Milyoner” filmini çıkardı. Boyle’ın “Milyoner”i, şehirlerin varoşlarında yoksul hayatların ne demek olduğu üzerine de sosyolojik film bir de. Hint basını bu filmi, “sefaletin pornografisi” diye suçladı. Rastlantıyla popüler televizyon yarışmasına katılan Jamal (Cemal), sunucu Kumar’ın sorduğu her soruya doğru cevaplar veriyor. İlkokulu bile bitirememiş Jamal, bu soruları nasıl biliyor? Boyle, Jamal’ın hayatından önemli anları seyircisine sunuyor. Bu sunuşta soruların da cevapları var. Şimdilerde Mumbai denilen Bombay’ın varoşlarında abisi Salim ve annesiyle yaşayan küçük Jamal, Ganj Nehri’nde Hinduların Müslümanları katlettiği bir günde annesini de kaybeder. Abisiyle yapayalnız kalan Jamal’ın üstünden kader bir silindir gibi geçiyor bu yarışmaya kadar. Son soruya gelmeden yarışmaya bir gün ara veriliyor. Sunucu Kumar, Jamal’in soruları cevaplamasından şüphelendiği için polisten yardım istiyor. Polis dedektifi de Jamal’i irkiltici işkencelerden geçirerek gerçeğe ulaşmaya çalışıyor. Jamal ve dedektif, banttan yarışmayı izlemeye başlıyorlar. Aslında film de burada başlıyor. Çünkü her soru Jamal’in kaderi. O sorularda Jamal’in hayatından bir an, bir parça yansıyor perdeye. Annesi öldürüldükten sonra abisiyle beraber yetim kalan Jamal, Bombay’ın çöplüklerinde yaşarken, Maman ve adamlarınca dilendirilmek için bir mekâna götürülüyorlar. Maman, çocukları dilendirmek için şarkılar öğretirken bir gece sessizce çocukları sakat bırakmaya çalışıyor. Salim ve Jamal, Maman’ın ininden beraberce kaçıyorlar. Küçük kız Latika, kaçarken geride kalıyor ve trene binemiyor. Çünkü Latika, Jamal’in fedakâr iyilik meleği gibi hep. Dumas’nın “Üç Silâhşörü”ndeki Athos ve Porthos’u gibi iki kardeş, Bombay’ın sert sokaklarında yaşam mücadelesine girerken yavaş yavaş da büyüyorlar. Salim, Javet’in (Cavit’in) çetesine girip mafyacı olurken, Jamal de bir telefon şirketinde çaycı. İşte bu çaycılık hayatının akışını değiştiriyor Jamal’in. Rastlantıyla katıldığı yarışma onu tüm Hindistan’ın sevgilisi yapıyor ve tüm soruları bilerek 20 milyon rupiyi kazanıyor Jamal. Filmde, işte bu Jamal’in kaderine tanıklık ediyor seyirci. O sorular, güzel Latika ve umutlu gelecek Jamal’in kaderi çünkü.
“Slumdog”, Bombay’da “varoş iti” ya da “lümpen” anlamına geliyor. Acaba, Jamal mi, yoksa Salim mi bu “lümpen”e tam anlamıyla uymuş? Yaratıcı yönetmen Boyle, “Trainspotting” filminde olduğu gibi, bu filminde de estetik açıdan çarpıcı bir yapıt ortaya koymuş. Öncelikle filmin kurgusu ve kamera kullanımı zaman zaman varoşlar gibi çok sert yansıyor perdeye. Fonda duyulan Hint hüznünü ve coşkusunu yansıtan müzikler de gerçekten insanın ruhuna iyi geliyor. Çoğunluğu Hintli olan oyuncuların performansları da unutulmazlar arasında şimdi. Dev Patel’le sunucuya hayat veren Anil Kapoor tam anlamıyla muhteşem. O yarışma anlarındaki gerilimi ve heyecanı seyirci de yaşıyor.
(25 Temmuz 2009)
Ali Erden
Yılın Beklenen Filmi “Ejder Kapanı” Setinden İlk Kareler
Uğur Yücel, Kenan İmirzalıoğlu, Nejat İşler, Ceyda Düvenci ve Berrak Tüzünataç’ın rol aldığı Ejder Kapanı’nın çekimleri devam ediyor. Polisiye-gerilim tarzındaki filmin setinden ilk kareler basına yansıdı. Kapalı Çarşı’da Zincirli Han ve Büyük Valide Hanı’nda yapılan çekimlerde Asayişler Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı’nı canlandıran Uğur Yücel ve Cinayet Büro Amiri’ni canlandıran Kenan İmirzalıoğlu’nu bir cinayetin ardından delil toplarken görüyoruz.
Filmin çekimleri Haziran – Temmuz aylarında 7 hafta İstanbul ve 1 hafta Erzincan olmak üzere 8 haftada tamamlanacak.
Harry Potter ve Melez Prens’i Vizyona Girdiği İlk Gün 55.932 Kişi İzledi
Tüm dünya ile aynı tarihte, 15 Temmuz Çarşamba günü vizyona giren Harry Potter ve Melez Prens’i, ülkemizde ilk gününde 55.932 kişi izledi. 2007 yazının hit filmi Harry Potter ve Zümrüdüanka Yoldaşlığı’nı yönetmiş olan David Yates, bu kez de Harry Potter ve Melez Prens için yönetmen koltuğuna oturdu. Tüm Harry Potter filmlerinin yapımcısı olan David Heyman da filmin yapımcılığını David Barron’la birlikte gerçekleştirdi. Filmin J. K. Rowling’in kitabından uyarlanan senaryosu, serinin ilk dört filminin senaryolarını kaleme almış olan senarist Steve Kloves’un imzasını taşıyor.
Tiglon Film Filmleri
Tabu (Towelhead), Kapan (Hush), Seni O Kadar Çok Sevdim Ki… (Il y a Longtemps Que Je t’aime – I’ve Loved You For So Long), Buz Devri 3: Dinozorların Şafağı (Ice Age 3: Dawn Of The Dinasaurs), Pek Yakında (Coming Soon), 12 Tuzak (12 Rounds), Alacakaranlık (Twilight), Kuzey (North), Aşk Uğruna (Anything For Her – Pour Elle), 17 – 23 Temmuz 2009 seansları için tıklayınız.
24 Temmuz 2009 Haftası
“Hayalet Sevgililerim”, aşka ve evliliğe inanmayan, şimdi ise kardeşinin düğün hazırlıklarında bu kavramlarla dalga geçen ‘şeytan tüyü’ne sahip çapkın bir adamın, fantastik bir yardımla geçmişine (ve geleceğine de) gitmesi, tabii kendisinin hiç de göründüğü gibi olmadığını idrak edip hissetmesi üzerine bir öykü. Bu değişim hikâyesi, insan denilen varlığın yaşamının bir döneminden sonra yalnız kalamayacağı gerçeği üzerine kurulu dersini, her sahnede mizahı kalite ile buluşturarak veriyor. Ve hem yeni-eski kuşaktan oyuncular cazip, hem de mekânlar…
“Devlet Sırrı”, Fransız İstihbarat Örgütü’nün, radikal dincilerin ülke içinde gerçekleştirmeyi plânladıkları terör saldırılarını engellemek için, nasıl en az karşılarındaki düşman kadar acımasız çalıştığını ve ajan olarak seçtiği gençlerin beyinlerini -aynen karşı taraf gibi- yıkayarak onları birer silâha hangi fiziksel/psikolojik yöntemlerle dönüştürdüğünü anlatıyor. Amerikan Sinemasının ürünleri denli çarpıcı bir çalışma. Sonuç? Yine aynı ana fikir: Karmaşık bir para ağı içinde masum insanları kandıran terör baronları, bir barış dini olan İslâm’ı kullanmaktadırlar; dolayısıyla vatanını seven her Batılı ajan, onların oyununu oynamak zorundadır. Geçenlerde izlediğimiz “Hain”de de olduğu gibi, ‘sonuç’tan hareket eden bu hikâyelerin sorunu aynı. Bu dünya düzenini ve her gün bir milyar insanın açlıkla karşı karşıya kaldığını bilen her ‘farkında seyirci’ rahatsız oluyor. Çünkü bugün bu terör varsa, yaratıcıları, açgözlülük ve silâhlanma yarışını bir türlü bırakmayan Batı: Başta ABD ve Avrupa! Dolayısıyla, soruna, sanki bir anda ortaya çıkmış teröre karşı savaşan ajanlar düzeyinden bakan, bu ve benzerlerini bir serüven gibi izlemek de rahatsızlık veriyor. Kendi adıma, artık katlanamıyorum!
“Dehşetin Soluğu”, en uygar ülkelerden İsviçre’nin Alpler bölgesindeki sarp bir yerde antropolojik araştırma yaparken, ilkel bir insan türü keşfeden ve -ne yazık ki- hayatta kalmaya çalışan bir grup araştırmacı – turistin, ‘derin Avrupa’ ile karşılaşması… Hayatta kalmaya çalışırlar, çünkü keşfettikleri tür, ‘canlı ve saldırgan’dır!
Enteresan bir başlangıçtan sonra, karakterleri güdük kalmış ve iyi çekilememiş bir filmin sıkıcılığında ilerleyen, finale doğru ise kanlı bir ivme kazanarak toparlanmaya çalışan ama bu kez de ‘slasher’ biçimle iyice saçmalayan, gereksiz bir çaba.
(22 Temmuz 2009)
Ali Ulvi Uyanık
*****
AŞAĞIDAKİ YORUM ÜZERİNE EK:
BİR YAZIYI BU DENLİ YANLIŞ OKUMAYA PES!
Ben filmin ana fikrini yazmışım. Alıntıladığınız cümle filmin anlattığı. Benim fikrim değil. Ve isyan ediyor, bir sonraki cümlede yanlışlığını vurguluyorum. Rahatsız olduğumu söyleyip, bakınız sonda ne diyorum: “Kendi adıma, artık katlanamıyorum!” Neye? Bu fikirleri işleyen filmlere! Pes ki pes! Bir yazı ancak bu kadar yanlış okunabilir. Niyetiniz belli ki üzüm yemek değil bağcıyı dövmek ama ne olur biraz daha dikkat!
(24 Temmuz Cuma)
Ali Ulvi Uyanık
Kırşehir Belediyesi Sinema Günleri
Kırşehir Belediyesi, kültür ve sanat etkinliklerine bir yenisini daha ekleyerek Kırşehir halkını yazlık sinema şöleni ile buluşturuyor. Kültür Bakanlığı ve Yeditepem Sanat Merkezi tarafından da desteklenen yazlık sinema şöleninde 25 – 31 Temmuz 2009 tarihleri arasında 7 gün 7 ayrı film gösterimi yapılacak. 25 Temmuz 2009 Cumartesi günü Ahi Çarşısı yanındaki alanda başlayacak olan Yazlık Sinema Şöleninde ilk gün Burak Sergen ve Özge Özberk’in başrolünü oynadığı 120 filmi Kırşehirli sinemaseverlerle buluşacak. Yazlık sinema şöleni 31 Temmuz Cumartesi günü Gönül Yarası’nın gösterimi ile sona erecek.
Kırşehir Belediyesi Sinema Günleri yazısına devam et
Medyavizyon Filmleri
Aşka Son Şans (Last Chance Harvey), Hain (Traitor), Peşinde Ölüm Var (Someone Behind You), Evlilik Sınavı (Easy Virtue), Adab-ı Muaşeret, Milk, Başka Semtin Çocukları, Aşk Tutulması, 17 – 23 Temmuz 2009 seansları için tıklayınız.
Özen Film Sinemaları ve Filmleri
Suadiye Movieplex, Şişli Movieplex, Çemberlitaş Şafak, Beyoğlu Sinepop, Clive Barker’dan Kan Kitabı (Clive Barker’s Book of Blood), Dost Kazığı (How to Lose Friends & Alienate People), 17 – 23 Temmuz 2009 seansları için tıklayınız.
Harry Potter ve Melez Prens
Harry Potter and the Half – Blood Prince,
15 – 16 Temmuz 2009 seansları için tıklayınız.
17 – 23 Temmuz 2009 seansları için tıklayınız.