Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali, genç sinemacıların ilk filmlerinden, büyük ustaların merakla beklenen son filmlerine, canlandırma sinemasından komediye, geniş bir yelpazede, 100’e yakın filmi 28 Kasım – 4 Aralık 2008 tarihleri arasında Bursalı izleyicilerle buluşturuyor. Festival, gösterim şansı bulamayan kaliteli filmleri ülkemizde sinemaseverlerle buluştururken, diğer yandan Türk filmlerinin yurtdışında gösterimi ve tanıtımı için, yurtdışı film festivalleri ile işbirliğine girişiyor. Bu yıl ilk kez hayata geçirilen yurtdışı film festivalleri işbirliği, Roma Film Festivali / Festival Internazionale Del Film di Roma ile devam ediyor.
Günlük arşivler: 19 Ekim 2008
Devrim Arabaları’nın Yeni Afişi Hazırlandı
Tolga Örnek’in yönettiği ve Taner Birsel, Ali Düşenkalkar, Halit Ergenç, Sait Genay, Altan Gördüm, Vahide Gördüm, Uğur Polat, Serhat Tutumluer, Onur Ünsal, Selçuk Yöntem ile Haluk Bilginer’in oynadığı Devrim Arabaları’nın yeni afişi hazırlandı.
24 Ekim’de Pinema Film dağıtımıyla vizyona çıkarılacak filmin konusu şöyle: Cumhurbaşkanı sinirlenip bu ülkenin otomobil bile üretebileceğini söyler. Bu iddia ciddi ciddi meydan okumaya dönüşür. Paşa emrini verir; yaklaşmakta olan Cumhuriyet Bayramı’na ilk yerli otomobil yetiştirilecektir. “Benzini bitip yolda kalan araba” olarak eksik bildiğimiz bir hikâye.
Devrim Arabaları’nın Yeni Afişi Hazırlandı yazısına devam et
Umut Sanat Filmcilik
Umut Sanat Filmcilik, 10 – 16 Ekim 2008 Haftalık Box Office listesi için tıklayınız.
Paris
Cedric Klapisch’in yönettiği ve Juliette Binoche, Romain Duris, Fabrice Luchini ile Albert Dupontel’in oynadığı Paris, 24 Ekim 2008’de Tiglon Film dağıtımıyla Filma Ltd. tarafından vizyona çıkarıldı.
Bu hikâye, hasta ve ölebileceğini düşünen bir Parisli’yi anlatıyor. İçinde bulunduğu durum, çevresindeki insanlara yeni ve farklı bir gözle bakmasına neden oluyor. Kendi ölümünü düşünmek, hayatına ve başka insanların hayatlarına birdenbire yeni bir anlam katıyor. Meyve ve sebze satıcıları, işçi, dansçı, mühendis, üniversite profesörü. Birbirinden farklı kişiler bu şehirde ve bu filmde bir araya geldi.
Paris yazısına devam et
Bunları Yazmak Gerek 4: Oscar, İtalyanca, Fransızca ve Avrupa’yı Seviyor!
Farkında mısınız, dünyada film üretimi arttıkça yarışmalar da daha bir çekişmeli, daha bir heyecanlı geçmeye başladı. Bir sinema eserinin insanlık ailesinin belleğine ve yüreğine armağan edilmiş bir yaratı olduğu, yarıştırılmasının gerekmediği bilinse de, ruhlarda rekabet, hırs, kazanma arzusu baskın… Bir de ticari mekanizmalar için gerekli. Dolayısıyla biz sinema için yazanlar da bu çarkın içinde bazen kendimizi çok fazla kaptırarak gönlümüzden geçenleri savunuyoruz. Örneğin ben ilk kez, Türkiye adayının, Akademi Ödülleri’nde Yabancı Dilde Film heykelciğini kazanmak için yarışacak 5 aday arasında yer alabilecek nitelikte olduğunu düşünüyorum. Onlarca ülkeden oluşan rakiplerini görmeden yüreğimin samimi olarak istediği bu: “Üç Maymun”un 2009 töreninde yerini alması. Bana göre, Türkiye’nin bugüne dek seçtiği en iyi aday adayı! Yapımcısının da ciddi çalışacağından eminim… Hani anımsayınız, geçmiş yıllarda, “aday adayı” olduğu halde “aday” sözcüğünü ve DVD kapaklarında yasa dışı biçimde Oscar heykelciğini kullananlardan, ortada “fol yok yumurta yok”ken magazin basınına “Altın Küreli bilmem ne” diye başlık attıranlara epey ‘numara’ya muhatap oldu da halkımız, o açıdan vurguladım.
En İyi Yabancı Dilde Film ödülleri 1947 yılında verilmeye başlanmış. 1953 yılı hariç, bugüne dek tam 60 kez sahiplerini bulmuş. Ödüllerin hangi ülkelere dağıldığına merak edip bir göz attım, sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir ortak yapımın ödüllendirilmesi sadece bir kez olmuş; 1950 yılında İtalya ve Fransa ödülü birlikte almışlar. Zaten bu kategoride üstünlük sağlayan da bu iki ülke: Ortak yapım dâhil, İtalya 13 kez kazanmış; Fransa da 12! İkisini açık ara, 4 kez galip gelen İspanya ile üçü Sovyetler Birliği döneminde olmak üzere yine 4 ödülle Rusya takip ediyor. 3 ödüllü ülkeler ise şunlar: Japonya, İsveç, Çek Cumhuriyeti (ikisi Çekoslovakya dönemi), Almanya (biri Batı Almanya dönemi), Hollanda. Oscar amcayı ikişer kez müzelerine götürenler ise, İsviçre ve Danimarka. Ve birer kez kazananların en az yarısının, film çekme standartlarının her ülke için yükseldiği, iletişimin hızlandığı, festivallerin çoğaldığı, yakıcı sorunların her bireyi ilgilendirmeye başladığı son yıllara rastladığını görüyoruz: Cezayir, Fildişi Sahili, Macaristan, Arjantin, Tayvan, Bosna Hersek, Kanada, Güney Afrika, Avusturya. Neden, “yalnız ve güzel ülke” Türkiye de olmasın?
(26 Ekim 2008)
Ali Ulvi Uyanık
aliuyanik@superonline.com
Atatürk’ü Anlatan “Mustafa” Antalya Festivali’nde Gala Yaptı
Gazeteci ve belgesel yapımcısı Can Dündar’ın gerçekleştirdiği Mustafa, galasını 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yaptı. Can Dündar, gösterim sonrasında yapılan söyleşide filmi Atatürk’ün 70. ölüm yıldönümüne yetiştirdiklerini dile getirerek “İnşallah yeni çalışmaların önünü açar.” dedi.
Atatürk’ü Anlatan “Mustafa” Antalya Festivali’nde Gala Yaptı yazısına devam et