Filmler Yarış Atı Değildir

Ülkemizde ilk film yarışması 1948’de yapılmıştır. 1917’den başlayan film üretimleri asıl artışını 50’li yılların başlaması ile gösterecektir ama ilk yarışma film üretimlerinin daha az sayıda olduğu bir yılda yapılmıştır. Bundan sonraki yıllarda yapılan farklı yapılardaki yarışmalarda o yılların öne çıkan filmleri yarışmıştır ama, 1964 yılında Antalya Film Festivali (Altın Portakal) başlayana kadar yerleşik bir yarışmamız yoktur. Behlül Dal’ın girişimleri sonucu başlayan Altın Portakal giderek Yeşilçam’ın yaz tatili olmaya dönüşmüş, bu arada “film yarışması”da yapılmış ve zaman zaman sonuçlar tartışmalar doğurmuştur.

Yarışmaya katılan film sayısının giderek artması, ön eleme düzenini ortaya getirmiş, tartışmaların bir kısmı da bu aşamada başlamıştır. Elemelerde başlayan tartışma sonuçlarda da devam edince ortaya garip tutumlar çıkmıştır. Geçtiğimiz yıllarda Tanju Gürsu Köpekler Adası filmi ile “En İyi Oyuncu” ödülünü alınca ortaya garip bir tartışma başlatılmıştı. Gürsu’yu Müşfik Kenter seslendirdiği için ödülde O’nun da payı olduğu görüşü ortaya atılmıştı. Burada bir soru akla gelmeli hemen, o yıldan önce (tabii sonra da) Antalya’da ödül alanların kaç tanesi acaba kendisini seslendiriyordu? -Çünkü o yıllarda tüm filmlere dublaj yapılıyordu.- Bu tip festivallerde seçici kurullar, başlangıçta kendilerine bir takım kriterler belirlemelidirler ki; değerlendirmeler onlara göre yapılsın. Bunların yeteri kadar belirlenmemiş olması veya yarışmaya katılanlarca bilinmemiş (anlaşılmamış) olması tartışmaların nedeni olmaktadır. Film festivalleri kendilerine belirli bir konuyu seçebilirler; bu başlangıçta belirlendiği için başvurularda bu dikkate alınacaktır ve ön elemenin eleştirilerini önleyecektir. Benim bildiğim kadarı ile Antalya’da böyle bir kıstas yok (varsa bu benim cahilliğim). Bunun için geçen yılki yarışmadan önce yapılan ön elemede yaşanan “eleme tartışmasını” belirleyecek önceden belirlenmiş objektif kıstaslar olamadığından sadece seçici kurulun değerlendirmeleri tartışılmış oluyor.

50’li yıllardan sonra sürekli artan yapılan film sayısı 70’li yılların başında 300 ulaşmıştı (1972 de 299) O yıllarda yapılan yarışmalara 200’ü aşkın film içinden katılımlar oluyordu, 80’li yıllardaki krizden sonra bu sayı hızla düştü, şimdilerde giderek film sayısı her yıl artıyor, fakat bu 30’lu sayıları pek geçmiyor. Bu kadar filmin bir kısmı da piyasada hiç görülmüyor, ortaya çıkan filmlerde ülkemizde yapılan -hemen- tüm yarışmalara katılıyorlar. Bu yarışmaların bir kısmında ön eleme olmayabilir; yarışmada yarışan filmler farklı seçici kurullar önüne çıktığında ise -aşağı yukarı aynı filmler- farklı şekilde değerlendirilebiliyor, bu ise farklı tartışmalara olanak veriyor.

Geçen yıl Antalya ön seçici kurulu tarafından elenen Ümit Ünal’ın Ara filmi bu yıl İstanbul Festivali’nde yarışacak. (Yani bir yarışa alınmadı, diğerinde var). Bunun gibi başka filmlerde vardır, olacaktır, gelecek yıllarda da olacaktır.

Festivaller hep olacak, birinde kazanan diğerinde -belki de yarışamayacak veya- değerlendirilmeyecek, bunu seçici kurul “takdiri” olarak kabûl etmek gerekir. Tabii eleştiri hakkı her zaman mahfuzdur. Son Antalya’ya katılan filmlerin hepsini görmedim, ama bu gün (23.3.2008) gördüğüm Ara’nın o filmler arasında olmuş olmasını dilerdim, -bilinmez- belki seçici kurulun ”portakal”larından birini alabilirdi. Yarışmalı festivaller bir değerlendirme ile sonuçlanır, yoksa her hangi bir amaçla yapılan toplu film gösterimlerinden farkı kalmaz ama seçici kurul kararlarının değişken olduğu gerçeğini unutmamak gerekir. Tamamen farklı koşullarda yapılan filmlerin, farklı seçici kurullar önünde “yarıştırılıp” bazen aynı sonuçlara bazen de farklı sonuçlara ulaşmak olasılığı -her ikisinde de- vardır. Sonuçtan tartışma çıkartmak, filmleri de -film değil- yarışmacı (yarış atı) olarak değerlendirmek (eğer yapılıyorsa) doğru olmaz sanırım.

(23 Mart 2008)

Orhan Ünser

Anime

O zamanlar karton film (cartoon) diyorduk. Sinemalarda filmlerden önce böyle kısa metraj Walt Disney kaynaklı, bu tarz filmler oynuyordu. Sonraki yıllarda böyle cartoon’ların uzun metrajlıları da sinemalarımız perdelerine yansıdı (Leydi’nin Aşkı). Bu arada cartoon’un daha genel adlandırılması ile animasyonun bir bölümü olduğunu öğreniyorduk. Walt Disney dışında, hatta ABD dışında da animasyonlar yapıldığı, zaman içinde edindiğimiz bilgiler oldu. Çok farklı yapılanmalar (teknik) gösteren bu animasyonlar, içerik olarak da farklılık gösteriyordu. Televizyonun gelmesi ile animasyon alanında Japon’ların farklılıklarına tanık olduk. Japon animasyonunun biri bitip biri başlarken, tekniğinin de farklılığını fark ettik. Şimdilerde Susan J. Napier’in Anime (ES Yayınları – 2008) kitabından Japon animasyonuna başka bir boyuttan tanıklık ediyoruz.

Anime, adı Japon animasyonu anlamına geliyor, öncelikle. Geçmişi de hayli gerilere gidiyor. Manga denilen çizgi-roman geleneğinden kaynaklanan anime, televizyon dizileri ve sinema filmleri olarak geniş bir pazara (öncelikle iç “Japonya” ve ABD’de) sahip. Napier bir anime uzmanı olarak, türü değişik boyutları ve ağırlıklı olarak ele aldığı bir takım örnekleri ile inceliyor.

Filmlerde kahraman olarak kadın tipleri öne çıkıyor, ülkemizde animasyon ile pek bağdaştırılamayacak cinsellik ağırlık kazanıyor, insan formatında (veya değil) değişik türden canlılar olaylara karışıyor (kahraman oluyor), farklı etkilerle cins değiştirmeler (kadın / erkek, erkek / kadın) sıradan olaylar. Dünyanın sonu / mahşer, farklı dünyalar ile ilişkiler, uzay, Japon tarihi, İkinci Dünya savaşı (atom bombası – Hiroşima / Nagazaki ) ve sonrasının Japon toplumuna etkileri farklı yorumlara konu oluyor.

Asıl ilginç olan, anime alanında uzmanların çoğunluğu; bir anime uzmanı olan kitabın yazarı Susan J. Napier anime uzmanı olarak pek çok isme gönderme yaparken, bunların bir kısmının da anime bir kısım alt konularında da uzmanlaştığını görüyoruz. Bunu kıskandığımı itiraf etmek isterim. Şimdiye kadar en fazla gişe hasılatı yapan Japon filminin (normal sinema filmleri de dahil) animasyon olması konusu ise, türün sinemamızdaki yerini düşündürüyor insana. Evvel Zaman İçinde (1951 Yön: Turgut Demirağ – Resim Direktörü: Yüksel Ünsal) hem de uzun metrajlı olarak yapılmasına rağmen, Hollywood stüdyolarında kaybolup gitmesinden sonra, animasyonun devam etmemesi, kısa metraj ve ağırlıklı olarak reklâm filmlerinde kalması ise sinemamızın bir gerçeği. Sinemamızın bir başka gerçeği de çizgi roman kaynaklı normal sinema filmleridir. Çizgi romanları dizi veya film olarak sinemaya uyarlamayan sinemamız, bunları normal (gerçek kişilerle) sinema filmi olarak yapmıştır. (Cicican / Bedri Koraman – Ertem Göreç – 1963, Hüdaverdi – Pırtık / Sezgin Burak – Lale Oraloğlu – 1971, tek film olarak çekilirken, Tarkan / Sezgin Burak, Malkoçoğlu / Ayhan Başoğlu, Kara Murat / Rahmi Turan, Karaoğlan / Suat Yalaz, dizi filme olarak çekilmişlerdir.)

Anime, türün çok sayıda örneğini inceleyen, bu arada türün ülkesinde gösterdiği çeşitlilikleri anlatan, sinemanın ne boyutlarda inceleme ve araştırma konusu yapıldığı hakkında ip uçları veren bir kitap. Bu kitabın, şimdiye kadar yayınladığı 58 kitabın tamamının sinema (ve türevleri) konusunda olması ile ülkemizde bir ilki gerçekleştiren bir yayınevi (ES Yayınları) tarafından yayınlanması ise ülkemizin ilklerinden birini oluşturuyor.

(23 Mart 2008)

Orhan Ünser

Macera Adası

Jennifer Flackett ile Mark Levin’in yönettiği ve Abigail Breslin, Jodie Foster, Gerard Butler ile Morgan Griffin’in oynadığı Macera Adası (Nim’s Island), 18 Nisan 2008’de UIP Filmcilik dağıtımıyla Fida Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Nim’in Adası maceraların hüküm sürdüğü egzotik bir adadır. Burada Nim adlı özgür ruhlu ve enerjik bir genç kız yaşar. Çevresi egzotik hayvan dostlarıyla doludur. İlhamını efsanelerden ve kitaplarından alır. Favori edebiyat kahramanı, dünyanın en büyük maceraperesti olan Alex Rover’dır. Yaşadığı tropik ada tehdit altına girince yardım etmesi için kahramanına başvurur.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Macera Adası yazısına devam et
  • 19. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde 17 Mart Pazartesi

    19. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde 17 Mart Pazartesi günü Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda saat 19:15’te gösterimi yapılacak olan Celile Eskimoları’ndan sonra filmin yönetmeni Jonathan Paz ile söyleşi gerçekleştirilecek. Gün içinde Büyülü Fener Sineması’nda ayrıca Drama / Mex, Sınır Karakolu, Açılış Gecesi, Alice Harikalar Diyarında, Bu Şarkı Kimin?, Cebelitarık’ın Ötesi, 2 Dilek 2 Şans ve Dolina adlı filmler gösterilecek.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Ejder Avcıları

    Guillaume Ivernel ile Arthur Qwak’ın yönettiği ve Vincent Lindon, Patrick Timsit, Philippe Nahon ile Amanda Lear’ın seslendirdiği animasyon film Ejder Avcıları (Chasseurs de Dragons – Dragon Hunters), 28 Mart 2008’de Bir Film dağıtımıyla Tiglon Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Zoe peri masallarına inanan küçük bir kızdır. Amcası Kral Arnold’u korkunç bir ejderhadan kurtarmak için kitaplarda okuduğu türden bir kahraman bulmaya karar verir. Fakat bunun yerine Gwizdo ve Lian-Chu ile tanışır. Bu iki kafadarın hayattaki tek istekleri sessiz küçük bir çiftlik almaktır. Ve küçük kız, onların rüyalarındaki kahraman olduğunu düşünür.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Ejder Avcıları yazısına devam et
  • 19. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde 16 Mart Pazar

    19. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde 16 Mart Pazar günü saat 16:00’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Şevval Sam, Hasan Saltık ve Ümit Kıvanç’ın katılımıyla gerçekleşecek olan Kazım Koyuncu anma töreni saat 17:30’da Ümit Kıvanç’ın yönetmenliğini üstlendiği Şarkılarla Geçtim Aranızdan filminin gösterimi ile devam edecek. Berlin, Wiesbaden, Duesseldorf, Torun ve Viyana’da büyük ilgi toplayan Kieślowski: İzler ve Hatıralar Sergisi, küratörler Barbara Kurowska ile Krystyna Zamysłowska’nın katılımlarıyla 18:30’da açılacak ve meraklıları tarafından ücretsiz olarak görülebilecek.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yeşilçam Masalı’na 2007 Gazetecilik Başarı Ödülü

    sadibey.com yazarlarından Gülay Oktar Ural tarafından hazırlanan ve Temmuz – Aralık 2007 tarihleri arasında her Çarşamba Radyo – 1’de yayınlanan Yeşilçam Masalı adlı belgesel, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından 2007 Gazetecilik Başarı Ödülleri Yarışması’nda Radyo ödülüne lâyık görüldü. Sevgili yazarımızın başarılarının devamını dileriz.

  • Gülay Oktar Ural yazıları için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Yeşilçam Masalı’na 2007 Gazetecilik Başarı Ödülü yazısına devam et
  • Vesaire Vesaire’nin Afişi Hazırlandı

    Tunç Başaran’ın yönettiği ve Rutkay Aziz, Roksan Lülü, Aliye Uzunatağan ile Bülent Kayabaş’ın başrollerini paylaştığı Vesaire Vesaire’nin afişi hazırlandı.
    11 Nisan 2008′de Nöbetçi Yapım tarafından vizyona çıkarılacak filmin konusu şöyle: Sağlığı bozulan ünlü yazar Arda Başar içinde bulunduğu koşullardan sıkılıp bir anda yaşadığı şehri değiştirme kararı alır. Nereye gideceği konusunda hiçbir fikri olmadan eşyalarını toplar ve kendisini Marmaris’te bulur. Bu küçük kasabada tesadüfen tanıştığı sevimli bir köpek, genç bir kız ve bilge bir ayyaş, Arda’nın hayatının akışını beklenmedik bir şekilde değiştirirler.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü afişe haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Vesaire Vesaire’nin Afişi Hazırlandı yazısına devam et
  • Tüm Şirketler

    Tüm Şirketler,
    07 – 13 Mart 2008 Haftalık (Weekly),
    04 Ocak – 13 Mart 2008 Yıllık (Annual), Eski Yıllar Yıllık (Ex Years Releases Annual), Hafta Hafta (Week by Week) Box Office listeleri için tıklayınız. Bu listelerden alıntı veya kopyalama yapıldığında kaynak olarak Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi‘nin gösterilmesi rica olunur.

    Uçurtma Avcısı’na Özel Gösterim

    Kesişen Yollar ve Lütfen Beni Öldürme (Stranger Than Fiction)’ın yönetmeni Marc Forster’in Afgan yazar Khaled Hosseini’nin aynı adlı romanından uyarladığı Uçurtma Avcısı (The Kite Runner), ülkemizde 21 Mart 2008 Cuma günü gösterime girecek. Altyazı Aylık Sinema Dergisi’yle internet sitesi sinema.com’un, UIP işbirliğiyle düzenlediği Uçurtma Avcısı (The Kite Runner)’ın vizyona girmeden önceki özel gösterimi 19 Mart 2008 Çarşamba günü, Ankara AFM Cepa, İstanbul AFM Fitaş Beyoğlu ve İzmir AFM Forum Bornova sinemalarında gerçekleştirilecek.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı

    Kürşat Kızbaz’ın yönettiği ve Sinan Tuzcu, Burak Sergen, Özcan Deniz ile Müfik Kenter’in canlandırdığı Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı, 25 Nisan 2008’de Best Line Pictures dağıtımıyla Imagine Film Productions tarafından vizyona çıkarıldı.
    Yüzyılları aşan evrensel barış, kardeşlik ve aşk düşünceleriyle tüm dünyada geniş kitleler tarafından sevilen Mevlana Celaleddin-i Rumi filmin ana konusunu oluşturuyor. Filmin temel amacını, düşünceleriyle insanlığa yön veren Mevlana’nın sevgi ve barış öğretilerinin yorumlanması ve geniş bir izleyici kitlesine sunulması oluşturuyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • Ali Ulvi Uyanık Yazıyor
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı yazısına devam et
  • NTV Belgesel Kuşağı 07 – 14 Nisan Arasında Beyoğlu Sineması’nda

    Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin artık gelenekselleşen NTV Belgesel Kuşağı bu yıl 07 – 14 Nisan arasında Beyoğlu Sineması’nda sinemaseverlerle buluşacak. Bazı belgesel yönetmenlerinin de katılacağı festivalin NTV Belgesel Kuşağı filmleri; insan hakları, çocuklar, müzik, siyaset gibi farklı konuları işliyor, toplumsal değişimleri ele alıp gerçeği belgelerken alışılmadık ve çarpıcı tarzlar izliyor. Dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nde yapan Martin Scorsese’in Rolling Stones konser filmi Shine a Light, programın beklenen filmleri arasında. Gösterimde bu yıl 18 belgesel yer alıyor.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    NTV Belgesel Kuşağı 07 – 14 Nisan Arasında Beyoğlu Sineması’nda yazısına devam et
  • Cadde

    Yönetmenliğini Doğa Can Anafarta’nın yaptığı kısa film Cadde, Bağdat Caddesinde bir ailenin yaşadığı savaşı, aşkları, eğlenceyi, kavgayı ve birliği konu alıyor. 29 Nisan’da gösterilecek olan film 40 kişilik ekiple Altunizade, Sarıyer, Üsküdar ve Bağdat Caddesi’nde çekildi.
    Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’ni bitiren yönetmen Doğa Can Anafarta, Anadolu Üniversitesi, Sinema TV Bölümü’ne girdi; sinema sektörüne yakın olmak amacıyla Bilgi Üniversitesi’ne geçiş yaptı. Anafarta’nın 3 kısa filmi bulunuyor.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • 19. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde 14 Mart Cuma

    19. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde İbrahim Demirel’in, Türk Sineması’nın ünlü sanatçılarının ve sinemaya gönül vermiş emekçilerinin siyah-beyaz portrelerini çekerek oluşturduğu Sinemayı Yazanlar fotoğraf sergisi 14 Mart Cuma günü saat 18:30 Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda açılıyor. Kızılay Büyülü Fener Sineması Salon 2’de ise saat 19:15’te gösterilecek Boşu Boşuna’nın ardından filmin yönetmeni Bülent Akıncı ile söyleşi gerçekleştirilecek. Saklıkent’te Pilli Bebek ve Darkphase, Festival Partisi’nde sahne alacak. Kapı açılışının 20:30 olacağı gecenin biletleri 12,5 YTL.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • 2008 Yeşilçam Ödülleri

    T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayelerinde Beyoğlu Belediyesi’nin işbirliği ile TÜRSAK Vakfı tarafından düzenlenen Yeşilçam Ödülleri geniş katılımlı bir ödüllendirme sistemi ile bu yıl ilk kez sahiplerini bulacak. Ana sponsorluğunu TURKCELL’in üstlendiği ve BSB, ÇASOD, FİLM-YÖN, FİYAB, FİYAP, SENDER, SESAM, SETEM, SEYAP, SİNE BİR, SODER, TESİYAP ve SİNE-SEN’in yer aldığı, Ulusal Sinema Platformu tarafından desteklenen Yeşilçam Ödülleri’nin kurumsal sponsorluğunu DİGİTURK yapıyor.
    İsmini, Yeşilçam Sokağı’ndan alan proje; Yeşilçam’ın usta yönetmenlerine, yapımcı, oyuncu ve emekçilerine bir “saygı duruşunu” ifade etmeyi hedefliyor.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Orhan Ünser Yazıyor
  • Yüksek çözünürlüklü görsellere ve diğer basın bültenlerine haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    2008 Yeşilçam Ödülleri yazısına devam et