Sinemada Çevre Dostu Ses Bandı: CyanDye (CDT)

Avrupa genelinde film gösteren sinemalarda tüm 35 mm film kopyalarında çevre dostu CyanDye (CDT) – Camgöbeği ses bandı kullanımına başlandı. CyanDye (CDT) – Camgöbeği ses bandında, Hi – Magenta olarak adlandırılan mevcut endüstri standardı ses bandında bulunan yoğun kimyasallar kullanılmıyor ve üretim sırasında çevreye zararlı atık oluşmuyor. Yakın gelecekte bu tip kimyasalların kullanımının Avrupa Birliği kanunları ile tümüyle yasaklanacak olması, endüstri standardı olarak CyanDye ses bandının kullanımını zorunlu kılıyor.

  • Basın Bülteni
  • Almanya Rüyası, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde

    Murat Şeker’in belgeseli Almanya Rüyası, 30 Mayıs – 04 Haziran tarihleri arasında Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde gösteriliyor. Almanya Rüyası, Almanya’ya 43 yıl önce göç eden Türklerin, yaşam tarzlarına dair bir belgesel. Hip hop’çulardan iş adamlarına uzanan geniş bir röportaj perspektifiyle hazırlanan filmde yorum veya dış ses bulunmuyor. İzleyiciye bizzat araştırmanın kendisi sunuluyor. İçerik ve finansman bakımından bu konudaki ilk geniş ve bağımsız proje özelliğini de taşıyan belgesel, 6 aylık çekim ve bir o kadar da süren post – prodüksiyon sürecinde tamamlandı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sabri Kaliç’e Hollanda’dan Ödül

    Yaptığı deneysel filmlerle Türk kısa filminin kült adlarından biri olan Sabri Kaliç’e bir ödül de yurt dışından geldi. Merkezi Hollanda’da bulunan Meta – Film Underground adlı deneysel film kuruluşu Meta – Film adlı deneysel film ödülünü 2005 yılında Sabri Kaliç’in A Fassbinder Lie (Bir Fassbinder Yalanı), adlı 1987 yapımı filmine verdi. Kuruluş ödül gerekçesini şöyle belirtiyor: “… deneysel film yapımının en uç sınırlarında dolaştığı ve çalışan beyinlere Deneysel sinemayla daha ne yapılabilir ki? sorusunu sordurduğu için 2005 yılı Meta – Film ödülü Sabri Kaliç’in A Fassbinder Lie adlı filmine verilmiştir.”

  • Basın Bülteni
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Sabri Kaliç’e Hollanda’dan Ödül yazısına devam et
  • Sakın Unutma

    Diner bu fırtına değişir devran
    Mevsim yaza gelir sakın unutma
    Gerçek sahibini beklerken meydan
    Sıra bize gelir sakın unutma

    Haber yok kervandan bekleme hancı
    Herkeste bir sitem zakkumdan acı
    Derinden derine bir garip sancı
    Aza aza gelir sakın unutma

    Sarmış ufkumuzu gafletin ağı
    Kimse görmez olmuş artık uzağı
    Bir yiğit çıkıpta kahpe tuzağı
    Boza boza gelir sakın unutma

    Bir yanda tarihim gözyaşı döker
    Bir yanda lisanım hergün ah çeker
    Gün olur insanlar hep teker teker
    Doğru söze gelir sakın unutma

    Yetiş ya Muhammed yetiş ya Ali

    İnsanı insandan ayırıyorlar
    Bu sizden bu bizden kayırıyorlar
    Dört kitap ne diyor anlamıyorlar
    Ortalık karıştı düzen bozuldu
    Yetiş ya Muhammed yetiş ya Ali

    Yolumuz düştü Hacı Bektaş’a
    Kaderde olan gelirmiş başa
    Can düşman olmuş kardaş kardaşa
    Yetiş ya Muhammed yetiş ya Ali

    Anaya babaya saygı kalmamış
    İnsanlık elinden nasib almamış
    Herşeyi var ama gözü doymamış
    Biçare insanlar nefsine uymuş
    Yetiş ya Muhammed yetiş ya Ali

    Yolumuz düştü Hacı Bektaş’a
    Kaderde olan gelirmiş başa
    Can düşman olmuş kardaş kardaşa
    Yetiş ya Muhammed yetiş ya Ali

    Öyle bir dünya ki kıran kırana
    Düşenin sırtından vuran vurana
    Aşkolsun gerçekten bir dost bulana
    İnsanlık yaralı can pazarında
    Yetiş ya Muhammed yetiş ya Ali

    Yolumuz düştü Hacı Bektaş’a
    Kaderde olan gelirmiş başa
    Can düşman olmuş kardaş kardaşa
    Yetiş ya Muhammed yetiş ya Ali

    Omen

    John Moore’un yönettiği ve Liev Schreiber, Julia Stiles, Mia Farrow ile David Thewlis’in oynadığı Omen (The Omen 666), 06 Haziran 2006’da Özen Film dağıtımıyla Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Amerikan Elçisi Robert Thorn’un eşi hüsranla sonuçlanan bir doğum yapar. Adam karısının acı gerçeği öğrenmesini engelleyip bir başka bebeği sahiplenmelerini sağlar. Fakat çocuk büyümeye başladıkça bazı tuhaf olaylar gerçekleşmeye başlayacaktır. İntihar ve ölümlerin ardından baba, oğlunun gizemini çözmeye karar verir. Ve bazı ipuçları keşfetmeye başlar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • Asya Çağlar Yazıyor
  • Metal: Bir Metalcinin Yolculuğu, DVD Kapak Tasarımı Yarışması

    Kanal D Home Video ve Bant Dergisi’nin ortak düzenlediği DVD Kapak Tasarımı Yarışması, bir çok profesyonel ve amatör tasarımcının katılımıyla 22 Mayıs 2006 Pazartesi günü sona erdi. Finale kalan 8 yarışmacı arasından En İyi Kapak Tasarımı ödülü Aslı Alpergin’in oldu. İstanbul, Kopenhag, Montreal, Stockholm ve Toronto film festivalinde gösterilen film, Temmuz 2006’da Kanal D Home Video tarafından DVD ve VCD olarak piyasaya sunulacak. Yarışmada Can Dinçer, Eser Yazıcı, Ozan Ağaç, Burak Beceren, Levent Erdem, Serdar Özdemir ve Merve Koçak’ın tasarımları finale kaldı.

  • Yarışma birincisi ve finale kalan tasarımların büyük fotoğraflarına haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Metal: Bir Metalcinin Yolculuğu, DVD Kapak Tasarımı Yarışması yazısına devam et
  • Amerikan Rüyaları

    Paul Weitz’in yönettiği ve Hugh Grant, Dennis Quaid, Mandy Moore ile Marcia Gay Harden’in oynadığı Amerikan Rüyaları (American Dreamz)‘nın ülkemizde sinema gösteriminden vazgeçildi.
    Amerikan halkı televizyondaki “American Dreamz” adlı yetenek yarışmasının tiryakisi olmuştur.
    “Kim gitsin, kim kalsın” şeklinde bir formata sahip olan program, her hafta bütün reytingleri altüst etmektedir. Programın fikir babası ve sunucusu olan Martin Tweed, şovunu gündemde tutabilmek için geleceğin kısa ömürlü yeni ünlülerini aramaktadır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • 13. Altın Koza Film Kültür ve Sanat Festivali

    1969 yılında düzenlenmeye başlayan Adana Altın Koza Film Festivali, aralıklarla yoluna devam ediyor. Bu yıl yapılacak 13. festival Altın Koza Film Kültür ve Sanat Festivali adıyla 05 – 11 Haziran 2006 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
    Festivalin Uzun Metraj Ulusal Film Yarışması’nda bu yıl Banyo, Beş Vakit, Dondurmam Gaymak, Döngel Kârhanesi, Dün Gece Bir Rüya Gördüm, Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?, 2 Genç Kız, Oyun, Sen Ne Dilersen, Sinema Bir Mucizedir, The İmam ve Tramvay adlı filmler yarışacak.

    13. Altın Koza Film Kültür ve Sanat Festivali yazısına devam et

    Sil Baştan

    Michel Gondry’nin yönettiği ve Charlie Kaufman’ın senaryosunu yazdığı 2004 yapımı Eternal Sunshine of the Spotless Mind (“Sil Baştan” ya da tam Türkçe karşılığıyla “Kusursuz Aklın Sonsuz Günışığı”) iki yıl aradan sonra nihayet önümüzdeki hafta sonu ülkemizde vizyona giriyor. 2005’te en iyi özgün senaryo Oscar’ını kazanan filmin yurtdışında satışa sunulan DVD’si ülkemizde de ilgiyle yayılmıştı, bu sayede şimdiden filmi pek çok kişinin izlemiş olduğu biliniyor.

    Videokliplerin dahi yönetmeni olarak bilinen Fransa doğumlu Michel Gondry ile Being John Malkovich ve Adaptation gibi filmlerin senaryolarıyla tanınan Charlie Kaufman, Human Nature’dan sonra ikinci kez “Sil Baştan”da biraraya geliyorlar ve dahiyane bir seyirlik ortaya koyuyorlar.

    Hafıza Üzerine Bir Öykü

    “Sil Baştan”, yönetmenin ve senaryo yazarının takıntısı olarak niteleyebileceğimiz “hafıza” üzerine kurulu bir öykü olarak karşımıza çıkıyor, ancak şu ana dek alışılagelmiş hafıza kaybı filmlerine hiç de benzemiyor. Film, Gondry’nin “Birinin sizi hafızasından sildiğini öğrenseniz ve o insanla bir daha görüşmemenizi söyleyen bir mektup alsanız ne yaparsınız” fikrinden yola çıkılarak yaratılmış.

    Joel Barish, ayrıldığı kız arkadaşı Clementine’in ilişkilerine dair tüm anılarını gizem dolu tıbbi bir müdahaleyle hafızasından sildirdiğini öğrenir. Bunun üzerine hayal kırıklığına uğrayan Joel, aynı işlemi kendi hafızasında da uygulayarak Clementine’e ve onunla olan ortak geçmişine dair herşeyi beyninden sildirmek üzere tam gizlilik ilkesiyle çalışan deneysel tıp merkezi Lacuna Inc. adlı laboratuvarın yolunu tutar. Hatıralarını sildirmek üzere Doktor Mierzwiak’ın gözetiminde uykuya dalan Joel, tüm kızgınlığına rağmen Clementine’e duyduğu aşkı farkeder ve anılarını sildirme işlemini durdurmak için çabalamaya başlar.

    Jim Carrey Bambaşka!

    Başrollerini Jim Carrey ve Kate Winslet’ın paylaştığı bu romantik, komik ve biraz da gerçekçi bilim-kurgu filminde Joel Barish karakterini canlandıran Jim Carrey, izleyenleri şaşırtacağa benziyor. Ace Ventura Pet Detective, The Mask, Dumb and Dumber gibi komedi filmlerinin son derece enerjik ve esprili komedi oyuncusu olan Jim Carrey, “Sil Baştan”da aksine hüzünlü, acı çeken, durgun ve kaybettiği aşkın bunalımlarını yaşayan karşıt bir karakteri canlandırıyor. Senarist Charlie Kaufman, Joel Barish karakterini Jim Carrey’e verirken oldukça tereddüt ettiğini ve emin olamadığını da dile getirmiş. Carrey’nin diğer Hollywood yapımlarındakine göre bu denli farklı bir rolde yer alması rol arkadaşı Kate Winslet için de zorluk yaratmış. Winslet, Carrey’nin yanında onunkinden daha komik bir karakter canlandırmaktan korktuğunu, “Düşünsenize Jim Carrey’lesiniz ve o durgun bir karakterken siz daha eğlenceli olmak zorundasınız” sözleriyle dile getiriyor.

    Aşkın Doğası Üzerine

    Kaufman, tıpkı Being John Malkovich filminde olduğu gibi bu filmde de mekân olarak insan beynini kullanmayı tercih ediyor ve seyirciyi başkarakter Joel Barish’in hafızasında
    sürüklenmeye davet ediyor. “Sil Baştan”, zaman, hafıza ve aşk ilişkisinin döngüselliği üzerine düşündüren bir film. İşte bu noktada klâsik hafıza kaybı filmlerinin ve elbette ki klâsik romantik-komedilerin çok ötesine geçiyor. Kadının mı erkeği, yoksa erkeğin mi kadını elde edeceği veya kadın ve erkeğin ne zaman ve nerede yeniden biraraya geleceklerini düşündüren o geleneksel mutlu sonlar bir kenara bırakılıyor ve film, sonu apaçık bilinen ilişkilerin üzerine gidilmesine odaklanıyor. Gondry’nin kurguda yarattığı oyunlar sayesinde geçmiş ve şimdiki zaman bir ilişkinin döngüsel zamanıyla çakışıyor.

    İlk günlerde aşık olunan şeylerin sonradan nefret edilen şeylere dönüşeceğini bile bile, herşeyi silerek yeniden başlamak ve sonunun ne olacağını bildiğimiz halde bir ilişkiye devam etmek mümkün mü? Hiçbir şeyin kusursuz olmayacağını, çözüme kavuşmayacağını bilerek yine ve sadece devam etmek?

    Filmi farklı formatlarda defalarca seyretmiş olsanız bile bir kez de perdede görmeniz tavsiye edilir!

    (23 Mayıs 2006)

    Âlâ Sivas

    Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu