Devrim Arabaları’nın Muhteşem Dönüşü

Devrim Arabaları, gelen yoğun talep üzerine 01 Mayıs’ta yeniden vizyona girmeye hazırlanırken Sadri Alışık Oyunculuk Ödülleri’nden de kuvvet aldı. Filmin başrol oyuncuları, Taner Birsel, Selçuk Yöntem, Altan Gördüm, Halit Ergenç, Serhat Tutumluer, Ali Düşenkalkar ve Onur Ünsal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’ne lâyık görüldüler. Devrim Arabaları’nın yoğun talep üzerine gündeme gelen 2. vizyonu için yeni bir afiş ve yeni bir slogan hazırlandı: “İmkânsızı Gerçekleştirmek İçin Cesur Yürekler Gerekir”… 2. vizyonda, filme, sponsorlarının yanı sıra, TCDD, okullar, Eskişehir halkı ve pek çok resmi kurum destek veriyor.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü yeni afiş, flyer ve fotoğrafa haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Devrim Arabaları’nın Muhteşem Dönüşü yazısına devam et
  • KargART Film Gösterimleri: Mayıs 2009

    6:45 Yayıncılık tarafından düzenlenen KargART Etkinlikleri Mayıs ayında da sürüyor. 12 Mayıs Salı günü saat 20:30’da Copyshop, Sirene, Even: As You and I, Stray Dogs adlı filmler gösterilecek. !Geceyarısı Filmleri! programında Yaşayan Ölülerin Renkli Gecesi ve Night Of The Living Dead adlı filmler var. Her ay bir Salı akşamı KargART Salonu’nda underground film türünün önemli örnekleri sunuluyor. Mayıs ayındaki Filmini Kap Gel’in konuğu ise Nokta filminin yönetmeni Derviş Zaim.

  • Basın Bülteni
  • Web Sitesi
  • Hasankeyf’e Ağıt

    Benim ve Roz’un Sonbaharı
    Yönetmen-Senaryo: Handan Öztürk
    Müzik: Ulaş Özdemir
    Görüntü: Ferhan Akgün-Ulaş Zeybek
    Oyuncular: Serkan Altunorak (Metin), Bahar Ün (Roz), Abdullah Tapkan (Şoreş), Öznur Kula (Berfin), Serra Yılmaz (Zerri), Zerrin Arbaş (Tijen), Aytaç Ağırlar (Nesim), Zelal Gündüz (Sırma), Leyla Batgi (Hatun), Tevfik Yapıcı (Davulcu Rıza), Murat Batgi (Zurnacı Hızır)
    Yapım: Gala Ajans-24 Kare Film (2009)

    Romanları ve belgeselleri de olan yönetmen Handan Öztürk’ün ilk uzun filmi ‘Benim ve Roz’un Sonbaharı’yla sular altında kalacak Hasankeyf’in son insanlarına ve mekânlarına içten bir selâm gönderiyor.

    Sinemamıza gelen önemli kadın yönetmenlerden olacağı hissini veren Handan Öztürk’ün Hasankeyf’e ve insanlarına adadığı “Benim ve Roz’un Sonbaharı” filmi, anlamsız kanlı finali dışında insanı etkileyen şiirsel anlatımlı bir film. Belki de bu şiirsellik mekânların kendisinden geliyor. Oralar bu coğrafyaya ait olsa da insan bir yabancı gibi seyrediyor oraları. Kapadokya’nın peri bacaları gibi büyüleci Hasankeyf’in kıyıları. Binlerce yıllık tarihle yaşıyor. İnsana mistik duygular yaşatan oralar şimdi ömrü birkaç on yıl olacak barajın suları altında kalacak. İnsanlığın mirası da suların altına gömülecek. Yönetmen Öztürk, Doğan Kitap’tan çıkan romanı “Arumi’nin Rüzgargülü”nde yine Mezopotamya’ya uzanıyordu ve Doğu-Batı kültürleri arasında kalmış bir aileyi anlatıyordu. Bu romanı bilenler “Benim ve Roz’un Sonbaharı” filmini daha yakından hissedebilirler belki. Öztürk’ün ayrıca “Yalnız Bebekler”, “Mor Tecavüz”, “Doğu’nun Çıplak Kadınları” adlı romanlarının da olduğunu belirtmeli. Öztürk belgeseller de yaptı. Yönetmenin “Haremin Büyüsü”, “Bir Doğu Masalı Galata”, “Anadolu’nun Ana Tanrıçaları”, “Aktivist İslamcı Kadınlar” ve “Anadilin Kokusu Bir Dilcinin Öyküsü-Kaşgarlı Mahmud” belgesellerini de hatırlamak gerekecek. Entelektüel yazar-yönetmen Öztürk, “Benim ve Roz’un Sonbahar”ında Hasankeyf’e ağıt yakıyor işte. Hasankeyf’i sular altında bırakmak katliam gibi bir şey herhalde. Yönetmen, filminde seyircisini Hasankeyf’in içine alıyor. Oraları hissettiriyor. Sanki Hasankeyf’in kıyılarından serin meltemler perdeden çıkıp seyirciyi okşuyor. Hasankeyf, Batman’da Dicle Nehri’nin ikiye ayırdığı tarihi bir yer. Tarihi de on bin yıl öncesine dayanıyor. Filmin sonunda patlayan baraj binlerce yıllık tarihin nasıl suların altına kalacağını gösteriyor seyirciye.

    Belgesel tadı da veren “Benim ve Roz’un Sonbaharı”nın insanları da ve o insanların hikâyesi de var. Filmin, Hasankeyf gibi nadide çiçeği Roz. Çocukluktan yeni yeni çıkan, suskun, içine kapalı Roz, Hasankeyf gibi gizemli ve büyüleyici. Aşığıyla yaşayan annesini pek sevmeyen Roz, eskinin ünlü dansözlerinden Tijen’le az da olsa iletişim kurabiliyor. Hikâyede bir de Metin’le Berfin var. Elbette Soreş de. Metin, Hasankeyf için büyük bir mücadele veren bir gazeteci. Roz kadar olmasa da gizemli Berfin’le evleniyor. Hasankeyf’in sularında salla ilk gecelerini geçirirken bir yerden gelen kurşun Metin’i yaralıyor, Berfin’i de hapise gönderiyor. Berfin, Metin’le evlenmeden önce eylemlere katılmış. “Terörist” diye tutuklanıyor ve bebeğini hapiste doğuruyor. Soreş de abisi Metin’in çıkardığı gazeteyi Hasankeyf’te satıyor. Hayat dolu bir çocuk Soreş. Metin’in zurnacı palabıyık babası ve annesi de hikâyenin önemli parçalarından. Sonra hikâyeye yavaş yavaş “kötü adam”lar da giriyor ve film birden suç sinemasına dönüşüyor az da olsa artan gerilimiyle. Bir adamın ardına takılıp buralara gelmiş Tijen, Roz’a ısınıyor ve yalnızlığını Roz’la doldurmak istiyor. Tijen, Roz’u kızı gibi görüyor. Finaldeki trajediyi Hasankeyf gibi onlar da yaşıyor. Savaş karşıtı da olan bu filmde zaman zaman Irak Savaşı’nı da havada gök gürültüsü gibi uçan uçaklarla seyirciye hissettiriyor yönetmen. Fonda duyulan müzikler de insanı etkiliyor. Filmdeki bazı teknik denemelere de saygı gösteriyorsunuz. Filmin girişindeki siyah-beyaz görüntülerin içinde Roz’un tepside taşıdığı elma şekerlerinin renkli görünmesi, final bölümünde barajın patlayıp Hasankeyf’in suların altında kalması gibi. Bir şeyleri denemek iyidir.

    (28 Nisan 2009)

    Ali Erden

    28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin Ardından

    İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 19 Nisan Pazar günü sona erdi. İki hafta boyunca 7 sinemada, 455 seansta 200 filmin gösterildiği festivali biletli ve davetiyeli olarak toplam 162.000 bin kişi izledi. 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali, festival sponsoru Akbank’ın yanı sıra tema sponsorları Efes Pilsen, Nokia NSeries, Sabah Gazetesi, NTV, 1000 Volt Post Prodüksiyon, Colin’s, Dole, Ben & Jerry’s, Jameson Irish Whiskey, Malaysia Airlines ve TV5MONDE’un katkılarıyla gerçekleştirildi.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü görsele haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin Ardından yazısına devam et
  • 13. Yapı Kredi Sigorta Afife Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu

    13. Yapı Kredi Sigorta Afife Tiyatro Ödülleri’nin sahipleri, 20 Nisan 2009 Pazartesi akşamı Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen ödül töreninde açıklandı. 5 özel ödülün yanı sıra 14 kategoride dağıtılan ödüller, Seçici Kurul’un belirlediği 41 aday sanatçı arasından, Oylama Kurulu tarafından belirlendi. Gecenin açılış konuşmasını yapan Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Murat Güvenel, “Bu yıl Afife Jale’nin Kadıköy’deki Apollon Sineması’nda ilk kez sahne alışının 90. yılını kutluyoruz.” dedi.

  • Basın Bülteni
  • Kazananlar
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    13. Yapı Kredi Sigorta Afife Tiyatro Ödülleri Sahiplerini Buldu yazısına devam et
  • Altın Laleler, Kırmızı Halı’da

    Başka Semtin Çocukları filminin yönetmeni Aydın Bulut ve başrol oyuncularıyla söyleşi; Ulusal ve Uluslararası Altın Lâle Ödülleri; İstanbul Film Festivali için ülkemizde olan Bill Plympton ve Jerzy Skolomowski ile söyleşiler; Kamera Arkası’nda 13. Gün; Ev Sineması’nda Beyonce ve Adrien Brody’li Cadillac Records ve çizgi filmden vazgeçemeyenler için Madagaskar 2; ünlü senarist Safa Önal’ın sinema serüvenini anlattığı nehir söyleşi kitabı; vizyona giren Dost Kazığı, Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar, Beverly Hills Çuvava, Parti Tırtılları filmlerinden ilk görüntüler ve daha fazlası 23 Nisan Perşembe akşamı 20:00’de Ediz Gülten’in yönetmenliğini, Merve Genç’in yapımcılığını üstlendiği Kanal 24, Kırmızı Halı’da.

    Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu