Skyturk TV.de yayınlanan sinema programı En Heyecanlı Yeri, haftanın yeni filmlerine bakış atıyor, Selim Demirdelen, Güven Kıraç, Cengiz Bozkurt ve Umut Kurt, Kavşak’ı anlatıyor. 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin bölümleri kurcalanıyor. Bu hafta Tanrının Kitabı ve Flashforward setine geniş yer ayrılıyor, Tanrının Kitabı DVD.si armağan ediliyor. Gelecek hafta Bahtı Kara DVD.si DeVeDe Kulak’ta! Ceylan Özçelik’in hazırlayıp sunduğu program Cengiz Şahin tarafından kurgulanıyor.
Atlıkarınca, Altın Portakal’da
Mert Fırat ve İlksen Başarır’ın senaryosunu yazdığı, yönetmenliğini İlksen Başarır’ın üstlendiği, Mert Fırat, Nergis Öztürk, Sema Çeyrekbaşı, Zeynep Oral ve Sercan Badur’un rol aldığı Atlıkarınca filmi Altın Portakal’da.
Geçtiğimiz yıl yine Mert Fırat, İlksen Başarır senaryosunu yazdığı, İlksen Başarır’ın yönetmenliğini üstlediği Başka Dilde Aşk’tan sonra bu yıl da Atlıkarınca filmleri ile ilk kez Altın Portakal jürisi ve festival izleyicisiyle buluşacaklar. Başka Dilde Aşk’ın ardından Atlıkarınca için çalışmaya başlayan ikili yine inandıkları bir konuyu beyazperdeye aktardı.
Umut Sanat Filmcilik
Umut Sanat Filmcilik, 01 – 07 Ekim 2010 Haftalık Box Office listesi için tıklayınız.
Bal, Filmi Ekibinden 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali ile İlgili Açıklama
Bal filmi ekibi, 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Başkanı Emir Kusturica ile ilgili açıklama yayınladı. Açıklama şöyle:
“Antalya Altın Portakal Film Festivali organizatörü AKSAV yönetimine; 06 Ekim 2010 tarihli ‘Bizim için üst kimlik sanatçıdır’ başlıklı açıklamanızı hayretle okuduk. 1992 – 1996 yılları arasında Bosna’da yaşanan olaylar uluslararası mahkemeler tarafından soykırım ve insanlık suçu olarak tanımlanmış ve bu suçlara bulaşanlar yargılanıp mahkûm edilmişlerdir. Sayıları yüzbinlerle ifade edilen Bosna’lı sivilleri …
Malatya Uluslararası Film Festivali, Sinema Kültürü Seminerleri İçin Kayıtlar Başladı
1. Malatya Uluslararası Film Festivali çerçevesinde düzenlenecek ücretsiz sinema seminerlerine isteyen Malatyalı sinemaseverler yaş grubu ya da başka bir sınırlama olmaksızın katılabilecek, değerli isimlerle buluşabilecek. Sinemanın çeşitli alanlarından sanatçıları, akademisyenleri ve sektörün önde gelen isimlerini sinemaseverlerle buluşturan seminerler, Malatya İnönü Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilecek. Seminerlerle, Malatya’da festival ve sinema kültürünün oluşumuna katkıda bulunulması ve iyi birer sinema izleyicisi olarak kendini yetiştirmek isteyenlere olanak sunulması amaçlanıyor.
Geceyle Gelen: Aradığın Aşk, Unuttuğun Aşk mıdır?
İtalya’da Bir Türk Sevdim adlı romanıyla ülkemizde geniş bir okur kitlesine ulaşan İtalyan yazar Cristina Comencini, Geceyle Gelen’de bu kez aşkın varoluş biçimini sorguluyor. 2011 yılında sinemalarda da izleme şansı bulacağımız Geceyle Gelen, yazarın İtalya’da en çok ilgi gören eserlerinden biri. Geceyle Gelen, sorularıyla herkesi, aşkı yepyeni bir boyutta tanımlamaya zorluyor. İtalyan sinemasının öncülerinden Luigi Comenci’nin romancı, öykücü, senarist ve yönetmen kızı Cristina Comencini, Geceyle Gelen’de aşk, arzu ve gizem dolu bir öyküyü seks ve ihtirasla bütünleyerek bir film görselliğinde aktarıyor.
Geceyle Gelen: Aradığın Aşk, Unuttuğun Aşk mıdır? yazısına devam et
Çakallarla Dans Etmeye Hazır mısınız?
Sugarworkz film şirketi tarafından yapımı gerçekleştirilen Çakallarla Dans isimli filmin yönetmenliğini, gişede de bir hayli sevilen Türk usulü romantik komediler Aşk Tutulması ve Aşk Geliyorum Demez’i çeken Murat Şeker üstleniyor. Bir mahalledeki “çakallıkları” konu eden filmde, Şevket Çoruh, İlker Ayrık, Timur Acar, Murat Akkoyunlu, Kemal Uçar ve Tuba Ünsal oynuyor. Komedi – macera türündeki Çakallarla Dans, bahis, hırs, çete, entirika, para, futbol ve aşk temalarını işliyor.
17 Aralık 2010 tarihinde vizyona girecek olan Çakallarla Dans’ın dağıtımcılığını ise Tiglon Film yapıyor.
Yeşim Ustaoğlu: Su Ölüm ve Yolculuk, Agora Kitaplığı’ndan Çıktı
Rejisör: Atıf Yılmaz ve Kürt Sineması: Yurtsuzluk, Sınır ve Ölüm kitaplarını derleyen Mizgin Müjde Arslan’ın yine Agora Kitaplığı’nca yayınlanan Yeşim Ustaoğlu: Su, Ölüm ve Yolculuk adlı kitabı 08 Ekim’de raflardaki yerini aldı. Yeşim Ustaoğlu’nun filmlerinin hiçbirinde neden ‘baba’ yoktur? Tüm filmlerinde çok özel anlamlar yüklü su, yolculuk ve ölüm bize neyi anlatır? Yönetmenin kişisel yaşam öyküsü ile sineması arasında nasıl bir bağlantı vardır? Yönetmen neden bizi Türkiye tarihiyle, ötekiyle, karakterin kendisiyle yüzleştirir? Kitap, Ustaoğlu’nun sinemasına ‘auteur sinema’nın ışığı, sorularıyla bakış sunuyor.
Yeşim Ustaoğlu: Su Ölüm ve Yolculuk, Agora Kitaplığı’ndan Çıktı yazısına devam et
Mehmet Aslantuğ, Kanal D Cinemania’da
Ömür Gedik’in hazırlayıp sunduğu sinema programı Kanal D Cinemania’da bu haftanın konuğu Mehmet Aslantuğ. Türk sinemasının başarılı oyuncularından Mehmet Aslantuğ film çekmeye nasıl karar verdi? Aşkın İkinci Yarısı ile hayranlarını sevindiren ünlü oyuncu, eşi Arzum Onan’la çalışırken zorlandı mı? Editörlüğünü Fırat Sayıcı’nın yaptığı programda vizyona giren filmler, Başlangıç filminin kamera arkası, çarpıcı sinema haberleri, vs. yer alıyor. Ömür Gedik’le Cinemania her Cumartesi Kanal D’de.
Mehmet Aslantuğ, Kanal D Cinemania’da yazısına devam et
IWC Saatleri, “Borsa: Para Asla Uyumaz” Filminde Michael Douglas’tan Rol Çalıyor
24 Eylül’den bu yana vizyonda olan Oliver Stone’un yeni filmi Borsa: Para Asla Uyumaz film eleştirmenlerinden aldığı olumlu yorumların ardından, saat severlerden de yüksek puan alacağa benziyor. Sinemanın ünlü aktörleri Michael Douglas ve Shia LaBeouf filmde kullandıkları IWC Da Vinci Perpetual Calendar Edition Kurt Klaus ve IWC Portuguese Perpetual Calendar modeli saatleri ile dikkat çekiyor. Gordon Gekko karakterini canlandıran ünlü aktör Michael Douglas, filmde IWC Da Vinci Perpetual Calendar Edition Kurt Klaus modelinin siyah kadranlı rose gold rengini tercih ediyor.
2010 Yılı Üçüncü Çeyrek, 13 Hafta Türkiye Sinema Vizyon Raporu
2010 yılının üçüncü on üç haftasına ait Türkiye sinema vizyon genel raporu, Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi yönetmeni Deniz Yavuz tarafından hazırlanarak kamuoyunun dikkatine sunuldu. Türkiye’deki film dağıtımcısı şirketlerin 02 Temmuz – 30 Eylül 2010 tarihleri arasında dağıttıkları sinema filmlerinin ulaştıkları seyirci sayısını ve yaptığı hasılatı gösteren rapordan alıntı veya kopyalama yapılırken Haftalık Antrakt Sinema Gazetesi’nin kaynak gösterilmesini rica ederiz.
16. Yılında Türsak Sinema Seminerleri, 34. Dönemine Yeniliklerle Başlıyor
Türsak – Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı tarafından, Türkiye’de sinema kültürünün yaygınlaştırılması amacıyla, sinema sanatının öncüleri ve alanlarında uzman akademisyenlerin rehberliğinde 16 yıldan bu yana kesintisiz olarak sürdürülen Türsak Sinema Seminerleri, 34. Dönemi katılım başvuruları başladı. Bugüne dek yüzlerce sinemaseveri beyazperdenin üretim süreciyle tanıştıran Türsak Sinema Seminerleri, 23 Ekim 2010 – 12 Mart 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 34. Dönemine, eğitim çalışmaları programında, eğitim kadrosunda ve eğitim çalışmalarının gerçekleştirileceği mekânlarda yaptığı yeniliklerle giriyor.
16. Yılında Türsak Sinema Seminerleri, 34. Dönemine Yeniliklerle Başlıyor yazısına devam et
Gökhan Kırdar, Yeni Projesi “Soundtrack” ile Ortadoğu, Asya ve Avrupa Ülkelerinde
Birçok oyuncu sanatçı ve Türkiye ile âlâkalı yapılan herşeyi kendilerinde kullanan Araplar şimdi de Türkiye’de birçok dizi ve filme müzik yapan Gökhan Kırdar’ın müziklerinden esinleniyor. Türk dizilerinin ortadoğu ve birçok başka ülkede de yayınlanmasından sonra Türk müziğine yoğun ilgi başladı. Bunlara en yakın örnek, Gökhan Kırdar müzikleri.
Ortadoğu’da yayınlanan Kurtlar Vadisi, Haziran Gecesi, Yabancı Damat ve birçok dizinin oyuncularına olan ilgi, müziklerine de gösteriliyor. Gökhan Kırdar, Türkiye’deki gibi büyük ilgi görmenin sevindirici ve şaşırtıcı olduğunu söyledi.
Sinemanın Unutulmaz İkilisi: Yavru ile Katip
Sinemanın, “Laurel ve Hardy” gibi özel ikilisi olan İtalyan komedyenler Franco ve Ciccio, Türkiye’de özellikle “002 Yavru ile Katip” olarak biliniyor. Erol Günaydın – Altan Erbulak’ın dublajları hiç unutulmadı.
Bir zamanlar Türkiye’de, en çok 1970’lerde, birçok sinemaseverin Louis des Funes’yle beraber en büyük tutkularından biriydi “Yavru ile Katip…” İtalyan sinemasının bu muhteşem kadim dostunu Altan Erbulak’la Erol Günaydın seslendirmişlerdi. “Katip”i Altan Erbulak “donuk” bir ses tonuyla konuşurken, Erol Günaydın da “Yavru”yu “sıcak” ve doğaçlama olarak konuştu. Bu filmleri Erol Günaydın – Altal Erbulak ikilisinin seslendirmesi olmadan seyrederseniz o kadar tat almayabilirsiniz, belirtelim. Kısa boylu ve hafif tombulca olan “Yavru”ya Franco Franchi hayat verdi. Uzun boylu, soğuk, kıvırcık saçlı ve kaytan bıyıklı “Katip”i de Ciccio Ingrassia oynadı. “Yavru”, kaşlarını oynatmakla ve mimikleriyle meşhurdu. Onların hiç parası yoktu ve şehri altını üstüne getirirlerdi.
“Yavru” Franco Franchi, 28 Eylül 1922’de Palermo’da doğdu, 09 Kasım 1992’de Roma’da öldü. “Katip” Ciccio Ingrassia da, 05 Ekim 1922’de Palermo’da doğdu, 28 Nisan 2003’te Roma’da öldü. İkisi de Sicilyalıydı. İkisinin yolları sinemada 1960 yılında buluştu ve küçük rollerde birlikte görünmeye başladılar. Sonra da sinemada kahkaha makinesine dönüştüler. Onların karakterlerinde “aptal – zeki” karşıtlığı vardı. “Yavru ile Katip”, 1960’lı yıllarda Türkiye’de “Bıdık ile Düdük” adıyla anılıyordu. Örneğin, Luigi Scatti’nin yönettiği 1966 yapımı “Due Marines e un Generale” filmi “Bıdık ile Düdük Gönüllü Kahramanlar” adıyla gösterime girdi. İkili bu filmde başrolü büyük usta Buster Keaton’la paylaştı. Sinemaskop çekilmiş bu filmin hikâyesi 2. Dünya Savaşı’nda geçiyordu. Bu muhteşem ikili “Yavru ile Katip” diye de anılıyordu tabii ki.
1970’lere damga vurdular…
Türkiye’de bazı uğraşlar gerçekten uğraş istiyor. 1970’lerde “Yavru ile Katip” filmlerinin sinemada gösterilen Türkçe adlarını bulabilmek gerçekten çok zorlu bir macera. Bulsanız da bu sefer de orijinal adlarını bulmakta zorlanıyorsunuz. Türkiye’de “002” olarak da bilinen “Yavru ile Katip” sinemanın “süperstar”larıydı ama Türkiye’de çabucak unutuldular. Onların yolları, 1960 yılında Mario Mattoli’nin yönettiği renkli ve sinemaskop çekilmiş “Appuntamento a Ischia” (Ischia’da Randevu) filminde kaçakçı rolleriyle buluştu. Ischia, Napoli açıklarında cennet bir tatil adası. Bu muhteşem adada, René Clément’ın 1960’ta yönettiği “Plein Soleil – Kızgın Güneş”, Joseph L. Mankiewicz’in 1963’te yönettiği “Cleopatra – Kleopatra”, Billy Wilder’ın 1972’de yönettiği “Avanti – Dokunma Gıdıklanırım” ve Anthony Minghella’nın yönettiği 1999 yapımı “The Talented Mr. Ripley – Yetenekli Bay Ripley” gibi filmler de çekildi.
1960’lı yıllarda da Türkiye’de filmleri gelse de daha çok 1970’li yıllarda popülerlik kazandı “002 Yavru ile Katip…” Şubat 1970’te Marcello Ciorciolini’nin yönettiği 1968 yapımı “I nipoti di Zorro – Zorro Diye Biri” filmleri gösterildi ikilinin. Yönetmen Giovanni Grimaldi’nin yönettiği 1967 yapımı “Il lungo, il corto, il gatto – Yavru, Katip ve Kedi”, Sergio Leone’ye bir selâm spagetti westerniydi. 1972 yılında Giorgio Simonelli’nin 1966 yapımı “I due figli di Ringo – 002 Yavru ile Katip Konuşan Katır”, Giovanni Grimaldi’nin 1969 yapımı “Franco e Ciccio sul Sentiero di Guerra -002 Apaçilere Karşı”, Osvaldo Civirani’nin 1971 yapımı “I Due della Formula uno alla Corsa piu Pazza Pazza del Mondo – Yavru ile Katip Çapkın Şoförler”, Giuseppe Orlandini’nin yönettiği 1971 yapımı “I Clan dei Due Borsalini – 002 Borsalino Çetesi” filmleri gösterime girdi. Osvaldo Civirani’nin yönettiği 1972 yapımı “I Due figli di Trinita” filmi “002 Trinita’nın Çocukları” ve “002 Trinita Kardeşler” adlarıyla anılıyor. Bu spagetti western 1973 yılında ülkemizde gösterildi. 1974’te Osvaldo Civirani’nin yönettiği 1971 yapımı “I Due Pezzi da Novanta – 002 Hızlı Kayakçılar”, 1974 yapımı “002 İdam Mahkumları” ve Nanno Cicero’nun 1973 yapımı “Ultimo Tango a Zagarol – 002 Roma’da Son Tango” komediseverlerle buluştu. 1975 Mart ayında Riccardo Pazzaglia’nın 1974 yapımı “Farfollon – 002 Kelebek” filmleri gösterildi sadece. Ciccio Ingrassia’nın 1974 yılında yönettiği ve kendinin oynamadığı, ama kadim dostu Franco Franchi’nin başrolde oynadığı “Paolo il Freddo” (Soğuk Paolo) filmini yönetti. Sinemaskop çekilmiş bu filmin kameramanıysa Tino Santoni’ydi. “Yavru ile Katip”, 1970’lerin ortasından sonra artık filmlerde sık sık bir araya gelmiyorlardı. 1980’li yıllarla beraber televizyona ağırlık verdiler. 1980’li yıllarda “Yavru ile Katip” zaman zaman televizyon dramalarında bir araya gelmeye başladılar. Beraber oynadıkları son sinema filmi, Taviani
kardeşlerin 1984’te yönettiği “Kaos” oldu. “Kaos”ta “Katip” Ciccio Ingrassia, Don Lollo karakteriyle unutulmaz bir kompozisyon çizdi ve “mamma mia” nidası hâlâ belleklerde. “Yavru” Francho Franchi de Zi’ Dima rolündeydi bu filmde. “Katip” Ciccio Ingrassia, büyük usta Federico Fellini’nin 1974 yapımı “Amorcord – Hatırlıyorum” filminde de Teo karakterini canlandırmıştı. “Katip”, 1990 yılında ustalardan Ettore Scola’nın “II Viaggio di Capitan Fracassa – Kaptan Fracassa’nın Yolculuğu”nda küçük bir rolle göründü. “Katip”, 1992’de “Yavru” öldükten sonra sinema filmlerinde ve televizyon dizilerinde küçük rollerde görünmeyi sürdürdü 1996 yılına kadar. Sonra da ölene kadar hiçbir yapıtta oynamadı. Onlar, bir zamanların “süperstar”ları gibi unutulup gittiler. Bruno Corbucci’nin1968 yapımı “I Due Pompieri – 002 İtfaiyeciler” filminde itfaiyeci olan ikiliden “Yavru”nun “Bastır Ankaragücü” nidası gibi.
Filmlerinden:
1960: Appuntamento a Ischia – Ischia’da Randevu
1964: L’Amore Primitivo – Bıdık ile Düdük Dünyada İlk Aşklar
1964: Due Mafiosi nel For West – 002 Vahşi Batı
1964: 002 Agenti Segretossimi – 002 İtalya’dan Sevgiler
1965: Due mafiosi contro Goldginger – 002 Altınparmak
1965: I due Toreri – Aslan Trafikçiler
1965: I due Figli di Ringo – 002 Konuşan Katır
1965: Per un Pugno nell’Occhio – Bir Avuç Dolar
1966: Due Marines e un generale Due marines e un generale
1966: Due Marines e un Generale – Bıdık ile Düdük Gönüllü Kahramanlar
1966: Le Spie Vengono dal Semifreddo – 002 Kadın Avcıları
1966: I due figli di Ringo – 002 Yavru ile Katip Konuşan Katır
1967: Il lungo, il corto, il gato – 002 Yavru, Katip ve Kedi
1968: I nipoti di Zorro – Zoro’nun Torunları
1968 I Due Pompieri – 002 İtfaiyeciler
1969: Franco e Ciccio sul Sentiero di Guerra – 002 Apaçilere Karşı
1969: Don Franco e Don Ciccio nell’anno della Contestazione – 002 Babanın Oğlu
1971: I Due della Formula uno alla Corsa piu Pazza Pazza del Mondo – Yavru ile Katip Çapkın Şoförler
1971: I Clan dei Due Borsalini – 002 Borsalino Çetesi
1975: II Sogno di Zoro – 002 Zorro Diye Biri
(14 Ekim 2010)
Ali Erden
Rasim Öztekin ve Mete Horozoğlu “Babamın Sağlığı İçin Ne Yapardım?” Sorusunu Sordurtacak
Aksiyon ve kahkaha dolu Vay Arkadaş – Manik, Tik, Dildo filminde, Rasim Öztekin ve Mete Horozoğlu, sergiledikleri baba-oğul hikâyesi ile izleyenleri duygulandırırken, “Babamın sağlığı için ben neleri göze alırdım?” sorusunu sordurtacaklar. Üç kafadarın komik maceralarını anlatan filmde Dildo’nun babası rolündeki usta oyuncu Rasim Öztekin, Manik ve Tik’in üzerinde de çok emeği olan aksi ihtiyar Efendi’yi canlandırıyor. Dildo, Manik ve Tik, Efendi’nin ameliyatı için gerekli parayı bulmak amacıyla araba çalıyor ve kendilerini beklenmedik bir maceranın içinde buluyorlar.