TMMOB Mimarlar Odası Belgesel Sinema Kulübü, Bir Düş Mekânı Müze’yi Gösteriyor

TMMOB Mimarlar Odası Belgesel Sinema Kulübü’nün bu haftaki etkinliğinde 27 Nisan 2011 Çarşamba günü 18:30’da Melek Demir’in 2007 yılı yapımı, 44 dakikalık Bir Düş Mekânı Müze adlı filmi gösterilecek. Bir Düş Mekânı Müze, müzeler ve insanlar arasında hayatımızı kimi zaman daha anlamlı kılan, bize sorular sorduran, dünü ve bugünü düşündürten müze ve insan ilişkisi üzerine kurulu bir belgesel. Berlin Yahudi Müzesi’nden, Guggenheim’a, Tate Modern’den Osmanlı Darphanesi’ne farklı mimarileri ile ön plâna çıkan müzelerde uluslararası mimarların imzaları var.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    TMMOB Mimarlar Odası Belgesel Sinema Kulübü, Bir Düş Mekânı Müze’yi Gösteriyor yazısına devam et
  • Meltemli Hikâyede Trajedi

    Zefir
    Yönetmen-Senaryo: Belma Baş
    Görüntü. Mehmet Zengin
    Oyuncular: Şeyma Uzunlar (Zefir), Sevinç Baş (Anneanne), O. Rüştü Baş (Dede), Vahide Gördüm (Anne)
    Yapım: Filmik-FC İstanbul (2010)

    Karadeniz’in sisli ve puslu yaylalarında sakin tatilini geçiren Zefir’in günlerini yansıtan film, yönetmenin kendi çocukluğunun geçtiği sisli dağlara bir selâmı gibi.

    İlk uzun filmini çeken Belma Baş, yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın yolundan giderek, atalarını ve yakınlarını yanına alarak etkileyici bir filmi ortaya çıkarmış. Hikâye, Karadeniz’in muhteşem şehri Ordu’nun cennet gibi yaylalarında geçiyor. 2010 yapımı “Zefir”, 30. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde “En İyi Senaryo” ödülü kazandı. Annesi uzaklarda olan kız çocuğu Zefir, anneanne ve dedesiyle yaylada yaz tailini geçirmeye çalışıyor. Gözü de yollarda. Annesi ansızın gelir diye. Dağlarda çocuklarla çilek toplayan, oynayan Zefir, günlerin hep aynı geçtiği bu muhteşem havalı yerde can sıkıntısı bile çekiyor. Yönetmen, dingin anlatımlı bu filminde, çevreyi bir bilim insanı gibi gözlüyor. Bu doğa gözlemlerinin filme gerçek anlamda derinlik kattığını belirtmeli. Bazı anlar ve kelimeler, final bölümünde karşılığını buluyor. Hayvan leşleri, Zefir’in ölüm üzerine soruları, kayıp inek vb. şeylerin hikâyede karşılığı var. Doğa gözlemleri sadece bunlar değil. Sümüklüböceklerin yansıyışı da etkileyici.

    Meltem acı estiğinde…

    Beyaz sakallı, beyaz saçlı dedeyi görünce, insan bir an “Heidi” çizgi filminin içindeymiş gibi hissediyor kendini. Ama, bu dede aksi dede değil. Doğayı yakından tanıyan bir entelektüel. Anneanne, hayallerdeki müşfik nineler gibi. Anneanne ve dedenin sevgi halesinin içinde Zefir, bir meltem gibi. Anne, hep uzaklarda. Fotoğraflardan çıkarmaya çalıştığınızda, annenin mülteci kamplarında yardım gönüllüsü olduğunu düşünmeye çalışıyorsunuz. Babadansa hiç haber yok. Uzaklarda mıydı, yoksa ölmüş müydü? Zefir, meltem anlamına geliyor. Batıdan esen ılık ve tatlı rüzgâr o. Yunan mitolojisinden “Zephyros”u bildiğinizde finaldeki trajedi anlamlaşıyor. Zephyros da trajedi yaşattı. Zefir’le Zephyros, çok tepkili, öfkeli ve “itme”ye de meyilliler. “Zefir” filminin Zefir’i, bir kız çocuğu. Belki de bu kadar derin düşünmemeli. Film, doğanın yardımıyla gerçekten etkileyici yansıyor perdeye. Sisli ve puslu görüntüler çarpıcı. Karadeniz dağları, Anadolu’nun Amazonları gibi. Bu güzelliklerin kıymetini bilmek gerek herhalde. Mehmet Zengin’in sakin kamerası da filme estetik değer katmış. Müzikler de destek vermiş bu filme. Plâklardan duyulan şarkılar da iyi. “Mamy Blue” ve Yeliz’in söylediği “Yalan” şarkıları birer armağan. Nicoletta, Hubert Giraud’nun “Mamy Blue” bestesini 1970 yılında ilk yorumlayan şarkıcıydı. Ardından, 1971’de Dalida da bu şarkıyı yorumlamıştı. Şeyma Uzunlar, yaşı küçük olmasına rağmen, yönetmenin yardımıyla zor olanı başarıyor ve küçücük omuzlarında Zefir karakterinin ağırlığını taşıyabiliyor. Yönetmenin anne-babası, anneannede Sevinç Baş ve dedede O. Rüştü Baş kamera karşısında hiç yabancılık çekmiyorlar. Filmdeki tek profesyonel oyuncu, Zefir’in annesi Ay’ı oynayan Vahide Gördüm. Yönetmen, çocukluğunun geçtiği o yaylalarda ilk uzun filmini çekerek çocukluğuna ve eski 45’lik plâklara da selâm göndermiş.

    (Bu yazı 29 Nisan 2011 tarihli Taraf Gazetesi’nde yayınlanmıştır.)

    (29 Nisan 2011)

    Ali Erden

    [email protected]

    1. Van – İran Film Günleri Açılış Galası Yapıldı

    Van Valiliği ve İran Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen 1. Van – İran Film Günleri’nin hava muhalefeti yüzünden ilk gün yapılamayan açılış galası dün akşam All filminin gösterimiyle yapıldı. Gala gösterimine filmin başrol oyuncusu Mustafa Zamani de katıldı. Gösterim sonrasında Van Valisi Münir Karaloğlu, sanatçılar onuruna verdiği kokteylde benzer etkinliklerin her iki ülkenin sanat hayatına önemli katkılar yaptığını belirtti. İleride film festivaline dönüştürülmesi düşünülen etkinlikte Vanlı sinemaseverler İran sinemasının en son seçkin örneklerini ücretsiz olarak izliyor.

  • Günler hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    1. Van – İran Film Günleri Açılış Galası Yapıldı yazısına devam et
  • Ağır Abi

    Oğuzhan Uğur’un yönettiği ve Halil Taşdemir, Senem Başak, Serhat Turan ile Erdinç Kurt’nin oynadığı Ağır Abi, 06 Mayıs 2011’de Özen Film dağıtımıyla Kemik Yapım tarafından vizyona çıkarıldı.
    TV.de seyrettikleri mafya dizilerinden etkilenen Efe ve Yiğit adında iki genç, mahallenin ağır abileri olabilmek için ne yapabileceklerini düşünürlerken, en acımasız mafya babası Abidin Cirit’in yaşadığı kasabaya giderler. Ufak bir güç gösterisiyle kendilerini Abidin Cirit’e kanıtlayan ikili, Cirit’in bir anda alemden çekilmesiyle yıkılır, ancak Cirit yine de elini ikilinin üzerinden çekmez ve onları tek oğlu Sultan’ın korumalığını yapmak üzere görevlendirir.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman
    • IMDb

    Ağır Abi yazısına devam et

    1. Van – İran Film Günleri Başladı

    Van Valiliği ve İran Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen 1. Van – İran Film Günleri başladı. Gizli His adlı filmin gösterimi Van Valisi Münir Karaloğlu, protokol ve İstanbul’dan gelen konukların katılımıyla yapıldı. Hava muhalefeti nedeniyle Ankara’dan beklenen İran Büyükelçiliği yetkililerin Van Havaalanına inememesi nedeniyle açılış tören ve galası bugün Cinevan Sinemaları’nda yapılacak. 28 Nisan’a kadar sürecek olan ve ileride bir festivale dönüşmesi düşünülen etkinlikte Vanlı sinemaseverler İran sinemasının en son seçkin örneklerini ücretsiz olarak izliyor.

  • Günler hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    1. Van – İran Film Günleri Başladı yazısına devam et
  • İhanet (Yönetmen: Catherine Corsini)

    Catherine Corsini’nin yönettiği ve Kristin Scott Thomas, Sergi Lopez, Yvan Attal ile Bernard Blancan’ın oynadığı İhanet (Partir – Leaving), 20 Mayıs 2011′de Duka Film dağıtımıyla Duka Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    Suzanne kırklı yaşlarında, iki genç çocuk annesi bir doktor eşidir. Çocuklarını yetiştirmek için bırakmak zorunda kaldığı eski mesleği fizyoterapistliğe tekrar başlamaya karar verir. Kocası arka bahçelerine bir muayenehane yaptırmasına izin verir. İnşaat işinin başındaki kişi ise zor işlerin adamı Ivan’dır. Suzanne her şeyden vazgeçip tutkularını yaşamaya karar verir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: 1 / 2
  • IMDb
  • Ali Erden Yazıyor
  • Başkalarının Hayatı İçin

    Beni Asla Bırakma (Never Let Me Go)
    Yönetmen: Mark Romanek
    Roman: Kazuo Ishiguro
    Senaryo: Alex Garland
    Müzik: Rachel Portman
    Görüntü: Adam Kimmel
    Oyuncular: Carey Mulligan (Kathy H), Andrew Garfield (Tommy), Keira Knightley (Ruth), Izzy Meikle-Small (Genç Kathy H), Charlie Rowe (Genç Tommy), Ella Purnell (Genç Ruth), Charlotte Rampling (Emily), Sally Hawkins (Lucy),
    Yapım: Fox Searchlight-Film4 (2010)

    Japon yazar Kazuo Ishiguro’nun, insanı zihinsel anlamda zorlayan ve sorgulatan “Beni Asla Bırakma”sı, Amerikalı yönetmen Mark Romanek tarafından sinemaya başarılı bir sinema diliyle uyarlanmış.

    Bu film sizleri, hayal edemediğiniz yerlere götürüyor. Hiç düşünmediğiniz, hep insani olarak sıcak baktığınız organ bağışı bu roman/filmdeki gibi olsaydı, rahatlar mıydınız, yoksa dehşete mi kapılırdınız? “Never Let Me Go – Beni Asla Bırakma” filmi, İngiliz yurttaşlığına geçmiş 1954 doğumlu Japon yazar Kazuo Ishiguro’nun aynı adlı romanından uyarlanmış. Roman, ülkemizde 2007’de YKY’den çıktı ve beşinci basımına ulaştı. Kazuo, ülkemizde birçok kitabı yayınlanmış bir yazar. Kazuo’nun kelimeleri ve betimlemeleri de çok güçlü. Romanı sinemaya uyarlayan, ünlü şarkıcılara çektiği kliplerle tanınan 1959 Şikago doğumlu yönetmen Mark Romenek, yazarın betimleme gücünden epey yardım almış. Dışarıdan bakınca normal yatılı okul gibi görünen Hailsham’da çocuklar klonlanmış gibi. Filmdeki bağışçı olacak insanlar sanki tarlada yetiştirilmiş mısırlar gibi. Toprağı iyi sürülmüş, gübrelenmiş, sulanmış mısır tarlası gibi Hailsham adındaki bu yatılı okul. Bu romana/filme bilimkurgu diyebilir miyiz? Bu romanı/filmi fütüristik olarak görüyoruz. Gerçekleşme ihtimali var. Filmin senaryosu, 1970 Londra doğumlu yazar Alex Garland’a ait. Yazarın, “Kumsal” ve “Dördüncü Boyut” romanları Epsilon’dan çıkmıştı. Yazar, Danny Boyle’un 2002 yapımı “28 Days Later – 28 Gün Sonra” ve 2007 yapımı “Sunshine – Gün Işığı” bilimkurgu filmlerinin de senaryolarını yazmıştı.

    Kafkaesk dünya gibi…

    İngiltere’nin güneydoğusundaki Doğu Sussex’teki Hailsham Yatılı Okulu’nda öğretmenler yok, gözetmenler var. Ama önce, hikâyeyi anlatacak bakıcı Kathy H’nın hayatının sevgilisi genç Tommy’ye son bakışını gördükten sonra Hailsham’da neler olduğunu yavaş yavaş keşfediyorsunuz. Kathy H, Tommy’ye bakarken seyirciye iç sesiyle geçmişten şimdiye kadar olan şeyleri anlatıyor iç burucu bir sesle. Film, 1978 yılına gidiyor. Yatılı okulda çocuklar, neden orada olduklarını bilmeden kalıyorlar. Kafkaesk dünyanın bu okuluna yeni gelen gözetmen Lucy, çocuklara neden burada bulunduklarını anlatıyor ve ardından istifa ediyor. Çocuklar iyi besleniyor ve sağlıklarına dikkat ediliyor. Çocuklar, okulun müdiresi Emily’nin talimatlarının dışına çıkamıyorlar. Okulun dışına da. Çocukların yazdığı şiirler ve yaptıkları resimler “galeri” denilen bir yerde saklanıyor. Çocuklar dış dünyayı da bilmiyor. Tek alışverişleri, biriktirdikleri markalarla okula gelmiş eşyaları almak. Kathy H, kırılgan Tommy’ye ilgi duyuyor. Tommy’ye Ruth da ilgi gösteriyor. Dişiliğini kullanan Ruth, Tommy’yi etkiliyor, ama en önemli armağanı Kathy H’ya veriyor Tommy. Biriktirdiği markalarla, içinde Jane Monheit’in “Never Let Me Go” şarkısının olduğu kaseti Kathy H’ya armağan ediyor. Jane Monheit’in söylediği “Never Let Me Go” şarkısı, Kathy H’nın kısacık hayatının ve aşkının şarkısı oluyor. Bu şarkı, Jane Monheit’in 2000 yılında yayımlanan “Never Never Land” adlı ilk caz albümünde yer almıştı. Film, 1985 yılına gidiyor. Çocuklar birer genç olmuşlar ve yeni yerleri de “Kulübeler” denilen çiftliğe benzer bir yer. Burada komünal bir hayat yaşıyorlar ve bağışçılık zamanlarını bekliyorlar. Tommy, Ruth’la aşk yaşasa da kalbi Kathy H’dan tarafta atıyor. Kathy H, bu aşk karşısında mağlup olduğunu düşünerek, bakıcılık için başvuruyor. Bakıcılar, organ bağışı sırası gelenlere refakatçilik yapıyorlar. Sonra film, 1994 yılına gidiyor ve dram daha da çoğalıyor. Kathy H’nın, finalde sonsuz tarlayı hüzünle seyredişi insanın yüreğini sızlatıyor. Romanda da öyle.

    Renklerin ve müziğin büyüsü…

    Daha çok Bennett Miller’ın 2005 yapımı “Capote” filminden hatırlanan New Yorklu kameraman Adam Kimmel’in çarpıcı ve sakin sinemaskop görüntüleri, öncelikle yatılı okul bölümlerinde etkileyici. Aslında bu görüntüler en başından beri seyircileri etkiliyor. Yatılı okulun içinde mekânlar biraz daha karanlık yansıyor ve gölgeler daha fark ediliyor. “Kulübeler” bölümünde renk kontrastları daha bir öne çıkıyor. Son sahnede renkler biraz daha pastel tonlarda yansıyor perdeye. Fonda duyulan müzikler de etkileyici. İngiliz besteci Rachel Portman’ın bu müzikleri insanın ruhunda dolaşıyor. Müzisyen, yönetmenin filminde çello, keman ve piyano tınılarına ağırlık vermiş. Portman, Akademi tarihinde, Douglas McGrath’ın Jane Austen’ın romanından uyarladığı 1996 yapımı “Emma” filmiyle 1997’de “En İyi Özgün Müzik” dalında Oscar kazanan ilk kadın besteci de olmuştu. Filmin bütün genç oyuncuları, performanslarıyla övgüyü hak ediyorlar. Kathy H’yı canlandıran, 1985 Londra doğumlu Carey Mulligan son keşiflerden. Onun perdeyi kuşatan ışığı insanı etkiliyor. Önemli yönetmenleri de etkiliyor tabii ki. Bu güzel oyuncuyu, Lone Schefrig’in 2009 yapımı “An Education – Aşk Dersi” filminde Jenny karakteriyle hatırlayabilirsiniz. Bu film ilk defa 30. Uluslararası Film Festivali’nde seyirciyle buluşmuştu.

    (30 Nisan 2011)

    Ali Erden

    [email protected]

    16. Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyuncu Ödülleri Gecesi İçin Geri Sayım Başladı

    Türkiye’de sinema ve tiyatro dallarında tek ödül veren Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri’nin bu yıl 16.sı gerçekleştiriliyor. Efes ve Beşiktaş Belediyesi sponsorluğunda, 25 Nisan 2011 Pazartesi günü saat 20:30’da MKM Attila İlhan Salonu’nda gerçekleştirilecek ödül törenini Hülya Avşar ve Kerem Alışık sunacak. Mustafa Ceceli’nin sahne alacağı ve ikisi onur, dördü özel ödül olmak üzere toplam 25 kategoride ödülün verileceği gece TRT Türk tarafından canlı olarak yayınlanacak. Sadri Alışık Tiyatro ve Sinema Oyuncu Ödülleri Sinema Seçici Kurulu’nda bu yıl Atilla Dorsay (Başkan), Burak Göral, Çolpan İlhan, Fehmi Yaşar, Ömür Gedik, Yavuz Bingöl ve Halil Ergün gibi isimler bulunuyor.

    Kanaltürk Klak Sinema Programı’nda Bu Hafta Neler Var?

    Sinema dünyasının nabzını tutan Klak Programı rengarenk bir bölümle karşınızda. Yepyeni filmler Klak 0 km’de seçimlerinizi bekliyor! Kariyeri boyunca kılıktan kılığa giren, Liam Nesson şu günlerde yepyeni filmi Kimliksiz ile gündemde. Aktörün kariyerinin en iyi 5 performansı Klak Efsane’de. Baharla gelen festival sonuçlandı; İstanbul Film Festivali’nde bu yıl kimler kazandı? Dünya en çok hangi filmleri izliyor? Türkiye’de ev sinemasına hangi filmler hakim? Çok daha fazlası Klak Haber’de! Klak, her Cumartesi 15:30’da Kanaltürk’te. Tekrarlar, Cumartesi 20:30, Pazar 08:30 ve 01:30’da Bugün TV’de.

  • Basın Bülteni
  • 1. Van – İran Film Günleri

    Van Valiliği ve İran Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen 1. Van – İran Film Günleri bugün tertiplenecek gala ile başlıyor ve İran sinemasının seçkin örnekleri Vanlı sinemaseverlerle buluşuyor. 28 Nisan 2011 tarihine kadar sürecek olan ve ileride bir festivale dönüşmesi düşünülen etkinlikte Vanlı sinemaseverler İran sinemasının en güzel ve seçkin örneklerini izleme şansına kavuşacaklar. İran sinemasına ait ve daha önce Türkiye’de gösterilmemiş 14 uzun metrajlı film ilk kez sinemaseverlerin karşısına çıkacak. Tüm film gösterimlerinin ücretsiz yapılacağı etkinliğin büyük ilgi görmesi bekleniyor.

    • Basın Bülteni: 1 / 2

    1. Van – İran Film Günleri yazısına devam et

    Yüksel Aksu’nun Beklenen Filmi Entelköy – Efeköy’ün Çekimleri Başlıyor

    Dondurmam Gaymak’ın senaristi ve yönetmeni Yüksel Aksu’nun beklenen filminin çekimleri başlıyor. Aksu’nun senarist ve yönetmenliğini üstlendiği ikinci uzun metraj filmi Entelköy – Efeköy, 27 Nisan 2011 Çarşamba günü, Yörük çadırlarının kurulduğu, lokmaların dağıtıldığı, gözlemelerin yapıldığı köy meydanında köy halkı, yerel yönetim ve paydaşlar, filmin oyuncu koçu Memet Ali Alabora, Yüksel Aksu ve ekibinin katılımıyla “motor!” diyecek. Galata Film – Muharrem Gülmez, Taha Altaylı yapımı Entelköy – Efeköy’ün başrollerini Şahin Irmak, Ayşe Bosse, Emin Gürsoy ve Recep Yener paylaşıyor.

  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Yüksel Aksu’nun Beklenen Filmi Entelköy – Efeköy’ün Çekimleri Başlıyor yazısına devam et
  • Kıyamet Gecesi

    Brad Anderson’un yönettiği ve Hayden Christensen, Thandie Newton, John Leguizamo ile Jacob Latimore’un oynadığı Kıyamet Gecesi (Vanishing On 7th Street), 06 Mayıs 2011’de Tiglon Film dağıtımıyla Bir Film tarafından vizyona çıkarıldı.
    İnsan nüfusunun çoğu gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Arkalarında herhangi bir ipucu bırakmadan kaybolan bu insanlar, arkalarında bıraktıkları kişisel eşyalara bakılırsa, yanlarında hiçbir şey götürmemişlerdir. Bu tuhaf ve karanlık olaydan kurtulan bir grup insan 7. Cadde’de buluşur. Aralarında son kalan insanlar olduklarını düşünenler vardır.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Ali Erden Yazıyor
  • Diğer bağlantılara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Kıyamet Gecesi yazısına devam et
  • İlker Aksum Kanal D Cinemania’da

    Ömür Gedik’in hazırlayıp sunduğu sinema programı Kanal D Cinemania’da bu haftanın konuğu Bizim Büyük Çaresizliğimiz filminin başrol oyuncusu İlker Aksum.
    Sevilen oyuncu filme nasıl dahil oldu? Neden Ender karakterini oynamakta ısrar etti? Zamanında birlikte kamera karşısına geçtiği Çarli hakkında neler söyledi?
    Editörlüğünü Fırat Sayıcı’nın yaptığı programda vizyona giren yeni filmler ve çarpıcı sinema haberleri, vs. yer alıyor. Ömür Gedik’le Cinemania her Cumartesi Kanal D’de.

  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    İlker Aksum Kanal D Cinemania’da yazısına devam et
  • 1. İzmir Dağ Filmleri Festivali, 22 Nisan’da Başlıyor

    Konak Belediyesi’nin ev sahipliğinde ve İzmir Dağcılık ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü (İDADİK) ile Dağ Kültürü Derneği (DKD) ortak organizasyonu ile düzenlenen, 1. İzmir Dağ Filmleri Festivali, 22 – 24 Nisan 2011 tarihleri arasında izleyici ile buluşuyor. Dünyadan, Keşif Ruhu, Bisiklet ve İdadik’ten temaları altında toplanan filmler, izleyicilere macera, heyecan ve adrenalin dolu saatler yaşatacak. Genç kuşaklarda kalıcı bir doğa kültürünün yerleşmesi adına önemli bir işlev gören ve bu alanda Türkiye’deki büyük bir boşluğu dolduran festival kapsamında, film gösterimlerinin yanı sıra, söyleşi ve fotoğraf sergisi de düzenlenecek.

  • Basın Bülteni
  • Festival hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu