Tokat Karizma Sinemaları, Erbaa Karizma Sinemaları, 25 – 31 Ekim 2013 seansları için tıklayınız.
Maslak TİM Show Center Sinemaları 01 – 07 Kasım 2013 Seansları
Maslak TİM Show Center Sinemaları, 01 – 07 Kasım 2013 seansları için tıklayınız.
Cannes ve Sundance’ten Ödüllerle Dönen Son Durak 01 Kasım’da Sinemalarda
Ryan Coogler’in yönettiği Son Durak, 01 Kasım’da vizyona giriyor. Cannes Film Festivali’nde Gelecek Ödülü ve Sundance Film Festivali’nde Büyük Jüri Ödülü sahibi olan film 22 yaşındayken beyaz bir polis tarafından öldürüldükten sonra polis şiddeti ve ırkçılığa karşı hareketin sembollerinden biri haline gelen siyahi vatandaş Oscar Grant’in gerçek hikâyesinden uyarlandı. Filmdeki performansı ile adından söz ettiren Michael B. Jordan, bu yıl verilecek Oscar Ödülleri’nin de güçlü adaylarından biri olarak görülüyor. Filmde Jordan’a Octavia Spencer ile Melonie Diaz, Kevin Durand gibi isimler eşlik ediyor.
Bizim Harry Bildiğiniz Gibi
Önce dizi, sonra sinema dünyamızın antikahramanı; 70’lerin ünlü Kirli Harry’siyle de akrabalık bağları bulunan Behzat Ç., onca entrika, küfür ve kıyamet arasında, öncülünün paranoya duygusuna da ortak olarak “derin sularda” yüzmeye devam ediyor.
Ünlü polisimizin serüvenleri, bir paradoksun ürünü aslında. Zamansız tamamlanan yolculuk, biraz da zorunlu biçimde yeni mecrasında yol almakta. Karakterin 21. yüzyıl Türkiye’sinin çok kanallı “çağdaş” TV kanallarında var olmasının olanak(sızlık)ları bir yana, görünümüne “sinemasal bir karizma” kazandırdığı da muhakkak. Bu birinci nokta. Bir diğer unsur ise, Ç.’nin tutmaya çalıştığı safla âlâkalı. Öyle ya, yakın dönemin en tartışmalı toplumsal olaylarından birini fon alacak, bunu “teşkilâttaki çürümeyle” beraber kavramayı deneyecek ve bütün süreci bir kanun adamını özne kılarak irdelemeye çalışacaksınız. Olasılıkla bunu Ç.’den başkası yapamazdı; çünkü o kanunları, olanca kanundışılığıyla temsil ediyor ve bu yaklaşım, geniş kitlelerin gözünde kahramanı kahraman yapmaya yetiyor. Bir başka deyişle Harry, arkasına aldığı 70’lerdeki toplumsal çürümeyi “kendi yöntemleriyle” teşhire soyunurken, Ç.’yi doğuran nedenlerin uzağına düşmüyor. İkincisinin öncülüyle “bireycilik” konusunda girdiği dirsek teması aşikâr; ne var ki “muhalifliği” konusunda ondan bir adım daha ileride olduğu söylenebilir. (Uzun ve çok daha farklı bir yazının konusu olabilecek bu karşılaştırmayı, Ç’nin “direnenlere selâmı” ile noktalayalım.)
Bu tespitler bir yana, kahramanımızın ikinci sinema macerasının bir dizi problem içerdiğini söylemek mümkün. Uzunca bir süredir ortalarda görünmeyen ekip üyelerine duyulan özlemi giderme çabası, senaryonun en büyük zaafını oluşturuyor. Olay örgüsü, gerçekliğini yitirme pahasına, bu serüvende kartona dönüştüklerini üzülerek gözlemlediğimiz ekip
üyelerinin gerisine düşüyor, işlevini yitirme tehlikesi gösteriyor. Gücünü onların varlığından alan ve kimi anlarda -bilinçli bir tercihle- parodiye dönüşen bu mesele (ekibin farklı birimlerdeki serüvenlerini hatırlayalım) ana konunun aleyhine gelişiyor, esas mevzu tam manasıyla işlenemediğinden olsa gerek, izleyiciyi hayrete düşürmesi gereken finalde dahi beklenen etkiyi gösteremiyor. (Behzat’ın olayları bir araya getirerek çözdüğü “büyük mesele”nin seyircinin çoğunluğu tarafından çok önceden farkedilmesi bunun en somut örneği.)
Sözü edilen sorunlar dışında filmin gözardı edilmemesi gereken bir karşılığı da var. İster oryantalist, ister de gerçekçi bir bakışla, sinemamızın genel eğilimlerine “dışarıdan” bir bakış atalım. Son festivaller dolayısıyla bolca tartıştığımız “sanat sinemamızın” hali ortada. Popüler sinemanın ortaya koyduğu tablo ise melodramatik aşk öykülerinden parodi geleneğini bir türlü kıramayan “komik” serüvenlere doğru tanıdık bir seyir izlemeyi sürdürüyor. Bunca toplumsal hareketlilik, gerilim ve kamplaşmalar, siyasetin sokaktaki yansıması, ekonomik gelişmeler ve kültürel kırılmanın karşılığı ise sinemasal zeminde kocaman bir boşluğa tekabül ediyor. Böylesi dönemlerde, kavrayışı yeterince gerçekçi olsun ya da olmasın, derdini tam manasıyla iletsin veya iletemesin ülkenin genel gidişatına yönelik en küçük bir “anlama / aktarma” çabası dahi yeterince saygıdeğer değil mi? Galiba Ç.’deki yeni komiser ve odacısı, hayatını kaybeden eylemci ve hatta kimliği alabildiğine belirsizleştirilmiş “derin” adamlar, böylesi bir sanatsal iklimde lüzumundan çok daha fazla şey fısıldıyor kulaklarımıza.
Bu “küçük” çaba bile Behzat Ç.’yi anlamlı kılmaya yetip artıyor.
(05 Kasım 2013)
Tuncer Çetinkaya
ModernZamanlar Sinema Dergisi Editörü
Van CineVAN Sinemaları 01 – 07 Kasım 2013 Seansları
Turkuaz AVM Salonları, Artos AVM Salonları, 01 – 07 Kasım 2013 seansları için tıklayınız.
Pera Müzesi’nde Sınırdaki Kadınlar
Pera Müzesi, Pera Film işbirliğiyle, 06 – 17 Kasım 2013 tarihleri arasında İstanbul Uluslararası Göç Örgütü işbirliğiyle kadın ve göç konusuna odaklanan Sınırdaki Kadınlar adlı programını sunuyor. Seçilen filmler güçlü kadın karakterler ve onların hikâyelerinden bir yelpaze oluşturuyor. Bu filmlerden bazıları, ülkeler, evler ve sürgün arasında kalmış olgun kadınları ya da ergen karakterleri inceliyor, diğerleriyse kadın kahramanın yaşadığı duygusal değişimleri ve yolculuğu keşfediyor. Programda, sert, ilginç ve zorlayıcı koşullarla karşılaşan, hayranlık uyandırıcı kadınların anlatıldığı, Azrail’i Beklerken, Bir Ayrılık, Okuyucu, Öyle Sevdim ki Seni, Peki Şimdi Nereye, Tepelerin Ardında, Hands Up ve Louise Wimmer adlı çok özel filmler gösterilecek.
Denizli Beyaz Sahne Sinemaları 01 – 07 Kasım 2013 Seansları
Aziz Ayşe 01 Kasım’da Vizyona Giriyor
Elfe Uluç’un yönettiği ve başrollerini Feride Çetin, Engin Altan Düzyatan, Melikşah Yardımcı ile Şenol Küçükyıldırım’ın paylaştığı Kare Film yapımı Aziz Ayşe, 01 Kasım Cuma günü M3 Film dağıtımıyla vizyona çıkarılıyor. Filmin konusu şöyle: Ayşe, çöplerden kazandığını aç kalmak pahasına hayır kurumlarına, camiye, Mehmetçik Vakfı’na bağışlayan bir kâğıt toplayıcısıdır. Ayşe, erkek bedenine tutsak bir kadın ruhudur. Bir gün Ayşe, bir çiftin hayatına girer. Ve bu tesadüf üç insanın kendilerini keşfedip tanıdıkları, kimliklerine ve hayatlarına yön verdikleri bir yolculuğu başlatır.
Oyuncu İçin Pratik Elkitabı Kitapçılarda
Metis Yayınları, konusunda en yetkin klâsiklerden biri olan Oyuncu İçin Pratik Elkitabı adlı kılavuz eseri satışa sundu. Kitap tiyatroda, dizi ve sinema setinde iyi oyunculuk için ne yapılması gerektiğini ve ne yapılmaması gerektiğini açıklayan ipuçları sunuyor. Kitabı Türkçeye kendisi de oyunculuk eğitimi sırasında bu kitaptan yararlanmış olan Deniz Ölmez çevirdi. Kitabın altı yazarının (Melissa Bruder, Lee Michael Cohn, Madeleine Olnek, Nathaniel Pollack, Robert Previto ve Scott Zigler) katıldıkları atölyelerdeki oyunculuk pratiklerini paylaşarak yazdıkları kitap, tekniğin yapı taşlarını örnek oyun parçaları üzerinden açıklıyor.
Sev Beni Filmi Fransa Yolcusu
Maryna Er Gorbach ile Mehmet Bahadır Er’in yönettiği Sev Beni filmi 25 Ekim – 02 Kasım 2013 tarihleri arasında Fransa’da düzenlenen 35. Cinemed International Film Festival’in Panorama bölümünde Filmgoers ödülü Midi Libre Award için yarışıyor. Film, 18 Ekim 2013’de vizyona girmesiyle birlikte, 18 – 20 Ekim haftasonunda sinemaseverlerle buluşan diğer filmler arasında en çok gişe yapan film olmayı başardı. Yönetmenlerin önceki filmleri Kara Köpekler Havlarken de Cinemed International Film Festival’de gösterilmişti. Sev Beni, yükselen gişe grafiği ile izleyicilerden beğeni toplamaya devam ediyor.
Re-Era
Yeditepe Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencilerinden Emir Mavitan’in senaryosunu yazdığı ve yönettiği Re-Era’nın başrollerini HAslı Mavitan, Birce Akalay, Murat Onuk ve Deniz Arna paylaşıyor. Bilim – kurgu türündeki filmin yönetmeni Emir Mavitan’ın daha önceki kısa filmlerinden ödülleri de var. Filmin galası, 06 Kasım 2013 Çarşamba günü saat 18:00’de Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yapılacak.
Ana
Yeditepe Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrencilerinden Hüseyin Eken’in senaryosunu yazdığı ve yönettiği Ana’nın başrollerini Hülya Avşar, Pelin Akil ve Ferhat Domurcuk paylaşıyor.
31 yıllık sinema kariyerinde ilk kez kısa metrajlı bir filmde rol alan Hülya Avşar filmde gündelikçi bir kadını canlandırıyor. Avşar, Ana’da rol alarak geleceğin sinemasına destek vermiş oldu.
Filmin galası, 06 Kasım 2013 Çarşamba günü saat 18:00’de Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yapılacak.
SETEM Akademi Tuncel Kurtiz’i Anıyor
Geçtiğimiz Eylül ayının 27’sinde hayatını kaybeden, Ben Öldükçe Yaşarım, Bitmeyen Yol, Hudutların Kanunu, Umut, Otobüs, Kanal, Sürü, Gül Hasan, Baba, Bebek, Akrebin Yolculuğu gibi filmlerimizin unutulmaz oyuncusu Tuncel Kurtiz SETEM Akademi tarafından anılıyor. 02 Kasım 2013 Cumartesi günü “Kazım Orbay Cadddesi, Bomonti Park AVM, N.3/207F, Şişli, İstanbul” adresindeki SETEM Akademi salonunda yapılacak etkinlikte saat 14:00’de Bedr: Sinemada Bir Dolunay adlı Tuncel Kurtiz belgeseli gösterilecek. Belgesel gösteriminin ardından ise filmin yönetmeni Mehmet Eryılmaz ile söyleşi yapılacak.
İşte Duygu Çetinkaya’nın Yeni Çılgın Dersane’si
Duygu Çetinkaya’yı şöhrete ulaştıran yapımlardan biri olan Çılgın Dersane serisinin ilk filmi 2007’de ikinci filmse 2008’de vizyona girmişti. 5 yıllık bir aradan sonra çekilen Çılgın Dersane 3′te yeni yüzler de var. Senaryosunu İrfan Saruhan ve Şafak Güçlü’nün yazdığı filmde Duygu Çetinkaya, Okan Karacan, Paşhan Yılmazel ve Ozan Aydemir başrolde. Daha önceki filmlerde Ceyda Ateş, Paşhan Yılmazel, Yağmur Atacan, Mehmet Aslan, Simge Tertemiz, Alp Kırşan, Tuba Ünsal, Mustafa Topaloğlu, Pakize Suda, Berksan ve Hande Ataizi gibi isimler rol almıştı. Yeni filmde de yine tatile çıkan Çılgın Dersane’nin çılgın öğrencilerinin arasında yaşanan dostluk, aşk ve çılgınlık öyküleri anlatılıyor.
Doğu ve Batı Malatya Uluslararası Film Festivali’nde Buluşuyor
Uluslararası bir festival olarak adını duyuran 4. Malatya Uluslararası Film Festivali’nde doğu ve batı buluşuyor. Festivalde bu yıl Filistinli Yönetmen Rashid Masharawi’den sonra Hırvat sinema ve tiyatro oyuncusu, tiyatro yönetmeni, müzisyen Rade Serbedzija da onur ödülüne değer görülen isimler arasında. Milcho Manchevski’nin yönettiği Yağmurdan Önce filmiyle Türkiye’de tanınan ve şu an Hollywood’da yaşayan Rade Serbedzija’nın rol aldığı filmler arasında, Uzay Kovboyları (Space Cowboys), Gözü Tamamen Kapalı (Eyes Wide Shut), Kapışma (Snatch), Aziz (Saint), Son Oyun (Thick as Thieves) ve Stigmata gibi filmler var. Gösterim sırasında izleyiciler arasında yer alacak olan Serbedzija film sonrasında izleyicilerle söyleşi yapacak.
Doğu ve Batı Malatya Uluslararası Film Festivali’nde Buluşuyor yazısına devam et