Bi Küçük Eylül Meselesi’nden Bir İlk: Erdil Yaşaroğlu İlk Defa Sinemada

14 Şubat’ta vizyona girecek Bi Küçük Eylül Meselesi filminde, Bozcaada’da yaşayan karikatürist Tekin karakterini Engin Akyürek canlandırıyor. Tekin’in çizdiği karikatürler ise Erdil Yaşaroğlu imzasını taşıyor. Erdil Yaşaroğlu “Bi Küçük Eylül Meselesi ülkemizde bir ilk olacak. İlk defa bu filmde karikatür de filmin hikâyesine katkıda bulunan önemli bir öğe olarak kullanıldı” diyor. Kerem Deren’in yönettiği filmin başrollerini Farah Zeynep Abdullah ve Engin Akyürek paylaşıyor.

Bi Küçük Eylül Meselesi’nden Bir İlk: Erdil Yaşaroğlu İlk Defa Sinemada yazısına devam et

D-Smart Şubat 2014 Kanal Yayın Akışları Açıklandı

D-Smart’ın Şubat 2014 ayı yayın akışları açıklandı. D-Smart’ın MovieSmart Gold, MovieSmart Fest, MovieSmart Türk, MovieSmart Plus ve MovieSmart Classic kanallarında Şubat 2014 ayında gösterilecek filmler arasında Roma’ya Sevgilerle (To Rome With Love), Kramer Kramer’e Karşı (Kramer vs. Kramer), Kwai Köprüsü (The Bridge on the River Kwai), Dönüş (Volver), Aşk (Amour), Havada Aşk Var (Amour & Turbulences), Uzaklara Gidelim (Away We Go), Fransız Öpücüğü (French Kiss), Peşpeşe, Behzat Ç.: Ankara Yanıyor, Gözümün Nûru, Bitik Şehir (Broken City), Karanlık Operasyon (Zero Dark Thirty), Bu Dans Senin (Take This Waltz) gibi filmler var.

If İstanbul’da Ön Satışlar Başlıyor

İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde ve Mars Cinema Group ortaklığında yapılacak 13. If İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, 13 Şubat’ta başlıyor. Nymphomaniac’dan Dallas Buyers Club’a, The Grandmaster’dan Under the Skin’e, yılın merakla beklenen, bol ödüllü filmlerinin Türkiye galalarına ev sahipliği yapacak If İstanbul’da ön satışlar 31 Ocak Cuma günü biletix’de başlayacak. % 10 indirim fırsatının sunulacağı ön satış, 02 Şubat Pazar gününe kadar devam edecek. Ön satışı kaçıranlar ise 03 Şubat’tan itibaren biletix perakende satış noktalarından, biletix.com’dan ve biletix çağrı merkezinden, 08 Şubat’tan itibaren de festival gişelerinden biletlerini satın alabilecek.

Hayatboyu, Bu Hafta Her Cuma Yeni Sinema’da

Yeni Sinema Hareketi ve Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen Her Cuma Yeni Sinema etkinliği kapsamında Aslı Özge’nin Hayatboyu filmi Levent Kültür Merkezi’nde gösteriliyor. Hayatboyu dünya galasını 63. Berlin Film Festivali’nde yaptıktan sonra 32. İstanbul Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve En İyi Görüntü Yönetmeni ödüllerinin sahibi oldu. Köprüdekiler’le uluslararası camiada kendini tanıtan Aslı Özge’nin ikinci uzun metraj filmi olan Hayatboyu’nda, Hakan Çimenser, Defne Halman, Gizem Hakman ve Onur Dikmen rol alıyor. 31 Ocak 2014 Cuma günü, saat 19:00’da gerçekleşecek olan gösterimin ardından film ekibi izleyicilerin sorularını yanıtlayacak.

12. Ulusal Kısa Film Festivali

Bu sene İstanbul Kısa Filmciler Derneği tarafından 12.si düzenlenecek olan Ulusal Kısa Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek Kısa Film ve Kısa Film Öyküsü Yarışması’nın konusu “Kadına Yönelik Şiddet” olarak belirlendi. 26 – 30 Mart 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan yarışmaya son katılım tarihi 10 Mart 2014 olarak açıklandı. Yarışmanın jüri üyeleri Emrah Dönmez (Işık Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Belgeselci), Barış Özkaya (Arel Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Kurgucu), Sibel Tunç (Yönetmen, Senaryo Yazarı), Mehmet Güleryüz (Yönetmen, SETEM Enstitü Başkanı), Oktay Güzeloğlu (İstanbul Kısa Filmciler Derneği Başkanı) gibi isimlerden oluşuyor.

19. Türkiye / Almanya Film Festivali Kısa Film Jürisi Belirlendi

19. Türkiye / Almanya Film Festivali Kısa Film Yarışması’nın Jüri Başkanlığını bu yıl karikatürist, çocuk kitapları ve tiyatro yazarı ve belgesel film yönetmeni olan Behiç Ak üstleniyor. 1982 yılından bu yana karikatür çizen Behiç Ak’ın karikatürleri Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanıyor. 1994 yılında gerçekleştirdiği Türk Sinemasında Sansürün Tarihi – Siyahperde adlı belgesel filmi Ankara Film Festivali’nde En İyi Belgesel Film Ödülüna kazandı. Behiç Ak’la birlikte, oyuncu Bennu Yıldırımlar, VeDRA e.V. yönetim kurulu üyesi Norbert Maass ve gazeteci,  film yapımcısı Robert H. Schumann jüri üyeliği yapacak.

19. Türkiye / Almanya Film Festivali Kısa Film Jürisi Belirlendi yazısına devam et

Sergei Parajanov Filmleri Bilgi Sinema Kulübü’nde

Bilgi Sinema Kulübü’nde, Ocak ayının son haftasında, Gürcü asıllı Ermeni yönetmen Sergei Parajanov’un iki önemli filmi, Shadows of Forgotten Ancestors ve The Color of Pomegranates gösterilecek. 1912 tarihli eski bir aşk, halk hikâyesinin uyarlaması olan Shadows of Forgetten Ancestors, babasının katilinin kızına aşık olan bir adamın trajik hikâyesi anlatıyor. Epizodik yapıdaki anlatımı ile dikkat çeken bu başyapıt, doğada canlanışa dair bir karpat ağıtı olarak biliniyor.

Sergei Parajanov Filmleri Bilgi Sinema Kulübü’nde yazısına devam et

Savaş Devam Ediyor

Geçtiğimiz dönemin en heyecan verici sinemasal kitabı Douglas Kellner’in “Sinema Savaşları” (Metis) idi kanımca. Öncelikle, “Jack Ryan / Gölge Ajan”ı seyrettikten sonra Kellner’ın tespitlerinin ne kadar yerinde olduğunu söyleyebilirim. Takip edebildiğim kadarıyla Jake Gyllenhaal’lı “Yaşam Şifresi”nden başlayarak, ‘derdi o değilmiş gibi yapan’ kimi filmler, ABD’nin yakın dönem politikalarını aklama işlevini üstlenmiş gibiler. Müslüman coğrafya ve Koreliler yetmemiş olacak ki, -son “Zor Ölüm”den de hatırlanabilir- Rusya’ya rağbet başladı. Tek kutuplu dünyada yaşamanın verdiği sıkıntının farkında olan Hollywood yapımcıları, bu düşman kıtlığında eski defterleri açmaya pek meraklı görünüyorlar.

Süper kahramanlar ve sonra da Bond’un yaşadığı ‘içe çekiliş’in tamamlandığına işaret eden yeni görüntüler, farklı bir bellek oluşturma çabasını da işaret ediyor olabilir. Demek ki hafızasından yana dertli olan tek toplum biz değilmişiz bu dünyada!

*****

Kellner; Bush ve Chenney dönemini merkezine aldığı incelemesinde Hollywood’u bir mücadele alanı olarak nitelendiriyor. Michael Ryan ile birlikte, bizde daha önce yayımlanan klâsik eserinde (“Politik Kamera”, Ayrıntı) temellerini attığı tezlere dönüş yapan yazar; terörizm, savaş ve militarizm eksenli film okumaları gerçekleştiriyor. Animasyonlardan belgesel ve kurmacaya bir dizi önemli filmin yer aldığı inceleme, ele alınan süreçte verilen sınavın hiç de başarısız geçmediğini ve Bush’un teşhirinin yeterince sağlandığını iddia ediyor.

Yazarı derhal yeni bir kitaba yöneltmesi gereken günümüz popüler sinemasına bakıldığında ise olgulara iyimser bir bakış atmanın olanaksızlığı dikkat çekici hale geliyor. Paranoyayı tetikleyen onlarca yapım, geçtiğimiz yıl gösterime giren rekor sayıda distopik film yetmezmiş gibi, şimdi de terörizm ve “dış mihrak” söylemi yeniden köpürtülmeye çalışılıyor.

Sıradan görünümlü beyaz kurtarıcının Hollywood tarihiyle yaşıt maceralarına yenisini eklediği bu filmlerde dikkat çeken ayrıntı, ana karakterlerin bir savaş gazisi olması. Irak ya da Afganistan’da dünyanın bağımsızlığına katkı koyan ‘esas oğlanlar’ (!), ülkeleri için yeterince kan ve gözyaşı dökmemiş gibi, sonraki yıllarda da terörle mücadele etmeye çalışıyorlar.

*****

Beyaz Saray’ın bir gün düşeceği veya uzak coğrafyalarda cirit atan teröristlerin (ya da uzaylıların!) işgale yelteneceği korkusunu gündemden düşürmek bilmeyen bu filmlerin, onca kıyamete rağmen ikna edici olamadıkları ise altı çizilmesi gereken en önemli mesele. 80’lerdeki Rocky, Rambo filmlerini hatırlayın lütfen. Olanca karton boyutuna karşın Ivan Drago’yu gözünüzün önüne getirin. “Düşmanın” sahiciliğinden ve hayatın içinde elle tutulur, gözle görülür olmasından olsa gerek, şimdiki düşman imgelerini cebinden çıkarırdı!

Günümüz düşmanları herşeyden önce varlıklarını kanıtlamaları gereken zor bir dönemden geçiyorlar. “Medenî dünyaya” ve ABD’ye husumetlerinde ideolojik / politik tutum devre dışı kalınca, “Jack Ryan”daki gibi kişisel meseleler devreye giriyor; oğlunun / kızının intikamını almak gibi klişelerden medet umuluyor. Yazık!

Söz Rocky’den açılmışken; serinin 3. filminde Clubber Lang (Mr. T), gününü gün eden ve şöhretin tadını çıkaran kahramanımıza “uğrunda dövüşeceği hiçbir şeyin kalmadığını” söylüyor ve sadece bu nedenle de olsa onu yeneceğini haykırıyordu. Cesaretinin altında bir zavallı yatan Lang, Stallone’yi dahi aşan biçimde bütün mücadelenin sınıfsal duruşla alakalı olduğunu haykırıyordu. Böyle düşmana can feda!

*****

Yeni (eski) düşmanlar ve kurtarıcılar cephesinde savaş, hız kesmeden sürüyor sizin anlayacağınız!

(05 Şubat 2014)

Tuncer Çetinkaya

Sinemacılık ve Filmcilik Yararına Bağımsız İletişim Platformu