1946 Samsun doğumluyum. Beyazperdede gördüğümü hatırladığım ilk filmler Faruk Kenç’in Hürriyet Şarkısı ve Kendini Kurtaran Şehir (Şanlı Maraş) ve de İntikam Kılıcı (Stewart Granger, Mel Ferrer) ile Ivanhoe’dur (Kara Şövalye – Elizabeth Taylor, Robert Taylor). Sonrası -bir ara sırf isim olarak çetelesini tuttuğum- yüzlerce film, ilk ve orta okul, lise ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi. O zamanlar filmlerin tanıtımı için fotoğraflı fotoğrafsız el ilânları dağıtılırdı, onları biriktirme merakı. Belgelerle dolu eski tip iki portakal sandığı, taşınmalar nedeni ile bir yerlerde yitti gitti.
Önce tesadüfen ele geçen, sonra peşine düşülen sinema dergileri ve bir yerlerde sinemanın yalnızca perdede görülen (izlenen) serüvenler ve de aşklar olmadığını farkediş. Sinemayı sırf seyretmeyip, belge, bilgi toplama. Çok sonraları, biraz da geç kalarak yazım denemeleri, sinema araştırmaları. İstanbul’a geldikten sonra ilk konuşmamızda Sn. Dorsay’ın “Senaryo mu getirdiniz?” sorusuna olumsuz cevap veriş; çünkü o zaman çoktan bırakmıştım senaryo tasarlamayı ve hiçbirini tamamen bitiremedim.
İlk kez Cumhuriyet Gazetesi’nde Fosforlu Cevriye’ler hakkında bir yazım çıkmıştı, bence önemi, bir hafta sonra Sn. Metin Erksan’ın aynı gazetede bir cevap yazısı çıkmış olması. Sonraları Antrakt, Sinema Gazetesi, Klaket, Yeni Sinema, Geceyarısı Sineması dergilerinde yazılarım çıktı. Edebiyat yapıtlarının sinema uyarlamalarını derlediğim Kelimelerden Görüntüye (Es Yayınları – 2004) isimli bir kitabım var.
Yazılar dergilerde ve http://294.d5e.myftpupload.com’da devam ediyor, araya -yeni- kitaplarda girecek, yani film devam ediyor.
NOT: Sevgili Ahmet Orhan Ünser’i 26 Şubat 2015 tarihinde kaybettik. Merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar diliyoruz. Sevgili Orhan, seni hiç unutmayacağız.