Şahane Misafir (Magnifica Presenza)
Yönetmen: Ferzan Özpetek
Senaryo: Federica Pontremoli-Ferzan Özpetek
Müzik: Pasquale Catalano
Görüntü: Maurizio Calvesi
Oyuncular: Elio Germano (Pietro), Paola Minaccioni (Maria), Beppe Fiorello (Filippo), Margherita Buy (Lea), Bianca Nappi (Mina), Alessandro Roja (Paolo), Cem Yılmaz (Yusuf), Vittoria Puccini (Beatrice), Anna Proclemer (Livia), Beppe Fiorello (Filippo), Giorgio Marchesi (Massimo), Claudia Potenza (Elena), Andrea Bosco (Luca), Matthew Savino (Ivan)
Yapım: Fandango-Faros Film (2012)
İtalyan sineması içinde sağlam bir yer edinen Ferzan Özpetek’in “Şahane Misafir”, kurgusu ve görselliğiyle seyircileri etkiliyor. Derinlikli ve merak duygusu veren hikâyesiyle gerilim de yaşatıyor.
Pietro, iki aşkı için Catania’dan Roma’ya göçmüş biri. Pietro Pontechievollo, birkaç yıl önce birkaç saat geçirdiği Massimo’nun adresini bulduktan sonra onunla güzel anlar yaşayabilmek için Monteverde’de kuzini avukat Maria’nın yardımıyla ev kiralıyor. Evi tamir edip boyuyor. Massimo için eşcinselliği öğrenmeye çabalayan Pietro, Cinecitta’da da oyuncu seçimine katılıyor. Pietro, bu dünyada en iyi yaptığı işte de çalışmaya başlıyor. O iyi bir fırıncı ve yaptığı kruvasanlar da leziz. Fırında yardımcıları da göçmen işçiler. Massimo için mükellef bir sofra hazırlayan Pietro, ondan hiç beklemediği tepkiyle karşılaşıyor. Aşk acısının derinlerine düşecekken, evindeki hayalet misafirler ona destek oluyorlar. Hatta hayatına anlam katıyorlar. Hayaletler, “Compania Apollonio”nun oyuncuları. İkinci Dünya Savaşı sırasında, direnişçilere yardım ediyorlar diye Mussolini güçleri tarafından katledilmişler.
Gerilim yüklü…
Filmde, Pietro’nun günlük hayatının yanında geçmişteki sırlar da aydınlanıyor. Hayalet tiyatro oyuncuların arasında Türk oyuncu Yusuf Antep de var. Beatrice’yle evli. Oyuncular içinde sarı saçlarıyla Lea, hizmetçi giysileriyle Elena, Pietro’nun gözündeki ışığı fark eden Luca, tiyatronun Lea gibi başoyuncusu Filippo, tombul çocuk Ivan da hikâyenin parçası. Filme derinlik ve anlam katıyorlar. Film, hikâyeye yaşlı Livia dahil olduktan sonra tüm gizemleriyle beraber bir gerilim filmine dönüşüyor ve merak duygusu çoğalıyor. İnternet sayesinde de oyuncular akibetlerini öğreniyorlar. Elbette Pietro’nun yardımıyla. Teatro Valle’de savaş zamanı yarım kalmış oyunun sahnelenmesi de etkileyici bir anlatımla yansıyor finalde. Savaşın bittiğini ve 2012’de olduklarını öğrenen oyuncular, on yıllardır saklandıkları evden dışarı çıkabiliyorlar. Teatro Valle, Roma’da oyunlarla yaşıyor hâlâ. Bu muhteşem sahne 1727’den beri tiyatronun hizmetinde. “Compania Apollonio” topluluğuysa hayaletler gibi bir hayal.
Çarpıcı bir görsellik…
Her şeyden önce filmin ön jeneriğinin çok yaratıcı ve estetik olduğunu belirtmeliyiz. Filmin derinliğinde de anlamlaşıyor bu anlar. Dönem yansımaları gerçekten estetik ve o atmosferin içine alabiliyor seyircilerini. Genelde filmdeki ışık düzenlemeleri fotoğrafların değerine çok şey katmış. Pietro’nun evi, insana sıcaklık ve sığınma duygusu veriyor. Seyirci bu filmde sinema tadı alabiliyor. 1959’da Kadıköy’de doğmuş Ferzan Özpetek, İtalyan sineması içinde saygın bir yerde. 1976’da Roma’ya gidip yerleşen yönetmen, 1997 yılında “Hamam” filmiyle ilk filmini çekti. 2000 yapımı “La Finestra di Fronte-Cahil Periler” filminden bu yana filmlerini sevmeye başladık. Çünkü, İtalyan sinemasının o derin birikimleri içinde dolaşmaya başladı ve iyi yönetmenler arasına katıldı. 2012 yapımı “Magnifica Presenza-Şahane Misafir”, yönetmenin sinemasına olgunluk katmış. Filmde, Sezen Aksu’nun söylediği “Gitmem Daha” şarkısı da duyuluyor. Müzik etkileyici. Eski zamanları hatırlatan şarkılar da var. Muhteşem Nat King Cole’den “Perfidia”, Betty Hutton’dan “I Wish I didn’t Love You So” şarkıları da duyuluyor. İtalyan besteci Pasquale Catalano, yönetmenin daha önce 2010’da “Mine Vaganti-Serseri Mayınlar” filmine de müzikler yapmıştı. Kameraman Maurizio Calvesi de bu filmle ilk defa Özpetek’le çalışmıştı. Sinemaskop çekilmiş “Şahane Misafir”, görülmeye değer bir film.
(05 Nisan 2012)
Ali Erden