Kaptan Amerika: Cesur Yeni Dünya

Marvel’i başından beri taşıyan, hemen her filmi belli bir seyirci seviyesini yakalayan dizisi Kaptan Amerika, bu kez cesur olmaksızın yeni bir dünya ile karşımızda. Evet, yeni, çünkü biraz politik sos (hep vardı ama bu kez biraz daha fazla) biraz yeni oyuncular ile eski karakterlerin birçoğuna veda edip “Kırmızı” Hulk ile farklılık yaratıyor.

Film, önce, başarılı bir girişle kuşkusuz, son dönemde İsrail’in, Hamas saldırıları arasında, çağrı cihazlarını patlatmasını anımsatıyor. Sanki filmle birlikte tasarlanmış gibi, çünkü hangisinin diğerini tetiklediğini bilmemiz mümkün değil. USA Devlet Başkanı Thaddeus Ross (Harrison Ford) ile birlikte çalışan “yeni” Kaptan Amerika Sam Wilson (Anthonie Mackie) yeni bir -ki, son dönemde bulunan ve elektronik gelişmenin temeli sayılan olmazsa olmaz madenler gibi- buluşun “düşman” eline geçmesini istemiyorlar. Düşman ise, burada diğer devletler ama asıl Japonya (İkinci Dünya Savaşına gönderme sanılsa da değil, elektronikte tek rakip olduğu için).

Filmin en belirgin mesajı, derin devlet. Sadece bizde olduğu sanılan ama bütün ülkelerin başının belası derin devlet, ne yönetim dinliyor ne hukuk ne de dünya barışı… Başkan’ı bile zor durumda bırakan derin devlet, aslında her şeyi ne denli kendi çıkarına kullandığını da gösteriyor. Öyle ki, filmi izlerken kimin derin devletin yanında, kimin karşısında olduğunu anlayabilmek kolay değil, birkaç kez ters köşeye yatırdı, tıpkı iyi penaltı atan topçular gibi.

Kaptan Amerika, yanındaki arkadaşları olmaksızın, sadece Joaquin Torres (Danny Ramirez) ile yeni giysileri, yeni silahları, yeni hareketleriyle yepyeni bir karakter çiziyor. Yapabilecekleri sınırsız neredeyse. Başkan Ross, doğal olarak Kaptan Amerika’ya inanıyor, ancak geçmişinde onun da karanlık noktaları var. Derin devleti -tam olarak değilse de- ele geçiren “düşmanlar” dünya barışının önündeki en büyük engel oluyorlar. Tabii ki, Kaptan Amerika engelliyor. Öyle de olması gerekir, çünkü Malkoçoğlu yenilmez! Nereden çıktı Malkoçoğlu diye sormayın, o da kırk ok yer ölmezdi, Kaptan da aynı…

Galiba yine başa döneceğim… Yapay zekâ, gelişen teknolojiyle yapılan hilelerle kolay bir dönem beklemiyor hiçbirimizi. Aşmak kolay mı? Her birimiz birer Kaptan Amerika ya da Malkoçoğlu olmak zorundayız, başka çaresi yok.

Marvel filmlerinin görsel işitsel gücü bu filmde de kendini gösteriyor. Çatışmalar, kavgalar (ama Kırmızı Hulk biraz daha uzun olsaydı keşke, yani işlenebilirdi), savaşlar (havadakiler gerçekten nefes kesici), yani aksiyon dorukta. Oyuncular da çok iyi, ama diyaloglar için aynı şeyi söylemek zor.

14 Şubat’tan başlayarak gösterimde…

(12 Şubat 2025)

Korkut Akın

[email protected]