2020’den Benim Seçtiklerim

Covid salgını ile özdeşleşen 2020 yılı sinema endüstrisi açısından talihsiz bir yıldı. Birkaç tanesi dışında festivaller gerçekleştirilemedi film projeleri zorunlu olarak ertelendi. Ancak başta İKSV olmak üzere ülkemizin ve dünyanın sanat kurumları çevrimiçi gösteriler yoluyla sinema etkinliğini ayakta tutmaya çalıştı. 2020’nin en iyileri listem aşağıdaki filmlerden oluşuyor.

1- Sarı Hayvan / Um Animal Amarelo
Brezilyalı yaman sinemacı Felipe Bragança’nın son filmi ‘Sarı Hayvan / Um Animal Amarelo’, sadece seçkinin değil son dönemin en yaratıcı çalışmalarından biri olarak öne çıkıyor. Kendi varoluşunu ve sinema yapma amacını yeniden tanımlamak isteyen 30’lu yaşlardaki yönetmen Fernando’nun kimliğini kaybetmiş ülkesinin acı dolu geçmişine uzandığı gezintisinde, sömürgeci mazinin hayaleti peşini bırakmıyor.

2- Boyalı Kuş / The Painted Bird
Jerzy Kosiński’nin 1965 tarihli romanı, dünyanın bütün günahlarını yüklenmiş küçük yaşlarda bir Yahudi çocuğunun, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Slav illerinde hayatta kalma mücadelesi üzerine. 35 mm peliküle siyah – beyaz formatta çekilen film, benzersiz görselliğiyle göz kamaştırıyor.

3- Günler / Rizi
Uzak doğulu usta sinemacı Tsai Ming-liang’ın ‘metropol ve yalnızlık’ teması üzerine yeni denemesinde, iki yalnız ruhun diyalogsuz birlikteliğini yine uzun plan – sekanslar halinde perdeye taşıyor. Afişte yer alan sahnenin güzelliğine bir müzik kutusundan yükselen ‘Chaplin / Sahne Işıkları’nın ana teması eşlik ediyor zaman zaman.

4- First Cow
Amerikalı bağımsız sinemacı Kelly Richardt, Vahşi Batı yıllarından günümüze bir ülkenin kuruluşunun gizemini incelediği son filminde, western mitini tersyüz ederken, benzersiz bir dostluk hikâyesine imza atmış.

5- Berlin Alexanderplatz
Afgan göçmeni yönetmen Burhan Qurbani, Alfred Döblin’in 1929 tarihli anıt romanını, mülteci sorunu üzerinden günümüz Almanya’sına uyarlamış. Fassbinder’in 15,5 saatlik muazzam başyapıtı ile kıyaslamamak kaydıyla, görselliği, usta işi oyuncu performansları ve etkileyici müzik çalışmasıyla dikkat çekiyor.

6- Hırsız ve Ressam / The Painter and the Thief
Ressam Barbora Kysilkova, sanat galerisinden iki resminin çalınmasının ardından uyuşturucu bağımlısı olan hırsız bulunuyor. Ressam, hırsızdan tazminat yerine bir portre için poz vermesini istiyor. Hırsız ve ressam arasında gelişen dostluğu, olayın gerçek kişileriyle perdeye aktaran Norveçli sinemacı Benjamin Ree, belgeselin sınırlarını aşan hayranlık uyandırıcı bir kurgusal yapı inşa etmiş.

7- Rüyaların Dağları / La Cordillera De Los Sueños
46 yıldır ülkesinden uzakta yaşayan Şilili müthiş belgeselci Patricio Guzmán, ülkeyi çepeçevre saran And Dağları’nda geçmişinin izini sürüyor. Harabeye dönmüş çocukluğunu geçirdiği evinden yükselen dumanın, ruhunu hiç terk etmediğinden dem vuruyor. Şili’nin diktatörlükle yitirilen saf neşesine kavuşabilmesi tek dileği.

8- Vitalina Varela
Pedro Costa imzalı Locarno Film Festivali galibi ‘Vitalina Varela’ fısıltılarla ilerleyen ağır temposuyla dikkat çekiyor. Portekizli yaratıcı sinemacının, Caravaggio’nun ışık ve renk oyunlarını anımsatan tablo estetiğine haiz görüntülerine hayran kalmamak imkânsız. Resim sanatına ilgi duyanlar özellikle kaçırmasın.

9- Beyaz Üstüne Beyaz / Blanco En Blanco
Fotoğrafçılıktan gelme İspanyol yönetmen Theo Court’un henüz ikinci uzun metrajı. Ancak hem görselliği hem de Beyaz Adam’ın Amerika kıtasındaki vahşi sömürü düzenine tanıklık eden özgün anlatısıyla yılın öne çıkan filmlerinden biri olarak parıldıyor.

10- Saklanmak İstiyordum / Volevo Nascondermi
2020 Berlin Film Festivali ana seçkisinde yer alan yapım, 20. yüzyıl naif ressamlarından Antonio Ligabue’nin yaşamı üzerine ilgiye değer bir çalışma. Festivalde en iyi erkek oyuncu ödülünü kazanmış olan İtalyan sinemasının önde gelen oyuncularından Elio Germano’nun zihinsel ve bedensel sorunlu sanatçı yorumu tek kelimeyle olağanüstü.

11- Onca Ruh / Tantas Almas
Yılmaz Güney’in yürekleri dağlayan ‘Baba’ filmini anımsatan yapım, farklı bir coğrafyada geçen benzer bir kederli babanın öyküsü. 2002 yılında iç savaşın dehşetini yaşayan Kolombiya’da, balıkçı Jose’nin milislerin katlettiği iki oğlunu uzun nehir boyunca arayışının hikâyesini, daha ilk filminde ustalıklı uzun planlarla naklediyor yönetmen Nicolas Rincon Gille.

12- Antigone
İstanbul Film Festivali ‘Sinemada İnsan Hakları Yarışması’ seçkisinde yer alan, Kanada’nın Oscar adaylığı için seçtiği, Sophie Deraspe imzalı yapım, Sophocles’in klasik metni kadar Anouilh ve Brecht yorumlarından da feyz almış, günümüz Montreal’ine taşınmış taptaze bir yorum. Cezayirli göçmen ailenin kızı Antigone, bir kez daha yüreğinin kanunları ile toplumun yasaları arasındaki çözümsüz savaşı verirken, çağdaş dünyada eşitlik ve özgürlüğün sembolü haline geliyor.

13- Bacurau
Brezilyalı yönetmen Kleber Mendanço Filho’nun ülkesinin kültürel değerlerinin işgaline karşı soylu isyanı sürüyor. 2019 Cannes Şenliği’nden jüri ödüllü son filmi, yolsuzluğun ve çağdaş sömürgeciliğin ayyuka çıktığı Brezilya ve emsal ülkeler ahvalinin metaforu niteliğinde eşsiz bir politik alegori.

14- Öteki Kuzu / The Other Lamb
Polonyalı tanınmış sinemacı Malgorzata Szumowska’nın İrlanda kırsalında çektiği ilk İngilizce filmi, ataerkil bir düzende kadınların başkaldırışı üzerine. Müthiş sinematografisi ile dikkati çeken yapım, katı Hristiyan dogmalarını ve İsa peygamber motifini ters yüz ederek cesur bir denemeye girişiyor.

15- Söz Senettir / Es Gilt Das Gesprochene Wort
Hikâye, askerden yeni dönmüş, Marmaris’te garsonluk / jigololuk iş kovalayan Baran’ın bir yabancı kadınla evlenerek Batı’nın gelişmiş bir ülkesinde gelecek kurma hayalleri üzerinden ilerliyor. Almanya doğumlu Türk yönetmen İlker Çatak, ikinci uzun metrajında, kültür farkları ve ayrımcılık teması üzerinden klişelerden kaçınarak ilerlemesini bilmiş. Ancak bazen bir oyuncu filmi olduğu yerden daha yukarılara taşıyabiliyor. İlk kez karşılaştığımız Bursa Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu’nun yetenekli oyuncusu Oğulcan Arman Uslu, Baran yorumunda işte böyle bir mucizeyi gerçekleştirmiş.

(31 Aralık 2020)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Şarkını Söyle 2 Filminden İlk Detaylar

Illumination’ın başarılı animasyon serisi büyük hayaller ve muhteşem hit şarkılarla birlikte geri dönüyor. Hevesli koala Buster Moon ve yıldızlarla dolu hayvan sanatçıları, dünyanın pırıltılı eğlence başkentinde bugüne kadarki en göz kamaştırıcı sahne şovlarını hazırlıyor. Tek bir sorun vardır: Önce efsanevi müzik ikonu Bono’nun canlandırdığı dünyanın en münzevi rock yıldızını kendilerine katılması için ikna etmeleri gerekmektedir. Buster ve ekibi, New Moon Tiyatrosu’nu yerel bir başarıya ulaştırmıştır ama Buster’ın gözleri daha büyük ödüldedir: Muhteşem Redshore şehrindeki Crystal Tower Tiyatrosu’nda yeni bir gösteri sergilemek.