Sinema, hepimizin kabul ettiği gibi çağın en belirleyici, en önemli sanatı. Hem diğer dalları da barındırması hem de hareketliliği, teknolojinin de desteğiyle aklın hayal bile edemediği şeyleri önümüze serdiği için ülke ve ekonomik düzey fark etmeksizin yaşlı genç, kadın erkek herkesin gözdesi.
Sinema, geçmişten geleceğe yaşamı bir bütün olarak sarıp sarmalarken “günün mânâ ve ehemmiyeti” doğrultusunda, ele aldığı konularla ilgimizi de hep odaklıyor belli bir noktaya. Bir bakıyorsunuz, gündemdeki bir konuya farklı bir bakış açısı sunuyor, bir bakmışsınız ele aldığı konu gündem olmuş… bir bakmışsınız, seri filme dönüşmüş, sadece bir dönemi değil, uzun upuzun yılları hatırlatıyor.
Hepimiz paltosundan çıktık…
Atilla Dorsay da, bunun üzerine gidip değişen gündem çerçevesinde dönemi ve/veya gösterimdeki süreci unutturmuyor. “Hayatımızı Değiştiren Filmler”de olduğu gibi, yazıları kitaplaştığında da okura dönemi anımsatıyor. Gerek kitapta yer alan yazılarında gerekse konuşmalarında sinemanın yaşamın en saygın köşesinde yer alması gerektiğini hissettiriyor. 2015 – 2020 döneminde “ne çok başyapıt izledik!” diyor arka kapakta. Kitapta, birçok türden 426 film için yazdığı yazılar yer alıyor. Tam da bugünlerde (futbol üzerinden olunca medyanın da ilgisini çekti, siyasetçilerin de) gündemde olan ırkçılıktan tutun da yine bir edebiyatçı üzerinden ülkemizde de “metoo” hareketinin başlamasına yol açan taciz sorunlarına, tabii ki gündemden hiç düşmeyen LGBTİ konusunu da okuyacaksınız, filmlerden yola çıkarak. İlgili filmlerde yazının içeriği doğaldır ki, bu konular olacak; ancak yönetmenin mizanseninin, çerçevedeki ışığın, oyuncunun mimiğinin bize aktardıklarından yola çıkarak (gündemden) hayatın içinden kopmamıza izin vermiyor.
Zorlu korona günleri…
Atilla Dorsay, 2020 yılında hepimizden farklı olarak, sadece korona ve yaşattığı felâketle sınırlı kalmadı, bir de büyük bir kalp ameliyatı geçirdi, altı damarına birden by-pass yapıldı. Sinema sevgisini, sinema izleyicisine saygısını, okuruna karşı ödevini aksatmamak için çalıştı ve aynı yıl içinde ikinci (her ikisi de tuğla gibi) kitabını yayımladı. “Dünyaya Açılan Sinemamız ve Yeni Bir Kuşak, Türk Sineması 2010 – 2020” kitabının peşinden bu “Hayatımızı Değiştiren Filmler 2015 – 2020” kitabının yayımlanmasını sağladı.
Sinema sevdalıları böyledir, işin içine filmler girince her şeyi bir yana bırakıp sinema ile ilgilenirler. Titiz bir yazar Atilla Dorsay, gazetede (şimdilerde internet mecrasında) yazarken de, oralarda yayınlanan yazıları kitaplaştırırken bir kez daha okuyup gerekli düzeltmeleri yaparken de alabildiğine dikkatli ve gayretli.
Teknolojinin verdiği izin…
Eskiden bir filmi gösterimdeyken izle(ye)memişseniz, bir daha kolay kolay o olanağı yakalayamayabilirdiniz. Ama teknoloji değişti, birçok sinema platformu var ve dilediğiniz zaman, en eski filmler de içlerinde, aradığınız bütün filmlere (hem de çok az bir bedel karşılığı ve asla yorulmadan) ulaşabiliyorsunuz. Bunun bir diğer özelliği de arka arkaya izleme olanağı vermesi, dolayısıyla da “ikinci, üçüncü katman”ını yakalayabilmeniz. Neredeyse kare kare izleyip yönetmenin düş/üncesini bile ileri taşıyabilirsiniz.
Atilla Dorsay’ın bu kitaplarının gerek izleyeceğiniz film seçimine gerekse anlatılmak istenene ulaşmanızda büyük yarar sağladığını bir kez daha yineleyeceğim, çünkü ben (ister evde, ister festivalde, ister sinema salonunda) izlediğim her film öncesinde (üzerine yazacaksam, sonrasında da) Atilla Dorsay’ın kitaplarını karıştırıyorum.
Hayatımızı Değiştiren Filmler 2015-2020
Atillâ Dorsay
Remzi Kitabevi
Aralık 2020, 381 s.
(12 Aralık 2020)
Korkut Akın