‘Nasipse Adayız’ güzel kotarılmış bir düş sahnesiyle başlıyor. Bir geminin içindeyiz. Ana karakterimiz Dr. Kemal Güner, uzun bir masanın etrafında toplanmış imtiyaz sahiplerinden icazet almaya gelmiştir. Mehter marşı eşlik etmektedir bu tiyatrovari tuhaf sahneye. Ancak hızla su almakta olan gemi batmanın eşiğindedir.
Sinemamızın çok yönlü aktörlerinden Ercan Kesal’ın bu ilk uzun metraj kurmaca film yönetmenliği denemesi, sanatçının tam 18 yıl önce kendi yaşadıklarından yola çıkarak 2015 yılında yayımladığı aynı adlı kısa romanının sinema uyarlaması. Kesal’ın 2000’li yılların başlarında Beyoğlu Belediye Başkanlığı aday adayı olarak kişisel deneyiminden yola çıkarak kaleme aldığı metin, yönetmenin hem kendisi hem de ülkenin politik düzeni ile trajikomik bir hesaplaşma. Kesal, senaryo yazımına ortak olduğu ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ ve ‘Anons’ gibi bir günlük hikâyeye dönüştürmüş deneyimini. Başkan adayı olmak için çalışmalarını sürdüren doktorumuz, partinin ‘Bir Numara’sının gözüne girmek için düzenlediği gece için hazırlanmaktadır. Ayrıldığı eşi dahil herkes bu delice koşturmacanın tanığıdır. ‘Bir Numara’nın gözüne girmek ve aday olabilmek için her yolu deneyen Kemal, bu önemli gecede beklenmedik olaylarla karşılaşacaktır.
Doktor Kemal’inkine benzer bir yolculuk yaşadığı sırada ‘kendinle karşılaştığında çok şaşırdığını’ ifade ediyor Kesal. ‘Kendinden hicap duyduğunu, kendinden utandığını’ ilave ediyor. Yaşadıkları ile okuruna ve izleyicisine bir ayna tutuyor. Bu vesile ile, tüm ilişkilerde varolan iktidar mücadelesini masaya yatırıyor. Bir adayın gözünden siyasetin çirkin yüzünü, yapılan pazarlıkları, politik stratejileri ve nihayetinde insanın karanlık yüzünü gerçekçi bir üslûpla ele alıyor.
Kesal, hayranı olduğu ‘Bay Lazarescu’nun Ölümü’ filminden ilhamla, bir kez daha bir gece boyunca ülkenin içinden geçmeyi hedeflemiş. ‘Sieranevada’ ve ‘Bükreş’in Doğusu’ gibi seçkin Romanya yapımlarında görev almış görüntü yönetmeni Barbu Balasoiu ile çalışmayı seçmesi bu yüzden. Romen sinemasından aşina olduğumuz dayanılmaz mizah ve bu ekolün alamet-i farikası haline gelmiş uzun plan sekanslar, Kesal’ın hikâyesine hizmet etmiş. Ali Aga’nın ustalıklı kurgu çalışması ve aksamayan oyunculuklarıyla teknik açıdan başarılı bir film ‘Nasipse Adayız’.
Final sekansı bizce filmin en başarılı bölümü. Kaçak işçilerin çalıştığı bir yeraltı tekstil atölyesinde, mangalda et pişerken itibarlı kişi ile ülke siyasetinin tartışıldığı bu bölüm çok iyi kotarılmış. Ancak, baştaki çarpıcı rüya sahnesi ile finaldeki tedirgin ülke tablosu arasındaki süreçte çok daha cesur çözümlemeler beklentisi içindeydik. Kısmetse bundan sonraki hikâyelere diyelim ve Ercan Kesal’a yönetmenlik koltuğunun yakıştığının altını çizelim.
(01 Kasım 2020)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com