Film çekimi zorlu, meşakkatli ve titizlik isteyen bir uğraştır. Diğer sanat dallarının tersine içinde endüstriyi de barındırır ve doğal olarak tüm sanat dallarının imkânlarından yararlanır. Bunun farkına varan sinemacılar, teknolojinin de yardımıyla olmayacakları bile oldurur. Biz, sinemaya girdiğimizde, senaryo yazımında “gözleri parladı, ışıldadı” yazmayın, çünkü gözler ışıldamaz, parlamaz diye uyarmışlardı hemen baştan. Şimdi, bırakın ışıldamayı, gözlerin içinde dünyalar oluşturuluyor, hayatlar kuruluyor.
Teknolojiden yararlanan sinema…
40-50 yıl öncesinde izlediğim (adını lütfen sormayın, anımsamıyorum), Erman Şener’in (çiçekler çelenk örsün başucunda) üzerinde durduğu bir film vardı. İnsan beyninde oluşan bir hastalığı tedavi etmek amaçlı, doktor ve uzmanlar bir araca bindirilerek küçültülüyor ve damara zerk ediliyor. Sonunda beyne ulaşıp sorunu çözüyorlardı. (Erman Hocam, oradaki kadın oyuncunun sadece ama sadece kadınlığının gişede işe yaraması için bulunduğunu söylemiş/yazmıştı.)
Aradan geçen bunca yılda, teknoloji o kadar gelişmiş ki, doktorları ve/veya uzmanları küçültmeye gerek kalmaksızın yapay böceklerle bu sorun çözüme kavuşturulmuş.
Saldırgan ve sömürgeci Amerika, askerini, kendince düşman gördüğü ülkeye oradaki ayrılıkçı güçleri yok etmek için gönderir. İçlerinde bizim filmimizin başrolündeki Bloodshot da vardır. Ödül olarak bahşedilen tatil sırasında karısı ve kendisi öldürülür… ve film başlar.
Dirilen ölüler…
Ara başlığı görüp korku filmi sanmayın sakın. Bu kez bir teknoloji enstitüsünün geliştirilmiş laboratuvarlarında ölü diriltilir, damarlarına zerk edilen yapay karınca (çalışkanlıklarından dolayı öyle niteledim) sayesinde de ölümsüzlüğe kavuşturulur. Hiçbir şey anımsamaması gereken bu yapay canlı, belleğine yüklenenleri hatırlar sadece. Dolayısıyla da tam bir “kiralık katil” denilebilir.
Ancak bizim kahramanlarımızın ne mermileri biter ne bedenlerine saplanan kurşunlar ölümünü hızlandırır ne de kötülüklere (!!!) boyun eğer. Buna da bağlı olarak Bloodshot, aklını kullanabilen, emirlere körü körüne itaat etmeyen, haksızlıklara başkaldıran bir kahraman olarak filmi sürükler.
Seyirlik film…
Kendisini kullanmaya kalkan, ama yeniden yaşam buldurduğu için de ne derse yapması beklenilen “patron”a tepki gösteren Blootshot, dünyanın en çok satan çizgi romanlarından uyarlanmış. Yeşilçam sinemacılarının “Tesadüfün iğne deliği” diye adlandırdığı olmazlıkları “soğukkanlı geçiş”le hoş görür ya da göz ardı ederseniz, başından sonuna kadar soluk soluğa izlersiniz. Tabii ki, şimdiden gişe garanti edildiği ve devamı söz konusu olabileceği (hâttâ olduğu için) senaryonun ucu açık bırakılmıştır. Öyle ya, bunca şeyi başaran ve ölümsüzlüğü yakalamış biri (eşi öldürüldüğüne ve kendisine yeni bir partner bulduğuna göre) nasıl yaşayacak, nasıl sevişecek hatta çocuk yapacak mıdır?
Bloodshot / Durdurulmaz Güç
Yönetmen David S. F. Wilson
Oyuncular Vin Diesel, Eiza Gonzalez, Sam Heughan…
13 Mart’tan başlayarak gösterimde…
(12 Mart 2020)
Korkut Akın
korkutakin@gmail.com