Kanlı Girdap Bu Hafta Vizyonda

Romanya’dan Garipçe Köyü’ne uzanan dehşet verici hikâyesiyle korkuseverleri sinema salonlarına taşıyacak olan Kanlı Girdap bu hafta seyirciyle buluşuyor. Filmde, Kazıklı Voyvoda olarak bilinen Vlad Tepes’in kayıp mezarını bulmaya çalışan bir ekibin, kendini bambaşka bir efsanesinin içinde bulmasıyla, izleyenler perdeye kilitlenecek. Başrollerini Selma Ergeç ve Selim Bayraktar’ın paylaştığı Kanlı Girdap 22 Temmuz Cuma günü sinemaseverler ile buluşacak.

Işıl German’ı Kaybettik

1970’li yılların hit şarkılarına imza atan ses sanatçısı Işıl German, 17 Temmuz 2016 Pazar günü (bugün) geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. İzmir Adli Tıp Morgu’na kaldırılan Işıl German’ın cenazesi 18 Temmuz 2016 Pazartesi günü Kuşadası Hatice Hanım Camii’nde kılınacak namazı müteakip Adalızade Mezarlığı’nda toprağa verilecek. 1981 yapımı Antepli adlı sinema filminde Nesrin adlı karakteri canlandıran German aynı zamanda filmin müziklerine de katkıda bulundu. Merhumeye tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Hain (Yönetmen: Susanna White)

Susanna White’ın yönettiği ve Ewan McGregor, Stellan Skarsgard, Damian Lewis ile Naomie Harris’in oynadığı Hain (Our Kind of Traitor), 22 Temmuz 2016′da Chantier Films dağıtımıyla Chantier Films tarafından vizyona çıkarıldı.
Peter ve kız arkadaşı Gail, gittikleri tatilde Rusya’nın en bilinen mafya patronu Dima ile tanışırlar. Dima, öğretmen olan Peter’a ingiliz İstihbarat Teşkilatına (MI6) verilmek üzere bir suçlular listesi verir. Peter adamın ve ailesinin tehlikede olduğuna inandığı için istediğini yapmaya karar verir. Ancak MI6 bu listeyi yetersiz bulur ve Peter’ın Dima’dan daha fazla bilgi alması için Peter ve Gail’e baskı kurar.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Hain (Yönetmen: Susanna White) yazısına devam et

Atom Egoyan’dan Bellek ve İntikam Üzerine

Atom Egoyan, Ermeni halkının geçtiğimiz yüzyıl başlarında yaşamış olduğu büyük trajediyi 2002 tarihli ‘Ararat’ isimli çalışmasında beyazperdeye taşır. Tehcir sırasında annesini yitirmiş ressam Arshile Gorky’nin anı tablolarından yola çıkan yönetmen, o dönem Anadolu’nun doğusunda bulunmuş Amerikalı Clarence Douglas Ussher gibi yabancıların günlüklerinden felaket anılarının izini süren bizzat kaleme aldığı senaryosunda olan bitenden bihaber Dünya Kamuoyu’na yaşananları hatırlatma görevini üstlenir. Kanada vatandaşı sinemacının biraz gecikmeli olarak bizde de gösterime giren ve emir kipindeki ismiyle dikkatleri çeken son çalışması ‘Remember / Hatırla’nın Ermeni halkının yaşadığı büyük acının yüzüncü yıldönümüne denk gelmesi bu açıdan anlamlı. Yönetmene yapımcısı tarafından tesadüfi olarak sunulmuş olan bu proje geçtiğimiz yüzyılın bir diğer büyük insanlık suçu olan Yahudi Soykırımı’nın anıları üzerine inşa edilmiş.

Hikâye günümüzde geçiyor. 90 yaşındaki Zev Guttman, Auschwitz ölüm kamplarından sağ kurtulabilmiş, ancak yetmiş yıl önce tüm ailesini o cehennemde yitirmiştir. Demans teşhisinden muzdarip hafızası ile ilgili sorunlar yaşayan yaşlı adamı yakınlarda kaybettiği karısına vermiş olduğu intikam sözü ayakta tutmaktadır. Kendisi gibi soykırımdan kurtulmuş bakımevindeki kötürüm arkadaşı Max’ın yardımı ve talimatları doğrultusunda, ailelerini toplama kampında katletmiş ve yıllardır kaçak olarak yaşayan esrarengiz kamp yöneticisi Otto Wallisch’i bulup öldürmek üzere yola çıkar. Ancak Zev’in bilmediği şeylerden birisi en büyük düşmanının kendi belleği olduğudur.

‘Ararat’da unutturulmuş bir kültürün, tarihi sertçe yarım bırakılmış bir halkın izlerini sürer Agoyan. Bu defa tüm Dünya’nın bildiği, lanetlediği bir soykırım hikâyesinde ilave anlatacağı ne kalmıştır sinemacının. Lakin filmin adından yola çıkarak, yaşanan trajedilerin yinelenmemesi için olanları hep hatırlamak, daima hatırlatmak gerekiyor. Nitekim günümüzde Alman toplumu da yaşananları örtbas etmiyor. Olmamış gibi davranmıyor. Küçük çocuklara Almanya’nın sadece Bach ve Beethoven’den ibaret olmadığı, soykırım günahını hiç bir zaman unutmamaları gerektiği öğretiliyor okullarda. Daha iyi bir insan ya da ülke olmanın ilk adımı, geçmişin günahlarıyla yüzleşmekten geçmektedir çünkü.

Ancak sinema ve televizyon endüstrisinde farklı işlere girip çıkmış Benjamin August’ün Vietnam’da yaşananların ülkesi Amerika’da unutulmaya yüz tutmuş olmasından kaynaklı olarak kaleme almış olduğu bu ilk senaryosu, yaşlı Zev’in Amerika kırsalında aynı ismi taşıyan dört şüpheliyi takibi çerçevesinde ilerlemeyi tercih ediyor. Kuzey Afrika’da Rommel komutasında Nazizm’e hizmet etmiş ancak ölüm kampları ile ilişkisi olmamış eski SS subayı, Yahudi kurbanlarla birlikte toplama kampına gönderilmiş eşcinsel Alman, Nazi askeri babasının Kristal Gece’deki taşkınlıklarıyla gurur duyan ırkçı polis oğlu ve nihayetinde karşılaşacağı ölüm kampı yöneticisi ile hesaplaşmasını sürdüren Zev’in öyküsü, hafızayı diri tutma kaygısından ziyade Charles Bronsonvari bir intikam yolculuğuna dönüşüyor. Bellek üzerine müthiş yaratıcı bir çalışma olan Christopher Nolan imzalı 2000 yapımı ‘Akıl Defteri / Memento’ etkisi fazlaca hissedilirken, hikâyede göze batan önemli gedikler Bruno Ganz, Dean Norris, Jürgen Prochnov gibi usta oyuncuların performansları, beklenmedik sürprizler ve Egoyan’ın değişmez yol arkadaşı ‘Pi’nin Yaşamı’nın Oscar’lı bestecisi Mychael Danna’nın hüzün yüklü müzik çalışması ile kapatılmaya çalışılıyor.

Egoyan’ın ‘Ararat’ öncesindeki ‘Exotica’ ya da ‘Gelecek Güzel Günler / The Sweet Hereafter’ yıllarına dönmesinden epeydir kestiğimiz umudu canlandıramıyor ‘Hatırla’. Merak ve heyecanla izleniyor belki ama ardarda çektiği ana akım vasat işlerin ardından bu filmin de Egoyan kalibresindeki bir sinemacı için pek parlak bir çalışma olmadığı rahatlıkla söylenebilir. Ancak 86 yaşındaki Christopher Plummer’ın incelikli Zev yorumunun uzun yıllar belleklerde yer edeceğinden adım gibi eminim.

(24 Temmuz 2016)

Ferhan Baran

ferhan@ferhanbaran.com

Çetin Can’ı Kaybettik

Gamsız Hayat, Dila Hanım ve Karagül adlı TV dizilerinde Işık Şefi ve Işık Asistanı olarak çalışan Çetin Can, 16 Temmuz 2016 Cumartesi günü hayatını kaybetti. Çetin Can ayrıca Biz Babasız Büyüdük adlı sinema filminde de Işık Şefi olarak çalıştı. Cenazesi, 17 Temmuz 2016 Pazar günü Ümraniye Birlik Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip Ümraniye Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Çin’de Doğduk Belgeseli 12 Ağustos’ta Çin’de Gösterime Giriyor

Çin’in 6. nesil yönetmenlerinden Lu Chuan’un 3 yıldır çekimlerine devam ettiği belgesel film Çin’de Doğduk (Born in China), 12 Ağustos’ta Çin’de gösterime girecek. Gerçek hayvanların başrolde oynadığı bu filmde panda, altın maymun ve kar leoparı dahil üç hayvanın aile hikâyesi anlatılıyor. Çinli kadın oyuncu Zhou Xun ise, bu hikâyeyi anlatan kişi olarak, yumuşak ses tonuyla izleyicileri peri masalına götürüyor. Disney Film Grubu işbirliğiyle çekilen Çin’de Doğduk filminin yapımcılığını Karmakarışık (Tangled) filminin yapımcılığını yapan, Oscar Ödüllü yapımcı Roy Coni üstlendi. Filmin yönetmenliğini ise, Kekexili’nin yönetmeni Lu Chuan yapıyor.

Kanlı Girdap

Patricio Valladares’in yönettiği ve Selma Ergeç, Selim Bayraktar, Gianni Capaldi ile Natalie Burn’un oynadığı Kanlı Girdap (The Ghosts of Garip), 22 Temmuz 2016’da Mars Dağıtım dağıtımıyla FBR Prodüksiyon tarafından vizyona çıkarıldı.
İlk kez bir korku filminde oynayan Selma Ergeç’in canlandırdığı üniversite araştırma görevlisi Nina, mezarı bulunamayan Kazıklı Voyvoda hakkında araştırma yapan eski sevgilisi Amerikalı ünlü belgeselci John Gillespie’yi bir ipucu bulduğunu söyleyerek İstanbul’a çağırır. Ömrünü tarihe adamış akademisyen Ali Aksu’nun da yol gösterici olarak dahil olduğu hikâye izleyenleri koltuklarına kilitleyecek.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Kanlı Girdap yazısına devam et

Rauf Ödüle Doymuyor

Yönetmenliğini Barış Kaya ile Soner Caner’in yaptığı, Rauf filmi ödüle doymuyor. Başrollerinde ise Alen Gürsoy, Yavuz Gürbüz, Şeyda Sözüer ve Veli Ubic’in yer aldığı Rauf yarıştığı 12 uluslararası festivalin 7’sinde 9 ödüle layık görüldü. Rauf filmi, ayrıca Avrupa Film Akademisi’nin düzenlediği Genç İzleyici Ödülleri organizasyonunda aday gösterilen 3 filmden biri olarak Avrupa’nın 25 ülkesinde izleyicilerle buluştu. Son dönemin en dikkat çekici filmleri arasında yerini alan Rauf ayrıca Asya Pasifik Film Ödülleri (APSA) için aday adayı olarak seçildi.

Seattle Türk Film Festivali 2016

ABD.nin Seattle kentinde bu sene 04 – 20 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenlenecek olan 4. Seattle Türk Film Festivali (STFF) bünyesinde gerçekleştirilen kısa film yarışması başvuru süreci başladı; son başvuru tarihi 31 Temmuz 2016 olarak açıklandı. Seattle sinema camiasının önde gelen isimlerinden oluşacak yarışma jürisi finale kalan filmlerin arasından kazananları belirleyecek. Yarışma birincisi ulaşım ve konaklama masrafları STFF tarafından karşılanmak üzere 04 – 07 Kasım 2016 tarihleri arasında Seattle’da misafir edilecek. Başvuru formu ve yarışma şartları hakkında daha fazla bilgi www.stff.org adresinden öğrenilebiliyor.

  • Basın Bülteni
  • Facebook
  • Teaser

Seattle Türk Film Festivali 2016 yazısına devam et

Türkan Derya’nın İlk Uzun Metrajlı Filmi Çok Uzak Fazla Yakın Sonbaharda Sinemalarda

Bugüne kadar İkinci Bahar, Kara Melek, Yeditepe İstanbul, Hırsız Polis ve Gönül İşleri gibi birçok unutulmaz diziye imzasını atan ünlü yönetmen Türkan Derya, ilk uzun metraj filminde tutkulu bir aşk hikâyesini beyazperdeye aktarıyor. Sonbaharda vizyona girmeye hazırlanan, ne bir türlü başlayabilen, ne de bitebilen Aslı ile Cem’in tutkulu aşkının anlatıldığı Çok Uzak Fazla Yakın filminin afişi de sinemaseverlerle buluştu. Filmin başrollerinde Şeref Meselesi ve şimdi de Hayat Şarkısı dizisindeki başarısıyla adından söz ettiren genç oyuncu Burcu Biricik ile Beni Affet, Deniz Yıldızı dizilerinin ardından şu anda Yüksek Sosyete dizisinde oynayan Özgün Çoban yer alıyor.

Yeşim Ustaoğlu Yılın Avrupa Filmini Seçecek

Sırbistan’ın Palic şehrinde düzenlenen ve Avrupa’nın geleceğine işaret eden filmleri buluşturan 23. Palic Avrupa Filmleri Festivali, 16 – 22 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek. Festivalin Türkiye’den konuğu yönetmen Yeşim Ustaoğlu ana yarışmasının jüri başkanlığını üstlenecek ve Yönetmen Stefan Arsenijević, Yapımcı Riina Sildos, Oyuncu Michaela Kezele ve Aistė Diržiūtė’den oluşan jüriyle birlikte En İyi Avrupalı filmini seçecek.

Yeşim Ustaoğlu Yılın Avrupa Filmini Seçecek yazısına devam et

Otto Wallisch Kimdi?

Hatırla (Remember)
Yönetmen: Atom Egoyan
Senaryo: Benjamin August
Müzik: Mychael Danna
Görüntü: Paul Sarossy
Oyuncular: Christopher Plummer (Zev), Martin Landau (Max), Henry Czerny (Charles), Kim Roberts (Paula), Amanda Smith (Cele), Howard Jerome (Rabbi), T. J. McGibbon (Zev’in Torunu), Liza Balkan (Rebecca), Peter DaCunha (Tyler), Dean Norris (John), Stefani Kimber (Inge), Bruno Ganz (Rudy 1), Heinz Lieven (Rudy 2), Jürgen Prochnow (Rudy 4)
Yapım: Serendipity Point (2015)

Kanadalı Ermeni yönetmen Atom Egoyan’ın yaratıcı “Hatırla” filmi, polisiye sinema tutkunlarını da etkileyecek sarsıcı bir yapıt.

Kahire’de 1960’ta doğan önemli Ermeni yönetmenlerden Kanadalı Atom Egoyan’dan merak duygusunu sonuna kadar koruyan yaratıcı ve yer yer şiddet yüklü bir film geldi. 2015 yapımı “Remember-Hatırla”, şimdi doksan yaşında olan ve bunamaya başlamış Zev Guttman’ın trajik yolculuğunu anlatıyor. Zev, New York’ta huzurevinde yaşıyor. Karısı Ruth’u kaybetmiş. Huzurevinde eskiden, Auschwitz toplama kampından tanıdığı Max Rosenbaum var. Max ona her şeyi ayrıntılarıyla yazdığı bir mektup veriyor. Yahudi toplama kampı sorumlusu (Blockführer) olan ve savaştan sonra Rudy Kurlander adını almış Otto Wallisch’i peşine düşürtüyor. Max her şeyi öylesine ince ayarlamış ki. Zev de her şeyi hazır buluyor.

Dört Rudy’nin izinde…

Kurlander adında dört kişi var. Zev önce tabanca satın alıyor. Sonra da ilk Rudy’nin kaldığı yere gidiyor Cleveland’a trenle. Yolculukta küçük çocuk Tyler’la dost oluyor. Rudy’ye ulaşıyor. Kızının evinde kalan Rudy, toplama kampında değil, Rommel’le beraber Afrika’da olduğunu fotoğraflarla kanıtlıyor. Ama Nazi olduğu için de gururlanıyor. Sonra diğer Rudy’yi Kanada’da buluyor. Pasaport sorunu çıksa da sınırı geçiyor otobüs yolculuğuyla. İkinci Rudy’yi de huzurevinde buluyor. Rudy, Alman olsa da eşcinselliği yüzünden toplama kampındaymış Yahudiler gibi.

Üçüncü Rudy de ölmüş. Kasaba dışındaki eve taksiyle gidiyor. Verandada bekliyor. Bu bölüm gerçekten gerilim yüklüydü. Rudy’nin polis oğlu John Kurlander geliyor. John’un sinirli kurt köpeği de var. Zev, köpekten ürküyor. Zev adı İbranicede “kurt” anlamına geliyormuş. John, Zev’i babasının arkadaşı sanıyor. Babası da üç ay kadar önce ölmüş. Babası, toplama kapında aşçıymış, ama kendini tam bir Nazi olarak görüyormuş. John da bir neo-nazi. Birkaç kadeh viski içiyorlar. Zev ortada dolaşıyor. Nazi gamalı haçtan etkilenmiyor sanki. Sonra John, Zev’in kolunun iç tarafındaki numarayı görüyor. Sonra yaşanansa trajediydi. Korkudan altını ıslatan Zev duş alıyor, ardından hiçbir şey olmamış gibi diğer son Rudy’ye doğru yola çıkıyor.

Kasaba dışındaki gösterişli sayfiye evinde kızı ve torunu Inge’yle yaşayan Rudy, piyanoda Wagner çalan Zev’i tanıyor gibi. Onlar bahçeye çıktığında Zev’in oğlu Charles da geliyor malikâneye. Trajedi de büyüyor. Merak duygusunu sonuna kadar götüren ve cevaplarla finalde buluşturan bu yaratıcı film, polisiye sinema tutkunlarını da büyüleyecek sanki. Ulaşılan cevaplar şaşırtıcı ve gerçekten tahmin edilemez.

Çok değerli bu Ermeni yönetmeni Egoyan’ın, 1999 yapımı çarpıcı “Felicia’s Journey-Felicia’nın Yolculuğu” filmi de keşfedilmeli. 2008’de “Adoration-Tapınma”, 2009’da “Chloe-Büyük Hata”, 2013’te “Devil’s Knot-Şeytan Düğümü”, 2014’te “The Captive-Kayıp Çocuk” filmleri de fark edilmeli. Yönetmenin, soylu Ermeni halkının büyük trajedisini yansıttığı 2002 yapımı “Ararat” filmi, milliyetçi tepki yüzünden vizyona çıkamamıştı ülkemizde. Naziler de, Yahudi soykırımıyla bir başka soylu halkı yeryüzünden silmek istediler. Ama hepsinde yaşama gücü kazandı. “Hatırla”, sinemanın iyi filmlerinden. Filmin kurgusu ve kamera hareketleri de Zev’in dinginliğiyle buluşabilmiş.

(22 Temmuz 2016)

Ali Erden

ailerden@hotmail.com

Bol Şans

Gökhan Yılmaz’ın yönettiği ve Selim Gülgören, Burçin Abdullah, Emir Benderlioğlu ile Sarp Bozkurt’un oynadığı Bol Şans, 19 Ağustos 2016’da Mars Dağıtım dağıtımıyla Angle Production tarafından vizyona çıkarıldı.
Deniz, İstanbul’da arkadaşının barında şarkıcılık yapar ve bu hayatından gayet memnundur. Babasının ölümü üzerine doğup büyüdüğü köye gelir. Cenaze işlerini hemen halledip dönmeyi planlamaktadır; ancak hesapları Buse ile karşılaşınca sekteye uğrar. Buna bir de babasının ölümünün arkasındaki kirli oyunlar eklenince, köyde kalıp babasının işletmekte olduğu açık hava sinemasını almak ister.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb

Bol Şans yazısına devam et

Açık Hava Sinemasında Birbirinden Keyifli Filmler için Forum Kayseri’ye Davetlisiniz

Kayserililerin ve kenti ziyaret edenlerin buluşma noktası Forum Kayseri, uzun yıllardır süregelen açık hava sineması geleneğini Kayseri’de canlandırıyor. Yaz akşamlarını nostaljik bir havada geçirmek isteyenler, Forum Kayseri’de buluşuyor. Forum Kayseri’de 22 Temmuz – 13 Ağustos tarihleri arasında her Cuma ve Cumartesi akşamı saat 20:30’da başlayacak olan açık hava sinemasında film gösterimleri gerçekleşecek. Ücretsiz olan etkinlikte seyircilere patlamış mısır ikramı da yapılacak. Eski ve yeni Türk filmlerinden oluşan programda sinemamızda iz bırakan Mavi Boncuk, Neşeli Günler, Tosun Paşa, Köyden İndim Şehire gibi klasik filmler de yer alıyor.

Açık Hava Sinemasında Birbirinden Keyifli Filmler için Forum Kayseri’ye Davetlisiniz yazısına devam et