Rock The Kasbah

Barry Levinson’un yönettiği ve Bill Murray, Bruce Willis, Kate Hudson ile Zooey Deschanel’in oynadığı Rock The Kasbah, önümüzdeki aylarda PinemArt Film dağıtımıyla PinemArt Film tarafından vizyona çıkarılıyor.
?????.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Trailer
  • IMDb

Rock The Kasbah yazısına devam et

Bocurgat

Metin Avdaç’ın yönettiği ve ?????, ?????, ????? ile ?????’in oynadığı Bocurgat, önümüzdeki aylarda ????? dağıtımıyla ????? tarafından vizyona çıkarılıyor.
Işıltılı İstanbul birden karanlığa gömülür. Elektrik Kurumu’nda dokuz yıldır çalışan ve iş güvencesi, işçi haklarını savunmasıyla bilinen Mahir ile arkadaşları yağmurlu bir gecede arızayı ararken, ormandan geçen İstanbul’un elektriğini sağlayan, enerji hattındaki arızayı bulurlar. İş malzemelerinin önemli bir parçası olan Bocurgat arızalıdır. Mahir ve Sadık arızayı giderirken, sorunlu Bocurgat işlerini zorlaştırmıştır.

  • Basın Bülteni
  • Yönetmenin Sunumu

Nezih Tuncay’ı Kaybettik

Sevilen oyuncularımızdan Nezih Tuncay, 29 Haziran Çarşamba günü (bugün) hayatını kaybetti. 1965 yılında sanat hayatına başlayan Tuncay, Devekuşu Kabare, Arena, Sezer Sezin, Mücap Ofluoğlu ve Lale Oraloğlu Tiyatroları’nda çalıştı. Şaka Yapma, Patron Duymasın, Dikenli Yol, Rus Gelin, Ömerçip, Kalbin Zamanı, Deliha ve Dünyanın En Güzel Kokusu adlı sinema filmleriyle hatırlanan sanatçı, Denizin Kanı ve Yaprak Dökümü gibi birçok TV dizisinde de görev yaptı. Cenazesi, 30 Haziran 2016 Perşembe günü Maltepe Merkez Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip Kartal Maltepe Mezarlığı’na defnedilecek olan merhuma tanrıdan rahmet, kederli ailesine sabırlar dileriz.

Mülteciler Haklarını Almaya Geliyorlar

Denizdeki Ateş (Fuocoammare)
Yönetmen-Senaryo-Görüntü: Gianfranco Rosi
Oyuncular: Samuele Pucillo, Pietro Bartolo,Samuele Caruana, Mattias Cucina, Francesco Mannino, Giuseppe Fragapane, Maria Costa, Francesco Paterna, Maria Signorello
Yapım: Rai Cinema-Arte France Cinéma (2016)

Yönetmen Rosi’nin “Denizdeki Ateş” yarı-belgeseli, mültecilerin trajedilerini içeriden yansıtan sarsıcı ve ilham verici bir film.

İtalyan yönetmen Gianfranco Rosi, 1964’te Afrika ülkesi Eritre’de doğdu. O da bir göçmendi. Sicilya’ya bağlı Lampedusa, İtalya’ya uzak, Afrika’ya yakın bir balıkçı adası. Neredeyse her gün derme çatma teknelerle insanlar Akdeniz’de ölüme doğru yola çıkıyorlar. İtalyan sahil koruma çoluk çocuk, genç yaşlı, kadınlı erkekli bu mültecilerin çok azını kurtarabiliyor. Çoğu denizde ölüyor trajik biçimde. Yönetmen bu filmini doku-drama olarak, yani yarı-belgesel olarak yansıtmış. Mülteciler ve onları kurtaranlar, kamplar gerçek. Sadece ada sakini bir balıkçı ailesini bu gerçekliğin, bu belgeselin arasına kurgulamış. Koşut kurguyla bu anlar iç içe yansıyor perdeye.

Balıkçı ailesiyle…

Trajedi, umut ve yaşamak duygusu bir taraftan anlatılırken, adanın sakini bir balıkçı ailesi de küçük bir çocuğun etrafından yansıyor. Küçük Samuele, babası Nelle, babaannesi Maria ve iyice yaşlanmış büyükbabasıyla yaşıyor. Bir de arkadaşı var. Adada hayatının en güzel anlarını yaşıyor. İnsana kendi çocukluğunu da anlatıyor. Sapanlarla kuşlara taş fırlatmak gerçekten heyecanlıydı. Yazları kendi kasnaklı uçurtmanı da yapmak keyiflerin en güzeliydi. Ağaç dalıyla yapılan patlangaç da vardı. Filmde yok elbette.

Akdeniz’de kaktüsü çağrıştıran bitkiye “pabuç inciri” denirdi. Bu incir çok lezizdi ve tadı da tropikti meyvenin. İncirin çıktığı diken dolu yeşil dal da pabucu andırıyordu. Samuele ve arkadaşı bu yaban inciri bitkisinin ayakkabı tabanını andıran dalına sapanla taş fırlatıyorlar. Kırsalda çocukluğu yaşamak muhteşemdi. Daima yaratıcı olunuyor. Samuele’nin babaannesi de zaman zaman yansıyor filmde. Onun hiç acelesi olmadan Akdeniz mutfağının muhteşem yemeklerini belgesel tadında izliyor insan. Büyükanne Maria’yı izlemek de etkileyici. Kadınların muhteşemliğinin belgeseli gibiydi. Adanın radyosundan sürekli şarkılar da istiyor büyükanne. Filmde spagettinin de nasıl yeneceği ayrıntılı biçimde gösteriliyor, belirtelim. Samuele’nin bir gözü de tembelleşmiş. Göz doktorunun tavsiyesine uyarak u tembelliği de alt ediyor küçük Samuele.

Ölmek mi, özgürlük mü?…

Kurtarılan mültecilerin dramları gerçekti. Tedavi oluşları, hemen kayıt alınışları ve onlara insancıl yaklaşımlar da insanı etkiliyor. Aslında bu yaklaşımlar birer örnek. Siyahî bir mülteci nasıl kurtulduğunu anlatmasını dinlemek, yaşama içgüdüsünün gücünü gösteriyordu. Libya’da, İslamcı terör örgütü IŞİD’in hapishanesinden kurtulmuş ve büyük zorluklarla Akdeniz’i aşıp bu adaya gelmiş. Yaşamak ne güzeldi!.. Doktorun, hamile mülteci kadının ikiz bebeklerini ultrasonla incelemesi de yaşama gücünü hissettiriyordu. Sekansların peş peşe yansıdığı bu yarı-belgeselde bir başlangıç ve klasik anlamda bir son yok. Yönetmen, hayatların içine girdiği gibi dışına da çıkıyor. Ada radyosundan duyulan şarkılar ve müzikler de etkileyici. Filmin adını aldığı “Denizdeki Ateş” şarkısının hatırlattıkları da var. Filmin içinde.

Evet mülteciler. Yüzlerce yıl yeraltı ve yerüstü kaynakları batılı beyazlarca çalınmış insanlar şimdi kendilerinden alılanları almaya geliyorlar Avrupa’ya. Korku bu. Ya zenginlik giderse? Bir de Suriye vardı. Aslındaki oradaki sorun, 2006’daki kuraklıkla başladı. Köylerden şehirlere iç göç başladı. 2010’daki “Arap Baharı”yla da sonradan birleşince bu durum, iç savaş başladı. Suriyeliler de haklarını almak için Ege’de ölüyorlar şimdi. Mültecilerin hiçbiri “kaçak göçmen” değildi. Bu yarı-belgesel görülmeli. İlham da alınmalı. 2016 yapımı “Fuocoammare – Denizdeki Ateş” sinema iyi yapıtlarından. Ayrıca Berlinale’den dört ödül kazandı. Hem de “Altın Ayı” ödülü de dâhil.

(06 Temmuz 2016)

Ali Erden

[email protected]

Yeni Film Fonu’nun Üçüncü Döneminde Desteklediği Filmler Belli Oldu

Anadolu Kültür ve If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali ortaklığıyla 2015 yılında kurulan Yeni Film Fonu’nun üçüncü döneminde desteklediği belgesel filmler belli oldu. Fona bu döneminde yaklaşık 150 başvuru geldi. 2016 jürisi Berke Baş, Zeynep Dadak, Melek Ulagay, Yeşim Ustaoğlu ve Yıldırım Türker’in yaptığı değerlendirme sonucunda 12 belgesel filmin desteklenmesine karar verildi. Yeni Film Fonu’nun 2016 ikinci dönem başvuruları ise Eylül ayında yapılacak duyuruyla başlayacak. Yeni Film Fonu’na kısa belgeseller prodüksiyon ve post-prodüksiyon aşamasında, uzun ve orta metraj belgeseller ise geliştirme, prodüksiyon ve post-prodüksiyon aşamasında başvurabilecekler.

Yeni Film Fonu’nun Üçüncü Döneminde Desteklediği Filmler Belli Oldu yazısına devam et