2. Türk Filmleri Haftası Almatı

T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle düzenlenen 2. Türk Filmleri Haftası Almatı, 27 – 31 Mayıs 2016 tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Ertuğrul 1890 filminin gösterimiyle başlayacak olan haftada beyaperdeye gelecek diğer filmler arasında Uzun Hikaye, Ankara Yazı: Veda Mektubu, Selvi Boylum Al Yazmalım, Kelebeğin Rüyası ve dizi oyuncusu Özlem Balcı’nın yönettiği Müezza adlı kedi belgeseli var.
2. Türk Filmleri Haftası Almatı yazısına devam et

1. Badem Çocuk Sinemacılar Festivali

1. Badem Çocuk Sinemacılar Festivali, Türkiye’de ilk defa Çengelköy İlkokulu Müdürü Aliyaşar Düzcü, oyuncu Emre Turanlı ve yönetmen İsmail Gök tarafından hazırlanıp seyirci ile buluştu. İlkokul 3. sınıf öğrencilerinin hazırladığı filmlerde arkadaşlık, dostluk, doğa, hayvan hakları, teknolojinin insanları esir alması, Türkçenin korunması gibi konular işlendi. Üsküdar ilçesi okul müdürleri ve öğretmenlerinin de katılımı ile gerçekleşen festival, ünlü şarkıcı Yekta’nın konseri ile sona erdi.

ÖĞ-DER 5. Kısa Film Senaryo Yarışması

ÖĞ-DER (Şuurlu Öğretmenler Derneği) Türkiye çapında “Eğitim ve Barış” konulu, herkesin katılabileceği kısa film senaryo yarışması düzenliyor. Yarışmada “Eğitim ve Barış” konusu seçilerek savaşın kötülüklerini, barışın güzelliklerini ve bunların eğitimle olan ilişkisini ele alınacak senaryoların üretilmesi hedefleniyor. Dernek Genel Başkanı Hamdi Sürücü yaptığı açıklamasında başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı saran savaş ortamını eğitim yoluyla barış ortamına nasıl getirilebileceği konusunda filmler oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Son katılım tarihi 15 Mayıs 2016 olarak açıklanan yarışma jürisi son katılım tarihinden sonra açıklanacak.

ÖĞ-DER 5. Kısa Film Senaryo Yarışması yazısına devam et

Altın Baklava Film Akademisi 2. Üniversitelerarası Film Festivali

Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) tarafından yapılacak Altın Baklava Film Akademisi 2. Üniversitelerarası Film Festivali, 27 – 28 Mayıs 2016 tarihleri arasında düzenleniyor. Festivalin başlamasına sayılı günler kalırken, festivale olan ilgi ve heyecanda artıyor. İki gün sürecek olan film festivali, sinemaseverleri biraraya getiriyor. Yarışma başvurularının 18 Mayıs’a kadar devam edeceği belirtildi. Festival, Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin son teknoloji cihazlarına sahip Cep Sinemasında, film gösterim, panel ve atölyeleriyle düzenlenecek. Yarışmada, 2013 yılında ve sonrasında yapılmış olan 20 dakikadan kısa kurmaca ve belgesel filmler yer alacak.

Altın Baklava Film Akademisi 2. Üniversitelerarası Film Festivali yazısına devam et

4. Balkan Film Festivali Balkan Panorama

4. Balkan Film Festivali Balkan Panorama, 14 – 18 Mayıs 2018 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı Bölümü Sinema Salonu, Bordo Salon, Mavi Salon ve Fuaye’de yapılacak. Tüm festival boyunca sabah 10’dan akşam 22’ye kadar, uzun metrajlı film gösterimleri; kısa metrajlı film seçkileri; masterclass’lar; fotoğraf Sergisi ve yabancı oyuncu, yönetmen ve yapımcı konuklarla paneller yapılacak. 14 – 18 Mayıs 2018 tarihleri arasında 4. Balkan Film Festivali Balkan Panorama adıyla düzenlenen etkinlikte yer alan tüm filmler fikri ve sanat kanunun 33. maddesi gereğince eğitim amaçlı olup ücretsiz gösterilecek.

4. Balkan Film Festivali Balkan Panorama yazısına devam et

5. Atıf Yılmaz Kısa Film Festivali’nde Geri Sayım Sürüyor

Forum Mersin tarafından Türk sinemasının usta yönetmeni Atıf Yılmaz anısına düzenlenen ve bu yıl 23 – 27 Mayıs 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 5. Atıf Yılmaz Kısa Film Festivali’nde başvurular için son tarih 02 Mayıs. Festival kapsamında yapılacak yarışmada tema sınırlaması olmaksızın Kurmaca, Belgesel ve Canlandırma / Animasyon türünde filmler yarışacak ve gala gecesinde her kategoriden bir eser sahibi birincilik ödülü olan 7 bin TL.yi kazanacak. Herkese açık yarışmaya katılmak isteyenlerin filmlerini, Forum Mersin AVM Danışma Ofisi’ne 02 Mayıs 2016 Pazartesi günü saat 18:00’e kadar ulaştırmaları gerekiyor.

69. Cannes Film Festivali Altın Palmiye Adaylarına Bir Bakış

11 – 22 Mayıs 2016 tarihleri arasında düzenlenecek olan 69. Cannes Film Şenliği için geriye sayım başladı. 21 filmin yer aldığı Altın Palmiye ödüllü ana yarışmanın büyük jürisine yeni sürüm ‘Mad Max’ ile hem seyircinin hem eleştirmenlerin büyük övgüsünü kazanan Avustralya asıllı yetmişlik usta George Miller başkanlık ediyor bu yıl. Jürinin diğer yönetmen üyeleri, ikinci uzun metrajı ‘La Sentinelle’den başlayarak tam beş kez ana seçkide yer almış Fransız sinemacı Arnaud Desplechin ile geçtiğimiz yıl ilk uzun metrajı ‘Saul’un Oğlu / Saul Fia’ ile Cannes’ı sallayan, ardından en iyi yabancı film dalında Oscar ödülüne uzanan Macar kökenli Laszlo Nemes. ‘Bal / Miele’ ile ilk yönetmenlik sınavını veren İtalyan Valeria Golino ve İranlı kadın yapımcı Katayoon Shahabi ile birlikte Amerikalı Donald Sutherland, ‘Onur Savaşı / Jagten’ ile Cannes ödüllü Danimarkalı (Hannibal) Mads Mikkelsen, ‘Melancholia’ ile yine Cannes ödüllü Kirsten Dunst ve Fransız Vanessa Paradis gibi tanınmış oyuncularla jüri heyeti tamamlanıyor.

Açılış için yarışma dışı olarak gösterilecek yeni Woody Allen filmi seçilmiş. Başrollerinde Jesse Eisenberg, Kirsten Stewart, Steve Carell, Parker Posy gibi ünlü isimlerin yer aldığı ‘Café Society’, sinema endüstrisine adım atan genç bir adamın aşk hikâyesi çerçevesinde 1930’lu yılların Hollywood’unu öykülüyor. Ana yarışma seçkisinde Fransız filmleri geleneksel ağırlığını muhafaza ediyor. Olivier Assayas imzalı ‘Personal Shopper’ Paris’in moda dünyasında geçen İngilizce çekilmiş bir hayalet öyküsü. Sinemacı (bizde ‘Ve Perde’ adıyla gösterilmiş) ‘Sils Maria’nın ardından bir kez daha Kirsten Stewart ile çalıştığı filminde ‘Oslo, 31 Ağustos’un yaman oyuncusu Anders Danielsen Lie ve ülkemizi iki kez ziyaret eden müthiş tiyatro grubu ‘Schaubühne Berlin’ ekibinden Lars Eidinger gibi isimlerin yer aldığı müthiş kastıyla dikkat çekiyor. Fransız sinemasının auteur isimlerinden Bruno Dumont televizyon için çektiği bir önceki ‘Küçük Serseri / P’tit Quinquin’ benzeri bir polisiye güldürü olan ‘Ma Loute’ ile ana yarışmada yer alıyor. Yönetmenin bir kez daha memleketi Kuzey Fransa insanlarının hınzır portresini çizdiği söylenen film Juliette Binoche, Fabrice Luchini ve Valeria Bruni-Tedeschi gibi isimlerden oluşan harika bir oyuncu kadrosuna sahip.

‘Mal de Pierres’ uzun bir aranın ardından festivalde boy gösteren Nicole Garcia’nın son çalışması. İtalyan yazan Milena Agus’un romanından beyazperdeye aktarılan ve başrollerinde Marion Cotillard ile Louis Garrel’in yer aldığı film, İkinci Dünya Savaşı ertesinde hayallerinin ve arzularının peşinden gitmeye kararlı bir kadının hikâyesi etrafında şekilleniyor. Üç yıl önce festivalin ‘Belirli bir Bakış / Un Certain Regard’ bölümünde ödüllendirilen Hitchcockyen eşcinsel gerilim ‘L’Inconnu du Lac / Göldeki Yabancı’ ile övgülere boğulan Alain Guiraudie ana seçkide yer alan bir diğer Fransız sinemacı. Tek başına çocuğunun bakımını üstlenmek zorunda kalan sinemacının hikâyesi üzerine kurulu ‘Rester Vertical’ festivalin gizemini koruyan yapımlarından.

Yarışmanın frankofon seçkisi iki ilginç filmle tamamlanıyor. Festivalin iki kez Altın Palmiye kazanmış ikilisi Belçikalı sinemacılar Luc ve Jean-Pierre Dardenne ‘La Fille Inconnue’de bakmayı reddettiği kimsesiz genç kızın ölü bulunmasının ardından suçluluk duygusu içinde kıvranan bir kadın doktor karakterini merkeze almış. Geçtiğimiz yıl ‘İlk Güreşte Aşk / Les Combattants’ ile en iyi kadın oyuncu César’ını alan Adèle Haenel’in canlandırdığı doktor Madeleine genç kızın polisin tespit edemediği kimliğinin peşine düşüyor. Sinemanın dahi çocuğu Kanadalı Xavier Dolan ise iki yıl önce övgülere boğulan ‘Mommy’nin ardından çektiği son filmi ‘Juste La Fin du Monde’ ile seçkiye dahil olmuş. Marion Cotillard, Nathalie Baye, Léa Seydoux gibi farklı kuşaklardan Fransız aktrislerin yer aldığı yapım, uzun yıllar ayrı kaldığı aile evine dönüş yapan ölüm döşeğindeki yazarın hikâyesi üzerine kurulu.

Amerikan yapımları geçmiş festivallerde olduğu gibi bu yıl da altı filmle ana seçkideki ağırlığını koruyor. Festivalin kıdemlisi Jim Jarmusch Altın Kamera ödülünü kazanmış olduğu ilk filmi ‘Stranger than Paradise / Cennetten de Garip’ten tam 32 yıl sonra ‘Paterson’ ile yarışıyor. New Jersey’de yaşadığı küçük yerleşim bölgesi ile aynı adı taşıyan otobüs şoförü ve eşinin şiir tutkusuyla bezenmiş gündelik hayatları üzerine bir deneme olan filmin başrollerinde Adam Driver ve İran asıllı oyuncu Goldshifteh Farahani yer alıyor. Jeff Nichols imzalı ‘Loving’ 1958 yılında Virginia’da evlendikleri için hapse mahkûm olan biri beyaz diğeri siyah çiftin öyküsünde dönemin ırkçı anlayışını mahkûm ediyor. Oyuncu yönetmen Sean Penn’in Charlize Theron, Javier Bardem, Jean Reno gibi uluslararası yıldızlara yer verdiği ‘The Last Face’ Liberya’nın iç savaş ortamında iki doktorun sosyal adaletsizliğe karşı verdikleri mücadele üzerine politik bir dram. ‘Driver’ ile festivalden en iyi yönetmen ödüllü Danimarka asıllı Nicolas Winding Refn ‘The Neon Demon’ ile ‘tehlikeli güzellik’ kavramından yola çıkarak güzeller güzeli modeller dünyasından ürkütücü bir gerilim çıkartıyor. ‘Red Road’ ile festivalin ilk filmlere verilen Altın Kamera ödülünü kazanmış olan İngiliz Andrea Arnold’un ilk Hollywood deneyimi ‘American Honey’ yeniyetme Star’ın bir seyahat dergisi satış ekibinin izinde Orta Batı’da macera arayışını anlatıyor.

Festivalin bizleri en heyecanlandıran yapımları Romanya sinemasından geliyor. Romen yeni dalgasının önde gelen isimlerinden Cristian Mungiu, ‘4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün’ ve ‘Tepelerin Ardında’nın ardından ‘Bacalaureat’ ile Cannes’a bomba gibi düşmeye hazırlanıyor. Önceki filmlerinden farklı olarak bir erkek karakter üzerine odaklanan filminde herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabanın doktorunun çocuklarını yetiştirme konusunda yaşadığı tereddütlerini ele almış. ‘Bay Lazarescu’nun Ölümü’ ile tanıyıp sevdiğimiz Cristi Puiu’nun ‘Sieranevada’sı yine aile üzerine odaklanan bir yapım. Ölüm yıldönümünde aile büyüğünü anmak için bir araya gelmiş bireylerin beklenmedik bir konuğun tetiklediği hesaplaşma sürecini ele alan bu filmi merakla bekliyoruz. Yılda yalnızca 20 filmin üretildiği Romanya sinemasının Cannes çıkartması ‘Un Certain Regard’ bölümüne seçilen Bogdan Mirica’nın ‘Köpekler’i ile sürüyor. Genç sinemacı ilk uzun metrajında dededen kalma arazisini satmak üzere Bükreş’e gelen genç Roman’ın yerel mafya ile giriştiği mücadeleyi konu alıyor.

Uzak Doğu’dan iki tane Altın Palmiye adayı var bu yıl. Jüri Büyük ödüllü ‘Old Boy’dan 13 yıl sonra Cannes’da yarışacak olan Güney Koreli tanınmış sinemacı Park Chan-Wook’un imzasını taşıyan ‘Hizmetçi’ Galli yazar Sarah Waters’ın romanından uyarlanmış. Japon işgali altındaki 1930’ların Kore’sinde geçen film hizmetinde olduğu zengin kadını ortağıyla birlikte dolandırma planları yapan Sookee’nin hikâyesi üzerinden gelişiyor. Yine Cannes gediklilerinden Filipinli Brillante Mendoza’nın son çalışması ‘Ma’ Rosa’ Manila varoşlarında yaşam kavgası verirken uyuşturucu işine bulaşmış dört çocuklu Rosa ve ailesinin polisle olan alışverişi üzeriden ilerliyor. Nuri Bilge Ceylan’ın jüri üyesi olduğu 2009 şenliğinde ‘Kinatay’ ile kazandığı en iyi yönetmen ödülünün ardından Mendoza’nın ana yarışmada yer alan ilk filmi bu.

Güney Amerika ve İran sinemaları ana seçkide bu yıl birer filmle temsil ediliyor. 12. If Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali’nde Keşif Ödülü’nü kazandığı ilk uzun metrajı ‘Komşu Sesler’ ile gönüllerimizde taht kurmuş olan Brezilyalı sinemacı Kleber Mendonça Filho’nun yönettiği ‘Aquarius’ ülkenin kıyı kasabası Recife’de 1940’lardan kalma iki katlı evinde tek başına yaşayan 65 yaşındaki müzik eleştirmeni Carla’nın bölgedeki komşu binaları satın almış inşaat firması ile mücadelesini anlatıyor. Berlinale Altın Ayı ödüllü ‘Bir Ayrılık’ın İranlı yönetmeni Asghar Farhadi iki yıl önce Fransa’da çektiği ‘Geçmiş / Le Passé’nin ardından ülkesine dönüş yaptığı son çalışması ‘Forushande / Satıcı’ Arthur Miller’in ‘Satıcının Ölümü’ oyunundan esinler taşıyor.

Avrupa sinemasından dört örnekle Altın Palmiye seçkisi tamamlanıyor. Alman yönetmen Maren Ade ‘Toni Erdmann’ da yetişkin kızıyla iletişime geçmek isteyen babanın hikâyesini anlatıyor. Cannes gediklisi üç ustanın son işlerinde İngiliz sinemacı Ken Loach ‘I, Danel Blake’ ile sol hareketin ve emekçi dayanışmasının yılmaz sözcülüğünü sürdürüyor. İspanyol üstad Pedro Almodovar’ın ‘Julieta’sı sorunlu ana kız hikâyesi üzerinden ilerliyor. Hollanda asılı Paul Verhoeven’in Hollywood yorgunluğu taşıyan yılların ardından Fransa’da çektiği ve başrolünde muhteşem Isabelle Huppert’in yer aldığı son filmi ‘Elle’de izleyiciyi gerilim dolu dakikalar bekliyor.

(08 Mayıs 2016)

Ferhan Baran

[email protected]