2015 sinema açısından hayli verimli bir seneydi. Siz sevgili okurlar için hazırlamış olduğum geleneksel en iyi filmler listemde yer alan çalışmalar geçtiğimiz yıl içinde ticari gösterime çıkmış ve festivallerde izlenmiş yapımlardan oluşmaktadır. Listede yer alan filmlere ilişkin yazılarımın yayınlanma tarih ve başlıkları parantez içinde belirtilmiştir. Yazıların tamamına arşivimizden ulaşabilirsiniz.
1- EVVELDEN / FROM WHAT IS BEFORE
Bu yıl da listenin en başında yer alıyor çağımızın önemli sinemacılarından Lav Diaz. Usta yönetmenin İstanbul Film Festivali programında yer alan 5.5 saat uzunluğundaki son başyapıtı, mükemmel siyah-beyaz estetiğiyle
bu kez Filipinler’in yakın geçmişine götürüyor izleyicisini. Diktatör Marcos yönetiminin ülkenin ruhunu kemirdiği döneme, sıkıyönetimin ilan edildiği 1972’nin hemen öncesine, kaybolmuş çocukluğuna, kendi deyimiyle ‘lanetli yıllara’ uzanıyor. (02.04.2015 / ‘Evvelden’ ya da Bir Ulusun Çöküşünün Kronolojisi)
2- SEDEF DÜĞME / EL BOTON DE NACAR
Şilili usta sinemacı Patricio Guzman’ın Berlinale’den en iyi senaryo ödüllü son çalışması geçmiş ve hafıza üzerine şiirsel bir başyapıt. Ülkesinin topraklarında yerli halkın uğradığı soykırımı Pinochet yönetiminin zulüm dolu yıllarına bağlayan benzersiz bir belgesel. (15.04.2015 / ‘Vahşet Anılarının Şahidi Bir Sedef Düğme’)
3- SESSİZLİĞİN BAKIŞI / THE LOOK OF SILENCE
İnsanlık tarihi bir katliam tarihi. Amerikalı sinemacı Joshua Oppenheimer ‘Öldürme Eylemi / The Act of Killing’ takibeden çalışması, tam elli yıl önce askeri darbeyle sarsılan Endonezya’da yaşanmış tarihin en büyük soykırımlarından birinin ardından bugüne bakıyor ve hayatta kalanların gözünden kanlı geçmişle hesaplaşmayı deniyor. (11.09.2015 / ‘Cellatla Yüzleşme’)
4- GİZLİ KUSUR / INHERENT VICE
Amerikan sinemasının auteur sinemacılarından Paul Thomas Anderson’ın çağdaş edebiyatın gizemli ustalarından Thomas Pynchon ile buluşması. Yetmişli yılların kültürel paranoya zamanlarının sinemasal karşılığını bulmuş baştan çıkarıcı bir eser. Biraz emek isteyen, değeri zamanla çok daha iyi anlaşılacak ihtişamlı bir bulmaca başyapıt. (10.05.2015 / ‘Tehlikeli Zamanlar’)
5- KÜÇÜK KIZ KARDEŞİM / UMIMACHI DIARY
Çağdaş Japon sinemasının önemli isimlerinden Hirokazu Kore-eda büyük usta Yasujiro Ozu’nun en önemli takipçisi. Dört mevsim boyunca dört kız kardeşin hikâyesini yorumlarken klasik Japon tarzını benimsemiş. Ozu’nun izindeki bu sakin ve minimalist başeser Filmekimi programında yer almıştı.
6- JAUJA
Ezeli ve ebedi arayışın sinemacısı Lisandro Alonso bu defa Arjantinli tanınmış şair ve romancı Fabian Casas’ın dramatik çatışma ve diyalog içeren metninden yola çıkıyor. 19. yüzyıl sonlarının saldırgan kapitalizminin izinde el değmemiş toprakların soykırım yoluyla gerçek sahiplerinden koparılması ve Batılı göçmenlerin yerleşimine açıldığı dönemin tipik Western atmosferini kendine özgü sinemasının hizmetine veren sinemacı seçilmiş çerçeve oranı ve uzun planlarıyla daha en başından farklı bir evrende olduğumuzun net işaretlerini veriyor. (14.11.2015 / ‘Hayal Kavuşmalar’)
7- TAKSİ TAHRAN / TAXI TEHERAN
Gözaltındaki İranlı sinemacı Cafer Panahi bizzat şöförlüğünü yaptığı taksiyle işlek Tahran caddelerine çıkıyor, katmanları arasında gezindiği İran toplumunun mikro analizine girişiyor. Tüm engellemelere rağmen zekice kotarılmış, çağımız İran toplumu üzerine neredeyse gerçek zamanlı bir belge olmasının yanı sıra sanatçı özgürlüğüne ve sinemaya güçlü bir saygı duruşunda bulunan mucizevi bir başyapıt. (25.06.2015 / ‘Cafer Panahi’nin Sinemaya Aşk Mektubu’)
8- VICTORIA
Oyunculuktan gelme Sebastian Schipper imzalı bu tek plandan ibaret film tam anlamıyla deli cesareti bir proje. Herhangi bir kurgucunun görev almadığı çalışma gerçek zamanlı iki saati aşkın süresiyle sinema dünyasına meydan okurken uygun ekonomik şartlarıyla genç insanlara barınak olma özelliğini taşıyan Berlin fonunda genç insanların bir gecelik serüvenini soluk soluğa anlatıyor. (04.08.2015 / ‘Soluk Soluğa Bir Berlin Gecesi’)
9. 45 YIL / 45 YEARS
Uzun beraberliklerini sürdüren yaşlı bir çiftin hikâyesi izlendikten sonra kolay kolay peşinizi bırakmayan o özel filmlerden. Çok iyi yazılmış, yönetilmiş. Genç İngiliz sinemacı Andrew Haigh minimalist çalışmasında görsel dünyasını titizlikle kurmuş. Berlinale’den ödüllü Charlotte Rampling ve Tom Courtenay’in performansları birinci sınıf. Acımasız ve zalim olan ise hızla akıp giden zaman. (04.10.2015 / ‘Acımasız Olan Zaman’)
10. NEFESİM KESİLENE KADAR
Dardenne kardeşlerin sinemasından aldığı esinle büyük kente sığınmış küçük kızların çetin yaşam mücadelesini öyküleyen Emine Emel Balcı’nın hayranlık uyandıran ilk filmi. Belçikalı usta sinemacıların gri dünyasını yerel tadlarla bizden bir öyküde yeniden inşa eden genç sinemacının Serap’ı Rosetta’ya ikiz kardeşi kadar yakın. Güven duymaya yönelik her çabaları hayal kırıklığı yarattıkça savunmaya geçen, kötücülleşen küçük kızlar bunlar. Esme Madra’nın performansı müthiş. (29.10.2015 / ‘Rosetta, Serap ve Diğerleri’)
(01 Ocak 2016)
Ferhan Baran
ferhan@ferhanbaran.com