Arabani

Adi Adwan’ın yönettiği ve Eyad Sheety, Daniella Niddam, Tom Kelrich ile Zuhaire Sabbagh’ın oynadığı Arabani, 12 Eylül 2014’de M3 Film dağıtımıyla İklim Film tarafından vizyona çıkarıldı.
40 yaşındaki Dürzi Joseph’in köyünden ayrılma sebebi Dürzi din kurallarına aykırı olarak Yahudi bir kadınla evlenmesidir. Joseph eşinden ayrılması sonrasında, 17 yıl sonra, Dürzi kabul edilmeyen 16 yaşındaki kızı Smadar ve 14 yaşındaki oğlu Eli adlı iki çocuğuyla beraber annesiyle yaşamak için köyüne geri döner. Joseph’in geri dönüşü kavgalara neden olur. Başta annesi Afifa onları kabul etmez ancak daha sonra fikrini değiştirir ve bütün köyün kurallarına ve dini liderlerine karşı çıkar.

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • Fotoğraflar
  • Fragman
  • IMDb

Luc Besson Son Filmi Lucy’yi Sony F65 ile Çekti

Çekimleri Sony F65 kamera ile gerçekleştirilen ve başrolünde Scarlett Johansson’un oynadığı Luc Besson’un son filmi Lucy, 08 Ağustos tarihinde Türkiye’de gösterime girdi. Yaptığı değerlendirmeler sonucunda Lucy’yi Sony CineAlta F65 ile çekmeyi tercih eden Luc Besson, Sony F65 ile yapılan deneme çekimlerinin, testlerde kullanılan diğer kameralara göre daha üstün olduğunu, kendisini çeken özelliğin ise renk doğruluğu ve ten renklerinin işlenmesi olduğunu ifade ediyor.

Luc Besson Son Filmi Lucy’yi Sony F65 ile Çekti yazısına devam et

Sesime Gel’in Festival Yolculuğu Devam Ediyor

Yönetmenliğini Hüseyin Karabey’in yaptığı Sesime Gel (Were Denge Min) filmi festivalleri dolaşıyor. Daha önce Berlin Film Festivali’nde Dünya premireni yapan Sesime Gel bu hafta başlayan Montreal Dünya Film Festivali’nde gösteriliyor. Film, festival turuna Eylül ayında Uluslararası Milano Film Festivali’nde ana yarışmada Türkiye’yi temsil ederek devam edecek. Türkiye’de 31 Ekim 2014′de gösterime girmeyi plânlayan Sesime Gel (Were Denge Min), İstanbul Film Festivali’nde Radikal Gazetesi En İyi Film Seyirci Ödülü, En İyi Müzik Ödülü ve cineeurope.org ödülü almıştı. Yine Rotterdam 2. Kırmızı Lale Film Festivali’nde En iyi Film ve Yönetmen ödülü almıştı.

Usta Yönetmen Mesut Uçakan’a Yaşam Boyu Onur Ödülü

Köyceğiz Belediyesi tarafından, 30 Ağustos – 02 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilen 9. Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali kapanış töreniyle sona erdi. Festivalde, Reis Bey, Yalnız Değilsiniz, Kavanozdaki Adam, Kelebekler Sonsuza Uçar, İskilipli Atıf Hoca, Anka Kuşu: Bana Sırrını Aç gibi filmlerin usta yönetmeni Mesut Uçakan’a Yaşam Boyu Onur Ödülü verildi. Ünlü yönetmen onur ödülünü Köyceğiz Belediye Başkanı Kamil Ceylan’ın elinden aldı.

Usta Yönetmen Mesut Uçakan’a Yaşam Boyu Onur Ödülü yazısına devam et

Körlük (Yönetmen: Eskil Vogt)

Eskil Vogt’un yönettiği ve Ellen Dorrit Petersen, Henrik Rafaelsen, Vera Vitali, Marius Kolbenstvedt, Stella Kvam Young, Isak Nikolai Moller, Jacob Young, Nikki Butenschon, Erle Kyllingmark ile Fredrik Sandahl’ın oynadığı Körlük (Blind), 05 Eylül 2014’de M3 Film dağıtımıyla Kurmaca Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Körlük, görme duyusunu kaybedince eve kapanan bir kadın yazarın aklını da kaybetmemek için gerçekliğe sarılma mücadelesini işleyen, gerilimli olduğu kadar mizah unsurlarını da kullanan bir dram. Yalnızca görme değil yazma ve yalnızlık üzerine de olan film, gerçeküstü atmosferi ve sürprizli mizahıyla özgün bir film.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Facebook
  • Fragman
  • IMDb

Ninja Kaplumbağalar (Yönetmen: Jonathan Liebesman)

Jonathan Liebesman’ın yönettiği ve Megan Fox, Will Arnett, William Fichtner ile K. Todd Freeman’ın oynadığı Ninja Kaplumbağalar (Teenage Mutant Ninja Turtles), 05 Eylül 2014’de UIP Filmcilik dağıtımıyla UIP Filmcilik tarafından vizyona çıkarıldı.
Shredder ve Foot Clan örgütü, polisten politikacılara kadar her şeyi demir bir yumrukla kontrol etmeye başlayınca New York’a karanlık çöker. Olağandışı ve dışlanmış dört erkek kardeş kanalizasyondan Ninja Kaplumbağalar olarak ortaya çıkana kadar gelecek korku doludur. Kaplumbağaların şehri kurtarmak için korkusuz muhabir April O’Neil ve dikkatsiz kameramanı Vern Fenwick ile birlikte çalışmaları gerekmektedir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman: Türkçe Altyazılı: 1 / 2 – Türkçe Dublajlı: 1 / 2
  • IMDb

Ninja Kaplumbağalar (Yönetmen: Jonathan Liebesman) yazısına devam et

Aktörün Hüzünlü Vedası

Her ölüm erkendir ancak çok yetenekli bir aktörün vakitsiz vedası yürekleri daha bir burkuyor. Philip Seymour Hoffman’ın ölümünden önce çekimleri tamamlanan ‘İnsan Avı’, tüm dünyada olduğu gibi bizde de aktörün beklenmedik kaybının ertesinde gösterime girdi. ‘Boogie Nights’dan ‘Magnolia’ya, Oscar ödülünü aldığı ‘Capote’den ‘Şüphe’ye birbirinden renkli ve güçlü yorumlarıyla çağımızın en iyi aktörlerinden biri olarak belleğimizde yer etmiş Hoffman’ın vasiyet performansı olmasının yanı sıra, son dönemin dikkatleri çeken isimlerinden Anton Corbijn’in hüzün yüklü filmografisine çok yakışan bir çalışma bu.

Hollanda asıllı sinemacıyı müzik fotoğrafçısı olarak tanıdık önce. Doksanlı yıllardan başlayarak David Bowie, Bryan Adams gibi devler, U2, Depeche Mode, R. E. M., Metallica gibi efsanevi rock grupları için kotardığı videolarla hep gündemdeydi Corbijn. Nitekim ilk uzun metrajı 2007 yapımı ‘Kontrol’, yetmişli yılların parlak rock grubu Joy Division’ın genç yaşta hayata veda eden solisti Ian Curtis üzerine biyografik bir denemedir. ‘Kontrol’ bizde olduğu gibi tüm dünyada çok sevildi, sayısız ödül topladı. İşçi kasabası Macclesfield, Manchester’in -Curtis’in tanımıyla- gri sefil atmosferini çarpıcı bir siyah-beyaz sinematografi ile vermeyi deneyen yönetmen, müzik videocularının hareketli kurgu ya da eksantrik kamera açıları benzeri alışkanlıklarını bir yana bırakarak, Kurt Cobain öncülü bir yaralı ruhun çıkmazını sakin ve etkileyici bir sinema diliyle beyazperdeye taşımıştır bu ilk uzun metraj denemesinde.

Corbjin’in bir sonraki çalışması 2010 yapımı ‘The American’ bizde, uyarlandığı Martin Booth romanının özgün adından (A Very Private Gentleman) esinlenerek ‘Centilmen’ adıyla vizyon görür. Kelebek dövmeli George Clooney’nin canlandırdığı acımasız bir kiralık katilin Dalarna, İsveç’in karlı soğuğunda başlayıp Güney İtalya’nın daracık sokakları ve ortaçağ mimarisinin tüm gizemini barındıran küçük kasabası Castel del Monte’de sonlanan hikâyesi üzerinedir film. Hollandalı sinemacı bu ilk Amerikan sermayeli yapımında izleyicisini yine şaşırtmış, aykırı karakterinin öyküsünü çağın hızlı aksiyon numaralarına yüz vermeden sakin sakin anlatmayı yeğlemiştir. Corbijn’in narsisist sinematografisiyle oyunculardan rol çalar şirin İtalyan kasabası. Jean-Pierre Melville’in Alain Delon’lu benzersiz filmlerini hatırlatan ‘Centilmen’, mücadelelerine tanık olduğumuz kanun dışı karakterleriyle yetmişlerden günümüze ışınlanmış gibidir.

Özgün adını ‘Birinci Derecede Aranan Adam’ (A Most Wanted Man) olarak dilimize çevirebileceğimiz John le Carré uyarlaması ‘İnsan Avı’, yazarının haklı şöhretine halel getirmeyen, tam Hollanda asıllı yönetmenden beklendiği gibi dört başı mamur bir casusluk serüveni. Mekân bu defa Kuzey Avrupa’nın liman kenti Hamburg. Aranan adamımız ise kente kanunsuz giriş yapmış olan Çeçen mülteci Issa Karpov. Yüzyıllar boyunca sığınmacılara kucak açmış liman kenti 11 Eylül saldırısı sonrası alarmdadır ve kara kaşlı kara gözlü tüm yabancılara muhtemel düşman gözüyle bakılmaktadır artık. Alman istihbarat teşkilatının yanısıra, CIA de esrarlı yabancının izini sürmektedir. Anti terör biriminin başındaki eski toprak ajan Günther Bachmann’ın devreye girmesiyle işler kızışacak, terörle mücadele kisvesi altında kapalı kapılar ardında dönen politik oyunlar olayların yönünü belirleyecektir.

Gizemli öyküsünü her zamanki sakin ustalığıyla anlatıyor Corbijn. Uzun plânlardan, uzun diyaloglardan kaçınmıyor. Alamet-i farikası haline gelmiş uzak mesafe kompozisyonları yine etkileyici. Tanınmış görüntü yönetmeni Benoit Delhomme’un kamerası aracılığıyla Kuzey’in anlı şanlı liman kentini tüm güzelliği, esrarı ve uzaklığıyla görüntülüyor. Kozmopolit Hamburg’un yalnız sokaklarında, diskolarında, izbe barlarında, Türklerin yaşadığı varoş mahallelerinde geziniyor.

Merakla takip edilen hikâyesini zengin bir karakter çalışmasıyla besleyen bir film ‘İnsan Avı’. Corbijn bu üçüncü opus’unda da yalnız ve kırık erkek karakterleri merkeze almış. Seyir zevkini bozmamak için detaylarını bu satırlarda vermeyeceğimiz acılı çocukluk ve işkenceyle geçmiş hapis yıllarının ardından Hamburg’a sığınmış Issa Karpov’da yükselen Rus oyuncu Grigoriy Dobrygin ile tanışıyoruz. Filmin ağır topu ise kuşkusuz Philip Seymour Hoffman’ın hayat verdiği Bachmann karakteri. Yılların yorgunluğunu ve yalnızlığını çoğunluk içki kadehlerinde, geceleri yalnız kaldığında piyanosunun başında Bach ezgileriyle gidermeye çalışan kırık dökük bir adam Günther. Bir aile kuramadığı gibi, gerek kendi üstleriyle gerekse Amerikalı ajanlarla işbirliğinde hep ters köşede kalmış bir yalnız adam. Büyük aktörün Corbijn sinemasının hüznü içinde yoğrulan bu son mükemmel performansıyla sanat ve gerçek yaşamın büyülü içiçeliğine tanık oluyoruz bir kez daha.

(09 Eylül 2014)

Ferhan Baran

[email protected]