Arnauld Desplechin’in bizde ‘Düş ve Gerçek’ adıyla vizyon gören giren son çalışmasından ilk kez geçtiğimiz yıl ‘Cannes’da Psikoterapi’ başlıklı yazımda söz etmiştim. Fransız yönetmenin gerçek bir hikâyeden yola çıkan son çalışması biraz gecikmeyle de olsa, ‘Başka Sinema’ programı çerçevesinde ülkemizde gösterime girmiş bulunuyor. Özgün adıyla ‘Jimmy P.: Kuzey Amerikalı Bir Yerlinin Hikayesi / Jimmy P.: Psychotherapy Of A Plains Indian’, Fransız psikiyatrist ve antropolog Georges Devereux ile Kızılderili kökenli Amerikalı hastası Jimmy Picard’ın doktor-hasta ilişkisiyle başlayıp dostluğa dönüşen hikâyesi üzerine kurulmuş.
Filme adını veren Jimmy P., İkinci Dünya Savaşı dönüşü rahatsızlıkları nedeniyle Kansas, Topeka’da konuşlanmış ‘Winter Ordu Hastanesi’nde müşahade altına alınmış. Derdi çok fazla. Şiddetli baş ağrısı çekiyor, geçici görme bozukluğu ve işitme kaybından şikayetçi. Karabasanlar uykusunu bölüyor. Sorunlarına fizyolojik bir neden bulunamayınca, doktorlar şizofreni teşhisinde karar kılıyor. Bu sırada, Amerikalı yerli kültürlerine ilişkin çalışmaları bulunan etnolog ve psikanaliz uzmanı Devereux ile irtibat kuruluyor.
Fransızların anlı şanlı IDHEC (yeni adıyla La Fémis) sinema okulundan mezun isimlerinden Desplechin, Cannes Şenliği seçicilerinin sevdiği yönetmenlerden. Mumyalanmış kesik bir başın gizemli hikâyesi çerçevesinde gelişen 1992 yapımı ilk uzun metrajı ‘La Sentinelle / Nöbetçi’den başlayarak filmleri tam beş kez Cannes Şenliği’nin yarışmalı bölümüne seçilmiş. Bunlardan 2008 yapımı ‘Bir Noel Masalı / Un Conte de Noel’ ile 2004’te Venedik’te yarışan ‘Krallar ve Kraliçe / Rois et Reine’, İstanbul Film Festivali’nin programlarında yer alarak ülkemiz izleyicisiyle de buluşmuştu. Desplechin’in bizde ilk vizyon gören filmi ‘Düş ve Gerçek’in ilham kaynağı, Devereux’nün filme konu olan psikoterapi sürecini belgeleyen, ilk kez 1951 yılında yayınlanmış kitabı ‘Reality and Dream’. Filmin Türkçe adına ilham olmasının yanı sıra, antropoloji ve psikanalizi buluşturan, bu yönüyle ‘etnopsikiyatri’nin yolunu açan bu kaynak eser, tüm psikanaliz sürecinin seans atlamadan bütün detaylarıyla kaleme alındığı türünde benzersiz bir yapıt. 1920’lerde yerleştiği Paris’te Marie Curie’nin yanında bilimsel araştırmalarına başlayan Devereux, Romen asıllı bir Yahudi. Savaş ve soykırım onu Amerika’ya sürüklemiş. Amazon bölgesindeki yerlilerle çalışan çağdaşı Claude Lévi-Strauss’tan farklı olarak, araştırmalarını kıtanın Kuzey bölgelerinde sürdürmüş. Mojave yerlileri arasında yaşamış ve ölümünden sonra külleri isteği üzerine Parker, Colorado’daki Mojave Kızılderili rezervasyon bölgesinde toprakla buluşmuş.
Desplechin, biri Avrupa’da diğeri Amerika’da soykırım travması yaşamış iki kayıp ruhu bir araya getiren incelikli psikanaliz seanslarını, Jimmy Picard’ın acı içindeki zihni ve ruhuna deva olacak tedavi sürecini Hollywood sinemasının psikolojiye yaklaşımındaki klişelere yüz vermeyen soğukkanlı bir tavırla anlatıyor. İzleyiciyle mesafeli sineması her zamanki gibi diyalog ağırlıklı. Savaş gazilerinin psikolojik tedavisi için Amerika’daki ilk askeri hastanelerden biri olan Winter Hospital’in çekimler için döneme uygun olarak yeniden düzenlenmesi ve rüya sekansları başarılı. Devereux’yü canlandıran yönetmenin fetiş oyuncusu ve alter ego’su Mathieu Amalric ve özellikle kafası karışık Karaayak kabilesi kökenli Jimmy’de Benicio Del Toro’nun duyarlıklı performansı takdire değer.
[‘Düş ve Gerçek’, ‘Başka Sinema’ projesi kapsamında İstanbul, Beyoğlu Pera; Levent Metro City Cinema Pink; Kadıköy Moda Sahnesi (eski Moda Sineması); Ankara, Kızılay Büyülüfener; Eskişehir, Kanatlı Cinema Pink; (09.05.2014’den itibaren) Bursa, Cinetech Korupark Sinemaları’nda dönüşümlü seanslarda gösterilmektedir.]
(04 Mayıs 2014)
Ferhan Baran