İngiliz yönetmen Sally Potter’ın 32. İstanbul Film Festivali’nde ilgiyle karşılanmış son çalışması ‘Ginger & Rosa’ bu hafta ticari gösterimine başlıyor. Soğuk savaş yıllarında geçen sancılı bir büyüme hikâyesi bu. İthalatçı firmanın uygun görmüş olduğu Türkçe ismi ‘Bir Hayalimiz Vardı’, baş karakterlerden Ginger’ın can dostu Rosa’ya yazmış olduğu şiirin başlangıcından alınmış. İki genç kızın hayali ömür boyu birbirlerinden ayrılmamak. Lâkin dostlukları, dünyanın sonunu getirecek ölümcül savaş tehlikesinin sürdüğü bir ortamda patlak veren aile içi bunalımlar ve cinsel devrimi haberleyen radikal karşı çıkışlarla büyük bir sınav verecektir.
Nükleer savaş tehlikesinin tüm dünyayı tehdit ettiği huzursuz altmışlı yıllar başlarındayız. Sovyetler Birliği’nin Küba’da konuşlanmış uzun menzilli füzelerine misilleme uyarılarıyla karşılık veren ABD’nin savaş çığlıkları sarmıştır her yanı. Savaş karşıtı aktivist babasının kızıdır Ginger. Nükleer tehdit sakin İngiliz kasabasındaki sorumsuz ergenlik coşkusuna gölge düşürmüştür, protestolara katılır. II. Dünya Savaşı dehşeti içinde büyümüş, küçük yaşta hamile kaldığı Ginger’ı büyütebilmek için ressamlık hayallerini terk etmiş kayıp kuşaktan anne ile büyük savaşa katılmayı reddedişinin bedelini hapis yatarak ödemiş idealist babanın mutsuz birlikteliğinin hüküm sürdüğü ev ortamı da huzurlu değildir. Beklenmedik bir gelişme, can arkadaşının babasıyla duygusal yakınlığı Ginger’ı derinden sarsar, devlet diktatörlüğüne karşı çıkarak özgür düşünceyi düstur edinmiş babasının küçük burjuva aile yaşamının hapsedici kurallarına başkaldırması küçük kızın hayata bakışını değiştirir.
‘Ginger & Rosa’ kolaylıkla bir aile melodramına kayabilecek hikâyesine mesafeli ve devrimci bir üslûpla yaklaşan, yönetmenin özyaşamsal anılarından beslenmiş yılın en iyi filmlerinden biri. Schubert’in müziğini duyduğunda gözyaşlarını tutamayan ‘Özgürlük Düşüncesi’ kitabı yazarı baba Roland’ın kişiliğinde insanoğlunun otoriteye başkaldırışını merkeze almış saygın bir çalışma. Ginger’da Elle Fanning, Roland’da Alessandro Nivola başta olmak üzere, Annette Bening’den Timothy Spall’e parlak oyuncu kadrosunun performansı üst düzeyde. Robbie Ryan’ın dönemin ruhunu yakalamış mükemmel sinematografisi ve çok iyi düzenlenmiş müzik kuşağının filme katkısını anmadan geçmeyelim.
(07 Eylül 2013)
Ferhan Baran