Geçtiğimiz yıl Venedik Şenliği’nin yarışmalı seçkisinde yer almış olan ‘Ailem İçin / At Any Price’, İstanbul Film Festivali’nin bizlere tanıtmış olduğu Ramin Bahrani’nin son çalışması. İran asılı Amerikalı sinemacının bir üçlemeyi oluşturan önceki filmlerinin tümü izlenmişti festivalde. Bunlardan 2005 yapımı ‘Seyyar Satıcı / Man Push Cart’, New York sokaklarında kahve çörek satan Pakistanlı Ahmet’in hikâyesi çerçevesinde büyük kentte yaşayan Güney Asyalı göçmenlere odaklanır. 2007 yapımı ‘Küçük Çırak / Chop Shop’un Latin kökenli Alejandro’su, bir kez daha New York’da, bu defa Queens varoşlarının araba tamircileri çarşısında küçücük kafasında hayalini kurduğu Amerikan rüyasının peşindedir. Üçlemenin son çalışması ‘Hoşçakal Solo / Goodbye Solo’, yine Amerika’nın göçmen alt sınıflarından Senegalli taksi şöförünün yaşam kavgasına tanıklık eder. Bu defa merkezde Amerikalı bir karakter de yer alır. Pişmanlıklarla dolu hayatını sona erdirmek isteyen yorgun William, yaşam karmaşasına gülen gözlerle bakan Solo’dan kendisine yardımcı olmasını ister. İranlı usta Abbas Kiarostami imzalı ‘Kirazın Tadı’nı anımsatır ‘Goodbye Solo’. Yaşlı adam hayatından vazgeçmiştir belki, lâkin Bahrani’nin çilekeş göçmenleri umutla mücadeleye devam etmektedir.
Bahrani, çoğunluk amatör oyuncularla çektiği üçlemesinin ardından, bu kez Robert Redford tarafından kurulmuş Sundance Film Enstitüsü destekli bir filmle çıkıyor karşımıza. Yine bağımsız ve mütevazi bütçeli ama bu defa Dennis Quaid ve Zac Efron gibi popüler oyuncularla çalışmış. Büyük şehir varoşlarının ardından bu kez mekân Amerikan güneyinin tarım kenti Iowa. Film siyah beyaz görüntülerle başlıyor. Toprağın saban ve pullukla işlendiği yıllardan günümüzün modern tarımına geçişte dört kuşaktır mısır tohumu üretimiyle iştigâl eden, yörenin önde gelen çiftlik sahiplerinden Henry Whipple ve ailesini tanıyoruz daha sonra. Film üç nesil üzerinden baba oğul ilişkilerine odaklanırken, Amerikan toplumsal değerlerinin çağdaş kapitalizmin gelişimi doğrultusunda geldiği noktayı irdelemeyi amaçlamış. Tarım fiyatlarının giderek yükseldiği, büyüyemeyenin, ölümcül rekabete ayak uyduramayanın yok olmaya mahkûm olduğu günümüz vahşi kapitalizmini Whipple ailesinin izini sürerek anlatıyor Bahrani. Bu düzende zayıflara yer yoktur. ‘Biz bir takımız’ der anne filmin bir yerinde. Sonuçta suçlar, kabahatler, kirli sırlar toprağa gömülür ve büyük Amerikan ailesi yoluna devam eder. Filmin özgün adı ‘ne pahasına olursa olsun’ anlamına gelmektedir. Ailenin ve düzenin bekası için her yol mübah sayılmaktadır.
‘Ailem İçin’, Bahrani’nin önceki filmlerinden alışık olduğumuz belgeselci yaklaşımla, özellikle ilk yarıda gelişmiş tarım çiftlikleri ve kapitalizmin kırsalı nasıl şekillendirdiği üzerine ilginç gözlemlerde bulunuyor. Topluluğun ‘Iowa Speedway’ isimli araba yarışı gösterisi öncesinde hep birlikte ulusal marşı söyledikleri çok iyi kotarılmış sekansı da atlamayalım. Kariyerinde çok farklı bir kompozisyonla karşımıza çıkan Dennis Quaid’in zaman zaman abartıya kaçan performansı da ilgiye değer. Lakin özellikle finale doğru yıldız oyuncuların izleyicilerinin beklentisi doğrultusunda kimi klişe gelişmelere yelken açılmasının önüne de geçilememiş. Bahrani’nin varoş üçlemesi çapında olmasa da kayıtsız kalınamayacak bir çalışma ‘Ailem İçin’.
(20 Ağustos 2013)
Ferhan Baran