Kasım 2013 sonunda dünya sinemalarında gösterilmeye başlanacak olan “Mandela: Long Walk to Freedom”, “The Other Boleyn Girl-Boleyn Kızı”nın yönetmeni Justin Chadwick ile “Gladiator” ve “Shadowlands-Gölge Topraklarda”nın senaryolarıyla Oscar’a aday olan William Nicholson işbirliğinin ürünü…
Bu filmin 02 Mart 2014 gecesi sahiplerini bulacak 86. Oscar ödüllerine damgasını vurması bekleniyor.
Güney Afrika’daki ırkçı beyaz azınlık yönetimini yıkan, bu uğurda 27 yıl cezaevinde yatan, Afrika Ulusal Konseyi Partisi (ANC) liderliğini ve 1994-1999 arasında Güney Afrika Devlet Başkanlığını üstlenen Nelson Mandela’yı bu filmde 1972 doğumlu Idris Elba canlandırdı… Elba, “RocknRolla” (2008), “Thor” (2011), “Prometheus” (2012) ve “Pacific Rim-Pasifik Savaşı” (2013) adlı filmlerle de tanınıyor.
1962’de Sovyetler Birliği’nce verilen Lenin Ödülü’ne layık bulunan Mandela 1992’deyse Atatürk Barış Ödülü’nü Türkiye’deki Kürtlere yapılan baskıları protesto etmek için kabul etmemişti.
Mandela Nobel Barış Ödülüne de layık bulundu ve Birleşmiş Milletler 2009’da Nelson Mandela’nın doğum günü olan 18 Temmuz’u (1918 doğumlu) Mandela Günü ilân etti. Birleşmiş Milletlere göre, “Mandela, dünyanın daha iyi bir yer olmasına katkı sağlamıştır.”
Mandela’yı sinema ve televizyon filmlerinde canlandıran diğer oyuncular arasında Danny Glover, Sidney Poitier, Morgan Freeman, Dennis Haysbert, Phil LaMarr, George MacDowell, Willie Jonah, Dave Chappelle, Yaya Soumare, Lindani Nkosi, Simon Sabela da bulunuyor.
“Mandela: Long Walk to Freedom”ın Diğer Oyuncuları
“28 Days Later-28 Gün Sonra”, “Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı”, “Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu”, 23. James Bond filmi “Skyfall”un oyuncusu olan ve 2015’te gösterime sunulacak 24. James Bond filminde de oynayacağı söylenen Naomie Harris, Nelson Mandela’nın 1958’den 1996’ya kadar eşi olan ikinci karısı Winnie rolünde.
“Mandela: Long Walk to Freedom”da, Mandela’nın ilk eşi Evelyn’i Terry Pheto, Irkçı Beyaz Azınlık yönetiminin son devlet başkanı FW De Klerk’i ise Gys de Villiers canlandırdı.
Mandela Ailesi
Mandela’nın babasının dört karısı, dokuzu kız onüç çocuğu vardı. Ailesinde okula giden ilk kişi Mandela oldu. Nelson adını ona öğretmeni verdi.
1.83 boyundaki Nelson Mandela’nın ilk eşi Evelyn Ntoko Mase’den iki oğlu ve bir kızı, ikinci eşi Winnie’den ise iki kızı dünyaya geldi. Oğullarından Madiba Thembekile (1946 doğumlu) 1969’da, Makgatho (1950 doğumlu) ise 2005’te öldü. Oğullarından birinin ölüm nedeni AIDS hastalığına yakalanmış olmasıydı. Mandela’nın kızları Makazime (1953 doğumlu; annesi: Evelyn), Zanani (1958 doğumlu; annesi: Winnie), Zindziswa (1960 doğumlu; annesi: Winnie) adlarını taşıyor.
Mandela’nın Cezaevi Yılları
1963’te ömürboyu hapse mahkûm edildiği yargılamada dört saatlik savunmasını tarihe geçen şu sözlerle bitirmişti:
“Yaşamım boyunca hayatımı siyahların mücadelesine adadım. Beyazların üstünlüğüne karşı mücadele ettim. Tüm insanların bir arada, uyum içinde, eşit fırsatlarla yaşadığı demokratik ve özgür bir toplum düşüncesini kutsal bildim. Bu, benim yaşamayı ve başarmayı ümit ettiğim idealdir. Fakat, eğer gerekirse, uğruna ölmeye hazır olduğum idealdir.”
Cezaevinde ilk günlerinden başlayarak taş ocağında taş kırdı. Taş ocağı madeni yanında, kireç taşı madeninde de çalıştırıldı.
Cezaevinde Psikolojik Baskı Altındaydı
Cezaevinde gazete okuma şansı olmayan Mandela’ya cezaevi yönetimi ülkesi veya ailesi ile ilgili kötü haberlerin küpürlerini günü gününe ulaştırmaktan bir an bile vazgeçmedi.
1968 baharında annesi ilk ve son kez kendisini ziyaret etti. Haftalar sonra annesinin ölüm haberi geldi, ancak cenazesine katılması için izin verilmedi.
Altı ayda bir kez, beş yüz kelimeyi geçmeyen bir mektup yazmasına izin verilmekteydi. Cezaevinden giden veya cezaevine gelen mektuplarda istenmeyen satırlar mürekkeple sansürlenmekte veya jiletle kesilmekteydi. 1975 yılında eşinin gönderdiği beş sayfalık mektubun sadece iki sayfasının bazı bölümleri, kendisine verilmişti.
27 yıllık cezaevi yaşamı sonrası kişisel kin ve öfkesini bir kenara bırakan, intikam peşinde koşmayan Mandela, beyaz azınlıkla barış içinde yaşam için gerekli politik, sosyal koşulları ve geçiş dönemi uzlaştırıcı adalet mekanizmalarını hayata geçirmede gösterdiği çabalarla, siyah beyaz çatışmasını önleyerek, ülkesinde barışı sağlamada en büyük rolü oynadı.
(09 Ağustos 2013)
Hakan Sonok
[email protected]