SE-YAP’ın Organizasyonuyla Eurimages Toplantısı Gerçekleştirildi

SE-YAP (Sinema Eseri Yapımcıları Meslek Birliği) tarafından organize edilen Eurimages toplantısı, kurumun direktörü Roberto Olla’nın katılımıyla 05 Temmuz Cuma günü Feriye Feyyaz Tokar Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Moderatörlüğü SE-YAP Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, yapımcı Yamaç Okur tarafından yapılan toplantıda Roberto Olla ile Eurimages Türkiye Temsilcisi Mehmet Demirhan konuşmacı olarak yer aldılar. Toplantıya T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı temsilen Sinema Genel Müdürü V. Mesut Cem Erkul ve Genel Müdür Yardımcısı Ali Atlıhan, yapımcılar ve konuklar katıldılar.

SE-YAP’ın Organizasyonuyla Eurimages Toplantısı Gerçekleştirildi yazısına devam et

CerModern Açık Hava Film Günleri Devam Ediyor

CerModern Açık Hava Film Günleri, 08 Temmuz Pazartesi günü Reha Erdem’in Jîn filmi ile açılışını yaptı. Gösterim öncesi davetlilerin katıldığı bir kokteyl düzenlendi. Gösterimler Salı günü Pelin Esmer’in Gözetleme Kulesi ve Çarşamba günü Derviş Zaim’in Devir filmi ile devam etti. 12 Temmuz Cuma günü sonlanacak olan Açık Hava Film Günleri’nde 11 Temmuz Perşembe günü Nihat Durak’ın Mutlu Aile Defteri ve kapanış filmi olan, Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği Kelebeğin Rüyası izlenebilecek. 16 Temmuz tarihi itibariyle açık hava film gösterimleri yaz süresince her Salı akşamı sinemaseverlerle buluşacak.

CerModern Açık Hava Film Günleri Devam Ediyor yazısına devam et

Tek Arzusu Birazcık Mutluluk Olan Kadını Naomi Watts Canlandırdı

Düğün törenini (29 Temmuz 1981’de) bir milyar, cenaze törenini (06 Eylül 1997’de) ikibuçuk milyar insanın televizyon ekranlarından canlı yayında izlediği Prenses Diana’nın son iki yılını konu alan ve 20 Eylül’de Türkiye sinemalarında gösterilmeye başlanacak “Diana” filminin teaser afişi ortaya çıktı.

02 Mart 2014 Pazar gecesi Oscar’lardan birkaç ödülle dönmesi beklenen “Diana”da gerçek aşkın bir kadının her kim olursa olsun, hayatını nasıl değiştirebileceği tüm duygusallığıyla işleniyor.

Prenses Diana (1961 doğumlu) annesi-babası 1969’da boşanınca ve babası nüfuzunu kullanarak annesiyle görüşmesine uzun süre engel olunca hayatındaki ilk travmasını yaşadı. Kısa hayatı boyunca daima mutluluğu aradı, ona ulaşmaya çalıştı.

20 yaşındayken evlendiği Prens Charles’la 16 yaşındayken tanıştı; çiçekten çiçeğe konan uçarı Prens o dönemde Diana’nın ablası Lady Sarah’la flört etmişti… Evlendiklerindeyse Diana ve Charles’ın ayrı dünyaların insanı olması, uyum kurmak için Charles’ın hiçbir adım atmaması, hiçbir çaba harcamaması ve sadece metresi Camilla Parker Bowles’ı sevmesi Prenses Diana’nın mutsuzluğunu katladı.

Prenses Diana’nın ünlü akrabaları arasında başbakan Winston Churchill, yönetmen Guy Ritchie (şarkıcı Madonna’nın eski kocası), oyuncular Audrey Hepburn, Ellen DeGeneres, Oliver Platt, Humprey Bogart da bulunuyordu.

Prenses Diana dünyanın çeşitli bölgelerine gömülü olan ve her yıl çok sayıda insanın ölümüne ya da sakat kalmasına yol açan kara mayınlarının etkisiz hale getirilmesi için açılan kampanyalara destek olarak büyük takdir kazanmıştı.

Diana, Evita Peron ve Marilyn Monroe Gibi Efsaneleşti

Dünya medyasında Prens Diana’yla ilgili yeni bir haberin çıkmadığı gün neredeyse bulunmuyor.

Diana’nın bindiği otomobil satılıyor; giydiği elbiseler servetler dökülerek el değiştiriyor; çok uzun süre her tür konuşmasının gizlice dinlendiği, kaydedildiği anlaşılıyor; 1980’lerin sonlarında erkek kılığına girerek Rock yıldızı Freddie Mercury’e (Dört Oscar’lı “The King’s Speech-Zoraki Kral” ile üç Oscar’lı “Les Miserables-Sefiller” müzikâlinden tanıdığımız Tom Hooper’ın yöneteceği, Sacha Baron Cohen’in 1991’de ölen Freddie Mercury’i canlandıracağı film 2014’e yetiştirilmeye çalışılıyor) eşlik ederek eşcinsel barına gittiği, burada kimsenin (Diana’nın) gerçek kimliğini anlayamadığı ortaya çıkıyor.

Diana, 06 Şubat 1952’den bugüne (yaklaşık 61 yılı aşkın bir süredir) İngiltere Kraliçesi ünvanına sahip olan 2. Elizabeth’in 1981-1996 yılları arasında geliniydi. 1996’da Prens Charles’tan boşandığında 17 milyon sterlin alarak bir felâkete dönüşen evliliği hakkında konuşmamayı kabûl etmişti. Prens Charles’la evliliğinden William (1982 doğumlu) ve Harry (1984 doğumlu) adlarında iki oğlu vardı.

Prens Harry’nin Babası Prens Charles Değil İddiaları

Diana’nın küçük oğlu Harry’nin babasının Prens Charles değil de Prensesin sevgililerinden James Hewitt olduğu iddiası da uzun yıllardır medyayı meşgûl ediyor.

Diana’nın Sevgilileri

Helen Mirren’a Oscar kazandıran “The Queen-Kraliçe” (2006) Prenses Diana’nın ölümünden hemen sonra yaşananları konu alıyordu… “Diana” filmindeyse kocasınca her fırsatta aldatılan bir kadının kocasına verdiği karşılıklar ve yaşadığı aşk ilişkileri konu ediliyor.

Diana’nın sevgilileri arasında Pakistan asıllı kalp cerrahı Hasnat Khan’da vardı ve bu ilişki iki yıl kadar sürdü.

“Diana”da Hasnat Khan rolünde “Lost” dizisinin yıldızı Naveen Andrews, ilk başarılı kalp naklini gerçekleştiren kalp cerrahı Güney Afrikalı Christiaan Barnard rolündeyse Michael Byrne var.

Diana’nın yakınlarına söylediğine göre 1987’de motorsiklet kazasında ölen sevgilisi Barry Mannakee bir suikaste kurban gitmişti.

Prenses Diana’nın son sevgilisi ölümü beraber karşıladığı Dodi Al- Fayed oldu… Dodi, Ünlü Harrods Mağazaları’nı 1985’te satın alan, 2010’da da Katarlılara satan, Mısırlı işadamı Muhammed Al-Fayed’in oğluydu. Dodi ve Diana, Al-Fayed ailesine ait Jonikal adlı yatla Akdeniz’de tatil yapmıştı… Muhammed Al-Fayed oğlunun ve Diana’nın öldüğü 1997’deki olayın kaza olmadığını, Kraliyet Ailesinin düzenlettiği bir suikast iddiası olduğunu dile getirdi, getirmeye devam ediyor… Muhammed Al-Fayed’in girişimleri sonucunda yaklaşık 16 yıldır Diana’nın Paris’te paparazzilerden kaçarken trafik kazasına mı, suikaste mi kurban gittiği hala tartışılıyor ve komplo teorilerine (kanıtlanamayan çeşitli iddialara) göre Diana öldüğünde karnında Mısırlı işadamı Dodi Al- Fayed’in bebeğini taşıyordu ve yine aynı teorilere göre bu bebeğin cesedi İngiliz ajanlarınca (gerçek James Bond’lar tarafından) Diana’nın karnından hamilelikten hiçbir iz bırakmayacak şekilde çıkarılarak kaçırıldı.

“Diana” filminde Cas Anvar Dodi Al-Fayed rolünde.

Diana’nın kocasını aldattığı erkekler arasında James Hewitt, James Gilbey, Will Carling gibi isimler de var.

“Diana”nın Baş Oyuncusu: Naomi Watts

Diana rolüyle yeni ödüllere ulaşması hiç şaşırtıcı olmayacak Naomi Watts ise “King Kong”dan (2005) beş milyon dolar ücret almıştı… Naomi Watts, “21 Grams-21 Gram” (2003) ve “The Impossible-Kıyamet Günü”yle de (2012) Oscar ödülüne aday gösterildi.

“Diana”nın Yönetmeni: Oliver Hirschbiegel

Hirschbiegel, Parkinson hastalığından muzdarip, savaşı kazanmak için her türlü barbarlığı yapmış ordusu yenik düşmüş, Rusların eline geçmemek için her şeyi yapmaya hazır Adolf Hitler’in son günlerini yabancı film dalında Oscar ödülüne aday gösterilen ölümsüz bir filme (“Çöküş-Der Untergang”) dönüştürmüştü.

“Diana”nın teaser fragmanı:
http://www.youtube.com/watch?v=3GFmyr3G4to

(17 Temmuz 2013)

Hakan Sonok

hakansonok.sonok1@gmail.com

Hatırlamak ve Anlatmak İçin Şehre BAK Projesi, Çanakkale ve İzmir’de İkinci Buluşmasını Gerçekleştirdi

Batman, Çanakkale, Diyarbakır ve İzmir’den gençlerle şehirlerin hafızasına odaklanarak ortak fotoğraf ve video projeleri üretilmesini amaçlayan Anadolu Kültür ve Diyarbakır Sanat Merkezi’nin ortak projesi Şehre BAK’ın ikinci buluşması, 22 – 28 Haziran 2013 tarihlerinde Çanakkale ve İzmir’de gerçekleşti. Çanakkale ve İzmir’deki Şehre BAK buluşmasında katılımcılar, araştırma konuları üzerine yoğunlaşarak, şehir ve hafızaya odaklanan fotoğraf ve video projelerini geliştirdiler, Çanakkale ve İzmir’i tanıdılar ve Şehre BAK kapsamında gerçekleştirilen açık etkinliklere katıldılar.

  • Basın Bülteni: 1 / 2
  • Web Sitesi
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğrafa haberin devamından üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Hatırlamak ve Anlatmak İçin Şehre BAK Projesi, Çanakkale ve İzmir’de İkinci Buluşmasını Gerçekleştirdi yazısına devam et
  • 14. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali

    Türkiye’nin en köklü belgesel film festivallerinden olan Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali, bu yıl 06 – 08 Eylül 2013 tarihleri arasında 14. kez Safranbolu’da belgeselseverlere kapılarını açıyor. Bu yıl festival kapsamında düzenlenecek Belgesel Film Yarışması’nın teması ‘Kültürel Miras ve Korumacılık’ olarak belirlendi. Amatör ve profesyonel dalda düzenlenecek Belgesel Film Yarışması’nın son başvuru tarihi 26 Ağustos 2013 olarak belirlendi. Festival kapsamında, kenti kadar mezarlıkları da derin tarihe sahip Safranbolu’daki tarihi mezar taşları tespit edilerek, temizlenip okutularak restore edilecek.

    14. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali yazısına devam et

    CerModern Açık Hava Film Günleri

    CerModern, Ankara’da 08 – 12 Temmuz 2013 tarihleri arasında CerModern Açık Hava Film Günleri adı altında etkinlik gerçekleştiriyor. Etkinlikte, 5 gün süresince 5 ayrı uzun metrajlı Türk filminin İngilizce alt yazı ile gösterimi yapılıyor. Bu sene 4.sü düzenlenen CerModern Açık Hava Film Günleri ile ulusal ve uluslararası festivallerde gösterilmiş ve ödül kazanmış Türk filmlerinin Ankara’da yaşayan uluslararası kordiplomatik misyon ve Başkentli sanatseverler tarafından ücretsiz izlenebilmesine olanağı sunularak, Başkent’in kültürel altyapısına katkıda bulunuluyor.

    CerModern Açık Hava Film Günleri yazısına devam et

    Dursun Çavuş

    Ali Engin’in yönettiği ve Turan Özdemir, Sinan Bengier, Perihan Savaş ile Seden Kızıltunç’un oynadığı Dursun Çavuş, 14 Mart 2014′de Medyavizyon Film dağıtımıyla Evrensel Medya tarafından vizyona çıkarıldı.
    1973 yıllarında Adıyaman’da yaşayan Dursun Çavuş, postacılık yaparak geçimini sağlayan sade bir vatandaştır. Oğlu Abuzer’in Belediye Başkanı Reşat Ağa’nın kızına aşık olması ile işler karışır. Ağayla ters düşen Çavuş, karısı Server ve arkadaşlarının gazına gelip emekliliğini ister ve belediye başkanlığına adaylığını koyar. Dursun Çavuş’un başkan olacağı kesin gibidir ancak hiç beklenmeyen bir durumla karşılaşılır ve 3 oyla sandıktan ayrılır.

    • Basın Bülteni
    • Fotoğraflar
    • Web Sitesi
    • Fragman

    Dursun Çavuş yazısına devam et

    Nicolas Winding Refn, Baba ile Hesaplaşmayı Sürdürüyor

    ‘Sadece Tanrı Affeder / Only God Forgives’, 66. Cannes Film Şenliği yarışma seçkisinin sıcağı sıcağına sinemalarımıza uğrayan ilk örneği. Festivalin öne çıkmış filmlerinden biri değil (onlar için Filmekimi’ni beklemek gerekecek) ancak yetenekli sinemacı Nicolas Winding Refn’in parlak kariyerinin son halkası olarak izlenmeye değer.

    Danimarka asıllı sinemacı, ilk bölümünü yirmili yaşlarının ortasında yazıp yönettiği ‘Pusher’ üçlemesiyle uluslararası bir fenomen haline gelmiştir. Londra’nın arka sokaklarından Kopenhag batakhanelerine marjinal hayatların, çıkışsız bireylerin öyküleridir anlattığı. İpin ucundaki uyuşturucu tacirlerinin dünyasını alabildiğine gerçekçi bir anlatımla verirken şiddetin dozu hep yüksektir filmlerinde. İlk uluslararası ticari başarısını, bizde ‘Sürücü’ adıyla gösterilmiş olan ‘Drive’ (2011) ile kazanır. Film aynı yıl Cannes Film Şenliği’nde prestijli en iyi yönetmen ödülünü getirir genç sinemacıya. Yönetmenin çağımızın en yetenekli aktörlerinden Ryan Gosling ile işbirliğinin de başlangıcıdır bu film. Los Angeles’ı mekan almış ‘Sürücü’nün sessiz, kimsesiz karakteridir Gosling. Soygunculara sürücülük hizmeti verir, tehlikeli aksiyon filmlerinde dublörlük yapar. Şiddet ve adrenalin yüklü mekanik dünyası aşık olduğu komşu kadın ve küçük oğluyla anlam kazanacak lâkin başı büyük derde girecektir.

    Winding Refn’in yeni filminde benzer bir karakteri canlandırıyor Gosling. Bu defa Bangkok’da görünürde bir boks kulübü işleten, geride ağabeyi ile birlikte uyuşturucu işi döndüren Julian çok daha sorunlu, yaralı bir karakter. Pusher serisinin ikincisinde, Danimarkalı müthiş oyuncu Mads Mikkelsen’in hayat vermiş olduğu Tonny karakteri gibi baba ile sorunları olmuş. Tonny gibi babasını öldürdükten sonra Thailand’a kaçmış. Lâkin buyurgan annesiyle ödipal ilişkisi hep sorunlu kalmış. Ağabey Billy annenin gözde oğlu olarak hep daha çok sevilmiş. Psikopat ağabeyin Bangkok batakhanesinde gencecik bir fahişeyi vahşice katlettikten sonra intikam için öldürülmesi üzerine anne Crystal şehre geliyor ve Julian’dan büyük oğlunun katilini cezalandırmasını istiyor. Bu belki de anne ile yeniden kucaklaşmak için son fırsattır Julian için. Ancak rakibi güçlüdür. Bir Tanrı figürü gibi adaleti sağlamayı seçmiş, hakim/yargıç/cellat konumundaki efsanevi polis müfettişi Chang, hesaplaşması gereken yeni bir baba figürü olarak çıkacaktır karşısına bu kez.

    ‘Sürücü’ ile Amerikan ‘Film Noir’ı ziyaret eden Danimarkalı yönetmen, bu kez dövüş sanatları filmlerine göz kırpıyor. Uzak Doğu etkisiyle şiddetin dozu alabildiğine yükselmiş haliyle. Görsellik açısından eski filmlerine kıyasla daha stilize bir film bu. Ejderha benzeri figürler, ışık-gölge oyunları, kan kırmızı ya da mavi / sarı tonların hakim olduğu halüsinatif görüntüler, özellikle salaş çekilmiş bölümler Tarantino ve takipçilerinin Uzak Doğu kült sinemasına hayranlığını anımsatıyor.

    Uzak Doğulu aktör Vithaya Pansringarm’ın canlandırdığı ‘Ölüm Meleği’ lâkaplı gizemli kanun adamı ile hastalıklı bir ilişkiyi sürdüren otoriter anne ile itaatkâr oğlunun eski Yunan tragedyalarından kopup gelmiş hikâyesi, Thailand’da hayli mütevazi bir bütçeyle çekilmiş. Yırtıcı buyurgan annede, yönetmenin Lady Macbeth ile Donatella Versace karışımı olarak şekillendirdiğini açıkladığı Kristin Scott Thomas’ı kariyerinin en farklı kompozisyonlarından birinde izliyoruz. Kanın oluk oluk aktığı şiddet sahneleri belki herkese göre değil ancak, yaralı oğlun anneyle vedalaştığı o altüst edici final bölümü, antolojilere geçecek cinsten.

    (16 Temmuz 2013)

    Ferhan Baran

    ferhan@ferhanbaran.com

    İslam Dünyasının İlk Film Rehberi cinemu.com Yayında

    Ailece sinema keyfi yapmayı plânlıyorsunuz ama ailenin küçük bireyleri açısından endişeleriniz var. Peki gideceğiniz filmde şiddet, ayırımcılık, kötü rol model, aile değerleri gibi kriterleri de öğrenmek ister misiniz? İstanbul’da bulunan film değerlendirme sitesi www.cinemu.com bu eksikliği gidermeyi amaçlıyor. Türkçe, İngilizce, Arapça, Fransızca, Farsça, Malayca, Endonezya ve Rusça yayına başlayan site, Urduca ve Çince yayın da yapacak.

    İslam Dünyasının İlk Film Rehberi cinemu.com Yayında yazısına devam et