Erden Kıral İmzalı İlk Belgesel Sanatseverlerle Buluştu

Bereketli Topraklar Üzerinde, Hakkâri’de Bir Mevsim, Av Zamanı gibi Türkiye’nin önemli sinema yapıtlarına imza atan usta yönetmen Erden Kıral’ın yönettiği ilk belgesel olan Haliç – Altın Boynuz, 10 Ağustos 2010 Salı akşamı 21:00’de sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Yönetmen Erden Kıral’ın evsahipliğinde düzenlenen özel galaya Mehmet Soyarslan, Cemal Okan, Nida Karabol Akdeniz, Erdoğan Kar, Şekib Avdagiç, Yusuf Kaplan’ın yanı sıra, devlet protokolünden önemli isimler ile projede görev alan Görüntü Yönetmeni Zekeriya Kurtuluş, Deniz Film çalışanları ve sanat dünyasından pek çok ünlü isim katıldı.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Erden Kıral İmzalı İlk Belgesel Sanatseverlerle Buluştu yazısına devam et
  • Adı Aşk Bu Eziyetin, Adlı Filmi Basın Toplantısı Yapıldı

    Yönetmenliğini Suat Oktay Şenocak’ın üstlendiği Adı Aşk Bu Eziyetin adlı filmin 10 Ağustos Salı günü gerçekleştirilen basın toplantısına, Bursa Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, filmin yönetmeni Suat Oktay Şenocak, yapımcı Mehmet Ali Arslan ve oyuncular katıldı. Futbola aşkla gönül verenlerin hikâyesi anlatıldığı filmin yönetmeni Şenocak, “Film her ne kadar bir Bursaspor taraftarının hikâyesini anlatsa da diğer takım taraftarları da kendilerinden çok şeyler bulacaklar.” dedi. 03 Eylül’de gösterime girecek olan filmin galası 01 Eylül’de Bursa’da yapılacak.

  • Basın Bülteni
  • Film hakkında geniş bilgi için tıklayınız.
  • Yüksek çözünürlüklü fotoğraflara haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Adı Aşk Bu Eziyetin, Adlı Filmi Basın Toplantısı Yapıldı yazısına devam et
  • 20 Ağustos 2010 Haftası

    “A Takımı”, kendine özgü mantığın bile sınırlarını aşıp, seyirciye sunduğu ‘neredeyse fantastik’ aksiyon sahnelerini ufak bulmacalarla ‘satarak’, “Cehennem Melekleri” gibi iç boş, kaba bir tür filmi olmadığını hissettirmeye çalışan gösteri. Farklı özellikleriyle bir bütün olan can dostu dört asker ile ABD Ordusu ve CIA arasındaki lâfazanlıklara takılmadan, ‘hareket’in hücrelerine nüfuz etmek için ‘kaçabilirsiniz’.

    “Kapı”, Almanya’dan gelen ve Hollywood’un ürettiği fantastik gerilimlerle aynı düzeyi tutturmuş bir film. Affedilemez bir ihmâl sonucu küçük kızının ölümüne neden olan adamın, beş yıl sonra karşısına çıkan ‘bir geçit’ten zamanda geriye doğru giderek ‘o gün’e dönmesi ve biricik evlâdını kurtarması üzerinden gelişirken, kızın hayatı karşılığı ödenecek bedel, hikâyenin ‘bıçak sırtı’nda yürünen kısmını oluşturuyor. ‘İlginç bir cinayet’le, giderek çevredeki insanları da içine alan olaylar, bir John Carpenter filmi cazibesi kazanıyor… Tabii ki ‘tanıdık’ , fakat kendine özgü duygusal-fiziksel sertliği ile etki kurabiliyor; bir yönüyle de ‘dördüncü boyutta yolculuk’ üzerine düşünmenizi sağlıyor.

    “Ölümsüz”, bir kez mensubu olunduğunda, ayrılmanın -ölüm dışında- söz konusu olamadığı, “bıraktım” demekle bırakılmayan mafyanın iç işleyişini, para ve güç için merhametlerini gömen patronların kendine özgü mantıklarını, kısaca, yasa dışı suç örgütünün lâfzını ve ruhunu en iyi yansıtan filmlerden biri. İşte bunun için de içerdiği şiddet, olması gerektiği gibi; yani yüksek! Jean Reno, ‘insan kalmış’ nadir ‘tövbekârlardan’ birini canlandırırken, yüreğini alabildiğine açtığı bir performansla övgüleri hak ediyor.

    (18 Ağustos 2010)

    Ali Ulvi Uyanık

    [email protected]