30 Temmuz 2010 Haftası

“Anneler ve Kızları”, yazgıları birbirlerini etkileyen kadınların, şu tuhaf kozmik kurallar içinde varoluşlarını anlamlandırma çabaları boyunca çektikleri acılar ve kısa süren mutluluk zamanları üzerine… Yapım – yönetimde, tam bir Latin Amerikalı dayanışması ve duyarlığı… Naomi Watts’ın Samuel L. Jackson’ı ‘ele geçirdiği’ seks sahnesi, antolojik! Filmin süresi biraz uzun hissettirse de, sanıyorum ki kadın izleyiciler ‘kendilerini izledikleri için’ sıkılmayacaklar.

“Başlangıç”, orijinal bir öykü sunuyor: Bir grup ‘soyguncu’nun rüya yapılandırarak ve saklı fikirlerini çalmak istedikleri kişiyi bu rüyaya dâhil ederek -daha çok- endüstriyel bilgi hırsızlığı yapması! Ve vurgulamak gerek ki, eksendeki ‘trajik aşk’ hikâyesi olayların seyrine direkt tesirde bulunduğu için, ‘olabildiğince’ gerçekçi aksiyon ve mecburen başvurulan dijital görsel etkilemeler, duygulara hizmet etmiş oluyor… Salt gösterişten ibaret bir film değil yani. Tabii ki, “Yurttaş Kane”den “The Matrix”e bazı filmleri anımsamak hoşunuza gidecek ve Leonardo DiCaprio’nun ‘önderliğindeki’ çetenin tüm mensuplarının performanslarıyla ‘uçar gibi’ sürükleneceksiniz.

“Yepyeni Bir Hayat”ın yönetmeni, kendi yaşamından izler taşıyan filminde, “rol yapmıyor gibi” olan küçük oyuncusunun duyguları aracılığıyla Jinhee’nin dünyasına giriyor. Çok sevilen babacığı tarafından yetimhaneye terk edilmesinin, bu yeni ev ile sakinlerini tüm direnç – inadına karşın zamanla kabûllenişinin, yaşıtlarının hüzün dolu öykülerini öğrenmenin yüreğinde bıraktıklarının ve sonunda, yabancı bir ülkeye / yabancı bir aileye verilmenin onulmaz kırıklığının hikâyesi. Yönetmen için bir terapi, bizler için de terk edilmenin acısını daha iyi anlayarak merhametimizi çoğaltmamız için bir fırsat.

(27 Temmuz 2010)

Ali Ulvi Uyanık

[email protected]