Hüzün Yüklü Bir Polisiye

2008’de 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde de gösterilen polisiye-suç filmi “İkinci Nefes”, şimdi DVD’de. Arşivlerde yer alması gereken film, kaybeden bir gangsterin hikâyesini anlatıyor. Bu filmin ilk çevrimini Jean-Pierre Melville usta siyah-beyaz yapmıştı.

Fransız sinemasının önemli yönetmenlerinden Alain Corneau’nun “Le Deuxième Souffle – İkinci Nefes” polisiyesi gerçekten nefesleri kesiyor. “İkinci Nefes” filmini önce 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde yönetmen Corneau’nun katılımıyla görmüştük. “İkinci Nefes”, 1966 yılında siyah-beyaz olarak büyük usta Jean-Pierre Melville tarafından sinemaya uyarlandı. Roman da ünlü yazar-yönetmen José Giovanni’ye aitti. Giovanni, “İkinci Nefes” romanını 1958 yılında yayımlamıştı. Sinemaseverler Giovanni’yi büyük oyuncu Alain Delon’la beraber yaptıkları filmlerden anımsayabilirler. Delon-Giovanni işbirliğinden 1973’te “Deux Hommes dans la Ville – Şehirde İki Adam”, 1975’te “Le Gitan – Çingene”, 1976’da “Comme un Boomerang – Geri Tepen Silah” filmleri ortaya çıkmıştı. 22 Haziran 1923’te Paris’te doğan Giovanni, 24 Nisan 2004’te Lozan’da öldü. Alain Corneau, işte bu filmin yeni çevriminde hem renkleri öne çıkarmış hem de sinemaskop (geniş perde) tarzda çalışmış. Gerçekten bu birinci sınıf ve estetik değeri yüksek polisiye “İkinci Nefes”i sinema perdesinde görmek gerekiyor. İşte insanın içine yudum yudum çektiği ve tadını usul usul aldığı bu polisiye film, sinemanın başyapıtlarından biri artık. Sinemaseverler, 1943 doğumlu yönetmen Corneau’yu daha çok 1991 yapımı “Tous les Matins du Monde – Dünyanın Tüm Sabahları”yla, 1995 yapımı “Le Nouveau Monde – Yeni Dünya”yla anımsıyorlar. Corneau, ilk dönemlerinde yoğun olarak polisiye türünde filmler yaptı. 1976 yapımı muhteşem polisiyesi “Police Python 357 – Polis Piton”u ve 1979 yapımı “Serie Noire – Kara Seri”si hemen akla geliyor. Corneau, şarkıcı-aktör muhteşem Yves Montand’la iyi bir ikili de oluşturdu filmlerinde. Corneau’nun “İkinci Nefes” filmi, eski usül polisiye sinemanın tadını veren bir kara film başyapıtı.

“Gu” hapisten kaçar…

1960’lı yıllar. Paris ve Marsilya arasında gidip gelen bir hikâye. On yıl hapiste yatan ve sıfırı tüketen namlı ve gururlu gangster Gustave “Gu” Minda’nın hapisten kaçışıyla başlıyor film. Paris’te de gangsterler arasında hesaplaşma başlar bu sırada. Karşı çeteden gangsterler, “Gu”nün sevgilisi Simona “Manouche”un (Çigan) işlettiği gece kulübünü basar ve “Noter” Jacques’ı öldürürler. Bu olayların tam üstüne de ünlü müfettiş Blot düşer. Sonra da her şey nefes kesici bir gerilime dönüşüyor Corneau’nun bu filminde. “Gu”, eski dostu Venture Ricci’nin kardeşi Jo’dan intikamını almadan önce, Venture’ün plândığı altın soygununa katılıyor. Başarılı soygunun ardından Paris polisinin büyük komiserlerinden Blot da eski polisiyelerdeki gibi olayların içine dalıyor. Aslında Blot her şeyi biliyor. Bir oyunla “Gu”yü tuzağa düşüren Blot, “Gu”yü Paris polisinin pislik komiseri Fardiano’nun ellerine bırakıyor. Komiser Fardiano, işkenceci biri. Fransız polisinin ustası olduğu hortumla su içirme işkencesini Venture Ricci üzerinde uyguluyor. “Gu”, gururlu ve hüzünlü bir gangster. “Gu”nün bu hüznünü ve yalnızlığını, filmin her anında hissettiriyor yönetmen. Filmdeki renk tonları gerçekten çarpıcı ve estetik. Kırmızılar, yeşiller ve diğer renkler göze batıcı bir biçimde sinemaskop perdedeki görselliği destekliyor. Vitrin ışıklarının ıslak sokaklara düşüşü, şiirsel gerçeklik tadı vermiş bu kara filme. Corneau’nun filmine tam anlamıyla kanlı bir polisiye de diyebiliriz. Sorgulamadaki sahneler de gerçekten irkiltici. Ayrıca, fonda duyulan hüzünlü melodilere de kulak vermek gerekiyor. Özellikle filmin girişindeki tınılar insanın içine işliyor. Yönetmen, yer yer eski polisiye filmlerindeki gibi caz tınıları da kullanmış. Ama, çoğunlukla viyolensel tınıları duyuluyor fonda. Bir zamanların ünlü futbolcusu Eric Cantona, bu filmde Alban karakterini canlandırıyor. Sarışın “Manouche” rolüyle Monica Bellucci de iyi. Filmdeki tüm perpormanslar gösterişli ve etkileyici. Daniel Auteuil, “Gu”nün kederini yüzünde yaşatabiliyor. Gerçekten etkiliyeci bir performans bu. Filmin kameramanı da büyük biri. Yves Angelo’nun yönettiği 1994 yapımı “Le Colonel Chabert – Albay Chabert” filmini anımsayabilirsiniz belki. Corneau’nun “İkinci Nefes” filminin kanlı finali de akılda kalıyor. Sinemada az görülür bir final bu. Tıpkı filmin giriş bölümü gibi.

İkinci Nefes (Le Deuxième Souffle)
Yönetmen-Senaryo: Alain Corneau
Roman: Jose Giovanni
Müzik: Bruno Coulais
Görüntü: Yves Angelo
Oyuncular: Daniel Auteuil (Gu), Monica Bellucci (Manouche), Michel Blanc (Blot), Eric Cantona (Alban), Gilbert Melki (Jo), Daniel Duval (Venture), Philippe Nahon (Fardiano)
Yapım: Fransa (2007)

(18 Temmuz 2010)

Ali Erden

sinerden@hotmail.com

Mar

Caner Erzincan’ın yönettiği ve Volga Sorgu, Begüm Kütük, Güray Kip ile Mahmut Gökgöz’ün oynadığı Mar, 20 Nisan 2012′de Özen Film dağıtımıyla Yeniden Film – Logos Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Mar, taşrada yaşayan, çocuk, ergen, yaşlı, üç erkeğin, fotoğrafını çekmeye çalışıyor. Üç erkek de yalnız ve bu ıssızlıklarını kapatacak bir sevgi – kadın arayışı içinde. Üçü de bu eksikliği tamamlamak için çırpınıp duruyor. Ama buralarda hırçın olan yalnız doğa değildir. Küçük bir yerde, küçük düşler görmeye çalışan bu insanlar için de hayat her an hırçınlaşabilecektir.

  • Basın Bülteni
  • Fotoğraflar
  • Web Sitesi
  • Fragman
  • IMDb
  • Diğer haberlere haberin devamından üzerlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.
    Mar yazısına devam et