2010 yılı SİYAD ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl 42.si yapılan dağıtım böylece hem SİYAD hem Türk Sineması tarihindeki yerini aldı, metinlere geçti. Geçmiş yıllardaki ödül dağıtım törenlerine katılıyordum; bu yıl da katıldım. Her değerlendirme gibi, objektif ve subjektif eleştirilere açık olarak, artık tarih oldu.
Benim kişisel, hiç bir objektifliği olmayan, bazı eleştirilerim olacak. Ödül dağılımına -farklı olmasını istediklerimde olabilir- hiç bir itirazım yok. Benim, olmamasını istediğim, gecenin sunucu Cem Yılmaz. Ne olmuş, niçinmiş diyebilirsiniz. Bugün bir gazetede Yılmaz’ın izleyicileri bol bol güldürdüğü yazıyordu, doğrudur, ben de orada idim. Her konuştuğunda espri yapmak gereksinimi duyan Yılmaz, belgesel film kategorisinde “kendinin sünnet düğünü” (filminin) kabûl edilmediğinden, kısa film kategorisinde ise -bir gazetecinin önerdiği- “on dakikaya indirilmiş” Yahşi Batı’yı yetiştiremediğinden yakındı. (Benden bir soru: Yahşi Batı’yı görmedim ama her akşam, her kanalda o kadar çok izlettiriliyor ki, yağlı güreş sekansının tamamını göremedim ama, şu soruyu sormak ihtiyacını duydum: İmparatorluk devrinde, A. B. D. başkanına padişahtan bir hediye götüren iki adam yanlarına kaç tane kıspet alırlar?) Reha Erdem’in ve Zeki Demirkubuz’un filmlerini izliyorum, Ferzan Özpetek’in filmlerinden kaçırdıklarım var, ama sırası ile –Cem Yılmaz’ın oynadığı, daha doğrusu Cem Yılmaz’ı oynattıkları- “Yalnızlık”, “Kara Büyü” (inşallah doğru not almışımdır!) ve “Sarıl Bana” filmlerini en kısa zamanda bir yerlerden bulup seyredeceğim. Burada da aklıma gelen soru şu: Sn. Yılmaz, Muhsin Ertuğrul’un gözlerden saklanan hangi filminde oynamıştır? Yalnız ilginç bir konuya değindi ama tamamen farklı bir frekansta olmak üzere. “Yardımcı” kadın / erkek oyuncuların durumu… “Yardımcı”lığın, oyuncunun yardımcılığı olmadığını, rolün yardımcılığı olduğunu söyledi ki, tamamen katılıyorum. Bazı festival veya soruşturma veya değerlendirmelerde “yardımcı” yerine “karakter” tabiri kullanılır: Karakter Oyuncusu… Diğer oyuncular karaktersiz mi ki, belli bir kategori oyuncuyu “karakter” olarak ayırıyorsunuz. Tabii bu yardımcılık gibi, oyuncunun değil “rolün” bir özelliği olması gerekir.
Sinemada değil ama, tiyatroda bir uygulama vardı -kısa bir süre… Ulvi Uraz ölünce adına -tiyatro için- bir ödül konulmuştu. Orada oyuncu ödülü, adaylar arasında yapılan seçim sonrasında “bir kişiye” veriliyordu: En İyi Oyuncu Ödülü. Kadın / erkek ayrımı yok, asıl (başrol) / yardımcı veya karakter farklılaşması yok. Tek ödül: En İyi Oyuncu.
Her zaman olabilecek bir şey… yıllar oluyor, Oscar ödüllerinde The Hud (1963) filmi ile Patricia Neal, Oscar kazanınca, rolünün kısa olduğu, bu nedenle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü almasının yanlış olduğu (En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu mu olmalı idi?) basında (tabii A. B. D.’de) tartışılmış, bizim basına da yansımıştı. Sn. Dorsay sanırım anımsar.
(02 Şubat 2010)
Orhan Ünser