Yönetmenliğini Roberto Ando’nun yaptığı ve Türkiye’de gecikmeli olarak gösterime giren İtalyan filmi ‘Gizemli Yolculuk’ iki kardeş arasındaki beyinleri zorlayan ilişki biçimini ve bu ilişkinin yıllar sonra evlilik nedeniyle kopma noktasına gelmesini beyazperdeye aktarırken, kardeşlerin geçmişleriyle yüzleşmek zorunda olmaları ise seyircinin kafasını iyice karıştırıyor.
Sicilya gibi suç oranının hayli yüksek olduğu bir bölgede varlıklı bir ailenin çocukları olan Leo ve kızkardeşi Ale, yargıç babaları ile annelerinin anlaşılması güç ilişki şekline başından sonuna tanıklık eder. İki kardeşin bir kopya gibi gelişen yaşam öyküsü ileriki safhalarda ise kırılgan ve yorgunluk verici bir hal alıyor.
Yönetmenliğini Roberto Ando’nun yaptığı ve suç deryasındaki kapalı bir aile prototipinin çeşitli yönlerini seyirciyle buluşturan ‘Gizemli Yolculuk’ yapısı gereği gizli kalmış ve hangi kategoriye gireceği bile karmaşık olan ilişkileri ve sonucunda kişinin kendisiyle yüzleşmesine ışık tutuyor.
Baba ve annelerinden gizlice gördükleriyle aralarında tuhaf bir ilişki başlayan Ale ve Leo, zamanla bir suça dönüşen ve bir türlü sonlanmak bilmeyen bu ilişki nedeniyle kaderlerinin karanlık dehlizlerinde yol almaya başlarlar. Başlangıçta normal seyirle geçen filmin sonlara doğru karmaşıklaşması ise seyirciye tuhaf bir tat yaşatıyor.
Trajikomik bir melodram olan ancak mesajın seyirciyi tam anlamıyla içine almayı başaramadığı filmde Emir Kusturica da rol alıyor. Filmde Ale’nin ansızın evleneceğini duyurması, iki kardeş arasında parçalanmaya sebep olur. İkisinin arasında her zaman oldukça hararetli bir bağ olmuştur, birer yetişkin olduktan sonra bile, tamamen onlara özgü ve mahrem bir bağ. Beklenmedik bir olasılıkla, gerçekte zihinleri daha önce hiç kesişmemişti.
Gizemli bir şekilde, kaderin inanılmaz, hatta zalim bir oyunu sonucunda, Leo, Ale’nin Sırp ressam nişanlısının, Sicilya’da kızkardeşine bir ev almayı plânladığını öğrenir. Ancak bu evin kızkardeşinin bilmediği bir sırrı vardır; iki kardeş henüz çocukken daha sonra hiç konuşulmayan bir aile trajedisi sonucunda bu evden kaçmaya mecbur kalmışlardır.
Ev ikisinin çocukluklarının geçtiği ve annesinin burada hayatını karmaşık şekilde kaybettiği evdir. Annenin cinayetinde her ne kadar yargıç baba cezaevinde olsa ve suçu kabûl etse de aslında katil başkadır. Dışarıdakilerden sadece Leo’nun bildiği bir gerçek vardır ancak buna rağmen Ale ile aralarındaki ilişki sürmekte ve giderek bir suç ortaklığına bir işkenceye dönüşmektedir. Kız kardeşini korumak isteyen Leo, söz konusu evi önceden almak için Sicilya’ya, köklerine doğru gizemli bir yolculuk yapmak zorunda kalır. Burası nefes kesici bir doğa, şehvet, insafsız bir hayatiyet, korkunç yıkım ve her şeyin ötesinde hayatını küllerinden yeniden kurmak için karşı konulmaz bir arzu uyandıran bir kara parçasıdır. Leo’nun bu gizemli yolculuğu, O’nu ailesinin hikâyesindeki karmaşayı derinlemesine araştırmak ve bir cinayetle, bu eve, bu kara parçasına gömülmüş çözülmeyen bir gizemle yüzleşmek zorunda bırakır.
Eve girer girmez gerçeklerle yüzleşen ve üzerindeki lânetten kurtulmaya çalışan Leo, çocukluğunu mahveden bu gizli yaradan kurtulmaya çalışırken aynı zamanda sıradışı bir aydınlanmaya da ulaşır. Leo, bu çok güzel ve zorlu hedefe giden tek gerçek yolun, hayatın kendisinin sınırsız topraklarında olduğunu keşfeder.
Doğu toplumlarında feodal aile ilişkileri çerçevesinde ensest olarak tanımlanan, batının Sicilya gibi varlıklı bölgelerinde ise, varlıklı ve aydın aile ortamında gelişen bu ilişki biçimini tanımlamakta güçlük çekilirken, film seyirciyi ağır bir karamsarlık havasına sürüklüyor.
Ortak suçtan kurtulmaya çalışan Leo’nun kendi içindeki karanlık tünelden kaçamayışı ve “Bizim ülkemizde insanlar anıları unutarak mutlu olur” şeklindeki cümlesi ise aynı zamanda coğrafyaya özgü insan ilişkilerini de masaya yatırıyor.
Leo’nun uğraşısına rağmen Ale’nin nişanlısı söz konusu evi alarak bir anılar müzesine dönüştürür. Leo için bir ızdırapa dönüşen durum Ale için de benzer bir rota izler. Kendilerinden ve birbirlerinden kaçmaya çalışsalar da, buluştukları nokta yine ruhlar alemindeki suç ortaklığı olmaktan öteye gitmez.
Filmin Künyesi
Yönetmen: Roberto Ando
Oyuncular: Alessio Boni, Donatella Finocchiaro, Valeria Solarino, Emir Kusturica ve Claudia Gerini.
Tür: Melodram
Yapım: 2006
(07 Aralık 2009)
İsmail Yıldız
ismailsterk@gmail.com