“Sevgililer Günü Katliamı”, kan gölcüklerine bata çıka seri katilin cinayetlerini takip etmek ve maden kasabasının korku öyküsünü 3 boyutlu izlemek isteyenler için, bilinen formülleri yeni teknolojilerle sunmakta: Hiç merak etmeyin, madenci kazması her tür delik açma, kesme ve biçme işlemini gerçekleştirerek paranızın tam karşılığını veriyor!
Yönetmenin kazma ile ilgili görüşü: “Madencinin ustalıkla ve etkin bir biçimde kullanabildiği çok şiddetli bir alet. İskarpela ucu sayesinde kemik parçalayabilir. Sivri ucuyla bir çeneyi yerinden kopartabilirsiniz. Gözleri oyabilirsiniz. Bir kişiyi bir baştan diğer başa yarabilirsiniz. Yapabileceği harika ve yararlı şeylerin sınırı yoktur”.
“Recep İvedik 2”, bir ‘kaba güldürü’ olarak, bu kez, oyunu kurallarına göre oynayıp başarılı olmuş (Togan Gökbakar, yeniden, yönetmen olduğunu anımsamış): Tüm komiklikler istikrarlı biçimde kullanılmış, perdede çok az görünen figüran da dâhil her role emek verilmiş ve kapitalist tüketim modelleriyle kıyasıya dalga geçilmiş; hoş ve komik olmuş.
“Gelinlerin Savaşı”nda, çocukluktan itibaren yakın arkadaş olan iki genç kadının evlilikleri arifesinde birbirlerine girmeleri ile gelişen olaylar, hani hepimiz benzerini yaşadığımız yani en yakın dostumuzla kavga edip ayrıldıktan sonra onun değerini anlayıp pişman olduğumuz için, çok yakın geldi: Enfes bir hikâye akışı, lezzeti ayırtılara gizlenmiş oyunculuklar, capcanlı bir film!
(12 Şubat 2009)
Ali Ulvi Uyanık
[email protected]